Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2022/1535 E. 2022/1093 K. 31.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/1535
KARAR NO: 2022/1093
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 22/02/2022
NUMARASI: 2021/46 Esas, 2022/94 Karar
DAVANIN KONUSU: İtirazın iptali
KARAR TARİHİ: 31/05/2022
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Dava, taraflar arasında düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanan bakiye iş bedeli alacağının tahsili için yapılan icra takibine vaki itirazın iptali, takibin devamı ve icra inkar tazminatı talebine ilişkin olup, mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen karara karşı davalı vekilince istinaf talebinde bulunulmuştur. Davacı vekili; taraflar arasında 18/02/2020 tarihli, davalı işletmenin açılır ve kapanır tavan işinin 410.640,00TL bedelle yaptırılması konusunda sözleşme akdedildiğini, davacı firmanın taahhüdünü eksiksiz bir şekilde yerine getirdiğini ve işi 05/03/2020 tarihinde yani sözleşmedeki süreden evvel teslim ettiğini, bedelin fatura edilerek karşı tarafa teslim edildiğini, akabinde söz konusu faturanın muhasebeleştirildiğini; bedele mahsuben 240.000TL toplamda ödeme yapıldığını, ödenmeyen bakiye 170.640,00TL alacak için İstanbul …İcra Müdürlüğününü … esas sayılı dosyası üzerinden başlatılan icra takibinin, davalının itirazı üzerine durduğunu belirterek davalının itirazının iptaline, alacağın %20 oranında icra inkar tazminatı ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili; davacının, taraflar arasında imzalanan sözleşme ve verilen teklife uygun olarak işi yapıp teslim etmediğini, sözleşmenin 14.maddesi gereği işin işverene teslimi gerektiğini; İstanbul 6.Sulh Hukuk Mahkemesinin 2020/80 D.iş dosyasında işin tesliminin … isimli kişiye yapıldığı yazılmışsa da davalı şirketin bu isimde bir çalışanı olmadığı gibi bu kişinin davalı şirketi temsil ve ilzama yetkili olmadığını, davacı tarafça sözleşme gereği üstlenilen işin tamamlanmadığını, eksik/hatalı/ayıplı yapıldığını, keşif yapılarak yerinde görülmesi ve açılır kapanır tavanın denenmesi gerektiğini, edimini tam ve eksiksiz yerine getirmeyen tarafın sözleşmenin karşı tarafını edimi ifaya zorlamasının hukuken mümkün olmadığını, tespit dosyasında alınan raporun tek yanlı beyanlara göre hazırlanmış olup, objektiflik kriterinden uzak olduğunu belirterek, davanın reddine, %20 icra inkar tazminatının davacıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir. Mahkemece; kabul gören bilirkişi raporuna göre, işverenin belirtilen adresteki şantiyesinde açılır Rolling Roof Sistemi imalatı ve montajının eksiksiz olarak tamamlanmış ve çalışır vaziyette 05/03/2020 tarihinde teslim edilmiş olduğu, mahalinde yapılan incelemelerde, alüminyum açılır kapanır tavan sistemi işinin yerinde tamamlanmış olduğu ve alüminyum açılır kapanır tavan sistemine elektrik verilerek keşif günü sistemin çalıştırıldığı, sistemin normal çalıştığı ve herhangi bir eksiğinin olmadığı, gerek dava dosyası ve eklerinin, gerekse yerinde yapılan incelemede davacının uhdesinde olan sözleşme konusu işi sözleşmeye uygun olarak tamamlamış olduğu, öte yandan davalı tarafça işin eksik yada ayıplı yapıldığı iddia edilse de buna ilişkin bir ihtarın da dosyaya sunulmadığı, tarafların ticari defter ve kayıtlarına göre davacı tarafın davalı tarafa fatura karşılığı toplam 410.640TL tutarında hizmet verdiği, davalı tarafından 240.000TL ödeme yapıldığı, davacının davalıdan kaydi olarak 170.640,00TL tutarında alacaklı olduğu; davacı tarafça takipte işlemiş faiz talep edilmiş ise de davalının daha önce temerrüte düşürüldüğüne dair dosyada delil bulunmadığı, bu itibarla işlemiş faiz talep edilemeyeceği gerekçesi ile davanın kısmen kabulü ile, davalının İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takip dosyasına yapmış olduğu itirazın kısmen iptaline, takibin 170.640,00 TL asıl alacak üzerinden devamına, takipte takip tarihinde alacaklının tamamı ödeninceye kadar değişen oranlarda avans faizi uygulanmasına, fazlaya ilişkin taleplerin reddine, alacağın belirlenebilir olmadığından icra inkar tazminatı şartlarının oluşmadığı, yine davacının takipte kötü niyetli olduğu sabit olmadığından icra takibinde reddedilen kısım yönünden kötü niyet tazminatı şartlarının oluşmadığı anlaşıldığından, şartları oluşmayan icra inkar tazminatı ve kötü niyetli tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesi ile; taraflar arasında yapılan sözleşme ile işin mahiyeti, süresi, ödeme tutarı ve sürelerinin tümü belirlendiğini; belirlenen bedel üzerinden keşide edilen faturanın her iki tarafın cari hesaplarına ve ticari kayıtlarına işlendiğini, müvekkili tarafından yapılan işin eksiksiz ve tam olarak sözleşmede belirlenen süreden önce davalı şirket yetkililerine 05.03.2020 tarihli tutanakla teslim edildiğini, her iki tarafın da tacir olması ve basiretli davranma yükümlülüğü gereği, işin eksiksiz ve tam teslim edildiği tarihte ödeme yapılması gerektiğini; mahkemece temerrüte düşürüldüğüne dair herhangi bir delil bulunmadığı gerekçesi ile işlemiş faiz talep edilemeyeceği kararı verilirken bu durumun göz ardı edildiğini; davalının, en geç teslim tarihinde ödeme yapmaması ile birlikte temerrüte düştüğünü; mahkemece alacağın belirlenebilir olmadığına dair herhangi bir gerekçe sunulmadığını; sözleşme ve teklif formlarında, yapılan işin bedelinin belirlenmiş olması bir yana mahkemece yapılan mali incelemelerden de anlaşılacağı üzere, tarafların cari hesap ve ticari kayıtlarında da alacak tutarı belli ve sabit olduğunu; alacağın davacı tarafından keşide edilen ve davalı tarafından itiraz edilmeyen bir faturadan kaynaklandığını; alacağın likit ve belirlenebilir olduğunu; davalının, davacı müvekkilin alacağını sürüncemede bırakmak maksadıyla kötü niyetli hareket ettiği ve icra takibine itiraz ettiğini; Yargıtay 19. HD’nin 01.03.2001 tarih 2001/7860 E. 2002/1631 K.; Yargıtay 19.HD’nin 14.01.2013 tarihli 2012/13588; 466 sayılı ve Yargıtay 23. HD’nin E: 2014/553 K: 2014/4497 sayılı kararının emsal olduğunu belirterek davanın kısmen kabulü kararının kaldırılarak, reddedilen taleplerin de kabulü ile davanın kabulüne, işlemiş faiz ve inkar tazminatı taleplerinin kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. Uyuşmazlık, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu 470 ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Davacı yüklenici tarafından, davalı iş sahibi aleyhine fatura alacağına istinaden İstanbul … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile 170.640,00 TL asıl alacak, 16.070,55 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 186.710,55 TL üzerinden takip başlatıldığı, davalı yanca borca ve takibe itiraz edilmesi üzerine takibin durdurulduğu anlaşılmaktadır. Somut olayda; taraflar arasında 18/02/2020 tarihli, davalı işletmenin açılır ve kapanır tavan işinin davacı tarafından 410.640,00TL bedelle yapılması konusunda eser sözleşmesi akdedildiği, davacının bakiye bedel talebine karşı, davacı iş sahibi tarafından işin sözleşmeye uygun teslim edilmediği, eksik ayıplı yapıldığı savunulmuş; mahkemece davanın asıl alacak için kabulüne, inkar tazminatı ve işlemiş faiz için reddine dair verilen karara karşı davacı tarafça istinaf yoluna başvurulmuştur. Davalının eksik, ayıp iddialarının incelenmesi için mahkemece, mahallinde yapılan keşif sonrası alınan 18/01/2022 tarihli bilirkişi raporunda; işin eksiksiz olarak tamamlanmış ve çalışır vaziyette 05/03/2020 tarihinde teslim edilmiş olduğu, davalı tarafın davacıya 170.640,00TL borçlu olduğu belirlenmiştir. Sözleşmeden doğan davalarda, dava konusu edilen alacağa temerrüt faizi işletilebilmesi için alacağın sözleşmede kararlaştırılan kesin vadede ödenmemiş ya da kesin vade bulunmaması halinde 6098 sayılı TBK 117. Maddesi gereğince alacaklının usulüne uygun ihtarı ile borçlunun temerrüde düşürülmüş olması gerekmektedir. Davacı tarafça davalıya ihtar gönderilip temerrüde düşürüldüğüne ilişkin delil ibraz edilmediğinden mahkemece işlemiş faiz talebinin reddine karar verilmesi yerinde olmuştur. İtirazın iptâli davalarında borçlunun icra inkâr tazminatı ile sorumlu tutulabilmesi için İİK’nın 67/II. maddesi gereğince borçlunun itirazında haksız ve alacağın likid olması gerekir. Davalının eksik ve ayıp iddialarının incelenmesi için mahallinde keşif yapılarak alınan bilirkişi raporu ile uyuşmazlık çözüme kavuştuğundan, alacak likid olmayıp, mahkemece icra incar tazminatı talebinin reddine karar verilmesi de isabetli olmuştur. Açıklanan nedenlerle, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzeni gözetilerek yapılan istinaf incelemesi sonucunda, dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenler ve ileri sürülen istinaf sebeplerine göre, mahkeme kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1. bendi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 22/02/2022 tarih ve 2021/46 Esas, 2022/94 Karar sayılı kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan REDDİNE, 2-İstinaf harçları peşin alındığından ayrıca harç alınmasına YER OLMADIĞINA, 3-Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde BIRAKILMASINA,4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK’nın 361. maddesi gereğince kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay’da temyiz yolu açık olmak üzere 31/05/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.