Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2022/1495 E. 2022/1763 K. 25.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/1495
KARAR NO: 2022/1763
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 11/04/2022
NUMARASI: 2017/919 Esas, 2019/108 Karar
DAVANIN KONUSU: Alacak
KARAR TARİHİ: 25/10/2022
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili, davacının 17/08/2015 tarihinde … isimli dükkanı için Şişli adresinde bulunan taşınmazın içinin eksiksiz yapılması ve malzemelerin tedariki, teslimi ve montaj işi için davalı taraf ile ön sözleşme imzalandığını, sözleşme ile tüm projeler onaylandıktan sonra işçilik başlar hükmü altına alındığını, dolayısıyla şart gerçekleşinceye kadar sözleşme hükümlerinin askıda olduğunu ve sözleşmenin taraflar arasında hak ve borç ilişkisi meydana getirmediğini, sözleşmeye göre taşınmazın teslim tutanağı ile teslim edilmesi gerektiğini, ancak davalı tarafından davacının taşınmazı uygun olarak teslim etmesi beklenmeden işe başlandığını, davacıya ait taşınmazda yapılan işin eksik, ayıp ve kusurlu olduğunu, davalının sözleşmeye aykırı hareket ettiğini, davalı tarafından işin yerine getirilmemesi sebebiyle işin üçüncü bir kişiye yaptırıldığını, bu nedenle dükkanı planlanan bir tarihten ileri bir tarihte açmak zorunda kaldığını beyanla, 17/08/2015 tarihli ön sözleşme niteliğindeki sözleşmenin geçersiz olduğunun tespitine, davalıya ödenen 27.000,00 TL’nin iadesine, davacının dükkanı belirlenen tarihten ileri bir tarihte açması nedeniyle uğramış olduğu maddi zararın tespitine ve davalı taraftan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, taraflar arasında yapılacak işler için 17/08/2015 tarihli sözleşme akdedildiğini, sözleşme kapsamına göre davacı ediminin iş başlangıcında tarafların kararlaştırdığı bedelin %40’ı olan 43.788,00 TL ödemeyi kalan sözleşme tutarının ise işin ortasında %35’lik sonunda da %25’lik kısmı olmak üzere toplam 109.470,00 TL + KDV ödemesi gerektiğini, sözleşmenin imzalanma tarihinden yaklaşık 45 gün önce hazırlıkların yapıldığını. yapılan çalışmalar sonucunda sözleşmenin akdedildiğini, davacı-karşı davalının sözleşme uyarınca kararlaştırılan ilk tutarı davalının rızasını almaksızın 19/08/2015 tarihinde kısmi olarak ödediğini, bu durum üzerine davalı şirket çalışanı e-posta ile kararlaştırılan 16.788,00 TL’lik kısmın da ödenmesini aksi hale çalışmaların başlamayacağını bildirdiğini, bakiye bedelin ödeneceği beyanına güvenen davalının 20/08/2015 tarihinde taahhüt ettiği sürede işe başladığını, iş devam ederken davacı-karşı davalı tarafından Beyoğlu … Noterliğinin 01/09/2015 tarih, … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile projelerin onaylanması beklenilmediği ve çalışmalar için yazılı izin alınmadığından bahisle sözleşmenin geçersiz olduğunu beyan ve ödemiş olduğu tutarın iadesini talep ettiğini, ihtarnamenin tebliğ tarihinin 10/09/2015 tarihi olduğunu, akabinde davalının işi sonlandırdığını, Beşiktaş … Noterliğinin ihtarnamesi ile sözleşme bakiye tutarın ödenmesini talep ettiğini, ayrıca davalı tarafından yapılan işler için İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/1448 D. iş sayılı dosyası ile tespit yaptırıldığını, 10/09/2015 tarihine kadar yaptığı işin 27.000,00 TL’nin üstünde olduğunu, iş için verilen hizmet ve yapılan harcamaların toplamının 39.295,00 TL olduğunu, davacı-karşı davalı tarafından 01/09/2015 tarihinde haksız olarak fesih edildiğini, sözleşmenin toplam bedelinin 109.470.00.-TL + KDV olduğunu, bu tutarın 27.000,00 TL’lik kısmının ödenmiş olduğunu, bakiye bedelin sözleşmenin 8. maddesi gereği tamamının ödenmesi gerektiğini, 2 buçuk ay boyunca davacı-karşı davalıya ait işletme için çalıştığını belirterek, davacı-karşı davalının para iadesi ve yoksun kalınan zararların tazmini istemlerinin reddine karar verilmesini istemiş; karşı davasında ise, sözleşmenin davacı-karşı davalı tarafından feshedildiğinin tespiti ile haksız fesihten dolayı şimdilik 10.000,00 TL’nin tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Mahkemece, taraflar arasında akdedilen sözleşme uyarınca iş başlangıcında ödenmesi gereken miktarın 43.788,00 TL olduğu, bu miktarın 27.000,00 TL’sinin ödendiği hususunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmadığı, davacı her ne kadar bedelin tamamı ödenmeden işe başlanmasını iddiasına dayanak kılmış ise de ödenmesi gereken miktar ödenmeden işe başlanması davalının inisiyatifinde olan bir husus olduğu gibi sunulan yazışma içeriğine göre davacının kalan miktarı ödeyeceğini, iş ortası ve bitimindeki ödemelerin ise zamanında yapılacağını beyan ettiği, ödeme almadan iş yapan davalı olduğuna göre ödeme olmaması nedeni ile hak ileri sürecek olan tarafın davacı taraf olmayıp, davalı taraf olduğu, davacının sözleşmeyi sonlandırması ve ödediği bedelin iadesine dayanak yaptığı iddiaların hiçbirinin sözleşmeye ve dürüstlük kurallarına uygun görülmediği, karşı dava yönünden yapılan değerlendirmede, tarafların serbest iradeleri ile imzaladıkları ve tarafları bağlayan sözleşmenin 8.maddesi gereğince, davacının sözleşmeyi haklı bir neden olmaksızın sonlandırması nedeni ile maddede açıkça ve tereddütsüz olarak kararlaştırıldığı üzere bakiye bedelin ödenmesi gerektiği gerekçeleriyle, asıl davanın reddine, karşı davanın kabulü ile 10.000,00 TL’nin davacı karşı davalıdan alınarak, davalı karşı davacıya verilmesine karar verilmiştir. Yerel mahkemenin kararına karşı davacı-karşı davalı vekilince istinaf başvurusunda bulunulması üzerine, Dairemizin 09/02/2022 tarih ve 2019/1267 esas, 2022/268 karar sayılı kararı ile, istinaf harç eksikliğinin tamamlanması için dosyanın mahkemesine geri çevrilmesine karar verildiği, yerel mahkeme tarafından düzenlenen 25.03.2022 tarihli muhtıra ile, asıl davada davacı, karşı davada davalı … vekiline 220,00 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı ve 170,78 TL istinaf karar harcının yatırılması için HMK 344 maddesi gereğince bir hafta kesin süre verildiği, muhtıra tebligatının Av …’a elektronik tebligat ile 30.03.2022 tarihinde tebliğ edildiği, yerel mahkemenin 11.04.2022 tarihli Ek karar ile, süresi içerisinde harç eksikliklerin giderilmemiş olması sebebiyle HMK 344 maddesi gereğince davacı-karşı davalı vekilinin istinaf başvurusunun yapılmamış sayılmasına karar verildiği anlaşılmaktadır. Davacı-karşı davalı vekili ek karara karşı sunduğu istinaf dilekçesinde, mahkeme tarafından istinaf harç tamamlatma muhtırasının davacı-karşı davalı …’nın önceki vekili Av….’a yapıldığını, davacı-karşı davalı … ile Av…. arasında avukat müvekkil ilişkisinin çok önce sona erdiğini, ancak vekillikten çekilme dilekçesi sunulmadığından hak kaybına sebebiyet verdiğini, başka dosyalara sunulan vekillikten çekilme dilekçelerinin bulunduğunu, muhtıra tebliğ tarihi itibariyle avukat müvekkil ilişkisinin bulunmadığını belirterek ek kararının kaldırılmasını talep etmiştir. Somut olayda, yerel mahkeme kararına karşı istinaf başvurusunda bulunan davacı-karşı davalı vekili Av….’a istinaf harç eksikliğinin giderilmesi için usulüne uygun muhtıra tebliğ edildiği ancak, yasal süre içerisinde harç eksikliğinin giderilmemiş olduğu anlaşılmaktadır. Davacı-karşı davalı … ile Av…. arasındaki avukat müvekkil ilişkisinin sona erdiği ileri sürülerek, farklı dosyalara sunulduğu belirtilen 16/12/2019, 27/10/2020 ve 25/02/2022 e-imza tarihli vekillikten istifa edildiğini bildirir dilekçeler ek karara ilişkin istinaf dilekçesi ekinde sunulmuş ise de eldeki dosya kapsamında bu hususa yönelik herhangi bir dilekçe sunulmadığı ve delil bulunmadığı, avukatın azledildiği veya istifa ettiğinin dosyaya bildirilmediği, muhtıra tebliğ tarihi itibariyle avukatlık ilişkisinin devam ettiği tüm dosya kapsamından anlaşıldığından, yerel mahkemece, harç eksikliğinin giderilmemesi sebebiyle istinaf başvurusunda bulunulmamış sayılmasına dair verilen ek karar usul ve yasaya uygun bulunmuştur. Açıklanan nedenlerle, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzeni gözetilerek yapılan istinaf incelemesi sonucunda, dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenler ve ileri sürülen istinaf sebeplerine göre, mahkeme kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, davacı-karşı davalı vekilinin ek karara yönelik istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1. bendi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 11/04/2022 tarih ve 2017/919 Esas, 2019/108 Karar sayılı ek kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, davacı-karşı davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan REDDİNE, 2-İstinaf harçları peşin alındığından ayrıca harç alınmasına YER OLMADIĞINA, 3-Davacı-karşı davalı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde BIRAKILMASINA,4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK’nın 361. maddesi gereğince kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay’da temyiz yolu açık olmak üzere 25/10/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.