Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2022/1714 E. 2022/1344 K. 29.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/1714
KARAR NO: 2022/1344
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 14/04/2022
NUMARASI: 2021/848 Esas, Derdest
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit
KARAR TARİHİ: 29/06/2022
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sırasında verilen ara kararına karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili , davalının babası ile davacı arasında kat karşılığı inşaat sözleşmesi imzalandığını, sonrasında davalı ile bir protokol düzenlendiğini, bu protokole göre davalının babasına 2 kat verileceğinin 150.000 TL farkın ödeneceğinin karşılığında davacı tarafından 600.000 TL teminat senedi verileceğinin kararlaştırılığını, tapuda sözleşmeye konu devir işlemlerinin yapıldığını, ses ve görüntü kaydı alınarak verilen bononun davacıya teslim edildiğini, sonrasında davaya konu bononun davalı tarafından takibe konulduğunun öğrenildiğini, davalı hakkında suç duyurusunda bulunduklarını, dava açıldıktan sonda davalı tarafından takip başlatıldığını, takibin durdurulmasına karar verilmesini talep ettiği görülmüştür. Mahkemece; uyuşmazlığın yargılamayı gerektirdiği, yaklaşık ispat koşulunun gerçekleşmediği, icra hukuk mahkemesi tarafından takibin durdurulduğu, davacının yeniden talepte bulunmasında hukuki yarar bulunmadığı gerekçesiyle davacı vekilinin takibin durdurulmasına ilişkin tedbir isteminin reddine karar verilmiştir. Davacılar vekili istinafında; davalı ile davacı arasında herhangi bir ticari ilişki bulunmadığını, dava konusu bononun kayıtsız şartsız ödeme vaadi içermediğinden kambiyon senedi vasfı içermediğini bu nedenle teminatsız olarak tedbir kararı verilmesini ve kararın kaldırılmasını talep etmiştir.Taraflar arasındaki uyuşmazlık, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu 470 ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesinin bir türü olan kat karşılığı inşaat sözleşmesinden kaynaklanan menfi tespit talebine ilişkindir. Davacı yüklenici, davalı ise arsa sahibinin oğludur. Her ne kadar mahkemece istinafa konu kararla yaklaşık ispat koşulunun sağlanmadığı gerekçesiyle tedbir talebin reddine karar vermiş ise de; dava İİK 72/2 kapsamında borçlu olmadığının tespiti talebine ilişkin olup, davaya konu takip dayanağı senedin sözleşme kapsamında verildiğinin iddia edilmiş olması, ileri sürülen iddia ve savunmaları kapsamında davalı hakkında söz konusu bono nedeniyle sahtelik iddiasına dayalı suç duyurusunda bulunulmuş olması, sözleşmenin niteliği de birlikte değerlendirildiğinde, davacı lehine yaklaşık ispata yeterli bilgi ve belgelerin bulunduğunun kabulü gerekir.Ancak her ne kadar mahkemece icra hukuk mahkemesi tarafından takibin durdurulduğundan bahisle tedbirine hükmedilmesinde davacının hukuki yararı bulunmadığı gerekçesiyle tedbir talebi reddedilmiş ise de ; icra hukuk mahkemesince verilen tedbir kararının icra iflas kanunu hükümlerine ve prosedürüne göre verilmiş olması ve ilgili mahkemesince her an tedbirin kaldırılması ihtimali bulunmasına göre, davacının iddiasının güvencesiz bırakılmış olması nedeniyle ayrıca mahkemece tedbir kararı verilmesinde hukuki yarar bulunduğu kabul edilmelidir.Bu gerekçelerle mahkemece tedbir talebinin kabulü yerine reddine karar verilmesi usul yasa ve dosya kapsamına aykırı olduğundan davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne karar vermek gerekmiştir. Açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin istinaf talebinin kabulü ile usul ve yasaya uygun bulunmayan yerel mahkeme ara kararının 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince kaldırılarak yukarıda açıklanan şekilde inceleme ve araştırma yapıldıktan sonra oluşacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi için dosyanın yerel mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE, 2-İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 14/04/2022 tarih, 2021/848 Esas sayılı ara kararının KALDIRILMASINA, 3-Dosyanın Dairemiz kararına uygun şekilde inceleme yapılarak yeniden bir karar verilmek üzere yerel mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 4-Davacı tarafından yatırılan istinaf karar harcının istek halinde kendisine İADESİNE, 5-Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda DİKKATE ALINMASINA, 6-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince KESİN olmak üzere 29/06/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.