Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2022/211 E. 2022/213 K. 02.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/211
KARAR NO: 2022/213
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 03/11/2021
NUMARASI: 2020/178 Esas, (Derdest)
DAVANIN KONUSU: Tapu iptali ve tescil
KARAR TARİHİ : 02/02/2022
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili, müvekkilinin işyeri hissesi için davalı kooperatife üye olduğunu, daha sonra inşaatın müvekkili tarafından yapılması hususunda davalı kooperatif ile kat karşılığı inşaat sözleşmesi düzenlediklerini, müvekkilinin inşaatı tamamladığını, ancak davalının müvekkiline ait taşınmazların tapusunu devretmediğini belirterek, davalı adına kayıtlı olan İstanbul ili, Üsküdar ilçesi, … mahallesi, … ada … parsel taşınmazın 1078 m2 arsa payı ile 1,2,3,4 8, 9, 10,15, 16, 17, 18, 19, 20, 21, 22, 23 nolu bağımsız bölümler ile … Katın tamamında yer alan bağımsız bölümlerin tapusunun iptali ile davacı adına tesciline, aksi takdirde güncel rayiç değerinin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline ve ihtiyati tedbir konulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davacı vekili, 01/11/2021 tarihli dilekçesi ile, davalının müvekkiline düşen tapuları vermediğini, vermesinin de mümkün olmadığını, bilirkişi raporuna göre bağımsız bölümlerin 18/06/2020 tarihindeki değerinin 2.737.231,00 TL olduğunu, davalı kooperatifin üzerindeki tek varlık olan taşınmazı ferdileştirme yoluyla elinden çıkaracağını, bu konuda 03/07/2021 tarihli genel kurulda ferdileştirme kararı alındığını, ferdileştirme durumunda müvekkilinin alacağını alamayacağını belirterek, davalı adına kayıtlı taşınmazlara ihtiyati haciz konulmasına karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece 03/11/2021 tarihli ara kararı ile, Üsküdar Belediye Başkanılığının 20/09/2021 tarihli yazısında dava konusu … parsel sayılı taşınmaz üzerinde bulunan binaların inşaat ruhsatı alınmadan yapılmış olduğu, yapı kullanma izin belgesinin de bulunmadığı, meri mevzuat kapsamında bu yapılara inşaat ruhsatı ve yapı kullanma izin belgesi düzenlenmesinin mümkün olmadığı, ancak söz konusu yapılar için 3194 sayılı Kanunun geçici 16. Maddesi uyarınca yapı kayıt belgesi verildiğinin bildirildiği, davalı kooperatifin söz konusu yapıdaki bağımsız bölümleri ferdileşme yolu ile 3. kişiler adına tescil ettirebilmesinin mümkün olmadığı, yapı kayıt belgesinin binayı iskan alınacak şekilde imara uygun hale getirmeyeceği, sadece zilyetlik ve kullanıma ilişkin bir belge olduğu, somut olayda belediyeden gelen yazı cevabı, meri mevzuat hükümleri dikkate alındığında yaklaşık ispat koşulunun sağlanmadığı gerekçesiyle, ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesinde, davacı ile davalı arasında Kat Karşılığı İnşaat Sözleşmesi düzenlendiğini, davacının sözleşme gereği yükümlülüğünü yerine getirdiğini, davalı tarafın ise, sözleşmeye aykırı hareket ederek, davacıya düşecek taşınmazların tapularını davacıya devretmediğini, sözleşme gereği davacıya düşen bağımsız bölümlerin tapusunun iptali ile davacı adına tescilini, bu mümkün olmadığı taktirde, talep konusu 1078 m2 arsa payı ile birlikte, sözleşmede davacıya düşen bağımsız bölümlerin mahkemece tespit olunacak güncel-rayiç değerinin ve tapu masraflarının dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ettiklerini, kök ve ek bilirkişi raporları ve Üsküdar Belediyesinden gelen 20.09.2021 tarihli cevabi yazıya göre, dava konusu taşınmazlar için, iskan müsadesinin mevcut duruma göre alınmasının mümkün olmadığının bildirildiğini, bu sebeple davacıya düşen taşınmazların bilirkişi tarafından yapılan değerlendirmesi doğrultusunda davayı bedel yönünden ıslah ettiklerini, davalı Kooperatifin 03.07.2021 tarihinde Genel Kurulu yapıp ferdileşme kararı aldıklarını, ferdileşme olması halinde taşınmazın kooperatif üyeleri adına tescil işlemi yapılacağını, ferdileşme tamamlanması halinde hükmedilecek tazminatın tahsilinin mümkün olmayacağını, bilirkişi raporu ile tespit edilen 2.652.314 TL alacak için, davalı kooperatifin İstanbul ili, Üsküdar ilçesi, … mahallesi, … pafta, … ada … parselde (yeni numara: … pafta, … ada, … parselde) kayıtlı taşınmaz kaydına İhtiyati Haciz konulmasına karar verilmesi talep edildiğini, mahkeme tarafından reddedildiğini, mahkemece her ne kadar yapı kayıt belgesinin yapıyı imara uygun hale getirmediğinden, bu nedenle bu belge ile ferdileştirme yapılamayacağından bahisle tedbir talebi reddedilmiş ise de, 3194 Sayılı İmar Kanunu Geçici 16. Maddesi – ‘..Yapı Kayıt Belgesi yapının kullanım amacına yöneliktir. Yapı Kayıt Belgesi alan yapılara, talep halinde ilgili mevzuatta tanımlanan ait olduğu abone gurubu dikkate alınarak geçici olarak su, elektrik ve doğalgaz bağlanabilir.Yapı ruhsatı alıp da yapı kullanma izin belgesi almamış veya yapı ruhsatı bulunmayan yapılarda, Yapı Kayıt Belgesi ile maliklerin tamamının muvafakatinin bulunması ve imar planlarında umumi hizmet alanlarına denk gelen alanların terk edilmesi halinde yapı kullanma izin belgesi aranmaksızın cins değişikliği ve kat mülkiyeti tesis edilebilir. Bu durumda, ikinci fıkrada belirtilen bedelin iki katı ödenir….. Yapı Kayıt Belgesi, yapının yeniden yapılmasına veya kentsel dönüşüm uygulamasına kadar geçerlidir. Yapı Kayıt Belgesi düzenlenen yapıların yenilenmesi durumunda yürürlükte olan imar mevzuatı hükümleri uygulanır. Yapının depreme dayanıklılığı hususu malikin sorumluluğundadır…’ şeklinde olduğunu, geçici 16. Maddedeki yukarıda belirtilen ibarelere bakıldığında yapıların imar mevzuatına uygun hale getirilmesinin imkan dahilinde olduğu hususunun açık olduğunu, 3/07/2021 Tarihli Olağan Genel Kurul Toplantısının 10. Maddesinde alınmış olan kararlarda, “…. Bu nedenle kooperatifin tapularının tamamının ortak adına ferdileştirilmesi ve diğer gerekli işlemlerin tamamlanmasına müteakip tasfiye sonu genel kurulunun yapılarak kooperatifin sicilden terkin edilmesi gerekmektedir.” denildiğini, Kooperatifin 3194 sayılı İmar Kanununun geçici 16.maddesi kapsamında yapı kayıt bedelleri ile imar barışının 2.Etap ödemeleri ile diğer masrafların ödenmesine müteakip tapuların kooperatifin ortakları adına çıkartılacağını, Kooperatifin ferdileştirme sürecine ve bağımsız tapu alabilmek için işlemlere başladığını belirterek, istinaf taleplerinin kabulü ile mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir. Davalı vekili istinaf dilekçesinde, ihtiyati haczin reddine ilişkin karar isabetli olsa da, müvekkili lehine vekalet ücretine hükmedilmemiş olduğunu belirterek, yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir. Mahkemenin 14/12/2021 tarih ve 2020/178 esas sayılı ara kararı ile, davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurma harcı ile masrafın muhtıra tebliğine rağmen yatırılmadığı gerekçesiyle, davalı vekilinin istinaf başvurusunun yapılmamış sayılmasına karar verilmiştir.Taraflar arasındaki uyuşmazlık, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu 470 ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesinin bir türü olan kat karşılığı inşaat sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Dosya kapsamına göre, davacı tarafça, sözleşme gereği edimlerin yerine getirildiği, tapu iptal ve tescil talebinin mümkün olmaması nazara alınarak bedel yönünden davanın ıslah edildiği, davalı kooperatifin ferdileşme gündemli 03.07.2021 tarihli genel kurulda ferdileşme kararı aldığı, ferdileşme tamamlanırsa mahkemece hükmedilecek tazminatın tahsilinin mümkün olmayacağı, davacının alacağını tahsil edemeyeceği belirtilerek taşınmazlar üzerine ihtiyati haciz konulması talep edilmiş olup, mahkemece, yapı kayıt belgesinin sadece zilliyetlik ve kullanıma ilişkin bir belge olduğu, belediyeden gelen cevabi yazı dikkate alınarak yaklaşık ispat koşullarının oluşmadığı gerekçesiyle ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmesi yerinde olmuştur. Açıklanan nedenlerle, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzeni gözetilerek yapılan istinaf incelemesi sonucunda, dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenler ve ileri sürülen istinaf sebeplerine göre, mahkeme kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1. bendi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 03/11/2021 tarih ve 2020/178 Esas sayılı ara kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan REDDİNE, 2-Davacıdan alınması gereken 80,70 TL istinaf karar harcından peşin alınan 59,30 TL’nin mahsubu ile bakiye 21,40 TL istinaf karar harcının davacıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA, 4-Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerlerinde BIRAKILMASINA, 5-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından taraflar yararına vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK’nın 362/1-a bendi gereğince KESİN olmak üzere 02/02/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.