Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2022/1735 E. 2023/1296 K. 21.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/1735
KARAR NO: 2023/1296
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 28/03/2022
NUMARASI: 2021/147 Esas, 2022/308 Karar
DAVANIN KONUSU: Alacak
KARAR TARİHİ: 21/11/2023
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili, taraflar arasında 15.10.2019 tarihli inşaat sözleşmesi imzalandığını, sözleşme gereğince davalının tesislerinin güney cephesinde bulunan istinat duvarı yapımı ve zemin silim uygulaması, … özel dizayn katkısız beton, şap uygulaması, zemin tadilatı ve hafriyatının taşınması işlerinin yapılması gerektiğini, davacının istinat duvarı işini tamamladığını, bu işin bedelini davalıdan zorlukla tahsil ettiklerini, davalı tarafından yaptırılan diğer işlerin tamamlanmasına rağmen iş bedelinin ödenmediğini, davalıya ait fabrika tabanının yenilendiğini, yaklaşık 4.600 metrekare alanda, 12 TL birim fiyatla işin yapıldığını, iş bedelinin KDV dahil 55.200,00 TL olduğunu, belli yerlere … özel dizayn katkısız beton 80 metreküp döküldüğünü, metreküp birim fiyatının 230,00 TL olup 18.400,00 TL tuttuğunu, 650 metrekare alana şap uygulaması yapılmış olması sebebiyle işlemin piyasa fiyatı altında 15,00 TL, KDV dahil 9.750,00 TL olduğunu, davalı tarafın kullandığı faaliyet alanının zemin tadilatı ve hafriyatının taşınması işinin yapıldığını, bunun için 10.000,00 TL maliyet masrafı istendiğini, yapılan tüm ek iş bedelinin toplam KDV dahil 110.153,00 TL itibariyle düzenlenen faturanın davalı tarafa gönderildiğini, ancak davalı tarafından fatura kabul edilmeyerek Pendik …Noterliğinin … yevmiye sayılı ve 23.11.2020 tarihli ihtarnamesi ile iade ettiklerini, davalı iş yerinde bilirkişi marifetiyle İstanbul Anadolu 7.Sulh Hukuk Mahkemesi tarafından yapılan işin miktarı ve tutarı konusunda 2020/125 D.İş dosyası ile tespit yaptırdıklarını, bilirkişi tarafından düzenlenen raporda ek iş bedelinin KDV hariç toplam 75.000,00 TL olarak hesaplandığını, davalının imalatların davacı tarafından yapılmadığı şeklindeki beyanlarının değerinin bulunmadığını, işlerin yapıldığı esnada davalının işin başında bulunduğunu, davalının haberi ve izni olmadan bu derece önemli bir iş ve işlemin yapılamayacağını, davalı firma yetkililerinin yapılan işi hep kontrol ettiklerini, davalı taraf iş bitiminde fatura kesildiğinde ödeme yapacaklarını beyan etmelerine rağmen ek iş bedelinin ödenmediğini belirterek, fazlaya ilişkin talep ve haklarının saklı kalması şartı ile; şimdilik yapılan iş ve eser ücreti olarak toplam 75.000,00 TL’nin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, taraflar arasında 15.10.2019 tarihli inşaat sözleşmesi imzalandığını, sözleşmeden doğan iş bedelinin davacı tarafa ödendiğini, davacının iddiasının 15.10.2019 tarihli sözleşme dışı bir takım işler için toplam 75.000,00 TL’nin ödenmesinin talep edildiğini, 15.10.2019 tarihli eser sözleşmesinde yer alan işler haricinde başkaca bir işin yapımı konusunda davacı şirkete talimat vermediklerini, ek işler yapılması talimatının davalı şirketin kiracısı olan ve davanın ihbarını talep ettikleri … San. Ve Tic. A.Ş. olduğunu, dava konusu edilen işler yönünden davalı şirket ile kurulmuş akdi ilişki bulunmaması sebebiyle davacı tarafından kendilerine husumet yöneltilemeyeceğini, dava konusu işlerin yapım bedelinden davalı şirketin sorumlu bulunmadığını, davalı … ile dava dışı … Otomotiv arasında 02.05.2019 tarihli Kira sözleşmesi akdedildiğini, davalı şirketin maliki bulunduğu 14.500 m² arsa içerisindeki depo niteliğindeki alanın …’e kiralandığını, kiracının kiralamış olduğu alanı “Açık çarşı işletme” faaliyetine uygun olarak kullanmak üzere kiraladığını, işbu sözleşmenin akdedilmesinden sonra kiracı, kiralananı “Açık Çarşı ve 2. El Otomotiv Satış ve İşletme” faaliyetleri çerçevesinde kullanmak istemesi üzerine taraflar arasında yeniden 01.02.2020 tarihli kira sözleşmesi akdedildiğini, dava dışı kiracı şirket tarafından kiralanan alanda yapılan inşaat işlerinin yürütülmesi esnasında davalı şirket ile davacı şirket yetkilileri tanıştıkları ve aynı yer ile ilgili istinat duvar yapım işinin davacı şirkete verildiğini, sözleşme kapsamında belirlenen işlerin davacı şirket tarafından tamamlanması ile iş bedelinin davacı şirkete ödendiğini, davacı şirketin ek işler sebebiyle 110.153,00 TL bedelli fatura düzenlediğini ancak ek işlerin kendilerinin talimatı ile yapılan işler olmadığını belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece, dava konusu inşaat işlerinin 15/10/2019 tarihli İnşaat Sözleşmesi kapsamında ifa edilmediği değerlendirildiğinden, davalı şirketin dava konusu edimlerin ifasından 15/10/2019 tarihli İnşaat Sözleşmesi kapsamında sorumlu olmadığı kanaatine varıldığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir. Davacı vekili istinafında, taraflar arasında 15.10.2019 tarihli inşaat sözleşmesi imzalandığını, sözleşme gereğince istinaf duvarı edimini yerine getirdiklerini ve davalının iş bedelini ödediğini, ancak iş bittikten sonra davalı şirket tarafından zemin silme işi ile beton zemin şap işi ve inşaattaki atıkların nakliyesi talep edildiğini, talep edilen işlerin yerine getirildiğini, ancak iş bedelinin ödenmediğini, davalı taraf ek iş yapılması talimatlarının kendileri tarafından verilmediği beyan edilmiş isede, işin yapılması sırasında kendilerinin de hazır bulunduğunu, işin yapılmasını takip ettiklerini, davalı taraf depo zemin temizliği ücreti şeklinde ödeme yaptıklarını bu belgeyi dosyaya sunulduğunu, kira sözleşmesinde kiracıya tadilat yetkisi verilmediğini, yapılan işler gayrimenkulün mütemin cüzü olduğunu, İstanbul Anadolu 7. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2020/125 D.iş sayılı dosyasında alınan bilirkişi raporu itibariyle ek iş bedelinin hesaplandığını, dosya kapsamı itibariyle alınan bilirkişi raporunda, yapılan ek işler sebebiyle davalının malik olarak sorumlu olduğunu bildirdiklerini, mahkemenin yapılan bir iş ve yükümlüsü olmadığına yönelik karar verdiğini belirterek, yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Taraflar arasındaki uyuşmazlık, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu 470 ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Davacı yüklenici, davalı ise iş sahibidir. Taraflar arasında imzalanan 15.10.2019 tarihli sözleşme kapsamında davacının edimini yerine getirdiği ve iş bedelinin ödendiği hususunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmamaktadır. Taraflar arasındaki uyuşmazlık, sözleşme dışında yapılan ve davacı tarafın da kesilen fatura ile talep edilen 75.000,00 TL bedelin tahsili talebi hususundadır. Mahkemece, dava dışı yapılan işlerin sözleşme kapsamı dışında olduğu ve taraflar arasında ek işler için sözleşme ilişkisi kurulmadığından bahisle davanın reddine karar verilmiştir. 6100 sayılı HMK’nın “Senetle ispat zorunluluğu” başlıklı 200. maddesinde düzenlenen “(1) Bir hakkın doğumu, düşürülmesi, devri, değiştirilmesi, yenilenmesi, ertelenmesi, ikrarı ve itfası amacıyla yapılan hukuki işlemlerin, yapıldıkları zamanki miktar veya değerleri ikibinbeşyüz Türk Lirasını geçtiği takdirde senetle ispat olunması gerekir. Bu hukuki işlemlerin miktar veya değeri ödeme veya borçtan kurtarma gibi bir nedenle ikibinbeşyüz Türk Lirasından aşağı düşse bile senetsiz ispat olunamaz. ” hükmü gereğince davacı taraf, bu iddiasını senetle ispat etmek zorundadır. Aynı maddede (2) Bu madde uyarınca senetle ispatı gereken hususlarda birinci fıkradaki düzenleme hatırlatılarak karşı tarafın açık muvafakati halinde tanık dinlenebileceği de hükme bağlanmıştır. Senetle ispat zorunluluğuna ilişkin HMK’nın 200 vd. maddelerindeki düzenlemelerin sonucu olarak sözleşme ilişkisinin kurulması hukukî işlem niteliğinde olduğundan, eser sözleşmesine dayalı bir davada; davalının akdi ilişkiyi inkâr etmesi hâlinde, ispat yükü davacının üzerinde olup, sözleşmenin kurulduğunu davacının kural olarak yazılı delille veya ikrar, yemin, ticari defterler gibi diğer kesin delillerle ispatlaması gerekir. (Yargıtay HGK’nın 2017/15-3098 E. 2021/546K. 29/04/2021T.) HMK nın 202. maddesinde, iddia konusu hukuki işlemin tamamen ispatına yeterli olmamakla birlikte, söz konusu hukuki işlemi muhtemel gösteren ve kendisine karşı ileri sürülen kimse veya temsilcisi tarafından verilmiş veya gönderilmiş belge delil başlangıcı olarak tarif edilmiş ve senetle ispat zorunluluğu bulunan hâllerde delil başlangıcı bulunursa tanık dinlenebileceği belirtilmiştir. (bkz. Yargıtay 6.HD’nin 26.04.2022 gün, 2021/3822 E, 2022/2442 K. Sayılı kararı) Yazılı delille (senetle) ispat zorunluluğu bulunan durumlarda tanık dinlenebilmesi için HMK 202. maddesinde düzenlenen delil başlangıcının olması, HMK 200/2. maddesine göre karşı tarafın tanık dinlenmesine açıkça muvafakat etmesi ya da HMK 203. maddesinde sayılan istisnalardan birinin bulunması gerekir. Bunlar yoksa ve somut olayda olduğu gibi dava, HMK’nın yürürlükte olduğu dönemde açıldıysa; dava dilekçesinde, HMK 136/2. maddesinde yapılan atıf gereğince cevaba cevap dilekçesinde veya süresi içinde dosyaya sunduğu delil listesinde açıkça yemin deliline dayanıldıysa, davacı akdi ilişkinin varlığını kanıtlamak için davalıya yemin teklif eder ya da mahkeme davacı tarafa yemin teklif etme hakkı bulunduğunu hatırlatır (bkz. Yargıtay HGK’nın 29.04.2021 gün, 2017/15-3098 E., 2021/546 K. Sayılı kararı). Yapılan bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde; taraflar arasında yazılı sözleşme bulunmakla birlikte, sözleşme konusu işlerin tamamlanıp bedelinin ödendiği; uyuşmazlığın sözleşme dışı olarak yapıldığı belirtilen işler hususunda olduğu anlaşılmaktadır. Davalı taraf, sözleşme dışı ek iş olarak yapıldığı ileri sürülen işlerin kendisi için yapılmadığını, söz konusu yerin dava dışı … Sanayi ve Tic.AŞ’ne kiraya verildiğini, ek işler olarak adlandırılan işlerin dava dışı şirket için yapıldığını ileri sürerek davanın reddini istemiştir. Davalı taraf sözleşme dışı işlerin kendilerine ait olmadığını savunmakta olup, davacı da bu işlerin davalı için yapıldığını ispata yeter yasal delil sunmamıştır. HMK’nın 200/1. maddesi uyarınca bu hususun yazılı belge ile kanıtlanması gerekmektedir. Ancak, davacı yanca delil listesinde açıkça “yemin” deliline de dayanılmıştır. O halde, mahkemece, davacı tarafa, davacı tarafından yapılan sözleşme dışı işlerin davalı için yapılıp yapılmadığı yönünde davalı tarafa yemin teklif etme hakkı bulunduğu hatırlatılarak; sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, bu husus üzerinde durulmaksızın yazılı şekilde karar verilmesi yerinde olmamıştır. Açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin istinaf talebinin kısmen kabulü ile usul ve yasaya uygun bulunmayan yerel mahkeme kararının 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince kaldırılarak yukarıda açıklanan şekilde inceleme ve araştırma yapıldıktan sonra oluşacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi için dosyanın yerel mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun kısmen KABULÜNE, 2-İstanbul Anadolu 13. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 28/03/2022 tarih, 2021/147 Esas, 2022/308 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,3-Dosyanın Dairemiz kararına uygun şekilde inceleme yapılarak yeniden bir karar verilmek üzere yerel mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,4-Davacı vekili tarafından yatırılan istinaf karar harcının istek halinde kendisine İADESİNE,5-Davalı tarafça yapılan istinaf yargılama giderinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda DİKKATE ALINMASINA, 6-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince KESİN olmak üzere 21/11/2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.