Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2022/1913 E. 2022/1400 K. 06.07.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/1913
KARAR NO: 2022/1400
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 21/04/2022
NUMARASI: 2022/232 Esas, (Derdest)
DAVANIN KONUSU: Menfi tespit
BİRLEŞEN İSTANBUL 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’NİN 2022/290 ESAS SAYILI DAVA DOSYASINDA:
DAVANIN KONUSU: Menfi tespit
KARAR TARİHİ: 06/07/2022
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sırasında verilen ara kararına karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Asıl ve birleşen dava taraflar arasında düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanan menfi tespit talebine ilişkin olup, mahkemece asıl davada davacı şirket vekilinin İİK’nın 72.maddesi kapsamında ihtiyati tedbir talebinin reddine dair verilen karara karşı asıl davada davacı şirket vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Asıl davada davacı … Limited Şirketi vekili, müvekkili ile davalılar arasında 22/11/2021 başlangıç ve 22/02/2022 bitiş tarihli satış ve hizmet sözleşmesi imzalandığını, bu sözleşmeye istinaden davalının, müvekkilinin “… Mah. … Sk. … Apt No:… Fatih/İstanbul” adresinde faaliyet gösteren “…” isimli kafesinin giriş kat, birinci kat, ikinci kat, teras katı ve mutfak bölümlerinin yapımı, onarımı ve iç mimarlık işlemlerinin yapılması işini üstlendiğini, müvekkilinin de karşılığında 2.200.000,00 TL ödemeyi kabul ettiğini, toplam bedelin %60’ının nakit, kalanının ise 10 adet eşit miktarda senet ile sıralı gün olarak gününde tahsil edileceği hususunda taraflar arasında anlaşma sağlandığını, davacı müvekkilinin sözleşme bedelinin 1.200.000,00 TL’sini nakit ödediğini ve kalan 1.000.000,00 TL için ise; keşidecisi müvekkili, lehtarı ise … olan 05.02.2022 vade tarihli, 100.000 TL bedelli, 05.03.2022 vade tarihli 100.000 TL bedelli, 05.04.2022 vade tarihli 100.000 TL bedelli, 05.05.2022 vade tarihli 100.000 TL bedelli, 05.06.2022 vade tarihli 100.000 TL bedelli, 05.07.2022 vade tarihli 100.000 TL bedelli, 05.08.2022 vade tarihli 100.000 TL bedelli, 05.09.2022 vade tarihli 100.000 TL bedelli, 05.10.2022 vade tarihli 100.000 TL bedelli, 05.11.2022 vade tarihli 100.000 TL bedelli teminat senetleri düzenlemek sureti ile davalılara teslim ettiğini, bir süre sonra ise davalı …’nun malzeme ve işçilik giderlerindeki artışları gerekçe göstererek müvekkilinden ekstra ödeme talep ettiğini, bu ödemenin yapılmaması halinde, sözleşmede taahhüt edilen işlemlerin yapılmayacağı hususunu hem şifahi hem de yazılı bir şekilde müvekkiline bildirdiğini, müvekkilinin sahibi olduğu kafenin yapım işlemlerinin sözleşmede belirtilmiş olan 22/02/2022 tarihinde davalılar tarafından bitirilmemesi ve bu sebeple kafesinin açılışını planlanan sürede yapılamaması sebebiyle, daha fazla zarara uğramamak adına davalı … lehine aynı sözleşmeye istinaden toplamda 600.000,00 TL tutarında; senetler düzenlediğini, senetlerin davalı …’na teslim edildiğini, yine müvekkili tarafından davalı lehine düzenlenmiş olan senetlere ek olarak, davalıların sürekli bir şekilde giderler ve işçilik maliyetlerini gerekçe göstermesi ve bu doğrultuda ek ödeme talep etmesi sebebiyle banka havalesi yoluyla toplamda 1.675.000,00 TL ödeme yapılmış olduğunu, son olarak davalı …’na sözleşmeye istinaden verilen senetlerden 05/02/2022 vade tarihli 100.000,00 TL bedelli ve 05/03/2022 vade tarihli 100.000,00 TL bedelli senetlerin müvekkili tarafından vadesinde ödendiğini, müvekkilinin sözleşmede akdedilen yükümlülüklerini tam ve eksiksiz bir şekilde yerine getirmesine karşılık, sözleşmede belirtilmiş olan davalılara ait yükümlülüklerin ayıplı şekilde ifa edildiğini, bir kısmının ise hiçbir surette ifa edilmediğini, her ne kadar müvekkilinin bu ayıpları ve eksik ifaları sözleşmede davalı firma ile birlikte imzası bulunan diğer davalı …’na hem Whatsapp hem de Batman … Noterliği’nin … yevmiye ve 01/04/2022 tarihli ihtarnamesi ile bildirmiş ise de, davalı yanın öncelikle bahaneler üreterek müvekkiline geç dönüşler yaptığnı ve bir süre sonra ise müvekkilinin telefonlarına cevap vermediğini, yine davalının keşide edilen ihtarname içeriğindeki edimlerini ve yükümlülüklerini de yerine getirmediğini ileri sürerek sözleşmeye istinaden müvekkili tarafından keşide edilerek, lehtar olarak davalı …’na verilen 05.04.2022 vade tarihli 100.000 TL bedelli, 05.05.2022 vade tarihli 100.000 TL bedelli, 05.06.2022 vade tarihli 100.000 TL bedelli, 05.07.2022 vade tarihli 100.000 TL bedelli , 05.08.2022 vade tarihli 100.000 TL bedelli, 05.09.2022 vade tarihli 100.000 TL bedelli, 05.10.2022 vade tarihli 100.000 TL bedelli, 05.11.2022 vade tarihli 100.000 TL bedelli senetler ile 05.12.2022 vade tarihli 100.000 TL bedelli, 05.01.2023 vade tarihli 100.000 TL bedelli, 05.02.2023 vade tarihli 100.000 TL bedelli , 05.03.2023 vade tarihli 100.000 TL bedelli, 05.04.2023 vade tarihli 100.000 TL bedelli, 05.05.2023 vade tarihli 100.000 TL bedelli senetler yönünden müvekkilinin borçlu olmadığının tespiti ile fazlaya ilişkin talep hakları saklı kalmak kaydı ile bu senetlerin iadesine ve bu senetlere ilişkin ihtiyati tedbir kararı verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Mahkemece 13/04/2022 tarihli ara karar ile, dava, dava konusu senetlerin ayıplı ve eksik ifa nedeniyle bedelsiz kaldıklarından bahisle açılmış eldeki menfi tespit davasında senetlerin ifa uğruna verildiği, davacının iddia ettiği ayıplı ve eksik ifa ile bu hususların varlığı halinde bedel iadesi talep edilip edilemeyeceği hususunun yargılama neticesinde belirleneceği, bu aşamada sunulan deliller itibariyle yaklaşık ispatın gerçekleşmediği gerekçesiyle davacı vekilinin ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiştir. Davacı şirket vekili 16/04/2022 tarihli dilekçesi ile, menfi tespit davasına konu vadesi gelmiş olan senede ilişkin olarak, İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2022/135 D.iş sayılı dosyasında 14/04/2022 tarihinde ihtiyati haciz kararı verildiğini, bu ihtiyati haciz kararı doğrultusunda yapılacak olan icrai işlemlerin müvekkili şirketin ticari itibarının zedelenmesinin yanı sıra müvekkili açısından telafisi mümkün olmayan zararlara sebebiyet vereceğini belirterek İcra İflas Kanunu’nun 72. maddesi gereğince öncelikle teminatsız bir şekilde, bunun mümkün olmaması halinde asıl alacağın %15’i oranında teminat neticesinde ivedi bir şekilde ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmiştir.Mahkemece 18/04/2022 tarihli ara karar ile; mahkemece 13/04/2022 tarihli karar ile gerekçeli ve istinaf yolu açık olmak üzere, davacı tarafın ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verildiği, bu aşamada dava konusu senetlerin vadesinde ödenmemesi üzerine başka bir mahkemece verilmiş ihtiyati haciz kararının ihtiyati tedbir şartlarının gerçekleştiği yönünde bir gelişme olmadığı gibi, kararın istinaf süresi de dolmamış olduğu gerekçeleriyle davacı vekilinin 16/04/2022 tarihli ihtiyati tedbir talebi hakkında daha önce karar verilmiş olduğundan yeniden karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.Davacı şirket vekili 19/04/2022 tarihli dilekçesi ile, davalı tarafın talebi ile müvekkili şirket aleyhinde menfi tespit davasına konu vadesi gelmiş olan senetlere ilişkin olarak İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2022/135 D.iş sayılı dosyasından 14/04/2022 tarihinde ihtiyati haciz kararı verildiğini, davalı yanca ihtiyati haciz kararına istinaden İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile takip yapıldığını, bu ihtiyati haciz kararı doğrultusunda İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasında yapılacak olan icrai işlemlerin müvekkili şirketin ticari itibarını zedelemesinin yanı sıra müvekkili açısından telafisi mümkün olmayan zararlara sebebiyet vereceğini belirterek İcra İflas Kanunu’nun 72.maddesindeki amir hüküm gereğince; öncelikle teminatsız bir şekilde, bunun mümkün olmaması halinde asıl alacağın %15’i oranında teminat neticesinde, bunun da mümkün olmaması durumunda asıl alacak ve fer’ilerinin alacaklıya ödenmemesi şartıyla mahkeme nezdine depo edilmesi suretiyle ivedi bir şekilde İİK’nın 72.madde hükmü kapsamında ihtiyati tedbir kararı verilmesine ve icra dosyasında bulunan tüm hacizlerin fekkine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece 21/04/2022 tarihli ara karar ile, aynı sebep ve delillerle yeniden ihtiyati tedbir kararı verilmesinin talep edildiği, ihtiyati tedbir şartlarının oluşmadığı yönündeki mahkeme kanaatini değiştirecek bir delil veya vakıanın söz konusu olmadığı, talebin yargılamayı gerektirdiği ve ihtiyati haczin kaldırılmasının mahkemeden talep edilemeyeceği gerekçesiyle ihtiyati tedbir talebi ile ilgili olarak daha önce 2 kez karar verilmiş olup, söz konusu talepte yeni bir delil veya vakıadan bahsedilmediğinden şartları oluşmayan ihtiyati tedbir talebinin reddine, ihtiyati haczin kaldırılması İİK’nın 266. maddesi gereği mahkemeden talep edilemeyeceğinden talebin reddine karar verilmiştir. Asıl davada davacı şirket vekili istinaf dilekçesiyle, müvekkillerinin sözleşmede akdedilen yükümlülüklerini tam ve eksiksiz bir şekilde yerine getirmesine karşılık sözleşmede belirtilmiş olan davalılara ait yükümlülükler ayıplı şekilde ifa edildiğini, bir kısmının ise hiçbir surette ifa edilmediğini, müvekkilinin bu ayıpları ve eksik ifaları sözleşmede davalı … Limited Şirketi ile birlikte imzası bulunan diğer davalı …’na hem Whatsapp hem de Batman … Noterliği’nin … yevmiye ve 01/04/2022 tarihli ihtarname ile bildirmesine rağmen davalı yanca müvekkiline dönüş yapılmadığını, bunun üzerine taraflarınca öncelikle; İstanbul 15. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2022/84D.iş sayılı dosyasıyla delil tespiti talebinde bulunulduğunu, akabinde de İstanbul 16.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2022/232 Esas sayılı dosyasıyla , müvekkillerinin borçlu olmadığının tespiti ve ihtiyati tedbir talepli dava ikame edildiğini, ayrıca dava konusu senetlere ililişkin olarak aval sıfatıyla borçlu konumunda bulunan davacı müvekkili … lehine İstanbul 2.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2022/290 Esas sayılı dosyasıyla da müvekkilinin borçlu olmadığının tespiti ve ihtiyati tedbir talepli dava ikame edildiğini, bu iki dosyanın birleştirildiğini, yine; müvekkilinin; kendisini ”… Limited Şirketi” Yetkilisi ve mimar olarak tanıtan davalı …’nun beyanlarına itibar ederek dava dayanağı sözleşmenin imzalandığını, ancak ;bu sözleşmenin kurulmasından önce davalı …’nun kendisini mimar olarak tanıtmasına rağmen davalı yanın işi geciktirmesi, şüpheli davranışlarda bulunması ve daha sonra müvekkilinin telefonlarına çıkmaması üzerine, müvekkili tarafından yapılmış olan araştırmalar neticesinde davalının mimar yerine finans mezunu olduğunun öğrenildiğini, yine davalı …’nun kendisini davalı şirket yetkilisi olduğunu belirtmesi ile davalı şirket ve davalı … ile müvekkili şirket arasında satış ve hizmet sözleşmesi imzalanmışsa da bu şirketin de 2014 yılında tasfiye edilmek suretiyle kapatıldığının öğrenildiğini, ayrıca davalı tarafın bu hile ve aldatıcı tutumlarına ilişkin olarak taraflarınca İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2022/64978 sor. numaralı dosyasıyla suç duyurusunda bulunulduğunu, bunun üzerine davalı … tarafından kendi lehine haksız çıkar elde etmek amacıyla kötüniyetli bir şekilde, ilk derece mahkemesi nezdindeki senete ilişkin olarak , İstanbul 4.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2022/135D. İş sayılı dosyasından 14/04/2022 tarihinde ihtiyati haciz kararı alınmak suretiyle, İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile müvekkilleri aleyhine icra takibi başlatıldığını, akabinde taraflarınca; İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2022/232 Esas Sayılı dosyasında tekrar talepte bulunulmak suretiyle, bu ihtiyati haciz kararı doğrultusunda İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas Sayılı dosyasında yapılacak olan icrai işlemlerin, müvekkillerinin ticari itibarının zedelenmesinin yanı sıra müvekkili açısından telafisi mümkün olmayan zararlara sebebiyet vereceği belirtilmek suretiyle ihtiyati tedbir kararı verilmesinin talep edildiğini, mahkemesi tarafından bu talebin ikinci kez reddedildiğini, ilk derece mahkemesi nezdine taraflarınca sunulmuş olan Whatsapp konuşmaları, video kayıtları, sözleşme, ihtarname ve diğer delillerimiz incelendiğinde açıkça görüleceği üzere, davalı tarafından, müvekkilinin sahibi olduğu … isimli kafe sözleşmede belirtilen sürede bitirilmediği gibi, ayıplı ve eksik bir şekilde ifa edildiğini, nitekim; dosyada mübrez video kaydında da, sözleşmede taahhüt edilen işlemlerin süresinde ve ayıpsız bir şekilde ifa edilmediğinin açık bir şekilde görüldüğünü, bahse konu sözleşmenin, davalılardan …’nun kötüniyetli ve hile içeren davranışları sebebiyle tasfiye edilmiş ””… Limited Şirketi ve diğer davalı … ile imzalanmış olup şirket yetkilisi olduğunu beyan eden …’nun bu şirketin tasfiye edildiğini dahi gizlemiş olması, kötüniyetli olduğunun ve davacı müvekkilleri zarara uğratma kastının bulunduğunu gösterdiğini, ayrıca İcra İflas Kanunu’nun 72.maddesi amir hükmü gereğince; taraflarınca ilk derece mahkemesi nezdindeki davanın 05/04/-2022 tarihinde ikame edildiği ve davalı tarafından ise bu davanın ikame edildiği tarihten sonra icra takibi başlatıldığını, yine davalı tarafların bu sözleşmede belirtilen yükümlülükleri ayıplı ve eksik bir şekilde ifa ettiği ve bu durumun dosyada mübrez delillerle açık bir şekilde görüldüğü ve ayrıca, davalı …’nun hileli davranışlar sonucunda, yetkilisi olduğunu beyan ettiği davalı şirketin tasfiye edildiğini gizlemek suretiyle açıkça kötüniyetli olduğu ve müvekkillerini zarara uğratma kastı taşıdığı gözetildiğinde müvekkillerinin ticari itibarının daha fazla zedelenmemesi ve hak kaybına uğramaması amacıyla, asıl dosyadan verilmiş olan 21/04/2022 tarihli ara kararının kaldırılması için istinaf kanun yoluna başvurmuştur. Uyuşmazlık, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 470. ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Davacılar iş sahibi, davalılar ise yüklenicidir. Her ne kadar mahkemece 21/04/2022 tarihli ara karar ile; asıl davada davacı şirket vekilinin ihtiyati tedbir talebi ile ilgili olarak daha önce 2 kez karar verildiğinden bahisle söz konusu talepte yeni bir delil veya vakıadan bahsedilmediğinden şartları oluşmayan ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiş ise de; mahkemenin 13/04/2022 tarihli ara kararı tesis edildiğinde davacı şirket hakkında davalılar tarafından dava konusu senetler dayanak yapılarak alınmış bir ihtiyati haciz kararı ve yapılmış bir icra takibinin bulunmadığı dosya kapsamı ile sabittir. Davanın dayanağı olan ve muaccel hale gelen senetler nedeniyle davalı yanca davacı aleyhinde İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2022/135 D.İş sayılı dosyasından alınan ihtiyati haciz kararı 14/04/2022 tarihli olup, 13/04/2022 tarihli ara karardan önceki bir tarihtir. Davacı şirket vekili bu kez ihtiyati haciz kararını gerekçe göstererek bu kez 16/04/2022 tarihli dilekçe ile İİK’nın 72/2. Maddesi gereğince icra takibinin durdurulması mahiyetinde ihtiyati tedbir kararı verilmesi talep edilmiş, mahkemece 18/04/2022 tarihli ara karar ile dava konusu senetlerin vadesinde ödenmemesi üzerine başka bir mahkemece verilmiş ihtiyati haciz kararının ihtiyati tedbir şartlarının gerçekleştiği yönünde bir gelişme olmadığı gibi, önceki ara kararın istinaf süresinin de dolmadığı gerekçeleriyle talebin reddine karar verilmiştir.Davacı vekili bu kez 19/04/2022 tarihli dilekçesi ile davalı yanca davacı şirket aleyhinde alınan ihtiyati haciz kararının İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile takibe konulduğu belirtilerek bu kez İİK’nın 72.maddesi gereğince icra takibinin durdurulması , bunun mümkün olmaması halinde de asıl alacak ile ferilerinin depo edilmesi karşılığında icra veznesine yatacak paranın alacaklıya ödenmemesi yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesi talep edilmiş, mahkeme istinafa konu 21/04/2022 tarihli ara karar ile ihtiyati tedbir talebi ile ilgili olarak daha önce 2 kez karar verilmiş olup, söz konusu talepte yeni bir delil veya vakıadan bahsedilmediğinden şartları oluşmayan ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiştir. Açıklandığı üzere; mahkemece asıl davada davacı şirket vekilince aşamalarda verilen 16/04/2022 ve 19/04/2022 tarihli dilekçelerde talep edilen ihtiyati tedbir ile dava dilekçesinde talep edilen ihtiyati tedbirin mahiyetlerinin farklı olduğu, davacı vekilinin istinafa konu ara kararının dayanağı olan 19/04/2022 tarihli dilekçede İİK’nın 72.maddesi gereğince davalılar tarafından davacı şirket aleyhinde İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasından yapılan takibin durdurulması, bunun mümkün olmaması halinde ise asıl alacak ile ferilerinin depo edilmesi karşılığında icra veznesine yatacak paranın alacaklıya ödenmemesi yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesi talep edildiği gözetilerek bu kapsamda somut olayda İİK’nın 72.maddesi şartlarınını oluşup oluşmadığının değerlendirilmesi, ve bu hususta olumlu olumsuz bir karar verilmesi gerekirken, hatalı değerlendirme sonucu dilekçede yeni bir vakıa veya delilden bahsedilmediği gerekçesiyle yazılı şekilde ihtiyati tedbir kararının reddine karar verilmesi isabetsiz olmuştur. Açıklanan nedenlerle, asıl davada davacı şirket vekilinin istinaf talebinin kabulü ile usul ve yasaya uygun bulunmayan yerel mahkeme ara kararının 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince kaldırılarak yukarıda açıklanan şekilde inceleme ve araştırma yapıldıktan sonra oluşacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi için dosyanın yerel mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-Asıl davada davacı şirket vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE, 2-İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 21/04/2022 tarih, 2022/232 Esas sayılı ara kararının KALDIRILMASINA, 3-Dosyanın Dairemiz kararına uygun şekilde inceleme yapılarak yeniden bir karar verilmek üzere yerel mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 4-Davacı tarafından yatırılan istinaf karar harcının istek halinde kendisine İADESİNE, 5-Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda DİKKATE ALINMASINA, 6-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince KESİN olmak üzere 06/07/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.