Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2022/1972 E. 2022/1505 K. 26.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/1972
KARAR NO: 2022/1505
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: TEKİRDAĞ ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 14/12/2021
NUMARASI: 2021/573 Esas, 2021/83 Karar
DAVANIN KONUSU: Tazminat
KARAR TARİHİ: 26/09/2022
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Dava; iş kazasından kaynaklanan tazminatın rücuen tahsili talebine ilişkin olup, mahkemece davanın görev yönünden usulden reddine dair verilen karara karşı davacı yanca istinaf talebinde bulunulmuştur. Davacı vekili, müvekkilinin … Köyü’nde yaptırdığı özel okul inşaatının çatısının yapılması işinin yazılı taşeronluk sözleşmesi ile davalı şirkete verildiğini, davalı şirketin aldığı işi üçüncü şahıslara yaptırırken meydana gelen iş kazasında bir işçinin hayatını kaybettiğini ve bu kaza sebebiyle Çorlu İş Mahkemesi’nin 2007/82 Esas sayılı dosyasında müvekkili ile birlikte davalının da tazminata mahkum edildiğini, ilamın Çorlu …İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile takibe konulduğunu, davacı tarafından toplam 131.289,00 TL ödendiğini, taraflar arasında yazılı bir sözleşme bulunmakta olup, tazminatın davalının sözleşmeye aykırı davranışından dolayı ortaya çıktığından söz konusu zararı davalıdan talep ettiklerini belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile, 131.289,00 TL tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Usulüne uygun dava dilekçesi tebliğ edilmesine rağmen, davalı tarafça cevap dilekçesi sunulmamıştır. Mahkemece 14/12/2021 tarihli karar ile, taşeronluk sözleşmesinden kaynaklanan ölümlü iş kazasında ödenen tazminatın rücuen davalı şirketten tazminine ilişkin açılmış olan davanın Çorlu 1. Asliye Hukuk Mahkemesince verilen gönderme kararı üzerine mahkeme esasına kaydedildiği, davanın 04/11/2009 tarihinde açıldığı, o tarihte yürürlükte bulunan 6772 sayılı Türk Ticaret Kanununun ve görev yönünden 1086 Sayılı HUMK’nın uygulanması gerektiği, ticaret mahkemesi bulunan yerlerde asliye hukuk ve ticaret mahkemesi arasında görev değil iş bölümü ilişkisinin mevcut olduğu, 01/07/2012 tarihinde yürürlüğe giren 6102 Sayılı yasanın geçici 9/1 maddesine göre ise, bu kanunun yürürlüğe girmiş olduğu tarihten sonra açılmış olan davalarda asliye hukuk ve ticaret mahkemesine ilişkin görev hükümlerinin uygulanacağı, işbu davanın 6762 sayılı Kanun döneminde açıldığı, o tarihte iş bölümü hatta davaya ticaret mahkemesi sıfatıyla bakılması itirazında dahi bulunulmadığı, ayrıca dava tarihinde açılmış ticaret mahkemesi de olmadığı, Çorlu 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin (Asliye Ticaret Mahkemesi sıfatıyla) 2009/397 Esas, 2021/295 Karar sayılı 17/09/2021 tarihli kararıyla dosyanın TTK 4/1 Maddesi gereğince Tekirdağ Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine dair verilen kararın yerinde olmadığı, görevli mahkemenin Çorlu 1. Asliye Hukuk Mahkemesi olduğu gerekçesiyle, dava şartı yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmiştir.Davacı vekili istinaf dilekçesiyle, görev hususunun kamu düzenine ilişkin olduğunu, asliye ticaret mahkemesi ile asliye hukuk mahkemesi arasında görev ilişkisi bulunduğunu, asliye ticaret mahkemesi bulunmayan yerdeki ticari davada görev kuralına dayanılmamış olmasının görevsizlik kararının verilmesini gerektirmediğini, asliye hukuk mahkemesinin davaya devam edeceğini, Çorlu ilçesinin Tekirdağ ilinin mülki sınırları içerisinde olduğunu, dolayısıyla Çorlu Asliye Hukuk Mahkemesinin görevsizlik kararı yerinde olup, davaya Tekirdağ Asliye Ticaret Mahkemesinin bakması gerektiğini, bu nedenlerle yerel mahkeme kararının kaldırılması için istinaf kanun yoluna başvurmuştur. Uyuşmazlık, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 470. ve devamı maddelerinde düzenlenen taraflar arasındaki eser sözleşmesi kapsamında çalıştırdıkları işçinin ölümünden kaynaklanan rucuen tazminat talebinden kaynaklanmaktadır. Dosyanın incelenmesinde, taraflar arasında taşeronluk sözleşmesi bulunmakta olup, davanın dava dışı işçinin sözleşme kapsamında çalıştırılması sonucu vefatı ile iş mahkemesinde açılan tazminat davasında tahsiline karar verilen tazminatın davacı tarafından ödenmesi ve yaptığı ödemeyi rucuen davalıdan talebine ilişkin açılmış rucuen alacak davası olduğu anlaşılmaktadır. Davacı, 04/11/2009 tarihinde Çorlu 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nde (ticaret mahkemesi sıfatıyla) rucuen tazminat davası açmıştır. Davanın açıldığı tarihte asliye hukuk ve asliye ticaret mahkemesi arasında iş bölümü söz konusudur. Davanın açıldığı yerde ticaret mahkemesi bulunmamaktadır. 01/07/2012 tarihinde yürürlüğe giren 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu geçici 9/1 maddesinde düzenlenen göreve ilişkin hükümler bu Kanun’un yürürlüğe girdiği tarihten önceki davalarda uygulanamaz. Davanın açıldığı tarih itibariyle davanın görülmesinde Çorlu 1. Asliye Hukuk Mahkemesi görevlidir. Bu nedenle Tekirdağ 1. Asliye Ticaret Mahkemesince davaya bakmakta görevli olmadığına ilişkin davanın usulden reddine, dosyanın görevli Çorlu 1. Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine dair kararı usul ve yasaya uygun bulunmuştur. Açıklanan nedenlerle, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzeni gözetilerek yapılan istinaf incelemesi sonucunda, dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenler ve ileri sürülen istinaf sebeplerine göre, mahkeme kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1. bendi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-Tekirdağ Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 14/12/2021 tarih ve 2021/573 Esas, 2021/83 Karar sayılı kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan REDDİNE, 2-Alınması gereken 80,70 TL istinaf karar harcından peşin alınan toplam 81,70 TL’nin mahsubu fazla yatırılan 1,00 TL istinaf karar harcının karar kesinleştiğinde ve istek halinde davacıya İADESİNE,3-Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde BIRAKILMASINA, 4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362/1-c maddesi gereğince KESİN olmak üzere 26/09/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.