Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2022/1537 E. 2023/71 K. 19.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/1537
KARAR NO: 2023/71
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 23/02/2022
NUMARASI: 2020/339 Esas, 2022/136 Karar
DAVANIN KONUSU: Menfi tespit
KARAR TARİHİ: 19/01/2023
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Dava, taraflar arasında düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanan menfi tespit ve istirdat talebine ilişkin olup; mahkemece davanın aktif husumet yokluğundan reddine dair verilen karara karşı davacı vekilince istinaf talebinde bulunulmuş, mahkeme kararının Dairemizce kaldırılması akabinde mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen karara karşı davalı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. Davacı vekili mahkemenin 2017/639 Esas sayılı dosyasına verdiği 06/06/2017 tarihli dilekçesiyle, müvekkili şirket ortağı … ile davalı arasında müvekkilinin iş yeri adresindeki inşaatın sıva ve şap işlerinin davalı tarafından yapılması konusunda sözleşme yapıldığını, İstanbul Anadolu 6.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2015/1240 Esas sayılı dosyası ile müvekkili şirkete yönetim kayyumu atandığını, davalıya müvekkili şirket ortağı … tarafından 183.950,00 TL’ nin şirket çeki ile 600.000,00 TL’ nin ise banka havalesi ile ödendiğini, şirket çeklerinden … Bankası Çekmeköy Mimarsinan Şubesi’ne ait 30/11/2016 ve 30/12/2016 vadeli çeklerin karşlığının henüz ödenmediğini, kayyum tarafından şirketin ticari defterlerinin incelenmesinde davalı tarafından müvekkili şirkete herhangi bir fatura tanzim ve tebliğ edilmediğinin ve sıva ve şap işinin piyasa rayiç bedellerinin çok üzerinde fiyatlandırıldığının tespit edildiğini, bunun üzerine taraflarınca İstanbul Anadolu 20. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2017/1 D. İş sayılı dosyasından tespit yaptırıldığını, tespit akabinde düzenlenen bilirkişi raporunda müvekkili tarafından davalıya fazla ödeme yapıldığının belirlendiğini ileri sürerek müvekkilinin davalıya şimdilik 5.000,00 TL borçlu olmadığının tespiti ile yapılan iş bedelinin üzerinde davalıya yapılan 5.000,00 TL fazla ödemenin faizi ile birlikte müvekkiline iadesine ve davalının elinde bulunan vadesi henüz gelmemiş çeklerin müvekkiline teslimine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, taraflar arasında imzalanan sözleşme gereğince müvekkilinin üstlendiği edimlerini yerine getirdiğini savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece 19/12/2018 tarihli karar ile, davacı şirketin tüzel kişiliği sona erdiğinden davada taraf ehliyeti olmadığı gibi, davacı şirket adına dava açan vekilin vekaletnamesinin de yetkisi kalkmış kayyum tarafından verildiği gerekçesiyle dava şartı yokluğundan davanın reddine karar verilmiştir. Davacı Tasfiye Halinde … Tic A.Ş. adına Tasfiye Memuru …l vekili istinaf dilekçesiyle, müvekkili şirket hakkında tasfiye kararı verildiğini, şirkete tasfiye memuru atandığını, ancak henüz tasfiye sürecinin bitmediğini ve şirketin sicilden terkin edilmediğini, şirketin tüzel kişiliğinin devam ettiğini, mahkemece şirketin tasfiye sürecinin bitip bitmediği konusunda tasfiye memuruna tebligat çıkartılarak davayı takip edip etmeyeceğinin sorulması ya da en azından Ticaret Sicil Müdürlüğü’nden tasfiye sürecinin bitip bitmediğinin araştırılması gerekirken mahkemece bu hususlar gözetilmeden hatalı karar verildiğini belirterek yerel mahkeme kararının kaldırılması için istinaf kanun yoluna başvurmuştur. Dairemizin 18/09/2019 tarih ve 2019/630 Esas-2019/1087 Karar sayılı kararı ile; davacı şirketin tüzel kişiliğinin devam ettiği ve yargılama sırasında vekaletname eksikliğinin tamamlandığı gözetilerek mahkemece esas hakkında gerekli inceleme ve araştırma yapılması gerektiği gerekçesiyle mahkeme kararı kaldırılmıştır.Mahkemece 23/02/2022 tarihli karar ile, dava konusu inşaatta eksik yapılan Alçı ve kaba sıva, arka cephe mantolama ve kaba sıva ve şap atılması işleri dışında sözleşmede yer alan diğer işlerin hiç yapılmadığı, yapılan işlerin toplam bedelinin 166.380,00 TL + 29.948,40 TL olmak üzere toplam 196.328,40 TL olduğu, eksik yapılan alçı ve kaba sıva, arka cephe mantolama ve kaba sıva ve şap atılması işleri bedellerinin 234.620,57 TL + 42.231,70TL KDV toplam 276.852,27 TL olduğu, sözleşme kapsamında olan 423.000,00 TL + 76.140,00 TL toplam 499.140,00 TL tutarlı Uşak granitta parke veya favoritta mermer görünümlü mermer ve işçilik işi ve 168.000,00 TL + 30.240,00 TL KDV toplam 198.240,00 TL tutarlı saten boya malzemeli işçilik işlerinin hiç yapılmadığının tespit edildiği, davacı şirketin fesih ve tasfiyesine ilişkin İstanbul Anadolu 6.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2015/1240 Esas, 2017/1042 Karar sayılı kararının 15/03/2018 tarihinde kesinleştiği, davacı şirketin 2015-2016-2017 yıllarına ilişkin ticari defter ve kayıtlarının usulüne uygun tutulduğu, sahibi lehine delil niteliği taşıdığı, davacının ticari defter kayıtlarına göre davalıya 23/12/2015 tarihinde 200.000,00 TL ve 400.000,00 TL toplam 600.000,00 TL banka havalesi ile nakit, 2016 yılında değişik vade ve tutarlarda 5 adet çekle 183.950,00 TL olmak üzere toplam 783.950,00 TL ödeme yaptığı, karşılığında davalı tarafından herhangi bir fatura düzenlenmediği, mahallinde yapılan keşif ve davacının ticari defter kayıtlarına göre; davacının davalıdan 783.950,00 TL verilen avans hesabından dolayı alacaklı olduğu, davalının eksik olarak bitirdiği işler tutarının KDV dahil 196.328,40 TL olarak tespit edildiği, yapılan işlerin davacı alacağından mahsubu sonucu davacının verilen avanslar hesabından dolayı davalıdan 587.621,60 TL alacağı olacağı, davacının 83.950,00 TL tutarlı çekleri vadesinde ödediği, 100.000,00 TL tutarlı çekleri ödemediği, davacının davalıya nakit ve vadesinde ödediği çekler toplamının 683.950,00 TL olduğu, davalının şap atılması işi ile kaba sıva alçı ve arka cephe mantolama ve kaba sıva işini eksik yapmasından, saten boya malzemeli işçilik işi ile … Parka veya … mermer görünümlü malzeme ve işçilik işini hiç yapmamasından dolayı davacının 100.000,00 TL tutarlı ödemediği 2 adet çekin konusuz kaldığı, davalının yaptığı işlerin bedelin davacının ödemiş olduğu tutardan mahsubu sonucu 487.621,60 TL fazla ödeme yaptığı şeklinde davacı defterlerine kaydolduğu ve davacının talep sonucunu açıklarken 487.548,00 TL’nin istirdadını bu kayıtlara göre talep ettiği, sözleşmeye istinaden davalı/taşeron tarafından yapılmış olan işlerden dolayı davacı/yüklenicinin davalıya toplam 166.380,00 TL + KDV tutarında iş bedeli borcu doğduğu, fakat davacının, nakit olarak toplam 600.000,00 TL ve çek ile toplam 183.950,00 TL ödeme yaptığı, çeklerin 100.000,00 TL’lik kısmının ise davalı tarafından henüz tahsil edilmediği, davacının davalıya 100.000,00 TL tutarlı ödenmeyen çeklerden dolayı borcunun bulunmadığı, davacının, davalıya yaptığı 600.000,00 TL nakit ödemenin ise, (600.000,00 TL- 166.380,00 TL KDV hariç = 433.622,00 TL) ‘lik kısmının iadesini (istirdadını) davalıdan talebe hak kazandığı, her ne kadar bilirkişi tarafından yapılan işin KDV’li tutarı da belirlenmiş ise de, bu ödemelerle ilgili davalı tarafından fatura sunulmamış olduğundan yapılan işin KDV’siz fiyatının davacının yaptığı ödemelerden mahsup edilmesi gerektiği gerekçesiyle davacının davalıya 100.000,00 TL borçlu olmadığının tespiti talebinin kabulü ile, davaya konu işler nedeniyle davacının … Bankası 3006589 nolu, 50.000,00 TL tutarlı ve 3006592 nolu, 50.000,00 TL tutarlı çeklerden dolayı davalıya borçlu olmadığının tespitine, bu çeklerin davacıya iadesine, davalının 457.548,00 TL’nin istirdadı talebinin kısmen kabulü ile 433.622,00 TL’ lik fazla ödemenin dava tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, 22/03/2022 tarihli tahsis kararı ile de kararın hüküm kısmının 2 nolu kararı ” Davalının 457.548,00 TL’nin istirdadı talebinin kısmen kabulü ile 433.622,00 TL’ lik fazla ödemenin dava tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,” şeklinde yazılmış ise de; daktilo hatası ile davalı talebinin yanlış yazıldığı anlaşılmakla, hükmün 2 nolu kararının, ” Davalının 487.548,00 TL. nin istirdadı talebinin kısmen kabulü ile 433.622,00 TL’lik fazla ödemenin dava tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,” şeklinde düzeltilmiştir. Davalı vekili 19/04/2022 tarihli istinaf dilekçesiyle, davacının talebinin bir kısmı çekler nedeniyle borçlu olmadığının tespiti talebine ilişkin olduğunu, bu talep yönünden Asliye Ticaret Mahkemelerinin görevli olduğunu, müvekkilinin tacir olmadığı gibi fatura mükellefi de olmadığını, bu bağlamda para iadesine ilişkin taleplerin asliye hukuk mahkemelerinde görülmesi gerektiğini, eksik ve hatalı bilirkişi raporunun esas alınmasının hatalı olduğunu, aporda davacı talepleri tekrar edildiğinden raporun karar vermeye elverişli olmadığını, serbest piyasa şartlarına göre sözleşme yaparak iş yapmanın usul ve yasalara uygun olduğu halde müvekkilinin piyasa şartlarına göre daha yüksek miktarda ödeme aldığı gerekçesiyle iade yapılamayacağı halde iade edilmesi yönündeki değerlendirmelerin hatalı olduğunu, müvekkilinin uzmanlık alanındaki işi dilediği ücretle sözleşme şartlarına uygun şekilde yapmak üzere alabileceğini, suç teşkil etmediği takdirde serbest piyasa kuralları geçerli olup müvekkilinin imzaladığı sözleşme ve yaptığı işler nedeniyle iade sorumluluğu bulunmadığı halde yasalara aykırı rapor hazırlanmıştır. mahkeme kararının gerekçesinde davalının şap atılması işi ile kaba sıva alçı ve arka cephe mantolama ve kaba sıva işini eksik yapmasından, saten boya malzemeli işçilik işi ile … Parka veya … mermer görünümlü malzeme ve işçilik işini hiç yapmamasından dolayı davacının 100.000,00 TL tutarlı ödemediği 2 adet çekin konusuz kaldığının yazıldığını, oysaki kambiyo senetlerinin elden çıktığında ödenmesinin zorunlu olduğunu, sebepten mücerret olan kambiyo senetlerinin verilmesine rağmen çeklerin konusuz kaldığının belirtilmesinin hatalı olduğunu, borcu kabul anlamına gelmemek kaydıyla müvekkilinin tacir olmadığı halde müvekkili hakkında avans faizinin uygulanmasına karar verilmesinin usul ve yasalara aykırı olduğunu belirterek yerel mahkeme kararının kaldırılması için istinaf kanun yoluna başvurmuştur. Uyuşmazlık, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 470. ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Davacı yüklenici, davalı ise taşerondur. Taraflar arasında 11/12/2015, 01/02/2016, 18/03/2016 ve 01/04/2016 tarihli 4 adet sözleşme imzalanmış olup, bu sözleşmeler ile davalı taşeron sıfatıyla, davacı şirketin yapımını yüklendiği … Mahallesi, … Caddesi, … Sokak. No: … Çekmeköy/ İstanbul adresindeki inşaatın sıva ve şap işlerini yapma işini üstlenmiştir. Yanlar arasında imzalanan 4 adet sözleşme bedeli toplamı 1.170.560,67 TL olarak belirlenmiştir. Yanlar arasında imzalanan “… Parka veya … Mermer Görünümlü Mermer ve İşçilik Sözleşmesi” başlıklı sözleşme bedeli 499.140,00 TL, sözleşme tarihi 11/12/2015, iş bitim tarihi 30/12/2016 olarak belirlenmiş olup, sözleşmenin 2 numaralı maddesinde birim fiyatlar ve metrajlar toplamı 423.000,00 TL +KDV= 499.140,00 TL olarak kararlaştırılmıştır.Yanlar arasında imzalanan “Alçı ve Kaba Sıva Malzemeli İşçilik, Arka Cephe Mantolama ve Kaba Sıva Sözleşmesi” başlıklı sözleşme bedeli 296.180,67 TL, sözleşme tarihi 01/02/2016, iş bitim tarihi 30/08/2016 olarak belirlenmiş olup, sözleşmenin 2 numaralı maddesinde birim fiyatlar ve metrajlar toplamı 251.000,07 TL+KDV= 296.180,67 TL olarak kararlaştırılmıştır. Yanlar arasında imzalanan “Saten Boya Malzemeli İşçilik Sözleşmesi” başlıklı sözleşmenin bedeli 198.240,00 TL, sözleşme tarihi 01/04/2016, iş bitim tarihi 31/12/2016 olarak belirlenmiş olup, sözleşmenin 2 numaralı maddesinde birim fiyatlar ve metrajlar toplamı 168.000,00 TL+ KDV 30.240,00 TL= 198.240,00 TL olarak kararlaştırılmıştır. Yanlar arasında imzalanan “Şap Atılması Sözleşmesi” başlıklı sözleşme bedeli 177.000,00 TL, sözleşme tarihi 18/03/2016, iş bitim tarihi 30/08/2016 olarak belirtilmiş olup, sözleşmenin 2 numaralı maddesinde birim fiyatlar ve metrajlar toplamı 150.000,00 TL+27.000,00 TL= 177.000,00 TL olarak kararlaştırılmıştır. Mahkemece verilen karara karşı davalı yanca hem usulü yönden hem de esasa ilişkin olarak istinaf kanun yoluna başvurulduğundan öncelikle davalı vekilinin usulü itirazlarının incelenmesi gerekmiştir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun (6102 sayılı Kanun) 4 üncü maddesi uyarınca; bir davanın ticari dava sayılması için uyuşmazlık konusu işin taraflarının her ikisinin birden ticari işletmesiyle ilgili olması ya da tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın Türk Ticaret Kanunu veya diğer kanunlarda o davanın ticari dava sayılacağı yönünde düzenleme bulunmalıdır. TTK’nın “Ticari davalar ve çekişmesiz yargı türlerinin görüleceği mahkemeler” başlıklı 5 inci maddesinin 3. Fıkrası gereğince Asliye ticaret mahkemesi ile asliye hukuk mahkemesi ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki görev ilişkisi olup, bu durumda göreve ilişkin usul hükümleri uygulanır. Görüldüğü üzere, asliye ticaret mahkemesi ile asliye hukuk mahkemesi ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki hukuki ilişki, 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu’ndan ve 6102 sayılı Kanun’da 6335 sayılı Kanunla yapılan değişiklikten önceki hâlinden farklı olarak, iş bölümü ilişkisi değil görev ilişkisidir. Göreve ilişkin düzenlemeler, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 1 inci maddesi uyarınca kamu düzenine ilişkin olup mahkemelerce ve temyiz incelemesi aşamasında Yargıtayca resen dikkate alınır. Somut uyuşmazlıkta; İTO kayıtlarından davalı …’nun … sicil numaralı gerçek kişi tacir olduğu anlaşılmaktadır. Eldeki davada her iki taraf da tacir olup dava tarafların ticari işletmeleriyle ilgilidir. O halde, eldeki davanın istinafa konu kararın verildiği Asliye Ticaret Mahkemesince karara bağlanması usul ve yasaya uygun olmuştur. Dosya kapsamında bulunan ve davacı yanca İstanbul Anadolu 20. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2017/1 D.İş sayılı dosyası ile yaptırılan tespit akabinde inşaat mühendisi … tarafından hazırlanan 19/06/2017 tarihli bilirkişi raporunda; dava konusu … ada, … ve … parseller üzerinde inşa edilen 2.bodrum + 1.bodrum + zemin + 3 normal katlı, iş yeri nitelikli binada taraflar arasında imzalanan sözleşmeler gereğince yapılan; kaba sıva imalatı bedelinin; 42.552,00 TL, alçı sıva imalat bedelinin; 59.775,00 TL, şap imalatı bedelinin; 94.075,00 TL olmak üzere toplam iş bedeli 196.402,00 TL olarak hesaplanmış olup, davacı vekili, tespit bilirkişi raporuna, söz konusu inşaatta boya yapılmadığı halde yapılmış olarak gösterilmesi ve rayiç bedellerin sözleşmedeki birim fiyatlarla uyumlu olduğunun belirtilmesi sebepleriyle itiraz etmiştir. Mahkemece mahallinde yapılan keşif akabinde inşaat mühendisi …, mali müşavir … ve hukukçu Prof.Dr. … tarafından hazırlanan 08/09/2021 tarihli bilirkişi kurul raporunda, tarafların defterleri üzerinde yapılan incelemede; davacı şirketin, davacı şirket adına … hesabından davalının banka hesabına gönderdiği 200.000,00 TL ve 400.000,00 TL olmak üzere toplam 600.000,00 TL tutarlı ödemeleri 23/12/2015 tarih … nolu yevmiye maddesi ile davalının 320.01.035 nolu cari hesabına borç kaydederek yevmiye defterine kaydettiği, davacı şirketin, davalının 320.01.035 nolu hesabında bulunan 600.000,00 TL borç bakiyesini, 31/12/2015 tarih … nolu yevmiye maddesi ile alacak kaydı ile kapattığı, 159.01.007 nolu verilen sipariş avansları hesabına borç vererek aktarması ile yevmiye defterine kaydettiği, davacı şirketin, 31/12/2015 dönem sonunda … nolu kapanış yevmiye maddesi ile 159.01.007 nolu davalıya ait verilen sipariş avansları hesabının 600.000,00 TL borç bakiyesini kapatarak 2016 yılına devrettiği, davacı şirketin, 01/01/2016 tarih 1 nolu dönem başı açılış yevmiye maddesi ile davalının 159.01.007 nolu verilen sipariş avansları hesabını 600.000,00 TL borç bakiyesi ile başlattığı, 01/01/2016 tarih 4 nolu yevmiye maddesi ile 600.000,00 TL bakiyeyi davalının 320.01.035 nolu cari hesabına borç vererek 159 Alına sipariş avansları hesabını kapattığı, davacı şirketin, davalı adına keşide ettiği 25/07/2016 vadeli, 55.000,00 TL bedelli … nolu çek, 30/11/2016 vadeli, … nolu, 50.000,00 TL bedelli çek, 30/12/2016 vadeli, … nolu 50.000,00 TL bedelli çek, 05/07/2016 vadeli, … nolu, 23.000,00 TL bedelli çek, 30/06/2016 vadeli, … nolu, 5.950,00 TL bedelli olmak üzere toplam 183.950,00 TL çekleri gününde ilgili yevmiye maddeleri ile davalının 320.01.035 nolu cari hesabına borç kaydederek yevmiye defterine kaydettiği, davacı şirketin, davalının 320.01.035 nolu hesabında bulunan 783.950,00 TL borç bakiyesini, 31/12/2016 tarih ve 146 nolu yevmiye maddesi ile alacak kaydı ile kapattığı, 159.01.007 nolu verilen sipariş avansları hesabına borç vererek aktarması ile yevmiye defterine kaydettiği, davacı şirketin, 31/12/2016 dönem sonunda 147 nolu kapanış yevmiye maddesi ile 159.01.007 nolu davalıya ait verilen sipariş avansları hesabının 783.950,00 TL borç bakiyesini kapatarak 2016 yılına devrettiği, davacı şirketin, 2017 yılı ticari defter kayıtlarında davalının 159.01.007 nolu verilen sipariş avansları hesabında bir değişiklik olmadığı, 01/01/2017 tarihinde 1 nolu açılış yevmiye maddesi ile 783.950,00 TL borç bakiyesi ile açıldığı, 31/12/2017 tarihli 151 nolu dönem sonu kapanış yevmiye maddesi ile 783.950,00 TL borç bakiyesi ile kapatılarak 2018 yılına devrettiği, davacı şirketin, 2015-2016 ve 2017 yılları ticari defter kayıtlarına göre davalıdan 159.01.007 nolu verilen sipariş avansları hesabından dolayı 783.950,00 TL alacaklı olduğu belirtilmiştir. Bilirkişi kurulu raporunun devamında; davaya konu 01/02/2016 tarihli Alçı ve Kaba Sıva Malzemeli İşçilik, Arka Cephe Mantolama ve Kaba Sıva Sözleşmesinde, kaba sıva ve makine alçısı metrajlarının her biri için 8.000 m2 belirtilmişken, taraflarınca yapılan proje ölçümlerinde kaba sıva metrajının 3.550,00 m2, alçı sıva metrajının ise .985,00 m2 olduğunun tespit edildiği, yine davaya konu 18/03/2016 tarihli Şap Atılması Sözleşmesinde, şap metrajı 6.000 m2 olarak belirtilmişken, taraflarınca yapılan proje ölçümlerinde bu metrajın 3.765,00 m2 olduğu, davalı tarafından uygulaması yapılmış olan imalat kalemlerinden kaba ve alçı sıva birim fiyatlarının dönemin piyasa rayiçlerine uygun olduğu, şap imalatı birim fiyatının ise piyasa rayiçlerinin üzerinde olduğunun tespit edildiği, dava konusu inşaatta eksik yapılan alçı ve kaba sıva, arka cephe mantolama ve kaba sıva ve şap atılması işleri dışında sözleşmede yer alan diğer işlerin hiç yapılmadığı, yapılan işlerin toplam bedelinin 166.380,00 TL+ 29.948,40 TL olmak üzere toplam 196.328,40 TL olduğu, fatura düzenlenmediğinden KDV bedelinin hesaplamada dikkate alınmaması gerektiği, eksik yapılan alçı ve kaba sıva, arka cephe mantolama ve kaba sıva ve şap atılması işleri bedellerinin 234.620,57 TL + 42.231,70 TL KDV olmak üzere toplam 276.852,27 TL olduğu, sözleşme kapsamında olan 423.000,00 TL + 76.140,00 TL olmak üzere toplam 499.140,00 TL tutarlı … Parka veya … Mermer Görünümlü Mermer ve İşçilik İşi ve 168.000,00 TL+30.240,00 TL KDV olmak üzere toplam 198.240,00 TL tutarlı saten boya malzemeli işçilik işlerinin hiç yapılmadığının tespit edildiği belirtilmiştir.Yapılan bu açıklamalar ışığında somut olayda; yanlar arasında imzalanan sözleşmelere göre davacı yanca davalıya şap atılması işi ile ilgili olarak sözleşme bedelinin tamamı olan KDV dahil 177.000,00 TL ‘nin 4 adet vadeli çek ile, Kaba Sıva Alçı ve Arka Cephe Montalama ve Kaba Sıva İşi ile ilgili sözleşme bedelinin tamamı olan KDV dahil 296.180,67 TL’nin 6 adet vadeli çek ile ödeneceği, Saten Boya Malzemeli işçilik işine ait KDV dahil 198.240,00 TL ile … Parka Veya … Mermer Görünümlü Malzeme ve İşçilik işlerine ait KDV dahil 499.140,00 TL tutarın geçici hakediş raporlarının 30 gün ara ile taşeronun müracaatı üzerine davacı şirket yetkilileri ile müştereken düzenlenerek, davacı yüklenici firmanın tasdikine müteakip hakediş tutarından varsa vergi vesaire kesilerek kalanının davacı yüklenici firma tarafından avans ödemesi ile davalıya ödeneğinin düzenlendiği, davacının ticari defter kayıtlarına göre, davacı yanca davalıya 23/12/2015 tarihinde 200.000,00 TL ve 400.000,00 TL olmak üzere toplam 600.000,00 TL’nin banka havalesi ile ödendiği, 2016 yılında değişik vade ve tutarlarda 5 adet çek ile de 183.950,00 TL ödendiği, böylece davacı yanca davalıya toplam 783.950,00 TL ödeme yapıldığı, davacının davalıya keşide ettiği … tarihli 30/11/2016 vadeli 50.000,00 TL tutarlı, … nolu 30/12./016 vadeli 50.000,00 TL tutarlı çekleri ise ödemediği, davalı taşeron tarafından sözleşmelerdeki iş kalemlerinden yalnızca kaba sıva, alçı sıva ve şap imalatlarının yapıldığı, alçı ve kaba sıva birim fiyatlarının dönemin piyasa rayiçlerine uygun olduğu, 18/03/2016 tarihli sözleşmede, şap birim fiyatının 25.000,00 TL olarak kararlaştırılmasına rağmen bilirkişi kurul raporunda inşaat tarihinde şap piyasa rayiç birim fiyatının 17.000,00 TL olarak hesaplandığı, bu itibarla sözleşmede kararlaştırılmış birim fiyatı ile piyasa rayiç birim fiyatı orasında “açık bir oransızlık” olduğu, şap imalat birim fiyatının dönemin piyasa rayiçlerinin üzerinde kaldığı, bilirkişi raporunda şap birim fiyatının piyasa fiyatlarına indirilmesi sonucu davalı taşeronun sözleşmelere istinaden yapmış olduğu işlerden dolayı davacı yükleniciden toplam KDV hariç 166.380,00 TL tutarında iş bedeli alacağına hak kazandığı anlaşılmaktadır. O halde mahkemece denetime elverişli bilirkişi kurul raporu esas alınmak suretiyle, yanlar arasında imzalanan sözleşmeler uyarınca davalı taşeron tarafından davacı yüklenicinin yapımını üstlendiği inşaatta inşaat tarihi itibariyle piyasa rayiç fiyatları gözetilerek yapılan iş bedeli toplamının KDV hariç 166.380,00 TL olarak belirlendiği, davacı yanca davalıya yapılan ödemeler toplamı 783.950,00 TL olduğu halde istinafa başvuranın sıfatı gözetilerek 600.000,00 TL nakit ödemeden yapılan iş bedelinin mahsubu sonucu davacının davalıya yaptığı 433.622,00 TL ödemenin istirdadını talep etmekte haklı olduğu ve davacının davalıya 100.000,00 TL tutarlı ödenmeyen çeklerden dolayı borcunun bulunmadığı gerekçesiyle yazılı şekilde davanın kısmen kabulüne karar verilmesi dosya kapsamına göre usul ve yasaya uygun bulunmuştur.Açıklanan nedenlerle, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzeni gözetilerek yapılan istinaf incelemesi sonucunda, dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenler ve ileri sürülen istinaf sebeplerine göre, mahkeme kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1. bendi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 23/02/2022 tarih ve 2020/339 Esas, 2022/136 Karar sayılı kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan REDDİNE, 2-Alınması gereken 40.135,40 TL nisbi istinaf karar harcının davalıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA, 3-Davalı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde BIRAKILMASINA, 4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK’nın 361. maddesi gereğince kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay’da temyiz yolu açık olmak üzere 19/01/2023 tarihinde oybirliği ile karar verildi.