Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2022/1376 E. 2022/1041 K. 25.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/1376
KARAR NO: 2022/1041
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 05/04/2022
NUMARASI: 2022/233 Esas (Derdest)
DAVANIN KONUSU: Tazminat
KARAR TARİHİ : 25/05/2022
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili, müvekkili şirket ile davalı şirket arasında “… Panelleri İşlerine Ait Sözleşme Şartları” başlıklı 04.02.2021 tarihli sözleşmenin imzaladığını, sözleşme gereği iş bedelinin 155.000 USD+KDV olduğunu, işin teslim süresinin 90 gün olduğunu, sözleşmenin 17. Maddesi gereği “model kalıp ve malzeme” için öngörülen avans ödemelerinin davalı tarafından yapıldığını, müvekkilinin de buna karşılık … Bankası tarafından düzenlenen 05.03.2021 tarih ve … sayılı 31.08.2021 vadeli “Avans Teminat Mektubu”nu davalıya verdiğini, bu mektubun vadesinin son olarak 29.04.2022 tarihine uzatıldığını, işin davalıdan kaynaklı nedenlerle aksadığını, yer tesliminin zamanında yapılmadığını, montaj aşamasında davacıdan kaynaklı olmayan problemler doğduğunu, davalının 100.000 USD ödeme yaptığını, son hak edişlerin ödenmediğini, davalının hak edişlerden vinç ve manlift kesintisi yapmaya çalıştığını, bunun sözleşmenin 6. Maddesine aykırı olduğunu, ayrıca vinç kullanımları da olmadığını, hak edişlerden 125.000 TL’ye yakın vinç kesintisi yapılmak istendiğini, hak edişlerden kaynaklı 52.235,37 USD alacaklı olduklarını, fabrikada bekletilen malzemelerin bedeli ile birlikte toplam alacaklarının 61.815,70 USD olduğunu, avans mektubunun davalının tek taraflı beyanı ile paraya çevrilme tehlikesi olduğunu, oysaki avansın geri alınmasının yargılama gerektirdiğini, davalının daha önce de avans teminat mektubunu paraya çevirme girişimi olduğunu, Anadolu 12. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2021/893 D. İş dosyasından teminat mektubunun paraya çevrilmemesi yönünde tedbir kararı alındığını fakat daha sonra davalının vaadleri üzerine tedbir kararı kaldırılmasının talep edildiğini ve avans teminat mektubunun süresi uzatılarak davalıya iletildiğini, işin geçici kabulünün yapıldığı bilgisini istihbar edindiklerini belirterek, fazlaya ilişkin her türlü talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla, müvekkilinin 61.815,70 ABD Doları tutarındaki alacağının davalıdan tahsiline, … Bankası tarafından düzenlenen ve vadesi 28.04.2022’ye kadar uzatılan 05.03.2021 tarih ve … sayılı Avans Teminat Mektubu’nun nakde çevrilmemesi yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesine ve yargılama neticesinde bu teminat mektubunun iptali ile müvekkiline iadesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Mahkemece 05/04/2022 tarihli ara kararla, her ne kadar davacı yanca davalının geç yer teslimi yaptığı, davalıdan kaynaklanan nedenlerle işin geciktiği, vinç kullanmadıkları halde davalının vinç kesintisi yapmaya çalıştığı, işin asıl iş sahibi tarafından geçici kabulünün yapıldığı yolunda istihbarat aldıkları yolunda tek taraflı beyanlarda bulunulmuş ise de, davacının davalıdan bakiye alacağı olup olmadığı, varsa miktarı, işin süresinde ifa edilip edilmediği, gecikme varsa kimden kaynaklandığı, işin asıl iş veren tarafından geçici kabulünün yapılıp yapılmadığı (sözleşmenin 17. Maddesi gereği teminat mektubunun iadesi hususunu ilgilendirmektedir.) hususlarının tamamının yapılacak yargılama neticesinde subuta ereceği, davacının tek taraflı iddiası ile tedbir kararı verilemeyeceği, teminat mektuplarının nakde dönmemesi yönünde talep edilen ihtiyati tedbirlerde teminat mektubunun özellikleri nedeni ile aranacak yaklaşık ispatın, seviyesi yükseltilmiş bir yaklaşık ispat olması gerektiği, davacının ibraz ettiği sözleşme ve yine davacı tarafından hazırlandığı anlaşılan tek taraflı hazırlanmış davalı imzası içermeyen hak ediş raporlarının yaklaşık ispatı sağlamaktan oldukça uzak olduğu gerekçesiyle, davacı yanın teminat mektubunun nakde çevrilmemesi yönündeki ihtiyati tedbir konulmasına dair talebinin reddine karar verilmiştir. Davacı vekili istinafında, dava dilekçesindeki anlatımlarını tekrar etmiş,teminat mektubunun paraya çevrilmesi halinde davacı bakımından hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağını ya da tamamen imkânsız hale geleceğini veya gecikme sebebiyle bir sakınca yahut ciddi bir zarar doğacağını, dava açmak için arada geçecek sürede talebe konu teminat mektubunun yargılama sırasında nakde çevrilerek davanın konusuz hale getirilmesi riski bulunduğunu, müvekkilinin hakkını tehdit eden yakın bir tehlike nedeniyle ivedi bir koruma ihtiyacı içinde bulunduğunu, dosyaya sunulan delillerin somut delil kabul edilip, haklılık konusunda yaklaşık ispat ölçüsü kriterine uyması ve yapılacak yargılama sonucu tedbire konu teminat mektubunun hükümsüz kalıp kalmadığının belirlenecek olması ile taraflar arasındaki menfaat dengesi gözetildiğinde ihtiyati tedbir talebinin kabulüne karar verilmesi gerektiğini, gelinen aşamada, müvekkilinin sözleşmeyi haklı nedenle fesih ve alacaklarının tazmini için dava açmak zorunda kalacağını belirterek, 05.04.2022 tarihli “ihtiyati tedbir talebinin reddine” dair ara kararın kaldırılarak, ihtiyati tedbir taleplerinin kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.Davalı vekili istinafa cevabında, davacı şirket tarafından sözleşme kapsamında yapılan işlerin sözleşmede belirtilen şartlara uygun olarak yapılmadığını, birçok yazılı bildirim ve ihtarnameye rağmen bu işlerin henüz sözleşmeye uygun hale getirilmediğini, bu sebeple de işlere ilişkin geçici kabulün Ana İşveren tarafından henüz yapılmadığını,söz konusu Teminat Mektubunun, davacının sözleşme kapsamındaki yükümlülüklerini gerektiği gibi yerine getirmemesi halinde müvekkil şirket tarafından oluşacak riski azaltmak için verilen bir taahhüt olduğunu, sözleşme kapsamında müvekkili şirketin bunu işler sözleşmeye uygun hale getirilinceye ve geçici kabul yapılıncaya kadar elinde tutma hakkına sahip olduğunu,davacı şirketin yaklaşık ispat koşulunu sağlamadığını,davacı şirketin yükümlülüğü altında olan işlerdeki ayıplarla ilgili Ana İşveren tarafından müvekkil şirkete gönderilen 11.11.2021 tarihli yazıda davacı şirketin gerçekleştirdiği işlerin yapım metoduna uygun olmadığının tespit edildiğini ve bunların sökülerek yeniden yapılmasının talep edildiğini, müvekkili şirket tarafından davacı şirkete bu hususta e-postalar gönderildiğini,sözleşmenin 17. maddesi uyarınca bu teminat mektubunun geçici kabulün yapılması sonrasında iade edileceğini,davacı şirketin huzurdaki dava derdest iken, istinaf dilekçesi ile aynı tarihte İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2022/330 D. İş sayılı dosyası üzerinden aynı Teminat Mektubu için, aynı gerekçelerle ihtiyati tedbir talebinde bulunduğunu, bu değişik iş dosyası üzerinden verilen 2022/281 K. sayılı ve 18/04/2022 tarihli karar ile Teminat Mektubu üzerine ihtiyati tedbir konulduğunu, HMK’nın 390/I maddesi gereğince taraflar arasında esasa ilişkin asıl yargılama derdestken, tarafların başka bir mahkemeden ihtiyati tedbir talebinde bulunmasının hukuka aykırı olduğunu, bu kararın haricen öğrenilmesi üzerine gerekli itirazın yapıldığını,belirtilen nedenlerle, ihtiyati tedbir kararı alınması için kanunun aradığı şartlar gerçekleşmemiş olup, ihtiyati tedbir talebinin reddine ilişkin ilk derece mahkemesi tarafından verilen ara kararın hukuka uygun olduğunu belirterek,davacı şirketin istinaf başvurusunun reddine karar verilmesini talep etmiştir. Taraflar arasındaki uyuşmazlık, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu 470 ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Davacı yüklenici, davalı ise iş sahibidir. Dava, davacı yüklenici tarafından yapılması gereken işin davalı iş sahibinden kaynaklı nedenlerle aksadığı, davalı tarafından yer tesliminin zamanında yapılmadığı, son hak edişlerin ödenmediği, hak edişlerden haksız kesintiler yapılmaya çalışıldığı, asıl iş sahibi tarafından işin geçici kabulünün yapılmış olduğu iddiasıyla, bakiye 61.815,70 USD alacağın davalıdan tahsili talebine ilişkin olup, bu kapsamda davalıya verilen 05.03.2021 tarih ve … sayılı Avans Teminat Mektubu’nun nakde çevrilmemesi yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesi ve yargılama neticesinde bu teminat mektubunun iptali ile davacıya iadesi de talep edilmiştir. Mahkemece 05/04/2022 tarihli ara kararla, talep edilen ihtiyati tedbirlerin teminat mektubuna ilişkin olması nedeniyle aranan seviyesi yükseltilmiş yaklaşık ispatın mevcut olmadığı gerekçesiyle, ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiştir. Dosya kapsamı değerlendirildiğinde; 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzeni gözetilerek yapılan istinaf incelemesi sonucunda, davacı yüklenici şirket sözleşme konusu işleri yaptığını iddia ederek bakiye bedel alacağının tahsili ile sözleşme kapsamında davalı iş sahibine verilen teminat mektubunun iptali ile iadesini istemiş; davalı iş sahibi ise, sözleşme gereği yapılan işlerin sözleşmede belirtilen şartlara uygun yapılmadığını, davaya konu teminat mektubunun geçici kabul işlemi yapılıncaya kadar elinde tutma hakkına sahip olduğunu ileri sürerek koşulları oluşmayan davanın reddini istemiştir. Sözleşmenin 17. Maddesine göre tedbire konu olan teminat mektubu işin teminatı olarak düzenlenen teminat mektubu olmayıp iş sahibi tarafından verilecek nakit avans karşılığında düzenlenen avans mektubu niteliğinde olduğu anlaşılmaktadır. Aynı maddede iş bu teminat mektubunun işin geçici kabulü yapıldıktan sonra iade edileceği düzenlenmiştir. Somut olayda işin geçici kabul işleminin yapılıp yapılmadığı dosya kapsamından henüz anlaşılamıyor ise de, teminat mektubunun iadesi şartlarının bulunmamış olması onun iş sahibi tarafından paraya çevrilebileceği anlamına gelmez. Uygugulamada sözleşmede aksine hüküm yoksa, iş sahibi avans teminat mektubu bedelini hakedişlerden aşamalı kesmek suretiyle tahsil etmektedir. Davacı yüklenici asıl davada bakiye bedel talebinde bulunmuş, davalı ise işin gereği gibi ifa edilmediğini belirterek iş bedelinin ödendiğini savunmuştur. Teminat mektubunun niteliği (avans teminat mektubu ) gözetildiğinde bunun işin teminatı olarak elde tutularak ve sonuçta eksik ve ayıplı işler bedelinden mahsubu yapılamaz. Teminat mektubunun iade edilebilmesi için geçici kabul işleminin yapılmış olması bir zaman koşulu olup yoksa teminat mektubunun işin teminatı olarak verildiği anlamına gelmez. Ayrıca davadaki asıl taleplerden bir diğeride tedbire konu teminat mektubunun iptali ve iadesi istemine ilişkin olup, paraya çevrilmesi halinde davanın bu talep yönünden konusuz kalması ve bu nedenle davacının hak ihlali ile karşı karşıya kalma ihtimali bulunduğu anlaşılmakla verilen karar hatalı olmuştur. Açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin istinaf talebinin kabulü ile usul ve yasaya uygun bulunmayan yerel mahkeme kararının 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince kaldırılarak yukarıda açıklanan şekilde inceleme ve araştırma yapıldıktan sonra oluşacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi için dosyanın yerel mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2022/233 Esas sayılı, 05/04/2022 tarihli ara kararının KALDIRILMASINA, 2-Dosyanın Dairemiz kararına uygun şekilde inceleme yapılarak yeniden bir karar verilmek üzere yerel mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 3-Davacı tarafından yatırılan istinaf karar harcının istek halinde kendisine İADESİNE, 4-Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda DİKKATE ALINMASINA, 5-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince KESİN olmak üzere 25/05/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
MUHALEFET ŞERHİ Dosya kapsamı değerlendirildiğinde; dava dosyası henüz layihalar aşamasında olup, tarafların iddia ve savunmalarını ispatlayacak deliller tam olarak toplanmamıştır. İhtiyati tedbir talep eden davacının, davalıya karşı sözleşmeyle yüklendiği edimlerinin tam ve eksiksiz yerine getirilip getirilmediği, davalının geç yer teslimi yapıp yapmadığı, işin davalıdan kaynaklanan nedenlerle geciktip gecikmediği, vinç kullanmadığı halde haksız vinç kesintisi yapılıp yapılmadığı, asıl iş sahibi tarafından işin geçici kabulünün yapılıp yapılmadığı, davacının bakiye alacağı olup olmadığı, bu surette teminat mektubunun karşılıksız kalıp kalmadığı yargılama sonucu belirlenebilecek olup, davacının bu iddiaları yönünden, teminat mektubunun niteliği dikkate alındığında, istinafa konu ara kararda da belirtildiği üzere, davacının ibraz ettiği sözleşme, yine davacı tarafından tek taraflı hazırlanan ve davalı imzası içermeyen hak ediş raporlarının seviyesi yükseltilmiş yaklaşık ispat koşulunu ve bu bağlamda HMK’nın 389. maddesindeki şartları sağlamaya yeterli olmadığı anlaşılmaktadır. Bu nedenle mahkemece dosya kapsamındaki delillerin değerlendirilmesi suretiyle, bu aşamada, davacı tarafın teminat mektubunun nakde çevrilmesinin tedbiren durdurulmasına ilişkin ihtiyati tedbir talebinin reddine karar vermiş olmasında bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Yaklaşık ispat kriterleri ile yargılama sırasında sunulacak delillere göre talep halinde ihtiyati tedbir şartları her zaman yeniden değerlendirilebilecektir. Bu gerekçeler doğrultusunda, davacı vekilinin istinaf başvurusun reddine karar verilmesi gerektiği görüşünde olduğumdan, aksi yöndeki sayın çoğunluk görüşüne katılmıyor muhalif kalıyorum.