Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2022/1885 E. 2022/1530 K. 28.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/1885
KARAR NO: 2022/1530
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 02/03/2022
NUMARASI: 2021/391 Esas, 2022/129 Karar
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ: 28/09/2022
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili, davacı ile davalı arasında akdedilen malzemeli ve malzemesiz uygulama sözleşmeleri gereğince davacının iş ve yükümlülüklerinin tamamlanarak eksiksiz yerine getirilerek teslim edildiğini, hak ediş raporları üzerinden tutulan davacı cari hesap kaydında 389.946,62 USD alacaklı bulunduklarını, ihtarname gönderdiklerini, icra takibinden önce davalı tarafın 40.000 USD ödeme yaptığını, alacak miktarının 349.946,62USD’ye düştüğünü, bakiye alacak için İstanbul …İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile davalıya ödeme emri gönderildiğini, ödeme emrinin davalıya 03/02/2021 tarihinde tebliğ edildiğini, davalı tarafından ödeme emrine 08/02/2021 tarihinde kısmi itirazda bulunulduğunu, söz konusu itirazda borçlu şirketin davacı şirkete 159.946,62USD borcu bulunduğunu kabul ettiklerini ancak 190.000USD’lik kısmına itiraz ettiklerini, davalının itirazı üzerine takibin durduğunu, itirazın kötüniyetli olduğunu belirterek, itirazın iptali ile %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatının tahsilini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, eser sözleşmelerinden kaynaklanan tüm alacakların 5 yıllık zamanaşımına tabi olduğunu, davanın öncelikle zamanaşımı nedeniyle reddi gerektiğini, yapımını davalı şirketin üstlendiği işlerde davalı şirketin alt yüklenicisi olarak davacının faaliyet gösterdiğini, davalının alt yüklenicisi durumunda olan davacı şirketin sigortasında bulunan 4 adet çalışanının kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, fazla çalışma ücreti, hafta tatili ücreti, bayram ve genel tatil ücreti, yıllık izin ücreti gibi alacaklarının ödenmediği gerekçesiyle bu taleplerle davalı şirkete karşı dava açtığını, söz konusu davaların iş mahkemeleri nezdinde görüldüğünü ve davanın halen derdest olduğunu, bu davalar nedeniyle davalı tarafından icra dosyalarına tehiri icra amacıyla 1.103.000,00 TL bedelinde teminat mektubu sunulduğunu, sözleşme maddelerinden de görüleceği üzere alt yüklenicinin bahsetmiş olduğu çalışanlarının tüm tazminat ve işçilik alacaklarından alt yüklenici olan davacıya karşı sorumlu olduğunu, davaların davalı şirkete karşı açıldığından ve davaların kısmen kabulüne karar verilmesi sebebiyle kararların tehir i icra talepli olarak istinaf edildiğini, davacı tarafından yapılan işlerle ilgili Türkmenistan makamlarından ayıp ihbarı gelmesi nedeniyle davacının hak edişlerinde kesinti yapıldığını, davacının yalnızca 179.922,62USD bakiye alacağına sözleşme düzenlemelerine uygun şekilde bloke konulduğunu belirterek, hesap mutabakatı sağlanmasından önce açılması nedeniyle davanın reddine, işçilik alacakları talebiyle açılan davaların bekletici mesele yapılmasına, davalı şirketçe kanundan ve sözleşmeden doğan hakları kullanılarak davacı alacağı üzerine bloke konulması nedeniyle davanın reddine, bloke konulan bedellerin davanın devamı esnasında davalı şirket tarafından işçilere ödenmesi durumunda ise ödenen miktarların davacının alacaklı çıkması halinde davacı alacağından 179.922,62USD’lik kısmının takas ve mahsubuna, kötü niyetli takip nedeniyle %20 kötü niyet tazminatı ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir.Mahkemece, davacı ile davalı arasında malzemeli ve malzemesiz uygulama sözleşmelerinin akdedildiği, İİK’nın 58.maddesinde takip talebinin icra dairesine yazılı veya sözlü olarak yada elektronik ortamda yapılacağı düzenlemesinin bulunduğu, İİK 58/3.Maddesinde alacağın veya istenen teminatın Türk parasıyla tutarı ve faizli alacaklarda faizin miktarı ile işlemeye başladığı gün, alacak veya teminat yabancı para ise alacağın hangi tarihteki kur üzerinden talep edildiği ve faizi’nin takip talebinde gösterilecek hususlar olarak belirtildiği, davacı tarafından davalı aleyhine İstanbul …İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile başlatılan icra takibinde, 349.946,62 USD alacak (istenen yıllık en yüksek mevduat faizi USD) üzerinden takip başlatıldığı, buna göre ödeme emrinin düzenlenerek borçluya tebliğ edildiği, dolayısıyla İİK’nın 58/3.maddesinde belirtilen hususlara göre takip talebinin düzenlenmemiş olduğu, işbu takip talebine göre davalı-borçluya gönderilen ödeme emrinin de usulune uygun olmadığı gerekçesiyle, İİK’nın 58/3. Maddesine uygun usulüne uygun bir takip talebi ve ödeme emri bulunmadığından davanın usulden reddine karar verilmiştir. Davalı vekili istinaf dilekçesinde, mahkeme tarafından icra takip talebine göre davalıya gönderilen ödeme emrinin usulüne uygun olmaması sebebiyle davanın reddine karar verdiğini, 190.000 USD üzerinden açılan davada, bu miktar üzerinden harç yatırılan ve iki tarafın da delilleri toplanarak esasa girilen davanın reddine karar verilmesine rağmen davalı lehine nispi vekalet ücreti yerine maktu vekalet ücreti verildiğini, hukuka aykırı olduğunu, mahkemenin nisbi vekalet ücretine hükmetmesi gerektiğini, belirterek mahkeme kararının kaldırılmasına, davalı tarafa nispi vekalet ücreti verilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Taraflar arasındaki uyuşmazlık, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu 470 ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Davacı alt yüklenici, davalı yüklenicidir. Davacı tarafça, taraflar arasındaki malzemeli ve malzemesiz uygulama sözleşme gereğince alt yüklenici olan davacının edimini yerine getirmesine rağmen cari hesapta kalan bakiye alacağın tahsili için başlatılan icra takibine davalının itirazı ile durması sebebiyle itirazın iptali davası açılmış; mahkemece İstanbul …İcra Müdürlüğünün … esas sayılı icra takibinde, davacının takip talebi ile düzenlenen ödeme emrinin usule uygun olmadığından davanın usulden reddine karar verilmiştir. Bilindiği gibi, mahkemece, davanın usulüne uygun icra takibi bulunmaması sebebiyle usulden reddedilmesi halinde davalı vekili lehine, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 7/2 maddesi gereğince maktu vekalet ücreti takdir edilmesi gerekmektedir. Mahkemece bu hüküm gözetilerek davanın usulden reddi nedeniyle davalı vekili lehine maktu vekalet ücreti takdir edilmesi usul ve yasaya uygun bulunmuştur. Açıklanan nedenlerle, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzeni gözetilerek yapılan istinaf incelemesi sonucunda, dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenler ve ileri sürülen istinaf sebeplerine göre, mahkeme kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1. bendi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 02/03/2022 tarih ve 2021/391 Esas, 2022/129 Karar sayılı kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan REDDİNE, 2-İstinaf harçları peşin alındığından ayrıca harç alınmasına YER OLMADIĞINA, 3-Davalı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde BIRAKILMASINA, 4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK’nın 361. maddesi gereğince kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay’da temyiz yolu açık olmak üzere 28/09/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.