Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2022/2109 E. 2022/1472 K. 14.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/2109
KARAR NO: 2022/1472
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: TEKİRDAĞ ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 29/04/2022
NUMARASI: 2021/718 Esas, 2022/437 Karar
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ: 14/09/2022
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sırasında verilen karara karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili, taraflar arasında 14/02/2018 tarihinde 15.000 kişilik Çorum Stadı projesinin çatı yağmur suyu drenajı işinin anahtar teslim şekilde yapılması için sözleşme imzalandığını, davacı şirketin sözleşme gereğince 159.300,00-TL KDV dahil bedel ile anahtar teslim şekilde işi yapmayı kabul ve taahhüt ettiğini, davacının yüklendiği işi bitirip teslim ettiğini, bu hususun 14/07/2018 tarihli teslim tutanağından da anlaşıldığını, iş bedelinin 159.300,00-TL olmasına karşın toplam ödeme tutarının 146.730,00-TL olduğunu, bakiye borcun ödenmemesi üzerine Çorlu … İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyasından ilamsız icra takibi başlattıklarını, davalının borca itiraz etmesi sebebiyle icra takibinin durduğunu, davalının icra takibinin temelini oluşturan faturalara herhangi bir itirazda bulunmadığını, faturaların içeriğini kabul ettiği anlamına geldiğini, davalının e-mail cevabında eksik ödemeyi kabul ettiğini belirterek, itirazın iptali ile icra takibinin devamına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı tarafından süresi içerisinde cevap dilekçesi sunulmamıştır. Mahkemece, dava konusu Çorlu … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyasında, 18.09.2019 tarihli ıslak imzalı takip talebi aslında, 26.02.2018 düzenleme tarih, 26.03.2018 faiz başlangıç tarihli 111.500,01 TL tutarındaki … nolu belgeye ( toptan satış faturası) , 29.03.2018 düzenleme tarih, 29.04.2018 faiz başlangıç tarihli 33.460,00 TL tutarındaki … nolu belgeye (toptan satış faturası) , 23.07.2018 düzenleme tarih, 23.08.2018 faiz başlangıç tarihli 14.340,54 TL tutarındaki … nolu belge ( toptan satış faturası) olmak üzere üç adet faturaya istinaden talep edilen 159.300,55 TL fatura, 11.321,04 TL işlemiş faiz, 112.277.90 TL takip öncesi alacaktan tahsilat, 992,11 TL işlemiş faizden tenzilat olmak üzere toplam 57.351,58 TL alacağın asıl alacak kısmına %19,50 oranında değişen oranlarda temerrüt faizi ve ferilere yönelik talepte bulunduğu, yine aynı dosya içerisinde mevcut olan 18.09.2019 tarihli, ıslak imzalı takip talebi aslında, 23.07.2018 düzenleme tarih, 23.08.2018 faiz başlangıç tarihli 14.340,54 TL tutarındaki … nolu belge (satış faturası) yani bir faturaya istinaden talep edilen 12.570,54 TL fatura, 2.625,87 TL işlemiş temerrüt faizi olmak üzere toplam 15.196,41 TL alacağın asıl alacak kısmına %19,50 oranında değişen oranlarda temerrüt faizi ve ferilere yönelik talepte bulunduğunu, davalı borçluya çıkartılan ödeme emrinin 18.09.2019 tarihli, ıslak imzalı takip talebi aslında, 23.07.2018 düzenleme tarih, 23.08.2018 faiz başlangıç tarihli 14.340,54 TL tutarındaki … nolu belge (satış faturası) yani bir faturaya istinaden talep edilen 12.570,54 TL fatura, 2.625,87 TL işlemiş temerrüt faizi olmak üzere toplam 15.196,41 TL alacağın asıl alacak kısmına %19,50 oranında değişen oranlarda temerrüt faizi ve ferilere yönelik takip talebine uyumlu olsa da bu halde iki farklı takip talebi olması nedeniyle ödeme emri arasında uyumsuzluk meydana geldiği, itirazın iptali davasının görülebilmesi için usulüne uygun takip yapılması dava şartı olduğu, “… Takip dosyasının aslı incelendiğinde, dayanak takip talebi ile takip borçlusuna çıkarılan ödeme emrinin içerik olarak birbirinden farklı olduğu anlaşılmaktadır. Böyle bir halde geçerli bir ilamsız icra takibinin varlığından söz edilemez…” Yargıtay 19. HD 2016/19481 esas ve 2018/700 karar; benzer yönde İstanbul BAM 44. HD 2021/576 esas ve 2021/657 karar sayılı ilamları) takip talebi ile ödeme emri arasında uyumsuzluk bulunması halinde geçerli bir takip bulunmadığı gerekçesiyle, davanın görülebilmesi için gerekli dava şartında eksiklik olması sebebiyle davanın usulden reddine karar verilmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesinde, Çorlu … İcra Dairesi’nin … Esas sayılı takip dosyasına 18.09.2019 tarihinde gönderilen takip talebinin icra takip programındaki aksaklık nedeniyle hatalı olduğu anlaşılınca aynı gün hata düzeltilerek ikinci takip talebi gönderildiğini, takip talebinde maddi hata yapıldığı, sehven gönderildiği, bu hatanın giderilerek ikinci takip talebinin dosyaya sunulduğu ve ödeme emrinin yeni takip talebine göre tekrardan düzenlenerek tebliğe çıkarılması icra müdürlüğünden yazılı olarak talep edildiğini, Çorlu … İcra Dairesi tarafından 23.09.2019 tarihinde sehven, hatalı takip talebine istinaden ödeme emri hazırlanmış ve borçluya tebliğe çıkartıldığını, talepleri üzerine 27.09.2019 tarihinde düzeltilen takip talebine göre yeniden ödeme emri hazırlandığını, ve doğru ödeme emri borçluya yeniden tebliğe çıkarıltığını, usulüne uygun bir şekilde ödeme emri tebliğ edildiğini, mahkeme kararının gerekçesiz olduğunu, 18.09.2019 tarihinde gönderilen takip talebi ile 27.09.2019 tarihinde hazırlanan ödeme emri birbirine uygun olduğunu, yapılanın hatalı takip talebinin aynı gün düzeltilmesi işlemi olduğunu, işbu itirazın iptali davasına konu olan icra takip dosyası usulüne uygun şekilde devam ettiğini, mahkeme kararının hatalı olduğunu, davalı yan zorunlu arabuluculuk görüşmelerine katılmadığından davanın reddi halinde dahi yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesi gerektiğini ancak mahkemenin yargılama masraflarını üzerinde bırakmasına ve Adalet Bakanlığı bütçesinde Arabuluculuk ücreti olarak ödenen 1.320,-TL’nin kendilerinden tahsiline ilişkin verdiği kararın hukuka aykırı olduğunu belirterek, yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Taraflar arasındaki uyuşmazlık, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu 470 ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Davacı taraflar arasında imzalanan 14.02.2018 tarih, 159.300,00 TL bedelli Çorum stadı yapım işi kapsamında davalının bakiye iş bedelinin ödenmemesi sebebiyle icra takibi başlattığı, takibe davalı tarafından itiraz edilmesi üzerine durduğunu belirterek itirazın iptali davacı açmıştır. Mahkeme, icra takip dosyası içerisinde bulunan takip talebi ile ödeme emri arasında uyumsuzluk bulunması sebebiyle davanın usulden reddine karar vermiştir. Çorlu … İcra müdürlüğünün … esas sayılı dosyasında taraflarında kabulünde olduğu üzere, davacı 57.351,58 TL bedel üzerinden 26.02.2018 tarihli fatura, 29.03.2018 tarihli fatura ve 23.07.2018 tarihli faturalardan kaynaklı alacak için takip talebinde bulunmuş, davacı yine 18.09.2019 tarihinde 23.07.2018 tarihli faturadan kaynaklı alacak için 15.196,41 TL bedel üzerinden takip talebinde bulunmuştur. İcra müdürlüğünce 57.351,58 TL takip talebine ilişkin ödeme emri düzenleyerek 23.09.2019 tarihinde tebligat hazırlanmış ancak uyap ortamında ve PTT üzerinden yapılan kontrolde bu tebligatın takip borçlusuna tebliğ edilmemiş olduğu anlaşılmıştır. İcra müdürlüğünce 15.196,41 TL takip talebine ilişkin ödeme emri düzenleyerek 27.09.2019 tarihinde tebligat çıkartılan tebligat takip borçlusu davalıya 14.10.2019 tarihinde tebliğ edilmiştir. Takip borçlusu şirket temsilcisi tarafından 14.10.2019 tarihinde, takibe itiraz edilmiş ve icra takibi durmuştur. Somut olayda, davacı 18.09.2019 tarihli ilk takip talebinde 57.351,58 TL toplam alacak talebinde bulunmuş ancak davacı vekili aynı gün içerisinde takip alacak miktarını düşürerek 15.196,41 TL bedelli takip talebinde bulunmuştur. Davacı vekili aynı gün içerisinde takip talebini hatalı düzenleme sebebiyle yeni takip talebi hazırlayarak icra müdürlüğüne sunmuş, icra müdürlüğü tarafından takip talebi kabul edilmiştir. Davalı tarafından da yasal süresi içerisinde hatalı takip talebi ve ödeme emrine ilişkin İcra Tetkik Merci nezdinde takip talebi ve ödeme emri iptaline yönelik bir başvuruda bulunulmamıştır. Takip borçlusuna, ikinci olarak sunulan takip talebi istinaden hazırlanan ödeme emri tebliğ edilmiş, bu ödeme emri üzerine takip borçlusu tarafından icra dosyasına alacağın varlığına yönelik itiraz edilmiştir. İlk takip talebinin hatalı düzenlenmesi nedeniyle sunulan ikinci takip talebine uygun ödeme emri düzenlenerek takip borçlusuna tebliğ edildiği, ilk takip talebinin sehven yapıldığı ve davacı vekili tarafından aynı gün içinde düzeltildiği anlaşıldığından mahkemece işin esasına girilerek yapılacak yargılama sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekirken, takip talebi ile ödeme emrinin birbirinden farklı olduğu gerekçesi ile davanın usulden reddine karar verilmesi hatalı olmuştur. Açıklanan nedenlerle, 6100 sayılı HMK’nın 355.maddesi uyarınca, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzeni gözetilerek yapılan istinaf incelemesi sonucunda, davacı vekilinin istinaf talebinin kabulü ile, usul ve yasaya uygun bulunmayan yerel mahkeme kararının HMK’nın 353/1-a-6. bendi gereğince kaldırılarak, yukarıda açıklanan şekilde inceleme ve araştırma yapıldıktan sonra, oluşacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi için dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE,2-Tekirdağ Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 29/04/2022 tarih, 2021/718 Esas ve 2022/437 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,3-Dosyanın Dairemiz kararına uygun şekilde inceleme yapılarak yeniden bir karar verilmek üzere yerel mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 4-Davacı tarafından yatırılan istinaf karar harcının istek halinde kendisine İADESİNE,5-Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda DİKKATE ALINMASINA, 6-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince KESİN olmak üzere 14/09/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.