Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2022/2131 E. 2022/1475 K. 14.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/2131
KARAR NO: 2022/1475
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 17/06/2022
NUMARASI: 2022/556 Esas (Derdest)
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ: 14/09/2022
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sırasında verilen ara kararına karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili, davalı şirketin müvekkili şirkete kesim, dikim, ütü paket işi yaptığını, teslim edilen işler tamamlanmadan önden fatura kestiğini ve buna karşılık biraz avans ödemesi yapıldığını; davalının müvekkilini arayarak kendisine teslim edilen işleri işlem yapmadan 13/04/2022 tarihli irsaliye ile iade ettiğini; irsaliyenin altına işle ilgili önden kesmiş olduğu faturaya ilişkin olarak “Bu Modele Öncesinde Kesilen … numaralı fatura iadesinin … Tarafından Yapılacak Kabul Beyanıdır” şeklinde beyan yazıp imzalandığını; müvekkilinin bu faturaya ilişkin … numaralı iade faturasını kestiğini ve borçlunun imzalayarak teslim aldığını, alacak borç hesabı yapıldığını, müvekkilinin alacak miktarının taraflarca ortaklaşa tespit edildiğini ve faturanın altına borçlu şirket yetkilisinin kendi el yazısı “Kalan Cari Kapamalar Yapıldığında Cari Borcum 150.000 TL yaklaşık tutar hesap kapamasına gidilecektir” şeklinde borcu kabul beyanının imzalayarak müvekkiline verdiğini; taraflar arasında borçlunun da imzalı kabul beyanlarından anlaşılacağı üzere alacak bakiyesinin tartışmasız olduğunu, davalının itirazında haksız ve kötü niyetli olduğunu bildirerek, borçlunun Bakırköy … İcra Müdürlüğünün … sayılı icra takibine itirazın 126.475,16 TL asıl alacak yönünden iptali ile takibin devamına, icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline, davalının kendi imzasını taşıyan borç belgesine rağmen ödenmediği, borçlunun kaçma hazırlığı içinde olduğundan borçlunun araçlarına ve fabrikasında bulunan makinelerine, üçüncü kişilerdeki hak ve alacaklarına ihtiyati haciz konulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili; yetkili mahkemenin Erbaa Asliye Hukuk Mahkemesi (Ticaret Mahkemesi Sıfatıyla) olduğunu; müvekkilinin davacı yana fason tekstil işi yaptığını ve faturalar kestiğini, işin en başından beri müvekkili şirketin alacaklı olduğunu; davacının müvekkiline önden ödeme yaptığı için evrak imzalattığını, müvekkilinin bu ödemelere ilişkin yapmış olduğu iş karşılığında faturalar kestiğini; davacı tarafça cari mutabakat sağlanmadan icra takibi başlatıldığını; taraflar icra dosyası açıldıktan sonra ödeme planı oluşturduğunu, ödeme planına göre 30.000,00-TL tutar 13/06/2022 tarihinde ödenecek olup kalan bakiye 98.304,00-TL olarak ödendiğinde söz konusu borç ilişkisinin sona ereceği konusunda anlaştıklarını; müvekkilinin söz konusu borcu 13/06/2022 tarihinde 30.000,00 TL olarak ödediğini, herhangi bir borcu kalmadığını; davacının takip talebinde 146.000,00-TL asıl alacak, dava dilekçesinde ise 126.475,16-TL asıl alacak belirtmesinin, İİK’ nın 67.maddesi ilkesine ters olduğunu; davacının ödemeleri icra dosyasına bildirmediğini belirterek, dosyanın yetkili mahkemeye gönderilmesine, davanın reddine, lehine tazminata hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.Mahkemece 17/06/2022 tarihli ara karar ile; somut olayda ihtiyati haciz talep edenin sunduğu belgeler alacağın varlığını ve muaccel olduğunu yaklaşık ispata yeterli olmayıp, yargılamayı gerektirdiği; İİK 257. Maddesinde öngörülen ihtiyati haciz şartlarının oluşmadığı gerekçesi ile davacı vekilinin ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmiştir.Davacı vekili istinaf dilekçesi ile; müvekkilinin davalıdan 126.475,16 TL alacaklı olduğunu; taraflar arasında mutabakat yapıldığı ve davalı tarafından faturanın altına borç miktarı yazılarak imzalandığını, borç miktarını kendi imzasıyla kabul ettiğini; alacağın icra takibi kadar olduğunu, müvekkilinin talimatı ile bu kısım kadar itirazın iptali davası açıldığını; davalı taraf vekilinin vermiş olduğu cevap dilekçesinde borcu kabul ettiğini; mahkemenin ihtiyati haczi talebinin reddine ilişkin kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu; davalının kabul ettiği borca kötüniyetli olarak itiraz ettiğini, kaçma şüphesi olduğunu, ödemeleri geciktirerek zaman kazanıp mal kaçıracağını, alacağın tahsil imkanının dava sonunda kalmayacağını belirterek kararın kaldırılarak, ihtiyati haciz talebinin kabulüne karar verilmesi talep etmiştir.Dava, TBK’nın 470 ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanan fatura alacağının tahsiline ilişkin olarak başlatılan ilamsız icra takibine yapılan itirazın iptali talebine ilişkin olup, mahkemece ihtiyati haciz talebinin reddine dair verilen ara karara karşı davacı tarafça istinaf yoluna başvurulmuştur.İİK’nın 257. maddesinde rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı, borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz mallarını ve alacaklariyle diğer haklarını ihtiyaten haczettirebileceği, vadesi gelmemiş borçtan dolayı ancak borçlunun belirli bir yerleşim yerinin bulunmaması veya mallarını gizleme, kaçırma, kaçma gibi alacaklının haklarını ihlal eden eylemlerde bulunması halinde ihtiyati haciz kararı verilebileceği düzenlenmiştir. İhtiyati haciz yönünden de talep eden taraf, öncelikle dilekçesinde dayandığı ihtiyati haciz sebebini belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak, yasal delillerle ispat etmek zorundadır. Somut olayda, dava dosyası henüz layihalar aşamasında olup, tarafların iddia ve savunmalarını ispatlayacak deliller tam olarak toplanmamış, İİK’nın 257 ve devamı maddelerinde aranan koşullar yönünden yaklaşık ispat şartı gerçekleşmemiş, bu nedenle yerel mahkemece dosya kapsamındaki delillerin değerlendirilmesi suretiyle davacı vekilinin ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmesi yerinde olmuştur. Açıklanan nedenlerle, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzeni gözetilerek yapılan istinaf incelemesi sonucunda, dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenler ve ileri sürülen istinaf sebeplerine göre, mahkeme ara kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, davacı istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1. bendi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 17/06/2022 tarih ve 2022/556 Esas sayılı ara kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince REDDİNE, 2-İstinaf harçları peşin alındığından ayrıca harç alınmasına YER OLMADIĞINA, 3-Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde BIRAKILMASINA,4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 362/1-f bendi gereğince KESİN olmak üzere 14/09/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.