Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2022/1362 E. 2022/1349 K. 29.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/1362
KARAR NO: 2022/1349
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 10/02/2022
NUMARASI: 2020/330 Esas, 2022/93 Karar
DAVANIN KONUSU: Alacak
KARAR TARİHİ : 29/06/2022
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Dava, bir kısım elektrik işleri yapım işi nedeniyle sözlü eser sözleşmesi ilişkisine dayalı bakiye bedel alacağının tahsiline ilişkindir. Mahkemece, davalı … Ticaret AŞ’ne açılan davanın husumet nedeniyle reddine, diğer davalı … İnşaat AŞ’ne açılan davanın esastan reddine dair verilen karar davacı vekili tarafından süresinde ve usulünce istinaf edilmiştir. Davacı yüklenici şirket vekili, davalı ile varılan anlaşma gereği bir kısım elektrik işlerini yaptığını, davalı tarafından iş karşılığı olarak 1.474.171,93 TL ödeme yapıldığı halde bakiye bedelin ödenmediğini ileri sürerek ve fazlaya ilişkin haklarını da saklı tutarak şimdilik 25.000,00 TL alacaklarının reeskont faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesini istemiş, teknik bilirkişi raporuna göre 30.09.2013 tarihli harç tahsil makbuz tarihinde talebini ıslahla arttırarak 143.392,00 TL’nin tahsilini istemiş; davalı şirketler vekili ise, işin davalılardan (… Şirketi) şirketine yapıldığını, diğer davalı … Şirketinin sözleşmede taraf olmadığını, yapılan iş karşılığında davacı tarafa toplamda 1.519.804,70 TL ödeme yapıldığını belirterek ilk davalı yönünden davanın husumetten, diğer davalı yönünden ise borcu olmadığından bahisle davanın esastan reddini talep etmiş; mahkemece, davalılardan … Şirketinin sözleşmede taraf olmadığı belirtilerek bu davalı yönünden davanın husumet yönünden reddine; diğer davalı yönünden ise bilirkişi raporları da dikkate alınarak taraflar arasında sözlü akdi ilişkinin bulunduğu, işin yapılıp teslim edildiği, sözleşme bedelinin taraflarca kararlaştırılmadığı, 2009 yılı piyasa rayiçleriyne göre işin tutarının 1.642.563,90 TL belirlendiği, işin yapıldığı yıl (2007, 2008) tarihine göre %8’lik sapma payı dikkate alındığında davalının yapmış olduğu 1.520.687,35 TL ödemeye göre davacının alacağının bulunmadığı belirtilerek davalı … ( …) şirketine yönelik davanın ise esastan reddine dair karar verilmiştir. Davacı yüklenici şirket vekili istinaf talebinde, her iki davalı şirketin sözleşme tarihinde yönetim kurullarının ve adreslerinin aynı olduğunu, işin yapıldığı binanın davalı … Şirketi tarafından da kullanıldığını ileri sürerek davanın bu şirket yönünden husumet nedeniyle reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu, işin yapıldığı yıl (2008) değerlerine göre fiyatlandırılma yapılması yerine daha sonraki yılın esas alınarak yapılan hesaplamaya göre verilen kararın adalet duygusuna gölge düşürdüğünü belirterek kararın kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. Dairemizce yapılan incelemede; “Taraflar arasında bir kısım elektrik işleri yapımı konusunda sözlü eser sözleşmesi ilişkisi bulunduğu ihtilafsızdır. Davacı yüklenici işin yapılıp teslim edildiğini, yapılan iş karşılığı 1.474.171,93 TL ödeme aldığını belirterek bakiye bedel talebinde bulunmuş, yargılama sırasında keşfen alınan teknik bilirkişi raporuna göre alacağını (25.000,00 TL) ıslahla arttırarak 143.392,00 TL’nin reeskont faiziyle birlikte tahsilini talep etmiş; davalılar vekili ise, davalı …şirketinin sözleşmede taraf olmadığını, işin diğer davalı şirkete yapıldığını ve bedelinin de (1.519.804,70 TL) ödendiğini belirterek davanın reddini talep etmiş; mahkemece, davalı … şirketine yönelik davanın sözleşmede taraf olmaması nedeniyle reddine, diğer davalı yönünden ise yapılan ödemeye göre davacının alacağının bulunmadığını belirterek davanın esastan reddine karar verilmiştir. Dosya kapsamına göre işin yapılıp teslim edildiği sabit olup, taraflar arasındaki uyuşmazlık iş bedeli tutarı ile davalı tarafından yapılan ödemenin miktarına ilişkindir. Taraflar arasında yazılı sözleşme bulunmadığı gibi, sözlü olarak da iş bedelinin kararlaştırıldığı iddia ve isbat edilmiş değildir. Bu durumda, yani eser sözleşmesinde iş bedeli kararlaştırılmamış ise, işin yapıldığı yıl piyasa rayiçleri esas alınarak yapılan imalatın tutarı belirlenmelidir. Davacı alacağının belirlenmesi veya iş sahibinin varsa fazla ödemesinin saptanması için ise miktarı belirlenen iş bedelinden kabul edilen veya isbatlanan ödemelerin mahsup edilmesi gerekmektedir. Yapılan açıklamalara göre somut olaya bakıldığında, hükme esas alınan bilirkişi raporunda iş bedeli 2009 yılı esas alınarak belirlenmiş ise de dosya kapsamına göre işin 2007-2008 yılında yapıldığı anlaşılmaktadır. O halde, mahkemece gerekirse yerinde inceleme yapılmak suretiyle iş bedelinin işin yapıldığı 2007-2008 yılın piyasa rayiçleriyle belirlenmesi (piyasa rayiçlerine KDV ve yüklenici kârı dahil olduğundan ayrıca eklenmemesi) ve varsa kabul edilen veya ispatlanan ödemelerin bu tutardan mahsubu ile varılacak sonucuna göre yeniden esas hakkında hüküm kurulması gerekirken, mahkemece, yazılı şekilde 2009 fiyatlarıyla hesaplama yapan bilirkişi raporu da dikkate alındığında karara esas alınarak ve bunun üzerinden %8 sapma payı indirimi yapılmak suretiyle bulunan tutara göre davalı ödemesi de dikkate alındığında davacı alacağının bulunmadığından bahisle verilen red kararı hatalı olup, kararın bu nedenle kaldırılarak belirtilen şekilde inceleme ve değerlendirme yapılarak sonucuna uygun karar verilmek üzere dosyanın mahal mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir. ” şeklinde karar verilmiştir. Kaldırma kararı sonrası mahkemece alınan bilirkişi raporuna göre; davalı … AŞ. aleyhine açılan davanın, adı geçen davalının sıfat yokluğu (pasif husumet) nedeniyle reddine, davalı … AŞ. aleyhine açılan davanın kabulü ile, 168.392,00-TL’nin; 25.000,00-TL’sine dava tarihinden, 143.392,00-TL’sine ıslah tarihi olan 30.09.2013 tarihinden itibaren işleyecek reeskont faiziyle birlikte adı geçen davadan tahsiline karar verildiği görülmüştür. Davalı vekili istinafında; bilirkişi raporunun eksik ve hatalı olarak düzenlendiğini, rayiç bedel hesaplamasının gerçeği yansıtmadığını, varsayımlara dayandığını, mahkemenin raporu değerlendirmeksizin karar verdiğini, işin yapıldığı 2007-2008 yıllarına ilişkin malzeme birim fiyatlandırmasının yapılmadığını, 14-15 yıl öncesinde yapılan bir işin değerinin hakkaniyete uygun olmadığını, hangi işin hangi yıl yapıldığının bilirkişi tarafından tespit edilemediğini, fiyatlandırmaların esasa uygun olmadığını, ilk raporda davalının borcu bulunmadığını, ikinci raporda davalının borçlu çıktığını, iki rapor arasında çelişki bulunduğunu, davalının sunduğu ticari defter ve kayıtlara göre davacıya borcu bulunmadığı tespit edildiğini, davacı taraf ticari defter ve belge sunmadığını, işin değerinin belirlenmesi için aradan geçen süre göz önüne alındığında hakkaniyete daha uygun olacağını, mutabakat metinlernin dikkate alınmadığını belirtip kararın kaldırılmasını talep etmiştir. Davacı vekili tarafından yapılan ilk istinaf başvurusunda davalı … A.Ş yönünden husumet yönünden reddine dair verilen karar istinaf edilmiş, kaldırma kararı sonrası bu yönüyle yeniden istinaf talebi olmadığından hükmün bu yönüyle kesinleştiği anlaşılmıştır. Davalı vekili her ne kadar hükme esas alınan bilirkişi raporunun hatalı ve eksik olduğundan bahisle istinaf talebinde bulunmuş ise de; bilirkişi raporunun Dairemiz kaldırma kararına göre istinaf sebeplerini karşılar şekilde düzenlendiği, işin yapıldığı 2007-2008 yılı piyasa rayiçleri baz alınarak hesaplama yapıldığı, ek rapor alınarak itirazların karşılandığı anlaşılmakla , bilirkişi raporu esas alınarak mahkemece verilen kabul kararı usul yasa ve dosya kapsamına uygun olmakla davalı vekilinin istinaf başvurusunun reddine karar vermek gerekmiştir. Açıklanan nedenlerle, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzeni gözetilerek yapılan istinaf incelemesi sonucunda, dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenler ve ileri sürülen istinaf sebeplerine göre, mahkeme kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1. bendi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1-İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 10/02/2022 tarih ve 2020/330 Esas, 2022/93 Karar sayılı kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan REDDİNE, 2-Alınması gereken 11.502,86 TL nisbi istinaf karar harcından davalı tarafça peşin olarak yatırılan 2.875,71 TL harcın mahsubu ile bakiye 8.627,15 TL harcın davalıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA, 3-Davalı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde BIRAKILMASINA, 4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK’nın 361. maddesi gereğince kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay’da temyiz yolu açık olmak üzere 29/06/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.