Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2022/1663 E. 2022/1663 K. 11.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/1663
KARAR NO: 2022/1663
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 24/02/2022
NUMARASI: 2021/144 Esas, 2022/214 Karar
DAVANIN KONUSU: Alacak
KARAR TARİHİ: 11/10/2022
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili, müvekkili ile davalı arasında Antalya’da açılacak tekstil fuarında kurulacak tüm stant ve dekorasyon işlerinin yapılması konusunda anlaşıldığını; müvekkilinin işverenin isteği üzerine çizimler üzerinden numune stantlar için imalata başlayarak Ekim ayı başında imal ettiklerini, Ekim ayı sonuna numunelerin teşhir edildiğini, fuara katılacak firmaların teşhir edilen stantların beğendiğini ve seri üretime geçilerek işe başlanıldığını; müvekkilinin yazılı sözleşme yapmadan mimarın verdiği çizimler üzerinden işe başladığını, İstanbul da yer alan atölyesinde ürünler için gerekli parçaların hazırlandığını, işin fuar dekorasyonunun yapılacağı Antalya da kurulan şantiye atölyesinde imalatın başladığını, üretim aşamasında ürün sayısının arttırıldığı, ayrıca davalının İstanbul’daki 4 mağaza için dekorasyon işini de üstlendiği, işlerin yetişmeyeceği konusunda telaş ederek, kendisinden sözleşme sorulduğu belirtilerek acele ile dayatarak 17/12/2013 tarihli sözleşmeyi imzalattığını, müvekkilinin 2014 tarihinde tüm işleri bitirerek iş sahibine teslim ettiğini, fuarın belirlenen tarihte açıldığını, fuarın bittiği gün üretilen malzemelerin Antalya’daki atölyeye yerleştirildiğini, davalı … Şirketinin sahibi …’nun birtakım bahanelerle ödeme yapmadığını, bazı işlerinin devam ettiğini işler bittiğinde, firmalara fatura kesip para alacağını söyleyerek fatura istediğini, müvekkilinin ürün adı adet ve fiyat yazdırarak 21/01/2014 tarihli 246.900,00 TL’lik fatura kestirdiğini, yapılan görüşmelere rağmen alacağını alamadığı; davalının 17/12/2013 tarihli sözleşmeyi dayanak göstererek davacı hakkında Bakırköy …İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasından 100.000,00 TL’lik takip başlattığını, müvekkilinin faturaları tekrar gönderdiğini ancak faturaların bu kez Bakırköy … Noterliğinin 16/05/2014 gün ve … yevmiye nolu ihtarname yolu ile müvekkiline iade edildiğini, müvekkilinin yaptığı masrafın 822.201,38 TL olduğunu, söz konusu tutara karşılık davalı şirketin müvekkiline 402.000,00 TL ödendiğini bakiye alacağın 420.201,38 TL olduğunu belirterek, icraya yaptıkları itiraz tarihinden başlamak üzere 420.201,38 TL alacağın ticari faiziyle birlikte davalıdan alınarak müvekkiline ödenmesini talep etmiştir. Davalı vekili, müvekkilinin davacı şirket ile yazılı anlaşma yaptığını, söz konusu anlaşmanın tutarının toplamda 345.224,00 TL olduğunu, işin büyük çoğunluğu bitmeden davacının istediği ödemelerin gerek çek gerekse de nakit olarak yapıldığını, davacının müvekkili şirkete yapacağı işin bitmesini sağlama adına davacıya hakkından fazla ödemelerin yapıldığını, ödeme toplamının 414.000,00 TL, sözleşmeye göre de işin tamamının bedelinin 345.224,00 TL olduğunu, müvekkili şirketin işini tamamlamadan teslim aldığını, davacının işi hatalı teslim etmesi ve zamanında yapmaması ve mevcut doğan zararı karşılamaması nedeniyle davacıya karşı başlattıkları Bakırköy …İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takibin itiraz nedeniyle durduğunu, sözleşmenin 3.maddesi gereğince oluşan her türlü aksaklıkları yüklenici firma davacı … tarafından giderilmesinin gerektiğini, taraflar arasında imzalanan yazılı sözleşme dışında herhangi bir hizmet veya fatura düzenlenmediğini, davacının talep ettiği alacaklara ilişkin hizmetin müvekkili şirkete verilmediğini belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece 10/05/2018 tarih ve 2015/361 Esas 2018/449 sayılı karar ile; kural olarak eser sözleşmesi zorunlu şekil şartına tâbi değil ise de; sözlü yapılan anlaşma inkâr edildiği takdirde akdî ilişkinin yazılı delille ispatlanmasının zorunlu olduğu, 6100 sayılı HMK.200 maddesi gereğince davacının yapılan ek işler nedeniyle 402.201,38 TL talep ettiğinden sözleşmenin varlığını ortaya koyan davalının ve onun adına hareket eden kişinin imzasını taşıyan teslim belgesi, irsaliye, fatura ile sözleşme ilişkisinin ispatının mümkün olduğu, olayda fazladan yapılan işlerin teslimine yönelik herhangi bir belgenin olmadığı, yazılı delil niteliğinde olmayan ancak kesin delil niteliğindeki ticari defterlerin incelenmesinde, taraflar arasında iş bedeli olarak 345.224,00 TL kararlaştırıldığı, davalı tarafça yapılan ve davacının kabulünde olan 402.000,00 TL tutarında ödeme yapıldığı, davacının dava konusu alacağın bulunmadığı gerekçesi ile ispatlanamayan davanın reddine karar verilmiştir. Davacı vekilinin istinaf talebi üzerine Dairemizin 20/01/2021 tarih ve 2018/1395 Esas, 2021/130 Karar sayılı kararında, davacı tarafça dosyaya bir takım CD ve fotoğraflar sunulduğu belirtilmekle birlikte, işin kapsam ve değerinin belirlenmesi bakımından bu delillerin değerlendirilmediğinin anlaşıldığı, bu nedenle, mahkemece alınan bilirkişi raporu karar vermeye yeterli görülmediği, taraflar arasında düzenlenen sözleşme ve dosyaya sunulan deliller, CD ve fotoğraflar incelenmek suretiyle, sözleşme kapsamında yapılan işler ile varsa sözleşme dışı yapılan işlerin ayrı ayrı tespit edilip, sözleşme kapsamındaki işlerin sözleşme bedeli üzerinden; sözleşme dışı işlerin ise yapıldıkları yıl mahalli piyasa rayiçleri ile bedelleri belirlenip, sözleşme kapsamındaki işlerin bedeline fazladan yapılan iş varsa belirlenen bedeli eklenerek ve davalı tarafça yapılan ödeme mahsup edilmek suretiyle davacı alacağının bulunup bulunmadığının bilirkişiden ek rapor alınarak tespiti ve sonucuna göre karar verilmesi gerekirken bu hususlar üzerinde durulmaksızın yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olduğu gerekçesi ile yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmiştir. Mahkemece yeniden yapılan yargılama sonunda; 20.12.2021 tarihli bilirkişi raporu hükme esas alınarak; tarafların yapmış oldukları fuar stant ve dekorasyon işlerine ait sözleşmede anlaşmaya varmış oldukları ürün tutarının 345.224,00 TL olduğu, itibar edilen ve hükme esas alınan 20/12/2021 tarihli bilirkişi raporunda tespit edildiği üzere, sözleşmeye konu ürünler ile ilave olarak yapılan sözleşme dışı ürünlerin fuarın açılmasına kısa bir süre kala montajlarının tamamlanmış olduğu, davalı Mimar …’na teslimatın yapılmış ve fuarın zamanında açılmış olduğu, davalı tarafın fuar stant ve dekorasyon işleri ile alakalı sözleşmeye konu olan ürünler için davacı tarafa nakit ödeme olarak, 165.000,00-TL. ödediği, çek ile yapmış olduğu ödemenin 237.000,00-TL, toplam ödenen bedelin ise 402.000,00- TL olduğu, davalı tarafın sözleşme harici davacı tarafa yaptırmış olduğu ürünlerin toplam tutarının, 125.230,00- TL olduğu, davacının fuar için yaptığı sözleşme dahili ve sözleşme harici ürünlerin toplam bedelinin 526.254,00-TL. olduğu, yapılan tüm incelemeler neticesinde, davacı tarafın yapmış olduğu fuar ürün ve dekorasyon işlerine ait olan toplam bedelden, davalı tarafın yapmış olduğu toplam ödeme tutarı mahsup edildiğinde davalının 124.254,00- TL borçlu olduğu” gerekçesi ile davanın kısmen kabulü ile 124.254,00 TL alacağın davacı talebi ile bağlı kalındığından temerrüd tarihi olarak kabul edilen 21/04/2014 tarihi itibariyle avans faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine; fazlaya ilişkin alacak ve makina ile aletlerin iadesine ilişkin taleplerin ispatlanamadığından reddine karar verilmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesi ile; mahkemece 16.09.2021 tarihli celse 1 ve 2 nolu ara karar ile “dosyanın bilirkişilere tevdii ile, cd, fotoğraf çözümleri ve istinaf kararının içeriği dikkate alınarak rapor hazırlamasına, bilirkişilere yerinde inceleme yetkisi verilmesine” karar verilmesine rağmen, 20.12.2021 tarihli raporun, yerinde inceleme yapılmaksızın, talep ve delillerinin gereği gibi değerlendirilmeksizin ve BAM kararı dikkate alınmaksızın eksik inceleme ile tanzim edildiğini; itirazlarının reddedildiğini; dava dilekçesinde ve dosyaya sunduğu fatura, belge ve görsellerde yapılan fazla imalatlar adet ve metrajların detayları ile belirtildiğini, görsellerde bulunan iş kalemlerinin bulunduğu bu adreslerde yapılacak keşif ve tespit ile, dosyaya sunmuş olduğu iş dökümleri ve görseller birlikte değerlendirilerek doğru ve hakkaniyete uygun gerçek değerlere ulaşılması mümkün iken, bu husus göz ardı edilmek suretiyle eksik inceleme ile hüküm kurulduğunu; aynı şekilde İstanbul sınırları içerisinde Laleli ve Merter semtlerinde bulunan ve dosyada faturaları sunulmuş ilave işlerle ilgili herhangi bir değerlendirme yapılamadığını, yerinde keşif yapılması halinde müvekkili tarafından yapılan işler ve değerinin tespitinin mümkün olduğunu; hükme esas alınan raporda, müvekkili tarafından fuar alanında yapılan ve görselleri bulunan VİP odanın maliyetine ilişkin herhangi bir değerlendirme yapılmadığını, itirazlarının Mahkemece dikkate alınmadığını; müvekkili tarafından yapılan işlerin atölye dışı Antalya ilinde yapımı ve stantların kurulumu amacıyla götürülen ve davalı tarafından Antalya Aksu’da bulunan depoda kilit altına alınan ve müvekkiline verilmeyen çizerli yatar daire makinası, dik freze makinası, kaynak makinası, seyyar sunta kesme makinası, beş adet şarjlı tornavida ile diğer el aletlerinin değeri konusunda hükme esas alınan raporda hiçbir tespit ve değerlendirme yapılmadığını, itirazlarının dikkate alınmadığını; mahkemece yapılacak keşif ile tespitinin mümkün olduğunu; yapılacak keşif ve inceleme ile, İstanbul Laleli’de 3 adet ve Merter’de 1 adet olmak üzere 4 ayrı firmaya yapılan işlerin ve yine davalıya ait antalya’daki depoda bulunan iade talebine konu makine ve aletlerin tespiti mümkün olduğundan, eksik inceleme ile verilen kararın kaldırılmasına ve davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili istinaf dilekçesi ile; mahkemece istinaf mahkemesinin eksik inceleme hususundaki hükmünün yerine getirilmediğini; 24.03.2021 tarihli raporda davalı tarafın 56.776,00 Tl fazladan ödeme yaptığı, 20.12.2021 tarihli raporda ise müvekkilinin 124.254,00 TL ödeme yapması gerektiğinin değerlendirildiğini; bilirkişi raporları arasında çelişkilerin giderilmediğini; sözlü yapılan anlaşma inkar edildiği takdirde akdi ilişkinin yazılı delille ispatlanması gerektiğini; (Yargıtay 15.HD 05/06.2013, 2012/4238 E.,2013/3666 K) müvekkili tarafından inkar edilen işin mevcut olduğuna dair yazılı delil olmadığını; kesin delil niteliğindeki ticari defterlerinin incelenmesinden taraflar arasında iş bedeli olarak 325.224,00 TL kararlaştırıldığı ve ödemenin de yapıldığının tüm delillerden anlaşıldığını; hükme esas alınan 20.12.2021 tarihli bilirkişi raporunda taraflar arasında mevcut bir sözleşme olup olmadığı ve bu sözleşmenin neler ihtiva ettiği göz ardı edildiğini, müvekkilinin sözleşmeye konu işler dışında, davacıdan herhangi bir ilave iş talebi olmadığı gibi davacının müvekkiline sözleşme haricinde ilave iş yapmadığını; A.3.8. maddesinde ek işlerin ancak imza karşılığı Ek-3’e eklenebileceğinin belirtildiğini: taraflar arasında ilave iş yapılmasına ilişkin herhangi bir ek protokol veya mutabakat yapılmadığı gibi bu yönde bir talep veya kabul de olmadığını; davacının soyut iddiaları ve delil niteliği olmayan görseller dışında, ilave iş için anlaşma yapıldığına veya ilave işlerin yapılıp teslim ediliğine ilişkin herhangi bir kesin delil sunamadığını; davacı tarafından dava dosyasına sunulan CD ve görüntülerin işin yapıldığı yıla ilişkin olmayıp bilahare düzenlenen fuarlara ilişkin olduğu ve bu noktada mahkemeyi yanıltmaya matuf veriler sunulduğunu; mahkeme ve bilirkişinin tarafından az da olsa sunulanların hangi yıla ait olduğunu tespit etmesi gerektiğini; bilirkişi raporlarının çelişkili olduğunu; bozma kararından sonra düzenlenen bilirkişi raporunda sözleşmenin ek işler ile ilgili düzenlediği madde görmezden gelinerek TBK.m.481’e atıf yaptığını; gerekçeli kararda, davacının davasını kesin suretle ispata yarar delil sunamamasının değerlendirilmemesi, mevcut delillerle yasal mevzuat ışığında delil değerlendirmesinin yapılmaması ve verilen kararın yeterince gerekçelendirmemesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu; hükme esas alınan 20.12.2021 tarihli raporda bilirkişilerin, taraflar arasında ilave iş yapılmasına ilişkin yazılı bir belgenin bulunmadığını belirtmelerine rağmen, taraflar arasında ilave iş yapılmasına ilişkin kesin bir delil varmış gibi hesaplama yapıldığını; sunulan fotoğraf ve yerleşim planı baz alınarak bir hesaplama yapılmasının fiilen mümkün olmadığını; fuar alanının ve bu alanda bulunan malzemelerin tamamının fotoğrafı bulunmadığını; yalnızca fotoğraflara bakılarak hangi malzemenin ana sözleşme konusu malzeme olduğu veya kabul etmemekle birlikte ilave işler için getirilen malzeme olduğunun ayrımının yapılmasının mümkün olmadığını, sözleşme harici ilave işler yapılması için anlaşma yapıldığı anlamına gelmediğini; bilirkişiler tarafından, fotoğraf ve yerleşim planı kesin delilmiş gibi değerlendirme ve hesaplama yaptığını, itibar edilmesinin mümkün olmadığını; bilirkişiler tarafından emsal ücret araştırması yapılmadığını; davacının bildirdiği tutarlara göre hesaplama yapıldığını, raporun hükme elverişsiz olup, itirazlarının değerlendirilmediğini; yerinde inceleme yetkisi bulunan bilirkişi heyetinin bu incelemeyi yapmadığını; hükme esas alınan bilirkişi raporunda varsayımlar ve düşünce üzerine bina edildiği,ni; bu tarz projelerde uygulanacak projelerin imalat ve uygulama detaylarının aylar öncesinden belirlendiğini; hazırlanan proje ve malzeme ihtiyaç listesi doğrultusunda sözleşme akdedildiğini; yapılan ekstra işlerin %100ünü aşması hatta 2 katını geçmesinin mümkün olmadığını, hayatın olağan akışına aykırı olduğunu; davacının ilgili firmanın web sitesindeki ekran görüntülerini alıp yaptığını belirterek mahkemeye sunduğunu; asıl iş sahibi … firması bu işlerin 2015 tarihinden önce yapıldığını yazılı ve imzalı olarak onayladığını; hükme esas teşkil eden bilirkişi raporunda ise söz konusu işin yapıldığı yılın değil de farklı bir yılın kaydının koyularak değerlendirme yapıldığını; ilgili firmaya başvuru yapılarak veya mahkeme aracılığıyla uyuşmazlığın olduğu yıla ilişkin bilgilerin temin edilmesi gerektiğini; asıl iş tutarı kadar ekstra iş yaptığını belirten kişinin bunu imza altına almadan yapmasının basiretli bir tacirin hareket tarzı olmadığını; davacının idda ettiği ekstra işlerle ilgili herhangi bir alış faturası olmadığını; müvekkilinin, fuar alanı için başka kişi ve kurumlarla da sözleşmeler yaparak farklı ürünleri temin ettiğini, davacı tarafından herhangi bir ispat varakası sunulmamasına rağmen, fuar alanındaki tüm ürünlerin davacı tarafından temin edilmiş gibi değerlendirme yapıldığını; ilave iş yapıldığını kabul etmemekle birlikte, hükme esas alınan 20.12.2021 tarihli bilirkişi raporununda, ilave iş olduğu söylenen bir çok malzemenin ana sözleşmeye dahil olan malzeme olduğunu; müvekkilinin borçlu olduğunu kabul etmemekle birlikte, davacı taraf dava dilekçesinde icraya itiraz edildiği 02.04.2014 tarihini, en son beyanında 21.04.2021 tarihinden itibaren ticari faiz hesaplaması yapılmasını belirtmişken mahkeme tarafından 21.04.2014 tarihinin esas alınmasının hatalı olduğunu belirterek kararının kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Taraflar arasındaki uyuşmazlık, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu 470 ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Davacı yüklenici, davalı ise iş sahibidir. Eser sözleşmelerinde, kural olarak yapılan işin miktar ve değerini ispat yükü yüklenicide, iş bedelinin ödendiğini ispat yükü ise iş sahibindedir. Sözleşme ve dava tarihinde yürürlükte bulunan 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 481. maddesinde; “Eserin bedeli önceden belirlenmemiş veya yaklaşık olarak belirlenmişse bedel, yapıldığı yer ve zamanda eserin değerine ve yüklenicinin giderine bakılarak belirlenir.” düzenlemesine yer verilmiştir. Taraflar arasında düzenlenen 17/12/2013 tarihli Antalya Expo Fuar Dekorasyonu Sözleşmesinde; “Antalya fuar dekorasyonu … İnşaat Yapı .. Şti. tarafından projelendirilmiş olup, uygulayıcı firma olarak sorumlu … Mobilyadır. Yüklenici firmanın ilgili proje ile ilgili işveren firmanın verdiği teknik ve 3 boyutlu projeye uyması gerekmektedir. Uygulama esnasında projede değişiklikler ve eklemeler yapılması gibi durumlarda söz konusu olan eklemelerin bedeli yüklenici firmaya ait değildir. Bu eklenen iş bedelleri imza karşılığında fiyata ekstra olarak eklenir. Sözleşme bedeli olarak toplam 345.224.00 TL’dir.” denilmektedir. Dairemiz kararı sonrasında alınan bilirkişi raporuna göre davacının sözleşme dışı yaptığı işler belirlenerek mahalli piyasa rayicine göre hesaplama yapıldığı; yapılacak işin fuar standı olması nedeniyle mahallinde inceleme yapılmasının dosyaya yarar sağlamıyacağı; taraflar arasında düzenlenen sözleşme ve dosyaya sunulan deliller, CD ve fotoğraflar incelenmek suretiyle, sözleşme kapsamında yapılan işler ile sözleşme dışı yapılan işlerin ayrı ayrı tespit edilip, sözleşme kapsamındaki işlerin sözleşme bedeli üzerinden; sözleşme dışı işlerin ise yapıldıkları yıl mahalli piyasa rayiçleri ile bedellerinin belirlendiği ve davalı tarafça yapılan ödeme mahsup edilmek suretiyle davacı alacağının tespit edildiği; raporun denetime açık ve bilimsel verilere uygun olduğu, davacının İstanbul Laleli’de 3 adet ve Merter’de 1 adet olmak üzere 4 ayrı firmaya yapılan işlere ilişkin akdi ilişki hususunda yasal delil ibraz etmediği; ayrıca kendisine ait makine ve aletlerin davalıya ait Antalya’daki depoda kaldığına dair iddiasını ispatla yükümlü olup bu konuda iddiasını ispatlayacak yasal delil ibraz etmediği; mahkemece alacağa davalının başlattığı takibe ilişkin itiraz tarihinden faize hükmedildiği; icra dosyasına itiraz tarihinin 02/04/2014 tarihi olduğu, davalı vekilinin istinaf sebebine göre istinaf talebinin yerinde olmadığı anlaşılmış olup, rapor esas alınarak davanın kısmen kabulü yönünde verilen mahkeme kararı usul ve yasaya, açıklanan gerekçe ve gerektirici sebeplere uygun olup taraf vekillerinin istinaf taleplerinin reddine karar verilmesi gerekmiştir. Açıklanan nedenlerle, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzeni gözetilerek yapılan istinaf incelemesi sonucunda, dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenler ve ileri sürülen istinaf sebeplerine göre, mahkeme kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, taraf vekillerinin istinaf başvurularının HMK’nın 353/1-b-1. bendi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 24/02/2022 tarih ve 2021/144 Esas, 2022/214 Karar sayılı kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, taraf vekillerinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan REDDİNE, 2-Davacı tarafından İstinaf harçları peşin yatırıldığından harç alınmasına YER OLMADIĞINA, 3-Davalı tarafça yatırılması gereken 8.487,79 TL nisbi istinaf karar harcından peşin olarak yatırılan 2.344,00 TL harcın mahsubu ile bakiye 6.143,79‬ TL harcın davalıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA, 4-Taraflarca yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerlerinde BIRAKILMASINA, 5-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından taraflar yararına vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK’nın 361. maddesi gereğince kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay’da temyiz yolu açık olmak üzere 11/10/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.