Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2022/1903 E. 2022/1399 K. 06.07.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/1903
KARAR NO: 2022/1399
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 18/04/2022
NUMARASI: 2021/771 Esas (Derdest)
DAVANIN KONUSU: İtirazın iptali
KARAR TARİHİ: 06/07/2022
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sırasında verilen ara kararına karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Dava; taraflar arasında düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanan bakiye iş bedeli alacağının tahsili için yapılan icra takibine vaki itirazın iptali, takibin devamı ve icra inkar tazminatı talebine ilişkin olup, mahkemece davacı vekilinin ihtiyati haciz talebinin reddine dair verilen karara karşı davacı yanca istinaf talebinde bulunulmuştur. Davacı vekili, taraflar arasında İstanbul ili, Maltepe İlçesi, … Mahallesi, … Sok., … Sitesi, No:…, … Blok D:…”de bulunan davalı şirkete ait taşınmazın tadilat ve dekorasyon işlerinin müvekkili şirket tarafından yapılması için 20/10/2020 tarihli ”İnce İşler Taahhüt Sözleşmesi” başlıklı sözleşme ile, akabinde 04/02/2021 tarihli ”Taahhüt Dışı Konular Sözleşmesi’ başlıklı ikinci bir sözleşme akdedildiğini, müvekkili şirketin, keşif listesinde 1. sınıf işçilik ve 1. sınıf malzeme olarak tanımlanabilecek lüks malzeme seçimi olmamasına rağmen, belirlenenden daha nitelikli iş yaptığını ve davalı şirket ile arasında akdedilen sözleşmeye riayet ederek tam anlamda ifasını tamamladığını, davalı şirket yetkilisi …’in, Ocak ayında taşınmaza taşınması ile birlikte, işin tesliminin gerçekleştiğini, davalı tarafından işin ifasının en başından teslime kadar ve hatta teslim anında dahi herhangi bir eksik yahut ayıp bildiriminde bulunulmadığını, müvekkili şirket tarafından mimari proje hizmetleri kapsamında 25.000,00 TL, keşif belgesinde mevcut olmayan taahhüt dışındaki kalemler için hak ediş bedeli olarak 43.470,00 TL ve 13.500,00 TL olmak üzere toplam 652.504.60 TL fatura keşide edilip davalı şirkete Beyoğlu … Noterliği’nin … yevmiye numaralı 31/03/2021 tarihli ihtarnamesi ile tebliğ edildiğini, davalı tarafın önce ödeme yapmayı taahhüt ettiğini, bu süre zarfında Üsküdar … Noterliği’nin … yevmiye numaralı 13/04/2021 tarihli ihtarnamesi ile taraflarına cevabi ihtarname gönderdiğini, ancak verilen mehil içinde davalı yanca ödeme yapılmadığından temerrüde düştüğünü, bunun üzerine taraflarınca İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasından takip başlatıldığını, ancak davalının haksız itirazı üzerine takibin durdurulduğunu, ticari uyuşmazlıklarda arabulucuya başvuru zorunluluğunun dava şartı olması sebebiyle 07/05/2021 tarihinde başlatılan arabuluculuk dosyasında da anlaşmaya varılamadığını, davacı müvekkilinin 01/07/2021 tarihinde davaya konu sözleşmeler ve taahhüt dışı işler kapsamında yapmış olduğu tadilat, dekorasyon ve tüm işlerin davalı şirkete ait taşınmaza uygulandığının tespiti ve bu işler için talep edebileceği hak ediş miktarının alanında uzman mimar ve inşaat bilirkişilerinden oluşacak heyet ile belirlenmesi için İstanbul Anadolu 16. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2021/73 D. İş sayılı dosyasından yaptırdığı delil tespiti dosyasından hazırlanan 26/10/2021 tarihli bilirkişi heyet raporunda; davalı şirket yetkilisi …’e ait bahçe dubleksinin tadilat ve dekorasyon işleri sözleşme kapsamındaki ve sözleşme şartlarına uygun malzemeler kullanıldığının ancak bazı işçilik hatalarının olduğunun görüldüğü, ancak söz konusu meskende duvarlarda bazı alçıların yeni yapıldığı, hala kurumadığı, dolap ayarlarının menteşelerinin farklı markalarda olduğu, bunun davalı tarafından beyan edildiği şekilde sonradan değiştirilmiş olabileceği, dolap kapak ayarlarının özensiz kullanıma bağlı olarak bozulmuş olabileceği, müvekkili şirketin ödeme ve çek almamasına rağmen iyi niyet çerçevesinde sözleşme akdine uymak amacıyla işini bitirmiş olduğunun tespit edildiğini, bu eksik ve kusurlu imalatlar için %10 nefaset kesilmesinin uygun görüldüğü, buna göre KDV dahil 652.504,60 TL’lik bedelin %10’u olan 65.250,46 TL’nin toplam iş bedelinden mahsup edilmesi sonucu müvekkili şirketin 587.254,14TL alacaklı olduğunun belirlendiğini, davalının açıkça kötü niyetli olarak müvekkilinin alacağına ulaşmasına engel olduğunu, bugüne kadar müvekkiline ödeme yapmadığını, taşınmaza müvekkilince değer katıldığını, taşınmazın davalı yanca kullanıldığını ileri sürerek davalı şirkete ait menkul, gayrimenkul mallar, araç, banka hesapları üzerine telafisi güç veya imkansız zararların önüne geçebilmek için İstanbul Anadolu 16. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2021/73 D. İş sayılı dosyası kapsamında hazırlanan 26/10/2021 tarihli bilirkişi heyet raporu da gözönüne alınarak ihtiyati haciz konulması ile davalının haksız itirazının iptaline, takibin devamı ile davalının icra inkar tazminatı ile sorumlu tutulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesi ile, taraflar arasında, müvekkili firma yetkilisi …’e ait olan İstanbul ili, Maltepe İlçesi, … Mahallesi, … Sk., … Sitesi, No:…, … Blok D….de bulunan bağımsız bölümün tadilat ve dekorasyon işlerinin davacı yüklenici … tarafından yapımı için 20/10/2020 tarihli İnce İşler Taahhüt Sözleşmesi akdedildiğini, sözleşmenin konusunun; belirtilen adreste yer alan dubleks dairenin tadilat ve dekorasyon işlerinin ekli görseller ve keşif listesinde belirtilen hususlar ve kalemler dahilinde yapılması olduğunu, keşif listesinde yer alan işlerin tamamlandığında ne şekilde gözükeceği, nasıl bir işlem yapılacağı ile ilgili 3 boyutlu görsellerle ilgili sunum yapıldığını, ayrıca iş bu 3 boyutlu görsellerin birer örneğinin de müvekkil şirket yetkilisi ve ortağı, evin sahibi …’e verildiğini, davacının dilekçesinde sözleşmeye konu tadilatın yapıldığı taşınmazın davalı müvekkili şirkete ait olduğunu iddia etmiş ise de sözleşmeden de açıkça görüleceği üzere ilgili taşınmazın müvekkil şirketin yetkilisi ve ortağı olan …’e ait olduğunu, sözleşme bedelinin taraflar arasında götürü olarak 471.000,00 TL olarak belirlendiğini, bu bedelin ödenmesi hususunun da sözleşmenin 4. Maddesinde belirlenen şekilde kararlaştırıldığını, sözleşme bedeli 471.000,00 TL olarak belirlenmiş olmasına karşın davacı yanın düzenlemiş olduğu faturada bu bedele ayrıca %18 KDV ekleyerek bu bedelin 555.780,00 TL olarak ödenmesini talep ettiğini, ancak davacı yanın bu talebinin açıkça hukuka aykırı olduğunu, taraflar arasında imzalanan sözleşmede KDV’nin hariç tutulduğuna ilişkin herhangi bir kayıt bulunmadığını, davacı tarafından müvekkiline keşide edilen ihtarname ekinde fatura tebliğ edildiğini, ancak süresi içerisinde bu faturanın kabul edilmediği ve iade edildiğinin taraflarınca davacı yana keşide edilen Üsküdar … Noterliği’nin 13/04/2021 tarih ve … yevmiye nolu ihtarnamesi ile belirtildiğini ve bu faturanın davacı yana iade edildiğini, süresi içerisinde faturaya itiraz edilmiş olmakla, fatura içeriğinin sözleşmeye uygun olduğunu ispat külfetinin davacıda olduğunu, davacı yanın düzenlediği faturada ayrıca mimari proje hizmetleri kapsamında 25.000,00 TL, keşif belgesinde olmayan taahhüt dışı konular kapsamında hakediş bedeli olduğunu iddia ederek 43.470,00 TL ve 13.500,00 TL ayrıca bedel talep ettiğini, davacının hakedişi olduğuna yönelik iddialarının gerçeğe aykırı olduğunu, davacı tarafça dosyaya sunulan 04/02/2021 ve 06/02/2021 tarihli belgelerin davacı tarafından her zaman düzenlenmesi mümkün nitelikte olduğunu, müvekkiline ait herhangi bir imza içermediğini, dolayısı ile müvekkilini bağlayıcı nitelikte olmadığını, mimari hizmetler veren davacı şirketin mimari proje hizmetleri adı altında ayrıca bir bedel talep etmesinin hukuka aykırı olduğunu, sözleşmede işin süresinin 2,5 ay olarak belirlenmiş olmasına rağmen davacı yanca bu süreye uyulmadığını, sözleşme kapsamında yer alan işlerin tam ve eksiksiz, ayıpsız bir şekilde müvekkiline teslim edilmediğini, yapılan işlerdeki eksiklikler ve ayıpların davacı yana defaatle sözlü olarak bildirildiğini, davacının işleri bitirmeyip, ayıpları ve hataları da gidermemesi üzerine taraflarınca davacı yana Üsküdar … Noterliği’nin 16/03/2021 tarih ve … yevmiye nolu ihtarnamesinin keşide edilerek, davacının sözleşme süresine uymadığı, sözleşme kapsamındaki işlerin tam ve eksiksiz bir şekilde teslim edilmediği, yapılan işlerin sözleşme ekindeki görseller ve taahhüt edilen şekline aykırı, sözleşmede yapılması öngörülen şekilde yapılmayıp ayıplı olduğu ve işlerin bu şekilde kabulünün mümkün olmadığının ihtar edildiğini, ayrıca iş bu ihtarname ile davacı yana 7 gün içerisinde sözleşme kapsamında yer alan işlerden tamamlanmayan ve eksik olanların sözleşme ve ekinde yer alan görsellere uygun olarak tamamlanmasını, ayıplı olan işlerin ise yine bu süre içerisinde sözleşme ve ekinde yer alan görsellere uygun olarak bu ayıpların giderilmesini, aksi halde iş teslimi yapılmamış olacağından sözleşme bedelinin son taksidinin ödenmeyeceğinin ihtar edildiğini ve ödemezlik def’inde bulunulduğunu, bu ihtarnamenin akabinde yine taraflarınca 18/03/2021 tarihinde İstanbul Anadolu 6. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2021/ 30 D. İş sayılı dosyası ile sözleşme kapsamında yer alan işlerin sözleşmeye ekli 3 boyutlu görseller ve keşif listesinde belirtilen hususlar ve kalemler dahilinde yapılıp yapılmadığının, işlerin tam ve eksiksiz bir şekilde tamamlanıp tamamlanmadığının, eksikliklerin mevcut olup olmadığının tespiti ile yapılan işlerin hatalı ve ayıplı olup olmadığının, keşif listesinde yer alan işlerin her birinin halihazırda görsellerle taahhüt edilen şekline uygun bir şekilde ayıpsız bir şekilde tamamlanıp tamamlanmadığının, bitirilmeyen kısımların mevcut olup olmadığı ile ayıplı olan işlerin tespit edilmesi, eksik, ayıplı ve hatalı işlerin tespiti neticesinde bunların neler olduğu ve bu işlerin eksiksiz, tam ve ayıpsız bir şekilde tamamlanması ve düzeltilmesi için ne kadar bedel gerektiği ile tamamlanma süresinin ve tespit edilecek bu eksikliklerin işin tesliminin ayıplı olarak nitelendirilmesine neden olup olmadığının tespitinin talep edildiğini, 27/03/2021 tarihinde mahallinde yapılan keşif akabinde sunulan 04/06/2021 tarihli bilirkişi raporunda davacı tarafından yapılan işlerin fen ve sanat kurallarına aykırılık gösterdiği, sözleşme kapsamında yer aldığı şekli ile yapılmamış olduğu, sözleşme ve eklerine uymayan eksik imalat, malzeme ve işçilik hatalarından kaynaklı ayıplar olduğunun açıkça belirtildiğini, sözleşme bedelinin anahtar teslim şekilde 471.000,00 TL olduğundan rapor içeriğinde belirtilen ayıp ve eksiklikler için proje yüzölçümüne göre yapılan hesaplar ve piyasa araştırmaları neticesinde sözleşme bedelinin %30’u kadarının nefaset kesintisi (471.000,00 TLX 0.30%= 141.300,00 TL) olarak düşülmesi gerektiğinin belirtildiğini, bu raporun davacı yana tebliğ edildiği gün davacı tarafın dava dilekçesinde belirtmiş olduğu ve davasını dayandırdığı İstanbul Anadolu 16. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2021/ 73 D.iş sayılı dosyasından tespit talebinde bulunduğunu, bu dosyaya daha önce yaptırılmış olan tespite ilişkin İstanbul Anadolu 6. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2021/30 D.iş sayılı dosyasından alınan rapor sunulmuş olmasına rağmen sanki daha önce bu hususta bir inceleme ve değerlendirme yapılmamışcasına hatalı ve gerçeğe aykırı bir rapor tanzim edildiğini, sözleşmenin 4. Maddesinde sözleşme bedelinin 471.000,00 TL olarak belirlendiğini, sözleşme bedelinin ödenmesinin ise ;” Birinci ödeme: avans ödemesi olacaktır. Sözleşme onayında 24.10.2020 tarihinde 71.000,00 TL bedel peşin, 134.000,00 TL bedel 30.01.2021 vadeli çek ödemesi olarak alınacaktır. İkinci Ödeme: Hak ediş ödemesi olacaktır. İş ortasında 30.11.2020 tarihinde, 133.000,00 TL bedel 28.02.2021 vadeli çek ödemesi olarak alınacaktır. Üçüncü ödeme: Hak ediş ödemesi olacaktır. İş teslim tarihinde, 133.000,00 TL bedel 30.03.2021 vadeli çek ödemesi olarak alınacaktır.” şeklinde düzenlendiğini, sözleşmede yer alan birinci ödemeden 71.000,00 TL’nin 26/10/2020 tarihinde müvekkili şirket yetkilisi ve ortağı, sözleşmeye konu tadilatın yapıldığı evin sahibi …r’ e ait … Bankası A.Ş.’deki hesaptan davacı şirketin yetkili temsilcisi ve ortağı …’e ait … Bankası A.Ş.’de bulunan hesaba ödendiğini, sözleşmede belirtilen 134.000,00 TL bedel ve 30/01/2021 vadeli çek ödemesinin müvekkili firma tarafından keşide edilen … bankası A.Ş. Suadiye /İstanbul Şubesine ait 30/01/2021 vadeli 134.000,00 TL bedelli, … nolu çekin davacı şirket yetkili temsilcisi ve ortağı …’e teslim edilerek ödendiğini, sözleşmede ikinci ödeme olarak belirtilen 133.000,00 TL bedel ve 28/02/2021 vadeli çek ödemesinin müvekkili firma tarafından keşide edilen … bankası A.Ş. Suadiye /İstanbul Şubesine ait 28/02/2021 vadeli 133.000,00 TL bedelli , 3509600 nolu çekin davacı şirket yetkili temsilcisi ve ortağı …’e teslim edilerek ödendiğini, teslime ilişkin sözleşmeyi de imzalayan, davacı şirketin yetkilisi ve ortağı … tarafından çeklerin teslim alındığına dair evrakların dilekçeleri ekinde mevcut olduğunu, TBK’nın temsile ililşkin hükümleri gereğince davacı şirketin imza yetkilisi ve ortağı olan …’e yapılmış olan ödemeler ve kendisine teslim edilen çekler ile müvekkilinin ödeme yükümlülüğünü yerine getirdiğini, son ödemenin teslim tarihinde 30/03/2021 vadeli 133.000,00 TL bedelli çek ile yapılacağı belirtilmiş ise de sözleşme konusu işlerin müvekkiline tam ve eksiksiz, ayıpsız bir şekilde teslim edilmediğinden olup, bu eksiklikler giderilene kadar ilgili ödemenin yapılmayacağının davacı yana keşide edilen 16/03/2021 tarihli ihtarname ile belirtildiğini, davacı yanca İstanbul Anadolu 16. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2021/ 73. D. İş sayılı dosyasından hazırlanan bilirkişi raporuna göre müvekkili aleyhine ihtiyati haciz talebinde bulunmuş ise de, söz konusu raporun usule aykırı düzenlendiğini, olmayan şeyler varmış gibi yansıtıltığını, (sözleşmede KDV bedeli kararlaştırılmamış olmasına rağmen +KDV eklenerek sözleşme bedeli belirlenmiş, müvekkilin imzası olmayan belgeler sanki taraflar arasında imzalanmış gibi değerlendirme yapmış, müvekkil tarafından ödeme yapılıp yapılmadığı dosya içeriğinden belli olmamasına rağmen müvekkilin ödeme yapmayıp davacıyı mağdur ettiği vb.), objektiflikten uzak olması nedeniyle taraflarınca itiraz edildiğini, davacı yanın taleplerinin yargılamaya muhtaç olup, alacağın varlığı ve miktarı yargılamaya muhtaç iken ihtiyati haciz kararı verilemeyeceğini savunarak davanın ve ihtiyati haciz talebinin reddi ile haksız yapılan icra takibi nedeniyle davacı yan aleyhinde kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece 18/04/2022 tarihli ara karar ile, davacı yüklenicinin taraflar arasında imzalanan sözleşme kapsamında bir kısım işi yaptığı, ancak yaptığı işin oranı konusunda yanlar arasında ihtilaf bulunduğu yine dava dilekçesinden ve verilen cevaptan bir miktar ödemenin de gerçekleştiği, bu nedenle ödeme ile yapılan işin birbirine mütenasip olup olmadığının ancak yargılama esnasında çözümlenebileceği, ihtiyati haciz için kuvvetle muhtemel bir alacağın bulunması şartının şu an itibariyle gerçekleşmediği, konunun yargılamayı gerektirdiği gerekçesiyle davacı vekilinin ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesiyle, taraflar arasında akdedilen sözleşmenin bedelinin KDV hariç olmak üzere 471.000 TL olarak belirlendiğini, davalı tarafça sözleşmede kararlaştırılan bedele KDV’nin dahil olduğu iddiasının haksız ve hukuka aykırı olduğunu, kaldı ki tarafların sözlü olarak da KDV tutarının sözleşme bedeline dahil olmadığını kararlaştırdığını, bununla birlikte KDV tutarının, sözleşme bedeline dahil edilmesinin edimler arasında orantısızlığa ve gabine neden olacağı gibi, yapılan iş için müvekkili şirket tarafından temini sağlanan malzeme bedelinden dahi az olacağını, müvekkili şirketin, sözleşme ve akabinde düzenlenen taahhüt dışı işler listesindeki işlerin tamamını eksiksiz ve gereği gibi ifa ettiğini, davalı şirketin de müvekkili şirket tarafından yapılan işleri kabul edip taşınmazda ikamet etmeye başladığını, davalı tarafın, söz konusu 04/02/2021 tarihli ”taahhüt dışı konular” başlıklı iş listesindeki işleri kabul etmemesi ve bu belgenin imza barındırmadığını ileri sürmesinin de mesnetsiz olduğunu, söz konusu belgenin sözleşme değil, yapılacak iş listesinin fiyatlandırması olduğunu, listede belirtilen işlerin tamamının müvekkili tarafından yapıldığını ve bu işlerin İstanbul Anadolu 16.Sulh Hukuk Mahkemesi 2021/73 D.İş dosyası ile de tespit edildiğini, davalı şirketin de müvekkilinin hem ince işler taahhüt sözleşmesi hem de taahhüt dışı konular başlıklı iş listesinde belirtilen işleri tam ve eksiksiz yapması neticesinde hali hazırda konutu kullandığını, taraflar arasında akdedilen sözleşmenin davacı müvekkili … Ltd. Şti. ve davalı … Ltd. Şti. arasında imza altına alındığını, her iki tarafın da basiretli tacir olduğu ve arada sözleşmesel ilişki bulunduğu dikkate alındığında; davalı şirket yetkilisi tarafından, müvekkili şirket ortaklarından birine açıklama dahi yazılmaksızın yapılan ödemelerin müvekkili şirkete yapıldığının kabulü mümkün bulunmadığını,somut olayda davacı müvekkili şirketin üç ortağı bulunduğunu, 24/100/2020 Tarihli sözleşmede ödemenin şirketler arasında yapılacağının açıkça kararlaştırıldığını, buna göre davacı müvekkili şirket ortaklarından …’in şahsi hesabına, davalı şirket yetkilisi tarafından açıklama yazılmaksızın yapılan ödemenin, davalı şirketin müvekkili şirkete olan borcuna istinaden yapıldığını söylemek hukuken mümkün olmadığını, taraflara ait ticari defter ve belgeler incelendiğinde de davalı şirket tarafından müvekkili şirkete hiçbir ödeme yapılmadığını, davalı şirket yetkilisinin şahsi hesabından, müvekkili şirket ortaklarından …’e yapılan açıklama dahi bulunmayan ödemelerinin taraflar arasında mevcut sözleşmeye istinaden yapıldığının yazılı delil ile ispatlanamadığını, taraflar arasında mukim sözleşmenin şirketler arasında imzalandığını, müvekkili tarafından yapılan işin karşılığı keşide edilen faturaların da davalı şirkete yönetildiğini, bu durumda da husumet yönünden davalı şirketin, müvekkili şirketin hak ediş bedellerinden sorumlu olduğunun açık ve kesin olduğunu, davalı şirketin müvekkili şirkete borçlu olduğunu ve söz konusu borcun muaccel hale geldiğini, dosyanın geldiği aşama dikkate alındığında, ihtiyati haciz taleplerinin tekemmül ettiği, müvekkili şirketin daha fazla zarara uğramaması için ihtiyati haciz taleplerinin kabul edilmesi gerektiğini belirterek yerel mahkeme kararının kaldırılması için istinaf kanun yoluna başvurmuştur. Uyuşmazlık, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 470. ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Davacı yüklenici, davalı ise iş sahibidir. Taraflar arasında 20/10/2020 tarihli ”İnce İşler Taahhüt Sözleşmesi” başlıklı sözleşme ile, akabinde 04/02/2021 tarihli ”Taahhüt Dışı Konular Sözleşmesi’ başlıklı ikinci bir sözleşme akdedilmiştir. Bu sözleşme ile davacı yüklenici sıfatıyla, davalıya ait İstanbul ili, Maltepe İlçesi, … Mahallesi, … Sok., … Sitesi, No:…, … Blok D:…”de bulunan taşınmazın tadilat ve dekorasyon işlerini yapmayı üstlenmiştir. Taraflar arasındaki sözleşme iş sahibi olarak davalı … Tic. Ltd. Şti. adına şirket yetkilisi ve ortağı, aynı zamanda sözleşme konusu tadilatı ve dekorasyonu yapılacak olan evin sahibi … tarafından, yüklenici olarak da davacı … Tic. Ltd. Şti. adına yetkilisi ve ortağı … tarafından imza altına alınmıştır. İİK’nın 257. maddesinde rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı, borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz mallarını ve alacaklariyle diğer haklarını ihtiyaten haczettirebileceği, vadesi gelmemiş borçtan dolayı ancak borçlunun belirli bir yerleşim yerinin bulunmaması veya mallarını gizleme, kaçırma, kaçma gibi alacaklının haklarını ihlal eden eylemlerde bulunması halinde ihtiyati haciz kararı verilebileceği düzenlenmiştir. İhtiyati haciz talep eden taraf, öncelikle dilekçesinde dayandığı ihtiyati haciz sebebini belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak, yasal delillerle ispat etmek zorundadır. Yukarıda yapılan açıklamalar ışığında; somut olayda mahkemece davacı yanın iddiaları, davalı yanın savunmaları ve sunulan delilerin doğru değerlendirilmesi suretiyle İİK’nın 257.maddesi kapsamındaki koşulların henüz gerçekleşmediği gerekçesiyle davacı vekilinin ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmesi dosya kapsamı ile usul ve yasaya uygun olmuştur. Açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzeni gözetilerek yapılan istinaf incelemesi sonucunda, tarafların iddia ve savunmaları ile tüm dosya kapsamına göre, davacı vekilinin ihtiyati haciz talebinin reddine ilişkin mahkeme ara kararında, ileri sürülen istinaf sebeplerine göre usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, yaklaşık ispat kriterleri ile yargılama sırasında sunulacak delillere göre talep halinde ihtiyati haciz şartlarının her zaman yeniden değerlendirilebileceği göz önüne alındığında, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1. bendi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1-İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 18/04/2022 tarih ve 2021/771 Esas sayılı ara kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince REDDİNE, 2-İstinaf harçları peşin alındığından ayrıca harç alınmasına YER OLMADIĞINA, 3-Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde BIRAKILMASINA,4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 362/1-f bendi gereğince KESİN olmak üzere 06/07/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.