Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2022/2229 E. 2022/1977 K. 30.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/2229
KARAR NO: 2022/1977
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 24/03/2022
NUMARASI: 2021/625 Esas, 2022/239 Karar
DAVANIN KONUSU: İtirazın iptali
KARAR TARİHİ: 30/11/2022
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Dava, taraflar arasında düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanan iş bedeli alacağının tahsili için yapılan icra takibine vaki itirazın iptali talebine ilişkin olup; mahkemece, davanın kabulüne dair verilen karara karşı, davalı tarafça istinaf başvurusunda bulunulmuş, mahkeme kararının Dairemizce kaldırılması üzerine mahkemece davanın feragat nedeniyle reddine dair verilen karara karşı davalı yanca istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.Davacı vekili, taraflar arasında 3 adet ameliyathaneye ait 3 adet hermetik kapının temini, montajı ve 2 yıl boyunca garanti hizmeti verilmesi konusunda 21/09/2015 tarihli sözleşme yapıldığını, müvekkilinin sözleşme gereği üstlendiği edimini eksiksiz ve kusursuz olarak yerine getirip, davalıya teslim ettiğini ve yapılan işin karşılığı olarak davalı adına 26/10/2015 tarihli ve … irsaliye numaralı, 27.662,54 TL bedelli faturayı düzenlediğini, faturanın vade tarihinin 25/12/2015 olmasına rağmen fatura bedelinin davalı yanca ödenmediğini, bunun üzerine müvekkili tarafından davalı hakkında İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile ilamsız takip yapıldığını, ancak davalının haksız itirazı üzerine takibin durdurulduğunu ileri sürerek itirazın iptaline, takibin devamına ve icra inkar tazminatı ile sorumlu tutulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiş, mahkemece 13/09/2018 tarihli karar ile, davanın kabulü ile, davalının icra dosyasına yaptığı itirazın iptaline, takibin 27.662,54 TL üzerinden devamına, alacağa takip tarihinden itibaren avans faizi uygulanmasına, alacak likit ve itiraz haksız olduğundan alacağın %20’si oranındaki icra inkar tazminatının davalıdan alınıp davacı tarafa verilmesine karar verilmiştir. Mahkemenin bu kararın karşı davalı yanca istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine, Dairemizin 28/06/2021 tarih, 2018/2307 Esas, 2021/1279 Karar sayılı kararı ile, davalı yanca kapıların ayıplı olması nedeniyle davacının iş bedeline hak kazanmadığı iddia edilmesine ve davacı tarafça kapılardaki arızanın kaynağının kapı kasalarındaki eğiklikten kaynaklandığı, bu nedenle yüklenici olarak kasadaki eğiklikten sorumluluklarının bulunmadığı ileri sürüldüğü halde, mahkemece mahallinde keşif yapılmadan, davalının yokluğunda yapılan tespit raporuna dayanılarak bilirkişi raporu hazırlatılması ve bu rapora dayanılarak davalı tarafından ileri sürülen arıza halinin davacı kaynaklı olmadığı, davacı tarafından faturada yer alan kapıların eksiksiz olarak çalışır durumda teslim edildiği, yapılan işlerde açık veya gizli ayıplı bir imalatın bulunmadığı gerekçesiyle, faturadaki rayiç bedele uygun miktar üzerinden davanın kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğu gerekçesiyle kaldırılmıştır. Mahkemece yeni esas üzerinden yapılan yargılama sırasında davacı vekilince dosyaya sunulan 23/03/2022 tarihli dilekçe ile; davadan feragat ettikleri bildirilmiş, davalı şirketin vekil ile temsil edilmemesi nedeniyle alehylerine vekalet ücretine hükmedilmemesine karar verilmesi talep edilmiştir. Mahkemece 24/03/2022 tarihli karar ile, davacı vekilince davadan feragat edildiği ve davacı vekilinin vekaletnamesinde davadan feragat yetkisi bulunduğu tespit edildiği gerekçesiyle davanın feragat nedeniyle reddine karar verilmiştir. Davalı şirket 05/05/2022 tarihli istinaf dilekçesiyle, davacı ile 2015 yılından itibaren süregelen hukuki itilaf nedeni ile müvekkili şirketin maddi ve manevi zarara uğradığını, uzun süren dava sürecinin takibi nedeni ile mevcut işlerinin aksadığını, davacı şirketten kaynaklı olan sorunlar nedeni ile idare nezdinde müvekkili şirketin itibar kaybına uğradığını ve bir daha ihale alamadığını, vekil atamadıkları davada; davayı bizzat takip eden firma yetkilisi …’e HMK’nın “Yargılama giderlerinin kapsamı ” başlıklı 323/1. Maddesinin (g) bendi gereğince ödenmesi gereken gündelik, seyahat ve konaklama giderlerinin taraflarına ödenmesi gerektiğini belirterek yerel mahkeme kararının kaldırılması için istinaf kanun yoluna başvurmuştur. Mahkemece davalı asıla gönderilen hakim imzalı 05/05/2022 tarihli muhtıra ile; istinaf karar harcı 80,70 TL ve istinaf avansı 200,00 TL’nin tesliğ tarihinden itibaren HMK’nın 344. maddesi uyarınca bir haftalık kesin süre içerisinde yatırılması, aksi halde istinaf isteminden vazgeçmiş sayılmasına karar verileceği ihtar edilmiş, muhtıra davalı şirketçe 10/05/2022 tarihinde tebellüğ edilmiştir. Mahkemece 14/06/2022 tarihli ek karar ile, verilen kesin süre içerisinde istinaf avansının davalı yanca yatırılmaması nedeniyle davalı tarafın istinaf isteminden vazgeçmiş sayılmasına karar verilmiştir. Davalı şirket yetkilisi 22/06/2022 tarihli istinaf dilekçesiyle, 26/04/2022 tarihinde yaptıkları istinaf başvurusuna ait eksik yatan bedel için mahkemenin taraflarına gönderdiği tebligattaki ” Olması gereken ifadenin; Not : Tamamlanması gereken giderler; 1- İstinaf Karar Harcı (maktu) : 80,70 TL, 2- İstinaf Avansı: 200,00 TL” olması gerekirken ” Mevcut ifadenin; Not : Tamamlanması gereken gider: İstinaf Karar Harcı (maktu) : 80,70 TL, İstinaf Avansı: 200,00 TL” olduğunu, görüleceği üzere gider ifadesinin taraflarınca sehven tekil yazılması ve maddelendirilmemiş olması nedeniyle taraflarınca sadece 80,70 TL istinaf karar harcının süresi içerisinde yatırıldığını, 200,00 TL istinaf avansının ise kesin süre geçtikten sonra yatırılabildiğini, Türk Ceza Kanunu’nda 2005 yılında yapılan değişiklik ile kanunu bilmemenin sadece Ceza Kanunu ile sınırlandırılmış olması münasebeti ile istinaf başvurusunda yatırılacak bedellerin mahkemece yapılan yazışma hatası münasebeti ile taraflarınca yanlış yorumlanmasında bir kusurunun bulunamayacağını, istinaf başvurusunu yaptıkları Uyap platformu üzerinde başvuruda ödenecek harç miktarlarına ait hiçbir bilgi ve yönlendirme bulunmadığını, taraflarınca dosyaya 2.000,00 TL bilirkişi ücreti yatırıldığını, yapılacak keşfin davacı tarafın kusuru münasebeti ile yapılmamasından dolayı dosyadan alacaklı olduklarını, sözde eksik yatırıldığı iddia edilen meblağın da sadece 200,00 TL olduğunu, 2.000,00 TL alacaklı oldukları bir dosyadan 200,00 TL ücret yatırmadıklarından dolayı istinaf başvurularının kabul edilmemesinin hukuk kuralları ile açıklanamayacağını, davayı bizzat takip eden firma yetkilisine HMK’nın “Yargılama giderlerinin kapsamı ” başlıklı 323/1. Maddesinin (g) bendi gereğince ödenmesi gereken gündelik, seyahat ve konaklama giderlerinin taraflarına ödenmesi gerektiğini belirterek yerel mahkeme kararının kaldırılması için istinaf kanun yoluna başvurmuştur. Uyuşmazlık, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 470. ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Davacı taşeron, davalı ise yüklenicidir. 6100 sayılı HMK’nın 344/1.maddesinde “İstinaf dilekçesi verilirken, istinaf kanun yoluna başvuru için gerekli harçlar ve tebliğ giderleri de dâhil olmak üzere tüm giderler ödenir. Bunların hiç ödenmediği veya eksik ödenmiş olduğu sonradan anlaşılırsa, kararı veren mahkeme tarafından verilecek bir haftalık kesin süre içinde tamamlanması, aksi halde başvurudan vazgeçmiş sayılacağı hususu başvurana yazılı olarak bildirilir. Verilen kesin süre içinde harç ve giderler tamamlanmadığı takdirde, mahkeme başvurunun yapılmamış sayılmasına karar verir. Bu karara karşı istinaf yoluna başvurulması hâlinde, 346. maddenin 2. fıkrası hükmü kıyas yoluyla uygulanır.” hükmü getirilmiştir. Karara karşı kanun yoluna başvurulması halinde alınacak karar ve ilam harcının ne olacağı konusunda 492 Sayılı Harçlar Kanunu’nda düzenleme bulunduğu gibi Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 11/04/2012 tarihli 2012/9-265 Esas, 2012/294 Karar sayılı ilamı ile yine Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 10/04/2013 tarihli 2012/8-1496 Esas 2013/505 Karar sayılı ilamında da bu hususa değinilmiştir. 492 sayılı Harçlar Kanununda ve bu kanuna ekli “Yargı Harçları” başlıklı (1) sayılı tarifede, 04/06/2008 tarihinde kabul edilen 5766 sayılı Kanunla yapılan değişiklik gereğince; harca tabi davalarda kanunun yürürlüğe girdiği 06/06/2008 tarihinden sonra yapılan istinaf başvurularından; istinaf başvuru harcının ve kararda gösterilen ilam harcının dörtte birinin (maktu harca tabi davalarda maktu harcın tamamı) istinaf peşin harcı olarak alınması (1 sayılı Tarife III /e bendi) zorunludur. İstinaf incelemesine konu eldeki davada, davalı yanca davanın feragat nedeniyle reddine dair 24/03/2022 tarihli karara karşı istinaf kanun yoluna başvuruda bulunulurken herhangi bir harç yatırılmadığının tespit edilmesi üzerine, mahkemece davalı yana tebliğ edilmek üzere 80,70 TL istinaf karar harcı (maktu) ile 200,00 TL istinaf avansının tebliğten itibaren 1 haftalık kesin süre içerisinde yatırılması, aksi halde istinaf talebinden vazgeçmiş sayılacakları ihtaratlı 05/05/2022 muhtıra hazırlandığı, bu muhtıranın davalıya e- tebligat mazbatası eşliğinde gönderildiği, e-tebligatın davalı yanca 05/05/2022 tarihinde açıldığı ve aynı gün maktu harcın yatırıldığı, ancak e-tebligatın okunmuş sayıldığı 10/05/2022 tarihinden itibaren başlayan 1 haftalık kesin süre içerisinde 200,00 TL istinaf avansının yatırılmadığı, bu nedenle mahkemece 14/06/2022 tarihli ek karar ile; HMK’nın 344. maddesi uyarınca davalının mahkemenin 24/03/2022 tarihli kararını istinaf etmemiş sayılmasına dair ek karar verildiği, 200,00 TL istinaf harcının 27/05/2022 tarihinde yatırıldığı, ek karara karşı asıl karar ile birlikte davalı tarafından tekrar istinaf yoluna başvurulduğu, ek karara ilişkin harçların süresi içinde yatırıldığı anlaşılmaktadır. Dairemizce yapılan incelemede, yerel mahkeme tarafından düzenlenen hakim imzalı istinaf kanun yoluna başvuru harç ve masrafların (avans) tamamlatılmasına ilişkin 05/05/2022 tarihli muhtıranın usulüne uygun olarak düzenlendiği tespit edilmiştir. Her ne kadar davalı şirket yetkilisi ek karara karşı sunduğu istinaf dilekçesinde, mahkemece hazırlanan muhtıradaki ifadenin taraflarınca yanlış yorumlanmasında kusurları olmadığını ve kanunu bilmemenin mazeret sayılmayacağına ilişkin kuralın sadece Türk Ceza Kanunu kapsamında uygulanması gerektiğini belirtmiş ise de; Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 6. maddesinde yazılı ” adil yargılanma hakkı” nın içeriğini oluşturan “mahkemeye başvurma hakkı”, tüm vatandaşlar için eşit biçimde süresinde mali bir yükümlülük olarak harç ve gider yatırılmasına bağlanmıştır. Kararı istinaf eden davalının, bu mükellefiyeti süresinde yerine getirmemesi nedeniyle verilen mahkeme ek kararı, davalının “adil yargılanma hakkı”nı ihlal edecek bir nitelik arzetmemektedir. Davalı şirket yetkilisi ek karara istinaf dilekçesinde, taraflarınca dosyaya 2.000,00 TL bilirkişi ücreti yatırıldığını, yapılacak keşfin davacı tarafın kusuru münasebeti ile yapılmamasından dolayı dosyadan alacaklı olduklarını, eksik istinaf avansının ise sadece 200,00 TL olduğunu, 2.000,00 TL alacaklı oldukları bir dosyadan 200,00 TL masraf yatırmadıklarından dolayı istinaf başvurularının reddedilmesinin kabul edilemeyeceğini savunmuştur. Bu kapsamda yapılan incelemede; yargılama gideri olarak avans ödemesi ile, her işlem için ayrı ayrı masraf alınması sebebiyle zaman kaybının önlenmesinin amaçlandığı tartışmasızdır. Yargıtay 3.HD eldeki davaya emsal 31/03/2021 tarih, 2021/547 E., 2021/3428 K. sayılı kararında “… Bölge Adliye Mahkemesince, istinaf posta giderleri ve tebligat giderlerinin yatırılmasının istinaf başvuru şartı olduğu, verilecek kararın taraflara tebliği ve temyiz halinde dosyanın Yargıtay’a gönderilmesi için posta masrafı gerektiği, ilk derece mahkemesine yatırılan gider avansını kullanamadıkları, posta ve tebliğ giderleri ödenmediğinden HMK’nın 344. Maddesi gereğince istinaf talebinin yapılmamış sayılmasına karar verilmiş ise de, dosyanın incelenmesinde, istinaf kanun yoluna başvuru harcı ile istinaf karar harcının süresi içerisinde yatırıldığı, UYAP sisteminde söz konusu giderler için davacıya ait yeterli avans bulunduğu, buna göre ilk derece mahkemesine yazılacak müzekkere ile gider avansının gönderilmesinin sağlanabileceği hususu gözetilerek işin esasının incelenmesi gerekirken, Bölge Adliye Mahkemesi’nce istinaf başvurusunun yapılmamış sayılmasına karar verilmesi isabetsiz olup, kararın bozularak kaldırılması gerekmektedir.” şeklindeki kararıyla, dosyada istinaf talebinde bulunan tarafça yargılama gideri yatırılmış olması halinde istinaf avansının dosyada bulunan giderden karşılanmasını kabul etmiştir. Dairemizce anılan Yargıtay kararı esas alınmak suretiyle UYAP sistemi üzerinden yapılan incelemede, dosyada istinaf avansı için davalıya ait yeterli avans bulunduğu tespit edildiğinden, yukarıda açıklanan “adil yargılanma hakkı” ilkesi kapsamında istinaf avansının da süresi içinde yatırılmış sayılmasına karar verilmesinin dosyanın adaletine uygun olacağı sonucuna varılarak, davalının ek karara karşı istinaf başvurusunun kabulü ile kesin süre içerisinde istinaf harcının tamamının yatırılmaması nedeniyle HMK’nın 344. Maddesi gereğince davalının mahkemenin 24/03/2022 tarihli kararını istinaf etmemiş sayılmasına dair verilen 14/06/2022 tarihli ek kararın kaldırılmasına karar vermek gerekmiştir. Dairemizce davalının ek karara karşı istinaf başvurusu kabul edildiğinden ve ek karar kaldırıldığından, davalının mahkeme kararına yönelik istinaf taleplerinin incelenmesine geçilmiştir. Davalı şirket yetkilisi istinaf dilekçesinde davayı bizzat takip ettiğinden HMK’nın “yargılama Giderlerinin Kapsamı ” başlıklı 323/1. Maddesinin (g) bendi gereğince gündelik, seyahat ve konaklama giderlerinin davadan feragat eden davacı yanca kendisine ödenmesi gerektiği yönünde itirazda bulunmuştur. Yargılama giderleri, davanın açılmasını müteakip sonuçlandırılmasına kadar geçen süreçte yargılamanın devamı için yapılan harcamalar olarak tanımlanabilir. Yargılama giderlerinin kapsamı HMK’nın 323/1. Maddesinde sayılmış olup, vekil ile takip edilmeyen davalarda kanun gereği aleyhine hüküm verilen taraftan alınarak kısmen veya tamamen lehine hüküm verilen tarafa verilecek gündelik, seyahat ve konaklama giderlerine karşılık hâkimin takdir edeceği miktar, HMK’nın 323. maddesi kapsamında yargılama giderleri arasında sayılmıştır. Anılan kanun maddesi uyarınca eldeki davada mahkemece davanın feragat nedeniyle reddine karar verilmiş olması karşısında, davalı HMK’nın 323/1. Maddesinin (g) bendi gereğince kanıtlanması halinde duruşmalara katılmak için yaptığı masrafları talep edebilirse de, davalının bu talebinin Dairemizce değerlendirilebilmesi için gerekli delillerin dosya kapsamında bulunmadığı anlaşılmaktadır. O halde, mahkemece yapılacak iş, davalıya kanun maddesi kapsamında yaptığı harcamalara ilişkin belgeleri sunması imkanı tanıyıp, delillerin toplanması, toplanan ve sunulan delillerin değerlendirilmesi suretiyle sonucuna uygun karar vermekten ibarettir. Açıklanan nedenlerle, davalının istinaf talebinin kabulü ile usul ve yasaya uygun bulunmayan yerel mahkeme kararının 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince kaldırılarak yukarıda açıklanan şekilde inceleme ve araştırma yapıldıktan sonra oluşacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi için dosyanın yerel mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1-Davalının istinaf başvurusunun KABULÜNE, 2-İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 24/03/2022 tarih, 2021/625 Esas, 2022/239 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,3-Dosyanın Dairemiz kararına uygun şekilde inceleme yapılarak yeniden bir karar verilmek üzere yerel mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 4-Davalı tarafından yatırılan istinaf karar harçlarının istek halinde kendisine İADESİNE,5-Davalı tarafça yapılan istinaf yargılama giderinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda DİKKATE ALINMASINA,6-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince KESİN olmak üzere 30/11/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.