Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2022/1426 E. 2022/1154 K. 07.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/1426
KARAR NO: 2022/1154
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 08/02/2022
NUMARASI: 2021/631 Esas (Derdest) 2022/76
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ: 07/06/2022
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sırasında verilen ara kararına karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili; Davalı-borçlu aleyhine Gaziosmanpaşa … İcra Müdürlüğünün … saylı dosyasınca yapılmış icra takibine haksız olarak itiraz edildiğini ve takibin durduğunu, Müvekkili şirket, maske lastik takma makinasına ihtiyacı olduğu için bir arkadaşının tavsiyesi üzerine davalı ile görüştüğünü ve 3 haftada teslim edilmek koşuluyla peşin olarak 100.000,00TL’ye anlaştığını, müvekkilinin maki naya acil ihtiyaç olması nedeniyle, müvekkilimiz görüşme yaptığı davalı … adına 19.10.2020 tarihinde havaleyi gönderildiğini, ancak, davalı sözlü anlaşmanın üzerinden aylar geçmesine ve her telefon görüşmesinde makinayı getireceğine dair sözler vermişse de makinayı getirmediğini, müvekkilinin en son görüşmede, “makina gelmedi, paramı öde” denildiğini, davalı, müvekkilini oyaladığını ve gönderdiği parayı iade etmediğini, davanın kabulünü, itirazın iptalini, takibin devamını, asıl alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesini, yargılama gideri, harç ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili; Dava dışı …, 13.10.2020 tarihinde iki adet … Marka ve … Model, Maske Lastik Takma Makinası için 410.000,oo-TL bedel karşılığında anlaştığını, aynı gün kapora olarak vermesi gereken 100.000,00-TL bedelin ilk 25.000,00-TL sini davalıya havale göndererek sözkonusu siparişlerin imalatına geçilmesini istediğini, davalının … Bankası … numaralı hesabına “makina alımına ilişkin kapora” açıklaması ile …, … Bankası … İBAN numaralı hesabından 25.000,00-TL ödeme yaptığını, herhalukarda söz konusu hadisede temerrüt oluşmamıştır, makinalar hazır olmasına rağmen teslim alınmadığını, akabinde birden bire davacı şirketin icrası ile müvekkil, davacı şirketten haberdar olduğunu, davalının teslim alınmasını beklediği makinaları talep eden olmadığını, müvekkili yine muhattap bildiği dava dışı …’a 05.02.2021 de makinaların kontrol teslim alınmasını bildirdiğini, davacı şirketi öğrendikten sonra da Beyoğlu …Noterliğinin 01.Eylül.2021 Tarih ve … Yevmiye numaralı ihtarname ile kendisinden haberdar olduğunu, davacı şirkete ve dava dışı …’a işbu makinaların teslimi ile kalan bakiye bedellerin ödenmesini ihtar ettiğini, ayrıca işbu makinalar davalı müvekkilin değil aslında şirketinin üretimi olduğunu, talep ve sipariş üzerine üretilen makineler olduğunu, söz verildiği tarihte üretilmiş ancak teslim alındığını ve bundan dolayı müvekkil zarara uğradığını, davacının, itirazın iptali talebinin ve icra inkar tazminatı talebinin reddini, tüm yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı taraf uhdesinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece: davalı …’ un gerçek kişi olarak birinci sınıf tacir olup olmadığı veya esnaf olup olmadığı, basit usul, işletme usulü veya bilanço usullerinden hangisine göre defter tutup tutmadığının araştırılması, 2017/12362 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı çerçevesinde esnaf sınırını aşıp aşmadığının tespiti amacıyla taraflar arasında temel ilişkinin başlangıç tarihi olan 2020 ve sonrası Gelir Vergi Beyannameleri ile eki performans bilgileri tablosu ve işletme hesap özetlerinin çıkartılarak mahkememize gönderilmesinin istenilmiş, VUK 177/1-3 madde hükümleri uyarınca 1. sınıf tacir olmadığı, bilanço esasına göre defter tutan kimselerden olmadığı, başka bir anlatımla tacir sıfatının bulunmadığı, tam aksine, davalının Vergi Dairesi Müdürlüğü yazı cevabına göre, ticareti 2018 yılı itibariyle terk ettiği, faaliyette olduğu dönemde de ikinci sınıf tacir olup işletme hesabına göre defter tutan kimselerden olduğu, celp edilen gelir beyannameleri ve eki performans tablolarına göre yukarıda değinilen Bakanlar Kurulu kararı uyarınca esnaf – tacir ayırımına göre faaliyetinin esnaf sınırını aşmadığı, VUK 177. maddesinde belirtilen limitleri aşmadığı esnaf olarak faaliyet sürdürdüğü anlaşılmıştır. Bu halde, davacının tacir sıfatı bulunmadığı açık olduğundan her iki tarafın tacir olmadığı eldeki dava dosyası bakımından Mahkememizin görevli olmadığı, taraflar arasında hizmet sözleşmesinden kaynaklı bir ihtilaf bulunması nedeniyle ve bu sözleşme kapsamında davacının tüketici olarak kabul edilemeyeceği ve Tüketici Mahkemelerinin de görevli olmadığı gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. Davalı vekili istinafında davacının ve davalının ayrı ayrı ticaret siciline kayıtlı olup olmadıklarının incelenmesi gerektiğini, dava konusunun TTK 3 ve 4 e göre ticari olduğunu, ticaret mahkemesinin görevli olduğunu belirtmiş, bu sebeple kararın kaldırılmasını talep etmiştir. Davacı taraf davalı ile maske lastik takma makinesinin imalatı konusunda anlaştıklarını ,peşin olarak davalıya 100.000 TL ödediğini fakat makinelerin tesliminin gerçekleşmediğini, ödediği paranın iadesi için takip başlattığını ve itirazın iptalini talep ettiğini beyan etmiş, davalı makinenin hazır olmasına rağmen davaca tarafından teslim alınmadığını belirterek davanın reddini talep etmiş, mahkemece asliye hukuk mahkemesinin görevli olduğundan bahisle davanın usulden reddine karar verilmiş, karar davalı vekilince istinaf edilmiştir. Bir davanın Ticaret Mahkemesinde görülebilmesi için her iki tarafın tacir olması ve uyuşmazlığın ticari işletmelerinden kaynaklanması veya ihtilafın Ticaret Kanunu’nda düzenlenen hususlardan bulunması yada TTK’nın 4.maddesinde sayılan istisnalardan olması veyahut özel kanunlarında Ticaret Mahkemelerinin görevli sayılmış olması gerekir. Davacı ticaret şirketlerinden olması nedeniyle kanun gereği tacir ise de iş sahibi şirketlerin tacir olması halinde ise tüketici sıfatını kazanamazlar. Taraflar arasında yazılı sözleşme ilişkisi olmadığı anlaşılmaktadır. Davalının sözleşmeyi hangi sıfatla (ünvanla)imzaladığının bilinmediği, takibin ve davanın davalı gerçek kişiye karşı açıldığı , davalıya ait ticaret sicil kaydında, davalı şahıs firması olarak kayıtlı ise de; takibin gerçek kişi adına yapıldığı, öncesinde şahıs firması olarak ticaret siciline kayıtlı olsa da 2020 tarih itibari ile ticaret sicilinden terkin edildiği, davanın açıldığı tarih itibariyle şahıs firması olarak da tescilinin bulunmadığı anlaşılmakla, mahkemece verilen görevsizlik kararı usul yasa ve dosya kapsamına uygun olmakla davalı vekilinin istinaf başvurusunun reddine karar vermek gerekmiştir. Açıklanan nedenlerle, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzeni gözetilerek yapılan istinaf incelemesi sonucunda, dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenler ve ileri sürülen istinaf sebeplerine göre, mahkeme ara kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, davalı istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1. bendi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 08/02/2022 tarih ve 2021/631 Esas sayılı ara kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince REDDİNE, 2-İstinaf harçları peşin alındığından ayrıca harç alınmasına YER OLMADIĞINA, 3- Davalı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde BIRAKILMASINA, 4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 362/1-f bendi gereğince KESİN olmak üzere 07/06/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.