Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2022/1993 E. 2022/1394 K. 06.07.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/1993
KARAR NO: 2022/1394
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 09/02/2022
NUMARASI: 2020/588 Esas, 2022/61 Karar
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ: 06/07/2022
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili, müvekkili şirket ile borçlu şirket arasında imzalanan 01/09/2017 tarihli Asansör Servis Sözleşmesi gereği üzerine düşen yükümlülüklerini zamanında tam ve eksiksiz yerine getirmesine rağmen borçlu şirket hizmet gereği ödemesi gereken toplam 83.905,33 TL bakım ve servis bedelini ödemediğini, müvekkili şirketin ödenmeyen söz konusu bedelin tahsili amacıyla davalı şirkete karşı İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, takibe itiraz edildiğini belirterek, itirazın iptaline, takibin devamına, %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, müvekkilinin tüketici konumunda olduğunu, davacı yanın ise ticari şirket olduğunu, sözleşmenin yetkisiz kişiler tarafından imzalandığını, müvekkilinin apartman yönetimine dava dışı asansör firması tarafından hizmet teklifi verilmesi üzerine davacı şirkete fahiş bedeller ödendiğini, ayrıca görevsizlik itirazının bulunduğunu, müvekkilinin kat mülkiyeti kanunu gereğince malikler kurulunca seçilmiş yönetim kurulu olduğunu, davalı şirket ile ilişkisinde tüketici konumunda olduğunu, müvekkilinin ticari bir işletme olmadığını, ticari unvanı bulunmadığını, bu nedenle tüketici mahkemelerinin görevli olduğunu belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece, taraflar arasındaki 01/09/2017 tarihli asansör servis sözleşmesi nedeniyle düzenlenen faturalardan kaynaklanan bakiye alacağın tahsiline yönelik ilamsız icra takibine yapılan itirazın iptalinin talep edildiği, davalı iş merkezi yönetimi tacir olmadığından, yasada belirtilen her iki tarafın tacir olması ve ticari işletmesi ile ilgili hususlardan doğmasına ilişkin koşul bulunmadığı gibi, TTK 4. maddesinde sayılan davalardan da olmadığından, davanın ticaret mahkemesinde görülmesinin mümkün olmadığı, işlemin niteliği nazara alındığında, davacının tüketici olduğunun kabul edilemeyeceği, bir işlemin tüketici işlemi olarak kabul edilebilmesi için taraflardan birinin tüketici olması koşulu gerçekleşmediğinden, temlik işleminin tüketici işlemi olmadığı, bir davanın tüketici mahkemesinde görülebilmesi için gerekli olan, taraflardan birinin tüketici olması ve alacağın tüketici işleminden doğması gerektiğine ilişkin koşulların dava konusu takipte gerçekleşmediğinden davanın tüketici mahkemesinde görülemeyeceği, davanın niteliği itibariyle 6100 Sayılı HMK’nın 2. maddesi gereğince genel görevli Asliye Hukuk Mahkemelerinde görülmesi gerektiği gerekçesiyle, mahkemenin görevsizliğine, davanın görevsizlik sebebiyle usulden reddine, dosyanın İstanbul Asliye Hukuk Mahkemesi’ne gönderilmesine karar verilmiştir. Davalı vekili istinaf dilekçesinde, mahkeme gerekçesinin aksine, müvekkilinin açıkça tüketici olduğunu, taraflar arasındaki ilişkinin de tüketici ilişkisi olduğunu, gayrimenkul yönetimi olan müvekkilinin davacıdan asansör bakım hizmeti aldığını, bu nedenle dosyanın tüketici mahkemesine gönderilmesi gerekirken, asliye hukuk mahkemesine gönderilmesinin isabetsiz olduğunu, müvkekilinin ticari şirket olmadığını ve bir ticari ünvanının bulunmadığını belirterek, kararın kaldırılarak dosyanın görevli tüketici mahkemesinde yürütülmesine karar verilmesini istemiştir. 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun 28.05.2014 tarihinde yürürlüğe girmiş olup, Kanun’un 1. maddesinde bu kanunun amacı açıklanmış, 2. maddesinde ise, bu kanunun, her türlü tüketici işlemi ile tüketiciye yönelik uygulamaları kapsayacağı belirtilmiştir. Aynı Kanun’un 3/k maddesine göre; tüketici, ticari ve mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişidir. Buna göre kişisel ihtiyaçları dışında, belirli bir meslek ve sanatın icrası, üretim ve ticari faaliyetlerinde kullanma gibi amaçlarla bir mal veya hizmeti alanlar, tüketici sayılmaz. 6502 sayılı Kanun’un 73/1. maddesine göre, tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda Tüketici Mahkemeleri görevlidir. Somut olayda, taraflar arasında düzenlenen sözleşme 6098 sayılı TBK’nın 470. vd maddelerinde hükme bağlanan bir eser sözleşmesi niteliğindedir. 6502 sayılı Yasa’nın 3/l bendinde tüketici işlemleri kapsamında eser sözleşmeleri de sayılmıştır. Taraflar arasındaki sözleşmeye göre, yapılacak işin ticari veya mesleki bir amaca ilişkin olmadığı, kişisel tüketim amacını aşmadığı, davalının da Kanun’un 3/k maddesindeki “tüketici” tanımına uyduğu anlaşılmaktadır. 6502 sayılı Kanun’un amacı ve kapsamı ile 3. maddedeki tanımlar bir bütün olarak değerlendirildiğinde; kullanma ve tüketme amacıyla yapılan, basit nitelikli “evin tadilatını yaptırmak, boya ve badana yaptırmak, ticari olmayan aracını tamir ettirmek, asansör tamiri ve bakımı vb.” şeklindeki dar kapsamlı ve olağan tüketimi konu alan eser sözleşmelerinin, 6502 sayılı Kanun’un 3/l maddesi kapsamında kaldığı ve buna ilişkin davalara Tüketici Mahkemeleri’nce bakılması gerektiği sonucuna varılmaktadır. Öte yandan Tüketici Mahkemelerinde görülen davaların; dilekçelerin verilmesi, tahkikat ve hüküm aşamaları yönünden daha kısa ve basit şekilde sonuçlandırılmasında yarar görülen basit yargılama usulüne tabi tutulacağı da gözardı edilmemelidir. Buna göre, davacı tarafça yapılan asansör tamir ve bakım işleri tüketici işlemi kapsamında kalan işlerden olduğu gibi, davalı da tacir olmayıp, tüzel kişiliği bulunmayan bir apartman yönetimi ve aynı zamanda tüketicidir. Davalının yönetici olduğu binanın iş merkezi olarak kullanılıyor olması, yapılan asansör tamir ve bakım işini tüketici işlemi olmaktan çıkarmayacaktır. Bu durumda, mahkemece somut uyuşmazlığın 6502 sayılı Yasa kapsamında bir uyuşmazlık olduğu ve davaya bakma görevinin Tüketici Mahkemesi’ne ait olduğu gözetilerek, HMK’nın 114/1-c ve 115/2. maddesi gereğince göreve ilişkin dava şartı noksanlığı bulunduğu gerekçesiyle davanının usulden reddine, dosyanın yetkili ve görevli tüketici mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekirken, hatalı değerlendirme ve görevsizlik kararı ile dosyanın asliye hukuk mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi doğru olmamıştır.
HÜKÜM: Gerekçesi açıklandığı üzere; 1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE, 2-İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesinin 09/02/2022 tarih, 2020/588 esas, 2022/61 karar sayılı kararının KALDIRILMASINA, 3-Dosyanın Dairemiz kararına uygun şekilde inceleme yapılarak yeniden bir karar verilmek üzere yerel mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 4-Davalı tarafından yatırılan istinaf karar harcının istek halinde kendisine iadesine, 5-Davalı tarafça yapılan istinaf yargılama giderinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına, 6-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti takdirine yer olmadığına, Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince KESİN olmak üzere oybirliği ile karar verildi.