Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2022/1719 E. 2022/1378 K. 06.07.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/1719
KARAR NO: 2022/1378
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 19/04/2022
NUMARASI: 2022/99 Esas, 2022/356 Karar
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ: 06/07/2022
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili, müvekkili şirket ile davalı şirket arasında ticari iş ilişkisi kurulduğunu, mevcut 18/08/2021 tarih ve KAR2021000001067 nolu 16.524,72 TL bedelli fatura tanzim edildiğini, bu faturadan bakiye kalan 14.839,42 TL’ nin ödenmemesi üzerine müvekkili şirket adına Küçükçekmece … İcra Müdürlüğü’nün … numaralı dosyasıyla icra takibine konu edildiğini, ancak davalı şirketin herhangi bir borcu olmadığından bahisle icra takibine itiraz ettiğini ve takibin durduğunu, borçlunun itirazının haksız olduğunu, borçlunun itirazında kötü niyetli olduğunu belirterek, itirazın iptaline, takibin devamına, %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili, taraflar arasında esen sözleşmesi bulunduğunu, genel yetki uyarınca icra takibinin Gaziosmanpaşa İcra Dairelerinde yapılması gerektiğini, davanın da İstanbul Asliye Ticaret Mahkemelerine açılması gerektiğini, dosyanın yetkisizlikle İstanbul Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine karar verilmesini istediklerini, müvekkili şirketin tekstil sektöründe faaliyet gösterdiğini, bu faaliyetleri kapsamında dünya çapında bilinen büyük firmalara parça başı, fason, toptan imalat ve ihracat olmak üzere mal ve hizmet tedarike sağladığını, bu kapsamda …A.Ş.’ den fason iş olarak anlaştığı gömlek siparişi aldığını, aldığı siparişe de uygun olarak söz konusu gömleklerin boyama işlemleri için davacı şirketle anlaştığını, ancak davacı söz konusu siparişleri ne süresinde gereği gibi yaptığını, bu kapsamda davacının ana borcu, eseri sözleşmede yer alan şekilde meydana getirerek, bu eseri tam ve zamanında iş sahibine teslim etmek iken davacının ana borcunu ifa etmediğini, müvekkili şirkete sadece davacıdan kaynaklı yaşanan bu gecikmeden dolayı … A.Ş’den toplamda 8.439,18-TL’ye varan reklamasyon faturası yansıtıldığını, müvekkilinin ise sürekli olarak davacıyla görüşmek istediğini ve davacı şirket yetkilileri teslim tarihine yetiştirmek için boya reçetelerini değiştireceklerini söz konusu ayıplarını gidereceklerini beyan ettiklerini, bu noktada müvekkili şirketin davacıdan alacaklı olmasına rağmen davacının haksız yere icra takibini ve huzurdaki davayı ikame ettiğini belirterek, davanın reddine, %20’den az olmamak üzere kötüniyet tazminatının davacıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir. Mahkemece, davalı borçlunun icra dairesinin yetkisine, borçlunun merkezinin Sultangazi ilçesi içerisinde bulunması nedeniyle Gaziosmanpaşa icra dairelerinin yetkili olduğu iddiası ile itiraz ettiği, itirazın iptali davalarına özgü yetki hükümleri mevcut olmadığından, icra dairesinin yetkisinin HMK.nın yetkiye ilişkin genel hükümleri çerçevesinde belirlenmesi gerektiği, HMK.nın 6.maddesi uyarınca genel yetkili icra dairesinin, davalının takibin yapıldığı tarihteki yerleşim yeri olduğu, alacağa konu işin bir eser sözleşmesinden kaynaklanması nedeniyle TBK.89. maddesinin uygulanmasının mümkün olmadığı, davalının yerleşim yerinin Sultangazi ilçesi olduğu, ilçenin ise Gaziosmanpaşa icra dairelerinin yetki alanında bulunduğu, takibin yetkisiz icra dairesinde yapıldığı dolayısıyla davaya konu geçerli bir icra takibinin mevcut olmadığı gerekçesiyle, davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesinde, HMK’nın 10. Maddesindeki seçimlik yetkiye dayanılarak icra takibinin akdin ifa yeri olan Küçükçekmece … İcra Dairesinde başlatıldığını, geçerli bir icra takibi bulunduğundan davanın esasına geçilmesi gerektiğini, icra takibine konu tekstil ürünlerinin boyama işlerinin müvekkili şirketin “… mahallesi, … caddesi, No:… Avcılar/İstanbul” adresinde yapılmış olduğunu, icra takibinin de bu nedenle Küçükçekmece … İcra Dairesinde başlatıldığını, geçerli bir icra takibi bulunduğundan davanın usulden reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu belirterek, yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir. Dosya kapsamına göre, taraflar arasında tekstil ürünlerinin boyama işlerinin yapılması konusunda sözlü sözleşme bulunmaktadır. Taraflar arasındaki bu sözleşme niteliğince, TBK’nın 470 ve devamı maddelerinde düzenlenen bir eser sözleşmesidir. Mahkemelerin yetkisi 6100 sayılı HMK’nın 5 ilâ 19. maddeleri arasında düzenlenmiştir. HMK’nın 6. Maddesine göre genel yetkili mahkeme, davalı gerçek ya da tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesidir. Yerleşim yeri 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu hükümlerine göre belirlenir. TMK’nın 19. Maddesine göre gerçek kişilerin yerleşim yeri, sürekli kalma niyetiyle oturduğu yerdir. Aynı Kanunun 51. Maddesine göre tüzel kişilerin yerleşim yeri ise, kuruluş belgesinde başka bir hüküm bulunmadıkça işlerinin yönetildiği yerdir. HMK’nın 10. Maddesine göre sözleşmeden doğan davalar, sözleşmenin ifa edileceği yer mahkemesinde de açılabilir. 6098 sayılı TBK’nın 89. maddesine göre, borcun ifa yeri konusunda aksine bir anlaşma yoksa, para borçları, alacaklının ödeme zamanındaki yerleşim yerinde; parça borçları, sözleşmenin kurulduğu sırada borç konusunun bulunduğu yerde; bunların dışındaki bütün borçlar, doğumları sırasında borçlunun yerleşim yerinde ifa edilir. Para borçlarının alacaklının yerleşim yerinde ifa edileceğine dair TBK’nın 89. maddedeki kural salt para alacakları ile ilgili olup, eser sözleşmesinden kaynaklanan alacak istemleri yönünden uygulanamayacağı Yargıtay 6. Hukuk Dairesi’nin yerleşik kararlarıyla da kabul edilmektedir. Somut olayda, davacı yüklenici iş bedelinin tahsili için icra takibi başlatmış; davalı/borçlu taraf süresi içerisinde icra dairesinin yetkisine itiraz bulunarak yetkili icra dairesinin Gaziosmanpaşa İcra Daireleri olduğunu bildirmiş; açılan davada da yetkili icra dairesinin Gaziosmanpaşa İcra Daireleri olduğunu, davanın da İstanbul Asliye Ticaret Mahkemelerine açılması gerektiğini belirterek yetki itirazında bulunmuştur. İcra takibinde icra dairesinin yetkisine itiraz edilmesi halinde, itirazın iptali için açılan davada öncelikle icra dairesinin yetkili olup olmadığının incelenmesi gerekmektedir. Yetkili icra dairesinde icra takibi yapılması itirazın iptali davası yönünden dava şartı niteliğindedir. Taraflar arasındaki dava eser sözleşmesinden kaynaklanmakta olup, dosya kapsamındaki fatura ve belgelerden davalının ikametgahının Sultangazi/İstanbul; işin yapıldığı yerin ise davacının ikametgahı olan Avcılar/İstanbul olduğu anlaşılmaktadır. İstinaf incelemesine konu olayda icra takibi işin yapıldığı yer olan Avcılar ilçesinin bağlı bulunduğu Küçükçekmece İcra Dairesinde yapılmış; dava da Küçükçekmece ilçesinin bağlı bulunduğu Bakırköy Asliye Ticaret Mahkemesinde açılmıştır. Bu durumda, icra takibi yetkili icra dairesinde; dava da yetkili mahkemede açıldığından, mahkemece işin esasına girilerek, tarafların iddia, savunma ve delilleri toplanıp sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, bu hususlar üzerinde durulmaksızın dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar verilmesi hatalı olmuştur. Açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile, usul ve yasaya uygun bulunmayan yerel mahkeme kararının HMK’nın 353/1-a-4-6.bendi gereğince kaldırılarak, yukarıda açıklanan şekilde işin esası incelenip sonucuna uygun karar verilmek üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi açıklandığı üzere; 1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE, 2-Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesinin 19/04/2022 tarih, 2022/99 esas, 2022/356 karar sayılı kararının KALDIRILMASINA, 3-Dosyanın Dairemiz kararına uygun şekilde inceleme yapılarak yeniden bir karar verilmek üzere yerel mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 4-Davacı tarafından yatırılan istinaf karar harcının istek halinde kendisine iadesine, 5-Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına, 6-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti takdirine yer olmadığına, Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince KESİN olmak üzere oybirliği ile karar verildi.06/07/2022