Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2022/223 E. 2022/277 K. 09.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/223
KARAR NO: 2022/277
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 09/06/2021
NUMARASI: 2020/340 Esas (Derdest)
DAVANIN KONUSU: İtirazın iptali
KARAR TARİHİ: 09/02/2022
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sırasında verilen ara kararına karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Dava, taraflar arasında düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanan bakiye iş bedeli alacağının tahsili için yapılan icra takibine vaki itirazın iptali, takibin devamı ve icra inkar tazminatı talebine ilişkin olup, mahkemece davacı vekilinin sözleşme kapsamında verilen teminat mektubunun ödemesinin durdurulmasına yönelik ihtiyati tedbir talebinin reddine dair verilen ara karara karşı, davacı vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Davacı vekili, müvekkili davacı şirketin, davalının anahtar teslim olarak yapımını üstlendiği … Ankara … Binası Yapımı işi kapsamında, davalı şirket ile aralarında akdedilen 16/08/2018 tarihli … No’lu Ekipman Satın Alma Sözleşmesi (Ana Sözleşme) uyarınca 28 adet ısıtma-soğutma cihazı (Indirect Evaporative Cooler – Dolaylı Buharlaşmalı Soğutma Sistemi) tedariği işini üstlendiğini, bu sözleşme kapsamında müvekkilinin, çok büyük ebatlarda olan 28 adet cihazı ana sözleşme kapsamında imal etmesi karşılığında sözlemenin “Bölüm A- Özel Şartlar” başlıklı maddesinde belirtilen “Ödeme Vadesi” şeması içerisinde yer alan ödemelere hak kazanacağının, cihazların bedelinin %22’sinin teminat mektubu sonrasında, %28’sinin Level-2 testi tamamlanan cihaz başına 24.920,00 Euro olarak testin tamamlanmasından itibaren 10 gün içerisinde, bakiye %50’si olan 1.246.000,00 Euro bedelin ise Level 5 testi tamamlanan cihaz başına tüm cihazların testlerinin tamamlanması beklenmeden her bir cihaz için 44.500,00 Euro olarak 10 gün içerisinde ödenmesinin kararlaştırıldığını, müvekkili şirketin Level 5 testlerinin tamamlandığını öğrendiğini ve cihazların kabulünün yapılmış olması sebebiyle bakiyenin tamamının tarafına ödenmesini talep ettiğini, ancak, davalının en son 23/09/2019 tarihinde …, … seri nolu çek ile yaptığı ödeme sonrasında bakiye tutar için hiçbir ödeme alamadığını ve tarafların cari hesabına işlediği … nolu 210.040,00 Euro bedelli faturanın bir kısmının, … nolu, 210.040,00 Euro bedelli, … nolu, 210.040,00 Euro bedelli, … nolu 210.040,00 Euro bedelli, … nolu, 210.040,00 Euro bedelli fatura karşılıklarının ödenmediğini, karşılıklı yürütülen görüşmeler neticesinde bir sonuç elde edilememesi üzerine bakiye 869.720,00 Euro ile işlemiş faizi yönünden İstanbul Anadolu …İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosya üzerinden takip yapıldığını, ancak davalının haksız itirazı üzerine takibin durdurulduğunu ileri sürerek itirazın iptaline, takibin devamına ve icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiş, akabinde davalının ekonomik durumunun bozuk olması sebebiyle, dava sonunda alacağın tahsil kabiliyetinin bulunmaması halinde müvekkilinin ticari hayatının mahvolacağını belirterek davalının menkul ve gayrimenkul malları ile banka kayıtları üzerine ihtiyati tedbir konulmasını istemiştir. Mahkemece 03/09/2020 tarihli ara karar ile; davacının talebine konu uyuşmazlık para alacağı olup üzerine ihtiyati tedbir konulmasını istenilen davalıya ait malvarlığının uyuşmazlık konusu olmadığı, mevcut delil durumu ve uyuşmazlığın yargılamayı gerektirdiği gerekçesiyle davacı vekilinin ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiştir. Davacı vekili cevaba cevap dilekçesinde; davalı yanın müvekkili hakkında düzenlenen faturaları kayıtlarına hiç almadan iade ettiğini, davalının borcu ödememekte haksız olduğunu ve müvekkilinin finansal açıdan zor durumda kaldığını belirterek ihtiyati tedbir talebini yinelemiştir. Mahkemece 06/01/2021 tarihi ara karar ile, mevcut durumda değişen bir durumun olmadığı, tedbir konulması istenen malvarlığının uyuşmazlık konusu olmadığı, uyuşmazlık konusu olmayan bir şey hakkında tedbir kararı verilemeyeceği, alacağın da yargılamayı gerektirdiği, mahkemenin önceki ara kararında belirtilen hususların aynen geçerliliğini koruduğu gerekçesiyle davacı vekilinin ihtiyati tedbir talebinin yeniden reddine karar verilmiştir. Davacı vekili 07/06/2021 tarihli talep dilekçesi ile; taraflar arasında imzalanan sözleşme gereğince, müvekkili şirketin sözleşmeden kaynaklı sorumlu tutulabileceği maximum tutarı olan sözleşme bedelinin %15’i karşılığında 373.000,00 Euro bedelli teminat senedi verildiğini, teminat mektubunun süresinin 05/11/2021 tarihine kadar uzatıldığını, Turkcell tarafından cihazların 27/06/2019 tarihinde resmi kabulleri yapılmış olmasına rağmen teminat mektubunun davalı yanca müvekkiline iade edilmediğini, davalı yanıhıh iddia ettiği gibi imalatın ayıplı tesliminde dahi davalının talep edebileceiği zarar karşılığının sözleşme bedelinin %157i ile sınırlı olduğundan ve bu karşılık teminat mektubu ile alındığından hali hazırda davalının müvekkilinin alacağının ödemediğini, müvekkili şirketi çok zor durumda bıraktığını,davalı şirketin …’e taahhüdünün veri merkezlerinin kurulu bulunduğu binanın tümünün yapımı ve teslimi olduğunu, davalının tüm donanım ve alt yapısı ile birlikte eksiksiz olarak teslim etmesi gereken eseri, müvekkilinin ediminden bağımsız olarak alt yapı ve donanım eksikliği nedeniyle teslim edemedğini, binanın izalosyon soraunları sebebiyle su alması ve tüm zemini su basması ve elektrik tesisatlarının tamamlanamaması nedeniyle binanın tesliminin gerçekleştirilemediğini ve … tarafından davalıya ceza tahakkuk ettirildiğini, davalının kötüniyetli olarak kendi kusurandan kaynaklı ceza bedellerini taşeronlardan tahsil etmeye çalıştığını, müvekkilinin dava konusu 900.000,00 Euro alacağını alamadığı için batma noktasına geldiğini, davalı tarafın teminat mektubunun nakde dönüştürülmesi hususunda haksız girişimlerde bulunduğunu ve sözleşme konusu makinalarda ayıp olmadığı hususunun da talimat mahkemesinde alınan bilirkişi raporu ile tespit edildiğini belirterek teminat mektubunun ödemesinin durdurulması hususunda ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmiştir. Mahkemece 09/06/2021 tarihli ara karar ile, davacının dava dilekçesindeki talebinin sözleşme gereği bakiye alacakları için fatura alacağından kaynaklı itirazın iptali olduğu, teminat mektubunun iadesi, hükümsüzlüğü yolunda davacı yanın bir talebinin olmadığı, Yargıtay 15 HD’nin kararlarında da belirtildiği üzere teminat senedinin hükümsüzlüğü, iadesi gibi taleplerin nispi harca tabi olup, bu yönde dava dilekçelerinde talep olması halinde teminat senedi bedelleri üzerinden harç yatırılmadan bir işlem yapılamayacağı, somut olayda davacı yanın söz konusu teminat mektubuna ilişkin bir talepte bulunmadığı, uyuşmazlık konusu olmayan bir hususta ihtiyati tedbir kararı verilemeyeceği, olayda tedbiren ödenmesinin engellenmesi talep edilen teminat mektubunun dava konusu yapılmadığı, söz konusu teminat mektubundan dolayı borçlu olunmadığı yolundaki iddianın ayrı bir menfi tespit davası konusu olduğu gerekçesiyle davacı vekilinin teminat mektubunun ödemesinin durdurulması hususunda ihtiyati tedbir kararı verilmesi talebinin reddine karar verilmiştir.Davacı vekili istinaf dilekçesiyle, tedbire konu Performans Garanti Teminat Mektubunun sözleşme uyarınca nakte çevrilebilmesi için öncelikle ayıbın veya garanti koşullarına aykırılığın 7.4 ve 10.7 madde uyarınca bağımsız bilirkişi veya test kuruluşu tarafından tespiti gerekmekte olup, böyle bir tespitin bulunmadığını, konuyla ilgili davalı tarafa Üsküdar … Noterliği’nin … yevmiye nolu 10/06/2021 tarihli cevabi ihtarnamesinin keşide edildiğini, kaldı ki, taraflar arasında cihazlara ilişkin ayıp iddiasının cihazların Uptime testi dahil olmak üzere testlerden başarıyla geçtiğini, garanti kapsamında ifa edilmesi gereken edimlerin yerine getirildiğini, cihazda ayıp olmadığının dava kapsamında alınan bilirkişi raporu ile tespit edildiğini, bu aşamada, ortada kesin ve ispat edilmiş bir ayıp, hata, eksiklik yokken kesin teminat mektubu’nun nakte çevrilmesinin talep edilmesinin hakkın kötüye kullanımı olup, mektubun nakte çevrilmesi halinde ise müvekkili şirket açısından giderilmeyecek zarar oluşacağının sabit olduğunu, taraflar arasında düzenlenen sözleşmenin 11.3. Maddesine göre, davalı tarafın tüm sözleşme kapsamında talep edebileceği zarar ve cezaların toplamının sözleşme bedelinin %15’ini geçemeyecekken ve ortada müvekkiline ithaf edilebilecek somut bir ayıp, zarar, ceza yokken, davalının hem sözleşme bedelinin yarısına yakın tutarını ödemediğini, hem de teminat mektubunun nakte çevrilmesi için girişimde bulunacağını ihtar ettiğini, teminat mektubunun huzurda görülen dava ile doğrudan alakalı olup, davalı tarafın iddiaları kapsamında, olası tüm ceza, zarar ve ayıpların giderim bedeline denk olacak şekilde sözleşme bedelinin %15’ine denk gelecek şekilde teminat mektubunun davalı taraf yeddinde olup aynı zamanda işbu bedelin çok üzerinde olacak şekilde yaklaşık 900.000,00 USD alacaklarının da aynı iddialarla ödemeden imtina edildiğini, teminat mektubu her ne kadar kesin olarak düzenlenmiş olsa da, gerek Yargıtay kararları gerekse doktrin uyarınca, kesin teminat mektubunun nakte çevrilmesinin TMK 2 anlamında nakte çevrilmesinde hakkın kötüye kullanımı şekilde işleme alınmasının engellenmesi için tedbir yoluyla durdurulabileceğinin kabul edildiğini, tedbir talep edilen kesin teminat mektubunun sözleşmede yer alan edimlerin davacı müvekkilince yerine getirileceğine dair düzenlenmiş teminat mektubu olduğunu, davacı müvekkilice teslim edilen mektubun nakte çevrilmesinin bu noktada hakkın kötüye kullanımı şeklinde olmaması ve dürüstlük kuralı çerçevesinde kullanılması gerektiğini, bu nedenle açık şekilde müvekkilinin hukuki menfaati ve tedbir kararı verilmemesi halinde giderilmesi zor veya mümkün olmayacak zarar ihtimali gözetilerek, tedbir kararı verilmemesi yönündeki kararın kaldırılması gerektiği belirterek yerel mahkeme ara kararının kaldırılması için istinaf kanun yoluna başvurmuştur. Uyuşmazlık, TBK’nın 470. ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Davacı; taşeron, davalı ise; yüklenicidir. Yanlar arasında 16/08/2018 tarihli “… Ankara DC Binası Yapımı Projesi Ekipman Satın alma Sözleşmesi” başlıklı sözleşme imzalanmıştır. Sözleşmede işin konusunun, İndirect Evaporative Cooler (dolaylı buharlaşmalı soğutma sistemi) teslimatı ve yerinde devreye alınması işi olduğu açıklanmıştır. Sözleşmede davacı taşeronun davalıya toplam 28 adet cihazı 30/11/2018 tarihine kadar teslim edileceği düzenlenmiştir. Sözleşmede bedel 2.492,000,00 Euro olarak kararlaştırılmış, sözleşme bedelinin %22’si olan 548.240,00 Euronun, satıcının avans teminat mektubunu alıcıya teslim ettiği gün avans olarak ödeneceği, %28’i olan 697.760,00 Euronun satıcının cihazları şantiyeye peyder pey teslimi ve Level-2 testlerinin tamamlanması sonrası tüm cihazların testinin tamamlanması beklenmeden, testi tamamlanan her cihaz için 24.920 Euronun 10 gün içinde ödenceği, %50’si olan 1.246.000,00 Euronun da cihazların şantiyede Level- 5 testlerinin tamamlanması sonrası tüm cihazların testen geçmesi beklenmeden testi tamamlanan her bir cihaz için 44.500,00 Euroyu 10 gün içinde ödeyeceği düzenlenmiştir. Sözleşme gereğince davacının davalıya avans ödemesi öncesi avans tutarı kadar iki dönem 6 ay süreli avans teminat mektubu vereceği, yine davacı yanca davalıya sözleşmenin imzalanmasıyla birlikte , avans ödemesi öncesi, garanti süresi sonrası İdare geçici kabul+ 24 ay iade edilmek üzere sözleşme hükümlerinin yerine getirilmesi teminatı olarak koşulsuz, şartsız, sözleşme bedelinin %15’i olan 373.000,00 Euro tutarında perfonsmans garanti teminat mektubu verileceği kabul ve taahhüt edilmiştir. HMK’nın 389. maddesi uyarınca, “Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme sebebiyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir.” Aynı Kanun’un 390/3. maddesinde, ”Tedbir talep eden taraf,  dilekçesinde  dayandıgı ihtiyati tedbir sebebini  ve türünü açıkca belirtmek ve  davanın esası yönünden  kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır” düzenlemesini içermektedir. Yapılan bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde; mahkemece yanlar arasında imzalanan ve ihtilaf konusu olmayan sözleşme kapsamında davacı yanca davalıya verilen teminat senedinin süresi ve iadesi şartlarının ayrıca düzenlendiği, HMK’nın 389. maddesi gereğince, ancak uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebileceği. davalıya verilen teminat mektubunun davanın konusu olmadığı gerekçesiyle, davacı vekilinin teminat senedin paraya çevrilmesinin durdurulmasına yönelik ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmesi dosya kapsamı ile usul ve yasaya uygun bulunmuştur. Açıklanan nedenlerle, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzeni gözetilerek yapılan istinaf incelemesi sonucunda, dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenler ve ileri sürülen istinaf sebeplerine göre, mahkeme ara kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1. bendi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 09/06/2021 tarih ve 2020/340 Esas sayılı ara kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince REDDİNE, 2-Alınması gereken 80,70 TL istinaf karar harcından peşin alınan 59,30 TL’nin mahsubu ile bakiye 21,40 TL istinaf karar harcının davacıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA, 3-Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde BIRAKILMASINA, 4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 362/1-f bendi gereğince KESİN olmak üzere 09/02/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.