Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2022/1459 E. 2022/1220 K. 14.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/1459
KARAR NO: 2022/1220
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 18/03/2022
NUMARASI: 2021/615 Esas, 2022/228 Karar
DAVANIN KONUSU: Alacak
KARAR TARİHİ: 14/06/2022
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili, davacı şirket ile davalı … arasında Avrupa … Projesi’nin gerçekleştirilmesi için 06.06.2014 tarih ve … sayılı karar ile 21.07.2014 tarihli Tünel İnşaatı Sözleşmesi imzalandığını, sözleşmeye göre işin yapım süresi 1825 gün ve bedelinin 88.188.024,00-TL olarak kararlaştırıldığını, davacı şirketin projeye başlayabilmesi için yer tesliminin 31.07.2014 tarihinde yapıldığını, sözleşme kapsamında yer alan … tünelinin uygulama projelerinin davacı şirket tarafından 12.03.2015 tarihinde hazırlanarak davalı … onayına sunulduğunu, … tarafından projelerin onaylandığını, onaylanan proje kapsamırıda … tünelinin güzergahı bölgede yer alan taş ocakları sahasından geçtiğinden ve davalının kamulaştırma bedeli ödemek istememesi ve taş ocakları sahiplerinden muvafakatname alınamaması nedeniyle ve ayrıca İstanbul Orman Müdürlüğünden kaynaklı olarak uygulama projelerinin ilki 18.10.2016 ve ikincisi 05.05.2017 tarihlerinde olmak üzere davalı tarafından tek taraflı olarak revize edildiğini, davalı ile imzalanan sözleşme ve ekleri arasında bulunan … Tüneli’nin kesin projelerine göre toplam tünel boyunun 7285 metre, 5 adet şaft, 6 adet çaft aralığı, 1 adet R1500 metre çapında kurp ve 1 adet R2000 metre çapında bulunduğunu, şarf aralıkları mansaptan membaya doğru sırasıyla 2.714 metre, 1.323 metre, 1.275 metre, 1.400 metre ve 573 metre uzunluğunda olduğunu, 05.05.2017 tarihli Revize Uygulama Güzergah Projesi’ne göre ise, toplam tünel boyu 8.338 metre, 3 adet şaft, 3 adet şaft aralığı, 1 adet R250m çapında kurp, 1 adet R300 metre çapında kurp, 1 adet R360 metre çapında kurp ve 2 adet Râ50 metre çapında kurp bulunmakta ve mansaptan membaya doğru şaft aralıkları sırasıyla 96 metre, 4.113 metre ve 4.129 metre olduğunu, proje revizyonundan dolayı tünel boyunda 1.053 metre uzama meydana geldiğini, işletme şaftı sayısı azalmakla birlikte işletme şaftları arası mesafe uzadığını, kurp sayısının arttığını ve kurp çaplarının azalarak kurp dönüşlerinin keskinleştiğini, TBM işletme mesafesinin uzaması, kurp sayısının artması ve kurp yarı çaplarının keskinleşmesinin TBM kurplarda sıkışarak kazı sürelerini arttırmış olduğunu, 1. Kaplama imalatının uzamasına neden olduğunu, tünel havalandırması, su drenajı, tünel içi malzeme ve hafriyat nakli gibi iş kalemlerinde yapım zorluğu çıkarttığını, davalı idarece, 20.12.2018 tarih ve … sayılı … Yönetim Kurulu Kararı ile, İş’in süresine 751 gün ilave süre verilerek süre sonu tarihinin 19.08.2021 olarak belirlendiğini, davalı idarece haksız ve kötüniyetli olarak Beyoğlu … Noterliği üzerinden 21/05/2021 tarih ve … yevmiye nolu ihtarname çekildiğini ve söz konusu ihtarnamede iş bitim tarihi olan 19.08.2021 tarihine kadar kalan sürenin 94 gün kaldığını ve 10 günlük süre içinde TBM Tünel Açma Makinesi’nin işin yapılacağı sahaya getirilmemesi ve gereğinin yapılmaması halinde sözleşmenin feshedileceğinin bildirildiğini, söz konusu ihtarnameye Beyoğlu … Noterliği’nin 04.06.2021 tarih ve … yevmiye nolu ihtarnamesi ile cevap verildiğini ve başta ödemezlik defi olmak üzere idareden kaynaklanan nedenlerle işin T2 ile T4 şaftlar arasındaki tünelin TBM ile yapılmasının mümkün bulunmadığını, temerrüde düşülmesinin söz konusu olmadığını belirtip, sözleşmenin yeni kaşullara uyarlanması, makul bir sürenin eklenmesi, hak edişlerin ödenmesi ile ödeneklerin aktarılması ve nihayetinde fesih bildiriminden derhal vazgeçilmesi hususlarında talepte bulunduklarını, projenin değişmesi üzerine davalı idareden, proje değişikliğinden kaynaklı olarak ilave süre uzatımı, ödenek aktarımı, işin TBM ve NATM yöntemi ile tamamlanması ve 41 nolu hakedişin düzenlenmesi hususunda yazılı ve sözlü taleplerde bulunulduğunu, ancak davalı idarece tüm bu taleplerin dayanağı olmayan gerekçelerle reddedilerek 27.08.2021 tarihli yazı ile sözleşmenin haksız olarak feshedildiğini, davalı idareden ihale yolu ile yapımını almış olduğu Avrupa … Bölge … İnşaatı İşi ile ilgili olarak davalı idare tarafından tek taraflı olarak yapıları değişiklikler nedeniyle iş süresi ve proje maliyetinin arttığını, ilave imalatlar oluştuğunu, tünel inşaatında kullanılan makinelerin hasar gördüğünü, davacı şirket tarafından davalı idareye sunulan son proje değişlklikleri idarece tamamıyla onaylanmadığını, davacıya hak edişinin ödenmediğini ve idarece sözleşme haksız feshedilerek davacının oldukça zor duruma düşürüldüğünü, sözleşmede yüklenici olarak yer alan … adlı şirketin, iş ortaklığındaki tüm hisselerini davalı idarenin muvafakati eşliğinde davacı şirkete Beşiktaş … Noterliğinin 26.11.2019 tarih ve … yevmiye nolu devir sözleşmesi ile devrettiğini, davacı şirket tarafından proje değişikliğinden kaynaklanan işin hacminin ciddi oranda artması nedeniyle davalı …’den süre uzatımı ve ödenek aktarımı vs. hususlarda talepte bulunulmuş olmasına rağmen taleplerin kabul görmediğini, ihale dosyasında bulunan kesin projelere göre temin edilen TBM makinesinin (Tünel Açma Makinesi) davalı idare tarafından zaruri hale getirilen proje değişikliği neticesinde tünel açımına uygunsuz hale geldiğini, TBM ile çalışmanın mümkün olmadığı ve şaftlar arasında … yöntemli ile kazı yapıldığını, davalı idarece bu imalat bedellerinin ödenmediğini, Gayrettepe-İstanbul Havalimanı Metro Raylı Sistemi Hattı ile değişen proje güzergahı arasında düşey mesafe en az 12,60 metre fark olması gerektiğinden tekrar proje değişikliğinin hasıl olduğunu, davalı …’nin yapmış olduğu proje değişiklikleri nedeniyle fesih öncesine ait davacının uğramış olduğu bir kısım zararların tazmini amacıyla istanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2020/197 esas sayılı dosyasından alacak davası ikame edildiğini, davanın halen derdest olduğunu, davalı …’ye verilen teminat mektuplarının bozdurulmasının önlenmesi amacıyla mahkemeye başvurulduğunu ve İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2021/387 değişik iş sayılı dosyasından tedbir kararı alındığını, İstanbul 19. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2021/357 d.iş sayılı dosyasından delil tespiti yaptırıldığını, taraflar arasındaki sözleşme ve eki şartname hükümleri çerçevesinde davalı idarenin kendi sorumluluk alanında olan ilk proje güzergahını gerekli şartları sağlayamadığı için değiştirmesi ve akabinde sözleşmeyi haksız feshetmesi nedeniyle davacı şirketin doğmuş ve doğacak zararlarının talep edilmesi zorunluluğunun doğduğunu, 41 nolu hakediş tutarından oluşan 29.907.000,00-TL alacağı bulunduğunu, geçmişe yönelik ödenek aktarılmasından kaynaklı oluşan fiyat farkı alacağı mevcut olduğunu, davalı idarenin sözleşmeyi haksız feshi nedeniyle müvekkil şirketin ihale artları gereği kesin projeye uygun olarak satın almış olduğu TBM için ödemiş olduğu makine bedelinin davalı idareden tahsili gerektiğini, davalı haksız fesih bildiriminde 30 gün içerisinde iş yerinden müvekkili şirkete ait malzeme, makine, teşisat ve diğer eşyaların çıkarılmasını talep etmiş olup, huzurdaki davada şantiyenin hali hazır durumunun tespiti ve delillerin kaybolması ihtimali nedeniyle davalının tahliye talebine karşılık ihtiyati tedbir talep ettiklerini, sözleşmenin haksız feshi sebebiyle sözleşme sebebiyle alınan işe özel makinelerin bedellerinin davalıdan tahsili gerektiğini, uğramış olduğu kar mahrumiyetini talep ettiklerini, ödemek zorunda kaldığı işçilik giderlerinin tazmininin gerektiğini belirterek tüm bu sebeplerden dolayı fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydı ile öncelikle dava konusu şantiyenin boşaltılması işlemlerinin durdurulması ve tahliyenin önlenmesi için ihtiyati tedbire karar verilmesine, müvekkili şirketin … nolu hakediş ödemesi muaccel hale gelmiş olmasına rağmen bugüne kadar ödenmemiş olduğundan işbu hakediş tutarı olan 29.907.000,22-TL kadar davalı idare aleyhine ihtiyati haciz kararı verilmesine, İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2021/387 değişik iş esas sayılı dosyasından verilen 28.06.2021 tarihli ihtiyati tedbir kararının aynen devamına, taraflar arasında akdedilen 21.07.2014 tarihli Avrupa 1. Bölge 2013 Yılı 5. Kısım Tünel İnşaatı İşine Ait Sözleşme’nin davalı idare tarafından haksız olarak feshedildiğinin tespitine, İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2021/387 D.İş esas 28.06.2021 tarihli ihtiyati tedbir kararı bozdurulmalarının önlenmesine, verilen … nezdindeki, … bankası tarafından düzenlenen 15.02.2019 tarihli … mektup nolu 300.000,00-TL bedelli,… Bankası tarafından düzenlenen 15.02.2019 tarihli … Mektup nolu 1.400.000,00-TL bedelli, … Bankası tarafından düzenleneri 23.12.2014 tarihli … Mektup nolu 2.650.000,00-TL bedelli, … Bankası tarafından düzenlenen 23.12.2014 tarihli … Mektup nolu 2.750.000,00-TL bedelli teminat mektuplarının müvekkiline iadesine, müvekkili şirketin; 29.907.000,22-TL hakediş alacağı, 4.315.119,22-TL geçmişe yönelik ödenek aktarılması sonucu oluşan fiyat farkı alacağı 49.951.330,00-TL Tünel Açma Makinesi ve diğer ekipman ve malzeme bedeli alacağı, 30.213.457,44-TL kar mahrumiyeti, 11.778.223,00-TL şantiye masrafları, işçilere ödemek zorunda kaldığı tutarlar, olmak üzere toplam 126.165.129,88 -TL’lik alacağının/zararının ve sözleşmeye iş sahibi idare tarafından tam olarak uyulsaydı işin sonunda elde edilecek kazancın toplamından fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydı ile; şimdilik 500.000,00 TL’lik kısmının sözleşmenin feshedildiği 27.08.2021 tarihinden itibaren işletilecek ticari avans faizi ile birlikte davalı taraftan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Mahkemece 18/03/2022 tarihli karar ile, bu dava dosyasının İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2020/197 esas sayılı dosyası ile birleştirilmesine ve yargılamaya İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2020/197 esas sayılı dosyası üzerinden devam edilmesine karar verilmiştir. Mahkemece 02/03/2022 tarihli ara kararı ile, davacı lehine şantiyenin bolaltılmasının önlenmesi yönünde verilen karara ilişkin teminatın yatırılmadığı, teminat yatırılmadığı için tedbir kararının 1 haftalık yasal süresi içinde uygulanmasının talep edilmediği, teminatın yatırılmamış olması nedeniyle tedbir kararının kendiliğinden ortadan kalktığından ihtiyati tedbire yapılan itiraz hakkında karar verilmesine yer olmadığına , İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesinin 8.06.2021 tarihli ve 2021/387 D. İş sayılı kararıyla alınan tedbir kararının devamına karar verilmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesinde, uyuşmazlık konusu davacı şirket tarafından sahada gerçekleştirilen işler ve sahadaki makine/ekipman ile doğrudan bağlantı taşıdığını, sahanın boşaltılması halinde gerçekleştirilen tünelin su altında kalacağını, bu durumun engellenmesi için sahada tünele dolan suların düzenli olarak tahliye edildiğini ve edilmesine devam edilmesi gerektiğini, sahanın boşaltılması halinde tahliye işleminin gerçekleştirilmeyeceğini, bu durumda tünelde yapılan imalatların ve sahadaki mevcut makine/ekipmanın incelenmesinin imkansız hale geleceğini, uyuşmazlığın çözümü açısından zaruri nitelikteki delillerin telafisi imkansız biçimde kaybolacağını, 3. Asliye Ticaret Mahkemesince tensip tutanağı ile verilen ihtiyati tedbir kararı da açıklanan sebeplere dayanmakta olduğunu, dolayısıyla ihtiyati tedbir şartlarının gerçekleştiğini, ihtiyati tedbirin şartları yönüyle herhangi bir değişiklik de oluşmadığını, davanın açıldığı aşamada mevcut olan şartların varlığını sürdürdüğünü, mahkemece ihtiyati tedbir kararının verildiği tensip tutanağında, teminatın yatırılmasına ilişkin herhangi bir süre öngörülmediğini, ihtiyati tedbire ilişkin teminatın yatırılmasına ilişkin olmadığını ve ihtiyati tedbirin uygulanmasına ilişkin olduğunu, dolayısıyla bu hükümde yer alan sürenin teminatın yatırılmasına teşmil edilmesinin mümkün olmadığını belirterek, yerel mahkeme ara kararının kaldırılması ile şantiyenin boşaltılmasının önlenmesine yönelik ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili istinaf dilekçesinde, İstanbul 4.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2021/387 D.iş dosyasından verilen tedbir kararına itiraz ettiklerini, asıl davanın İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2021/615 esas sayılı dosyasından itirazlarının reddine karar verildiğini, usul ve yasaya aykırı olarak mahkeme tarafından itirazın reddine kararının kaldırılmasını, mahkemenin idarenin kayıtları incelemeden eksik inceleme ile karar verildiğini, yargılama yapmadan ve deliller toplanmadan karar verilmesinin hatalı olduğunu, emsal HGK kararları itibariyle tedbir kararının kaldırılması gerektiğinden mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Taraflar arasındaki uyuşmazlık, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu 470 ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Geçici hukuki korumalardan olan ihtiyati tedbir HMK’nın 389 vd maddelerinde düzenlenmiş olup, mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâllerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilecektir. HMK’nın 390/3 maddesine göre tedbir talep eden taraf davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır. Dosya içine sunulan belge ve bilgilerden davacının HMK’nın 390/3 maddesinde öngörülen yaklaşık ispat koşulunu sağladığı ve HMK’nın 389. maddesinde öngörülen tedbir şartları da mevcut olduğundan davalının ihtiyati tedbirin şartlarına ilişkin istinaf sebebi yerinde değildir. HMK’nın 392. maddesinde ihtiyati tedbir talep edenin, haksız çıktığı takdirde karşı tarafın ve üçüncü kişilerin bu yüzden uğrayacakları muhtemel zararlara karşılık teminat göstermek zorunda olduğu belirtilmiş olup, yasada alınacak teminat miktarına ilişkin bir düzenleme yapılmamış bu konuda yani alınacak teminat miktarı konusunda hakime takdir hakkı bırakılmıştır. Hakim dava konusu, somut olayın özelliği, uygulanacak tedbir, tarafların iddia ve savunmaları, karşı tarafın ve 3. kişilerin tedbir nedeniyle uğraması muhtemel zarar gibi unsurları değerlendirerek teminat miktarını tarafların hak ve menfaatlerini gözeterek takdir edecektir. HMK 393/1 maddesinde, ihtiyati tedbir kararının uygulanmasının kararın verildiği tarihten itibaren 1 hafta içinde talep edilmek zorunda olduğu, aksi halde kanuni süre içinde dava açılmış olsa dahi, tedbir kararının kendiliğinden kalkacağı hükme bağlanmıştır. Dosya kapsamına göre, mahkeme tarafından 04.10.2021 tarihli tensip zaptının 21 numaralı ara kararı ile dava değerinin %40’ı oranında teminat ile verilen ihtiyati tedbir kararı üzerine, davacı tarafından tedbir kararının uygulanmasının talep edilmediği ve yatırması gereken %40 teminat bedelini 23.02.2022 tarihinde yasal süre sonrasında yatırmış olduğu anlaşıldığından mahkemenin ihtiyati tedbir kararının kendiliğinden kalkmış olması sebebiyle karar verilmesine yer olmadığına yönelik kararı doğru olmuştur. Bununla birlikte asıl dava dosyası açılmadan önce İstanbul 4. Aşilye Ticaret Mahkemesinin 08.06.2021 tarih ve 2021/387 D. İş kararı ile taraflar arasındaki sözleşme kapsamında davacı tarafından davalıya verilen teminat mektupların paraya çevrilmesinin önlenmesine dair ihtiyati tedbir kararı verilmiş ve davalı idare tarafından süresi içerisinde ihtiyati tedbir kararına itiraz edilmiştir. İstanbul 4.Asliye Ticaret Mahkemesinde ihtiyati tedbir dosyasına ilişkin asıl dava olarak yargılamaya konu dava açılmıştır. Mahkemece 02.03.2022 tarihli 3 nolu ara kararı ile ” İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesinin 08.06.2021 tarihli ve 2021/387 D. İş sayılı kararıyla alınan tedbir kararının devamına ” karar verilmiştir. Taraflar arasındaki ilişki 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu çerçevesinde kurulmuş olup, ihtiyati tedbir talebinin de bu Kanun hükümleri kapsamında incelenerek değerlendirilmesi gerekmektedir. Anılan Yasa’nın 34/son maddesinde “Her ne suretle olursa olsun, idarece alınan teminatlar haczedilemez ve üzerine ihtiyati tedbir konulamaz.” düzenlemesi yer almaktadır. Yargıtay 15. Hukuk Dairesi’nin 02/04/2013 tarihli 2013/1872 E. 2013/2283 K. sayılı kararı; “… 4734 Sayılı Kamu İhale Kanunu’nun 34/son maddesi uyarınca her ne suretle olursa olsun idarece alınan teminatlar üzerine tedbir konulamaz. Anılan Yasa hükmü emredici nitelikte olduğundan mahkemece dikkate alınarak, itirazın kabulü ile ihtiyati tedbirin kaldırılması gerekirken, itirazın reddine karar verilmesi doğru olmamış, kararın, bu nedenle bozulması gerekmiştir.” Yargıtay 15. Hukuk Dairesi’nin 02/10/2013 tarih 2013/5409 E. 2013/5373 K. sayılı kararında, “…4734 Sayılı Kamu İhale Kanunu’nun 34/son maddesinde her ne suretle olursa olsun idarece alınan teminatların haczedilemeyeceği ve üzerine ihtiyati tedbir konulamayacağı düzenlenmiştir. Bu hükme göre teminat mektuplarının paraya çevrilmesi ihtiyati tedbir yolu ile durdurulamaz. Mahkemenin teminat mektuplarının paraya çevrilmesinin ihtiyati tedbir yolu ile durdurulması kararı açıkça yasaya aykırıdır…” denilmek suretiyle, 4734 Sayılı Kamu İhale Kanunu kapsamında gerçekleştirilen sözleşmeler gereğince verilen teminat mektuplarının paraya çevrilmesinin ihtiyati tedbir yolu ile durdurulamayacağına işaret edilmiştir. Somut uyuşmazlıkta, ihtiyati tedbir istemine konu teminat mektuplarının 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu kapsamında yapılan ihale için davalıya verildiği sabittir. 4734 sayılı Kanun’un 34/son maddesinde yer alan teminat mektuplarının paraya çevrilmesinin ihtiyati tedbir yolu ile durdurulamayacağı yönündeki emredici hükmü, Anayasa Mahkemesi kararı, yerleşik Yargıtay içtihatları ve Dairemizin bu yöndeki uygulamaları dikkate alındığında, mahkemece, 4734 sayılı kanunun 34/son maddesinin açık hükmü karşısında İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2021/387 D.İş sayılı dosyasında verilen tedbirin devamına karar verilmesi hatalı olmuştur. Açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin istinaf talebinin reddine, davalı vekilinin istinaf talebinin kabulü ile usul ve yasaya uygun bulunmayan yerel mahkeme kararının 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince kaldırılarak yukarıda açıklanan şekilde inceleme ve araştırma yapıldıktan sonra oluşacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi için dosyanın yerel mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun REDDİNE, Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE, 2-İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 18/03/2022 tarih, 2021/615 Esas, 2022/228 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA, 3-Dosyanın Dairemiz kararına uygun şekilde inceleme yapılarak yeniden bir karar verilmek üzere yerel mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 4-Taraflarca yatırılan istinaf karar harcının istek halinde kendisine İADESİNE, 5-Taraflarca yapılan istinaf yargılama giderinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda DİKKATE ALINMASINA, 6-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince KESİN olmak üzere 14/06/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.