Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2022/1693 E. 2022/1398 K. 06.07.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/1693
KARAR NO: 2022/1398
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 24/11/2021
NUMARASI: 2021/243 Esas, 2021/823 Karar
DAVANIN KONUSU: İtirazın iptali
BİRLEŞEN BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’NİN 2013/204 ESAS SAYILI DAVA DOSYASINDA;
DAVANIN KONUSU: İtirazın iptali
KARAR TARİHİ: 06/07/2022
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Asıl dava; taraflar arasında düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanan iş bedelinin iadesi için yapılan icra takibine vaki itirazın iptali, birleşen dava; bakiye iş bedelinin tahsili için yapılan icra takibine vaki itirazın iptali talebine ilişkin olup, mahkemece sulh sözleşmesi gereğince konusuz kalan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına dair verilen karara karşı birleşen davada davacı vekilince istinaf talebinde bulunulmuştur. Asıl davada davacı iş sahibi şirket vekili 23/09/2014 tarihli dilekçesi ile, taraflar arasında imzalanan 21/04/2011 tarihli sözleşme ile davalının sözleşmede nitelikleri yazılı ürünleri imal etme işini üstlendiğini, bunun karşılığında müvekkilinin iş bedeli olarak davalıya KDV dahil 89.000,00 TL’yi nakit ve müşteri çekleri ile ödeyeceğinin kararlaştırıldığını, davacının sözleşme gereğince kendi cirosunu da taşıyan 67.793,55 TL miktarlı müşteri çeki ile ve 21.506,45 TL nakit parayı davalıya elden teslim ettiğini, davalının imal etmesi gereken ürünlerden 5.540 adetinin imalatını gerçekleştirip davacıya teslim etmediğini, teslim edilmeyen ürünlere ilişkin 24.653,00 TL iş bedelinin müvekkiline iadesi konusunda müvekkili yanca gönderilen ihtarnamelerin sonuçsuz kaldığını, bunun üzerine müvekkili tarafından davalı hakkında İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile icra takibi yapıldığını, davalının haksız itirazı üzerine takibin durdurulduğunu ileri sürerek, itirazın iptaline, takibin devamına ve davalı yanın icra inkar tazminatı ile sorumlu tutulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Birleşen davada davacı yüklenici … vekili 04/04/2013 tarihli dilekçesiyle, taraflar arasında akdedilen sözleşme ve ticari ilişki kapsamında müvekkilinin davalı firmaya teslim ettiği ürün bedellerinin müvekkiline ödenmediğini, bu nedenle müvekkili tarafından davalı hakkında …,… ve … seri numaralı 3 adet fatura alacağına istinaden 111.018,60 TL alacağın tahsili için Bakırköy …İcra Müdürlüğü’nün … E.sayılı dosyasıyla takip yapıldığını, davalının haksız itirazı üzerine takibin durdurulduğunu ileri sürerek itirazın iptaline, takibin devamına ve davalı yanın icra inkar tazminatı ile sorumlu tutulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Mahkemece 22/01/2018 tarihli karar ile asıl dava yönünden; davanın KABULÜ ile, davalı tarafın İstanbul …İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra dosyasına yapmış olduğu itirazın 24.653,00 TL asıl alacak ve takip tarihinden sonra asıl alacağa değişen oranlarda avans faizi yürütülmesine yönelik itirazın iptaline, davacı tarafın icra inkar tazminat talebinin kabulü ile (24.653.TL) nin %40′ ı oranında tazminatın davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine, birleşen dava yönünden; davanın reddine, icra inkar tazminatı ile kötüniyet tazminat taleplerinin reddine dair verilen kararın birleşen davada davacı yüklenici vekilince istinaf edilmesi üzerine, Dairemizin18/02/2021 tarih ve 2020/1984 Esas, 2021/340 Karar sayılı kararı ile; birleşen davada, birleşen davaya konu takip dayanağı fatura konusu işlerin asıl davayla konu edilen işlerden farklı olduğuna ilişkin davacı iddiasına göre inceleme ve değerlendirme yapılması gerektiği gerekçesiyle yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmiştir. Dairemizin kaldırma kararı sonrasında yerel mahkemece yeni esas sayılı dosya üzerinden verilen 24/11/2021 tarihli karar ile, 03/11/2021 tarihli duruşmada davacı vekili Av. … tarafından davalı ile sulh olunduğuna dair sulh protokolünün dosyaya sunulduğu, protokol kapsamında alacaklarının ödendiğini beyan ettiği, davanın konusuz kalması nedeniyle konusuz kalan davada karar verilmesine yer olmadığına ve yargılama giderlerinin tarafların üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ettiği, davalı vekili Av. … tarafından dosyaya sunulan 17/11/2021 tarihli dilekçe ile; dava konusu İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası yönünden davacı taraf ile sulh olunduğunun bildirildiği, 24/11/2021 tarihli celsede yine taraflarca sulh olunduğunun beyan edilmesi karşısında konusuz kalan davada karar verilmesine yer olmadığına, Harç, Masraf ve vekalet ücretinin tarafların kendi üzerlerinde bırakılmasına, karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince alınması gereken 59,30 TL maktu karar harcının, peşin yatırılan 242,90 TL harçtan mahsubu ile bakiye 183,60 TL harcın kararın kesinleşmesi halinde davacıya iadesine, taraflarca talep edilmediğinden vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, taraflarca yapılan yargılama giderlerinin tarafların üzerinde bırakılmasına karar verilmiştir. Birleşen davada davacı vekili istinaf dilekçesiyle, Dairemizin kaldırma kararından sonra mahkemenin yeni esasına kaydedilen davada yargılamanın ilk celsesinde asıl davada davacı vekili tarafından dosyaya protokol ibraz edilerek davaların konusuz kalmasına karar verilmesinin talep edilmesi üzerine taraflarınca protokolü incelemek ve protokole karşı yazılı beyanda bulunmak üzere süre talep edildiğini, protokolün taraflarınca incelenmesinde protokolün yalnızca borçlusu … olan İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasındaki borç ve bu dosyaya yapılan itiraz üzerine ikame edilen İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2014/793 Esas sayılı dava dosyasını kapsadığının anlaşıldığını, dolayısıyla davacısı oldukları birleşen dosya yönünden herhangi bir protokol bulunmadığından Dairemiz kararı gereği işlem yapılmasının talep edildiğini, ancak mahkemece bilirkişi incelemesi talepleri değerlendirilmeden yargılamaya son verilerek hatalı şekilde konusuz kalan davada karar verilmesine yer olmadığına karar verildiğini, 03/10/2018 tarihli protokolden taraflarınca 03/11/2021 tarihli ilk celsede haberdar olunduğunu, protokolün asıl davada davacı vekili ile müvekkili asil arasında imzalandığını, incelenen protokolün sadece asıl davayı kapsadığını, taraflarınca bunun dışında taraflarınca herhangi bir sulh beyanında bulunulmadığını, bu hususun mahkemeye sunulan 17/11/2021 tarihli beyan dilekçelerinde de açıklandığını, fatura içeriği mallar ile 21/04/2011 tarihli protokoldeki malların karşılaştırılması halinde birbiri ile örtüşmediğinin ortaya çıktığını, ihtilafın davaya esas faturaya konu mal ile davacı tarafın dayandığı 21/04/2011 tarihli protokole konu malın aynı ürün olup olmadığı noktasında toplandığını, mahkemenin uyuşmazlığı dairemiz kararı doğrultusunda çözmesi gerekir iken yapmadığını, kaldı ki yargılama sonunda asıl ve birleşen davalar yönünden açıkça ve ayrı ayrı hüküm kurulmadığını, bu hususun da kanuna aykırı olduğunu belirterek yerel mahkeme kararının kaldırılması için istinaf kanun yoluna başvurmuştur. Uyuşmazlık, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 470. ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesinin kaynaklanmaktadır. Asıl davada davacı iş sahibi, davalı ise yüklenicidir. Taraflar arasında düzenlenen 21/04/2011 tarihli sözleşme ile davalı yüklenici sıfatıyla, sözleşmede nitelikleri belirtilen tekstil ürünlerini imal etme işini üstlenmişir. Dosyada bulunan ve aslı davada davacı yanca sunulan 21/04/2011 tarihli protokolün (sözleşme) incelenmesinde; protokolün ” … Tekstil, … Tekstil AŞ için belirtilen ürün imalatını yapacaktır. İmalatların bedeli müşteri çeki ve nakit olarak ödenecektir. 10.000 adet tunik, uzun hırka, kısa hırka içeren 10 modelli takım. 10.000 adet U yaka, V yaka balıkçı basic. 1299 bayan triko. Toplam 20.000 adet 89.000,00 TL anlaşma sağlanmıştır. Anlaşma fiyatına KDV dahil olup, ihtilaf halinde İstanbul icra ve mahkemeleri yetkilidir. 21/04/2011 Gaziantep” şeklinde el yazılı düzenlendiği, belgenin altının … ‘ya vekaleten Tekstil adına … ile … Tekstil AŞ adına … tarafından imzalandığı, …tarafında da onaylandığı görülmektedir. Asıl davada davacı iş sahibi tarafından davalı yüklenici hakkında İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasından 21/04/2011 tarihli protokol ve cari hesaptan kaynaklanan alacağa istinaden 24.653,00 asıl alacağın tahsili için 14/07/2011 tarihinde ilamsız takip yapıldığı, davalının itirazı üzerine takibin durdurulduğu anlaşılmaktadır. Birleşen davada davacı yüklenici tarafından davalı iş sahibi hakkında İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasından 3 adet faturaya dayalı olarak 111.018,60 TL asıl alacak ile 388,57 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 111.407,17 TL alacağın tahsili için 25/07/2012 tarihinde ilamsız takip yapıldığı, davalının itirazı üzerine takibin durdurulduğu anlaşılmaktadır. Asıl davada davacı vekilince dosyaya ibraz edilen 03/10/2018 tarihli “Protokol” başlıklı belgenin incelenmesinde; “alacaklısı … San.Tic. AŞ, borçlusu … olan İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosya ve bu dosyadaki itiraz nedeniyle açılan İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2014/793 Esas sayılı dosyadaki alacaklar ilgili borçlu … kül olarak dosyaların borcuna karşılık 76.000,00 TL ödemeyi teklif etmiş ve alacaklı tarafça bu teklif kabul edilmiştir. Borçlu borca karşılık … Şubesi30/12/2018 vade, … seri nolu 17.000,00 TL miktarlı çek, 30/01/2019 vadeli, 30.000,00 TL miktarlı bono,04/10/2018 tarihinde 15.000,00 TL nakit, 12/10/20,, tarihinde 8.000,00 TL nakit olarak,30/10/2018 tarihinde 4.000,00 TL, 30/11/2018 tarihinde 4.000,00 TL, 30/12/2018 tarihinde 4.000,00 TL, 28/02/2019 tarihinde 4.000,00 TL olarak nakit ödenecektir. Borçlu, 30/01/2019 tarihli senet ödemesini 30/11/2018, 30/11/2018, 30/12/2018 ve 28/02/2018 tarihli nakit ödemelerini vadesi gününde ödenecektir. Ancak ödeme günü ödemeyi yapmazsa alacaklıya 7 gün opsiyon tanıyacaktır. Borçlu, İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2014/793 Esas sayılı dosyada başvurduğu istinaf talebinden iş bu protokol tarihinden itibaren 7 gün içinde feragat edecektir. Borçlu bu protokolde yazılı ödemelerini zamanında yapmazı ise alacaklı ister derdest icra dosyasından iş bu senede istinaden icra takibini mevcut miktar üzerinden (borçlunun teklif ettiği rakam kabul edilmezse) devam ettirebilir. Borçlu bu protokolde yazalı borcunu ödemesine ilişkin ödemelerini zamanında yapması halinde icra harcı ödemesi şartıyla dosya kapanacak olup, alacaklı borçlunun birbirinden iş bu dosyalardan dolayı alacak ve borcu kalmayacaktır. ” şeklinde düzenlenmiş, belgenin altı borçlu … ile alacaklı vekili Av. … tarafından imzalanmıştır. Mahkemenin 03/11/2021 tarihli duruşmasında; davacı vekilince dava konusu olayla ilgili davalı tarafla sulh olduklarını, onaylı sulh protokolünü dosyaya sundukları, protokol kapsamında alacaklarının ödendiğinin beyan edildiği, mahkemece 2 nolu ara karar ile; davalı- birleşen davada davacı vekiline sulh protokolüne karşı beyanda bulunmak üzere 2 haftalım kesin süre verildiği, birleşen davacı vekilince dosyaya ibraz edilen 17/11/2021 tarihli dilekçe ile, protokolde İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasındaki borç ve bu dosyaya yapılan itiraz üzerine ikame edilen 2014/793 Esas sayılı dava dosyasını kapsadığı, dolayısıyla birleşen dosya yönünden herhangi bir protokol bulunmadığı belirtilmiştir. 24/11/2021 tarihli duruşmada; asıl davacı vekilince sulh protokolünün her iki dosyayı da kapsadığı beyan edilmiş, mahkemece aynı duruşmada konusuz kalan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir. Dairemizce yapılan incelemede; yukarıda ayrıntıları yazılan ve imzası inkar edilmeyen 03/10/2018 tarihli “Protokol” başlıklı sulh belgesinin içeriği itibariyle, sulhün sadece asıl davanın dayanağı olan İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasındaki borcu ve bu dosyaya yapılan itiraz üzerine ikame edilen 2014/793 Esas sayılı asıl davayı kapsadığı, birleşen davayı ve birleşen davanın dayanağı olan İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasındaki borcu kapsamadığı, belgenin içeriğinde İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra dosyasının numarasının yazılı olmadığı tespit edilmiştir. Yargılama aşamasında yapılan duruşmalarda, birleşen davada davacı vekilince bu yönde itirazlarda bulunulduğu halde, mahkemece gerekçeli kararda sulh sözleşmesinin birleşen davayı kapsayıp kapsamadığı konusunda herhangi bir değerlendirme yapılmaksızın “davanın reddine” şeklinde karar tesis edilmiş olup, bu durum HMK’nın 297. ve 26.maddelerine aykırılık oluşturmaktadır. O halde mahkemece yapılması gereken iş; sulh protokolünün birleşen davayı kapsamadığı gözetilerek, bu dava yönünden yargılamaya devam edilip, Dairemizin18/02/2021 tarih, 2020/1984 Esas, 2021/340 Karar sayılı kaldırma kararı uyarınca, birleşen davaya konu takip dayanağı fatura konusu işlerin asıl davaya konu edilen işlerden farklı olduğuna ilişkin davacı iddiasına göre inceleme ve değerlendirme yapılıp, sonucuna uygun karar vermekten ibarettir. Kabule göre de; açılan birden fazla davanın birleşmesi durumunda, her bir dava için ayrı ayrı hüküm kurulması ve dava konusu istemlerin hangi davada dava konusu yapılmışsa o davada hüküm altına alınması gerekir. 6100 sayılı HMK’nın “Hükmün kapsamı” başlıklı 297. maddesinin 2. bendi hükmüne göre; hükmün sonuç kısmında gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların (harç, vekalet ücreti ve yargılama giderleri yönünden de) sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerekli ve zorunludur. Somut olayda; asıl ve birleşen davalar hakkında ayrı ayrı hüküm kurulup, harç, vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin hangi dava ile ilgili ise o dava için kurulan hükümde sıra numarası altında açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerektiği halde, mahkemece HMK’nın 297. madesinde yer alan düzenlemeye aykırı olarak infazda tereddüt yaratacak şekilde hüküm oluşturulması da hatalı olmuştur. Açıklanan nedenlerle, birleşen davada davacı vekilinin istinaf talebinin kabulü ile usul ve yasaya uygun bulunmayan yerel mahkeme kararının 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince kaldırılarak yukarıda açıklanan şekilde inceleme ve araştırma yapıldıktan sonra oluşacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi için dosyanın yerel mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-Asıl davada davalı- birleşen davada davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE, 2-İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 24/11/2021 tarih, 2021/243 Esas, 2021/823 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA, 3-Dosyanın Dairemiz kararına uygun şekilde inceleme yapılarak yeniden bir karar verilmek üzere yerel mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 4-Birleşen davada davacı tarafından yatırılan istinaf karar harcının istek halinde kendisine İADESİNE, 5-Birleşen davada davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda DİKKATE ALINMASINA, 6-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince KESİN olmak üzere 06/07/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.