Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2022/2085 E. 2022/1465 K. 14.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/2085
KARAR NO: 2022/1465
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: TEKİRDAĞ ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 16/03/2022
NUMARASI: 2021/228 Esas, 2022/260 Karar
DAVANIN KONUSU: Alacak
KARAR TARİHİ: 14/09/2022
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili, davacı ve davalının sera imalatı yapmak için anlaştıklarını, işin bedeli malzeme ve işçilik dahil toplam bedelinin 280.000,00-TL olduğunu, davalının imalat aşamasında ödemesi gereken parayı davacıya ödemediğini, Tekirdağ 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2015/66 D.İş sayılı dosyası ile tespit yaptırdıklarını, davacının seranın %75’ini tamamladığının tespit edildiğini, davacının imalatı tespit ettirdikten sonra imalatı bırakmak zorunda kaldığını, Tekirdağ 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2015/351 Esas, 2018/234 Karar sayılı kararı ile davacının davalıdan 210.000,00-TL alacaklı olduğuna karar verildiğini, davacının Tekirdağ 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2015/351 Esas, 2018/234 Karar sayılı dosyasında fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak, alacağın 10.000,00-TL’lik kısmını talep ve dava ettiğinden bakiye kalan alacağının davalıdan tahsilini sağlamak için iş bu davayı açtıklarını, davacının davalıdan eser sözleşmesi nedeniyle alacağı olan 200.000,00-TL’nin imalatın %75’inin tamamlandığı tarih olan 07/07/2015 tarihinden itibaren işleyecek mevduata uygulanan en yüksek ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davacının davalı eser sözleşmesinden kaynaklı olarak Tekirdağ 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2015/315 Esas, 2018/234 Karar sayılı dosyasını delil göstermek suretiyle eldeki davayı ikam ettiğini, bahsi geçen Tekirdağ 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2015/315 Esas, 2018/234 Karar sayılı dosyasının henüz kesinleşmemekle birlikte dava içine alındığında hatalar silsilesi ile dolu olduğunun görüleceğini, davalının Tekirdağ 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2015/315 Esas, 2018/234 Karar sayılı dosyasındaki vekilinin esas müessir hatası sebebiyle tarafların aralarındaki eser sözleşmesinin miktarının olağanüstü şekilde yüksek gösterildiğini, davalının büyük bir zarara uğradığını, önceki vekilinin hatası sebebiyle uğradığı ve uğrayacağı zararları tanzim için hakkını saklı tuttuklarını belirterek, haksız ve kötüniyetli davanın reddini karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece, toplanan deliller birlikte değerlendirdiğinde, davalının tacir sıfatının bulunmadığı, dava konusunun eser sözleşmesi olduğu, bir davanın ticarî dava sayılabilmesi için hem iki tarafın ticarî işletmesini ilgilendirmesi hem de iki tarafın tacir olmasının gerekli olduğu, özel yetkili olan mahkemenin TTK 4. Maddede düzenlenen ticari davaların görülüp karara bağlanabileceği, davaya bakmaya genel yetkili mahkemelerin görevli olduğu hususları nazara alarak 6100 sayılı HMK 115/2. Madde gereği davanın usulden reddi gerektiği, görevli mahkemenin ise İstanbul BAM 44. HD 30.12.2021 tarih, 2021/1577 Esas ve 2021/1654 karar sayılı kaldırma ilamı ile “yeni bir mahkemenin faaliyete geçirildiği tarihten önce derdest bulunan davaların, istek üzerine veya doğrudan doğruya görevsizlik ya da gönderme kararı ile yeni kurulan mahkemeye gönderilmesine hukuki olanak bulunmamaktadır.” yönünde değerlendirme yapan üst derece mahkemesi kararı nazara alarak, 07/07/2021 tarihli 608 numaralı HSK kararı gerekçe gösterilerek dosyanın mahkemelerine devri kararını veren Malkara Asliye Hukuk Mahkemesi olduğu, davaya bakmaya Ticaret Mahkemesi’nin görevli olduğu kanaatinde dahi, davanın açıldığı tarih itibariyle görevli ve kurulmuş Ticaret Mahkemesi olmaması nedeniyle istikrar haline gelmiş istinaf ve Yargıtay kararları nazara alınarak da davaya Malkara Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından bakılması gerektiği gerekçesiyle, davanın usulden reddine, dosyanın görevli ve yetkili Tekirdağ 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’ne gönderilmesine karar verilmiştir. Davalı vekili istinaf dilekçesinde, mahkeme kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, davalının tacir olmadığını, davacı ile aralarında yapılan sözleşme gereği tüketici konumunda olduğunu, davalının tüketici olmasının eldeki uyuşmazlığın da Tüketici Mahkemesi sıfatıyla Tüketici Mahkemesinde görülmesi gerektiğini belirterek, mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir. Taraflar arasındaki uyuşmazlık, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu 470 ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Davacı yüklenici, davalı iş sahibidir. 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 3. maddesine göre tüketici; ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi, tüketici işlemi; mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi ifade eder. 6502 sayılı yasanın 73. maddesi bu kanunun uygulanması ile ilgili her türlü ihtilafa tüketici mahkemelerinde bakılacağını öngörmüştür. Bir hukuki işlemin sadece 6502 sayılı yasada düzenlenmiş olması tek başına o işlemden kaynaklanan uyuşmazlığı tüketici mahkemesinde görülmesini gerektirmez. Hukuki işlemin 6502 sayılı yasa kapsamında kaldığının kabul edilmesi için taraflardan birinin tüketici olması için aralarında tüketici işlemi bulunması gerekir. Taraflar arasında sera yapım sözleşmesi imzalanmıştır. Tekirdağ 1.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2015/66 D.iş dosyasından alınan bilirkişi raporu itibariyle 40 m X 8 M ebatlarında 10 adet blok seranın yapım işinin başlanılmış ve imalatın %75 oranında tamamlanmış olduğu tespit edilmiştir. Davacı yüklenicinin dosya kapsamı itibariyle tüketici sıfatı bulunmamaktadır. Davalı iş sahibinin yapımını istediği Sera ile ticari gelir elde etmek amacıyla hareket ettiği anlaşıldığından davalının tüketici sıfatı bulunmadığı açıktır. Yargılamanın tüketici mahkemesinde görülmesi için taraflardan birinin tüketici olması gerekmektedir. Oysa ki davanın tarafları arasında tüketici bulunmamaktadır. Bu sebeple mahkeme tarafın tacir olmaması sebebiyle görevsizlik kararı ile Asliye Hukuk Mahkemesine göndermesine yönelik kararı yerinde olmuştur. Açıklanan nedenlerle, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzeni gözetilerek yapılan istinaf incelemesi sonucunda, dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenler ve ileri sürülen istinaf sebeplerine göre, mahkeme kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1. bendi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-Tekirdağ Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 16/03/2022 tarih ve 2021/228 Esas, 2022/260 Karar sayılı kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan REDDİNE, 2-İstinaf harçları peşin alındığından ayrıca harç alınmasına YER OLMADIĞINA, 3-Davalı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde BIRAKILMASINA,4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince KESİN olmak üzere 14/09/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.