Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2022/1353 E. 2022/1181 K. 07.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/1353
KARAR NO: 2022/1181
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 14/12/2021
NUMARASI: 2021/587 Esas, 2021/1123 Karar
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ: 07/06/2022
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili, davacının taşeronluk yaptığını ve Tuzla’da bulunan … isimli firmanın çatı izolasyonu için davalı ile anlaştıklarını, Şubat 2020 tarihinde başlayıp 7 Nisan 2020’de işi teslim ettiklerini, iş bedelinin toplam 66.000,00 TL olduğunu, davalı şirket tarafından 20.000,00 TL bedelli çek verildiğini, 40.000,00 TL’nin ise elden ödendiğini, kalan 6.000,00 TL tutarındaki bakiye için takip tarihine kadar ödemede bulunulmadığından icra takibi başlattıklarını, davalı tarafından icra takibine itiraz edilmesi ile takibin durduğunu belirterek, itirazının iptaline, icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davacı tarafından başlatılan ve geçerli olmayan 2. takibe dair açılan bu davanın reddinin gerektiğini, davacıya borcunun olmadığını, kötüniyet tazminatının davacıdan tahsili gerektiğini belirterek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece, davacının Bakırköy …İcra Dairesinin … esas sayılı dosyası ile cari hesaptan kaynaklanan alacağına ilişkin takip başlattığı, davacının İstanbul Anadolu …İcra Dairesinin … esas sayılı dosyasında da cari hesap alacağını talep ettiği, her iki takibin de miktar, alacak sebebi ve alacağın dayanağı belge kapsamında aynı olduğu, davacının İstanbul Anadolu …İcra Dairesine, borçlu tarafından yapılan yetki itirazını kabul ederek, dosyanın yetkili icra dairesine gönderilmesi yönünde talepte bulunduğu, fakat dosyanın talebe uygun olarak yetkili daireye gönderilmediği, davacı tarafından dava konusu icra takibinin yetkili icra dairesinde başlatıldığı, dava konusu icra takibinin mükerrer icra takibi olduğu, ilk icra takibinden usulüne uygun şekilde vazgeçilmediği ve takibin hala ayakta olduğu gerekçesiyle, davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesinde, Bakırköy … İcra Dairesi’nin … Esas sayılı dosyasında tamamıyla usul ve yasayla uygunluk içerisinde bir icra takibi süreci izlenildiğini, takip talebi, icra emri, dayanak belge ve bunlara ilişkin tebligatlar bakımından da usul ve yasa yönünden hiçbir aykırılık olmadığını, itirazın iptali davası bakımından geçerli bir icra takibi olduğunu, mahkemece verilen karar tamamen haksız ve asılsız olduğunu, miktar, alacak sebebi ve alacak dayanağı aynı olan bir başka icra takibinin (yetki bakımından itiraz ile durdurulmuş olan İstanbul Anadolu …İcra Dairesi’nin … Esas sayılı dosyası) mevcut olmasının eldeki itirazın iptali davasında esas alınan icra takibinin geçerliliğini etkilemesinin mümkün olmadığını, hukuken ve yasal olarak Bakırköy … İcra Dairesi’nde … Esas sayılı takibin mevcut ve geçerli olduğunu, mükerrer takip iddiasına konu olan icra takibinin İstanbul Anadolu …İcra Dairesi’nin … Esas sayılı dosyası olduğunu, bu dosyayı icra müdürlüğünün sürüncemede bıraktığını, alacağın tahsil edilmesini engellediğini, müvekkilinin kusuru veya kötü niyetinin olmadığını, yetkisizlik itirazı sonrası, defalarca “yetkili yere gönderilmesinin” talep edilmiş olmasına rağmen, yerine getirilmediğini, yetkili yere gönderilmesi talebinin icra müdür yardımcısı tarafından kabul edilmesine rağmen icra memurunun işlemi yapmadığını, bunun üzerine talebi yenilediklerini, ancak icra müdür yardımcısı tarafından son talep hakkında 01.02.2021 tarihinde “yetkisizlik ile kapatılması” kararı verildiğini, icra müdürünün bu kararı üzerine 03.02.2021 tarihinde söz konusu davaya konu olan Bakırköy … İcra Dairesi’nde … Esas sayılı dosyası ile yeni bir takip açılması zaruretinin doğduğunu, haksız ve kötü niyetli işlem yapılmadığını, aynı miktar ve alacak sebebiyle başka bir icra takibinin bulunmasının borçlu bakımından yalnızca aynı borcun iki kez tahsil edilmek istenmesi durumunda haksız bir sonuç meydana getirebilecek bir bahisken; borçlu tarafından yapılan mükerrerlik itirazının haksız, kötü niyetli ve tamamen mevcut borcu bertaraf etme amaçlı olduğunu belirterek, yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili istinaf dilekçesinde, 20/11/2021 tarihli Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince 5.100,00 TL vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken 4.080,00 TL vekalet ücretine hükmedilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, davacının ilk takibe itiraz edildiği ve takibin durduğunu bildiği halde mükerrer takip yaptığını ve ikinci takip ile hukuka aykırı şekilde müvekkiline ait malvarlığına haciz uygulandığını, takibin kötüniyetle yapıldığını, buna rağmen kötüniyet tazminatı talebinin reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu belirterek, yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir. Taraflar arasındaki uyuşmazlık, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu 470 ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Davacı taşeron, davalı yüklenicidir. Dosya kapsamına göre, davacı taşeron ile davalı yüklenici … isimli şirketin çatı izalasyonunun yapılması konusunda anlaşmışlardır. Davacı, iş bedelinin 66.000,00 TL olduğunu, 20.000,00 TL kısmı için çek verildiğini, 40.000,00 TL’nin elden ödendiğini ancak bakiye 6.000,00 TL ödenmediğini, bakiye iş bedeli için icra takibi başlatıldığını, icra takibine itiraz edilmesi üzerine itirazın iptali davası açtıklarını belirterek, itirazın iptaline karar verilmesini istemiş; davalı taraf, davacı tarafından başlatılan icra takibinin 2.icra takibi olduğunu belirterek, mükerrer icra takibi sebebiyle davanın reddine ve kötüniyet tazminatının tahsiline karar verilmesini talep etmiş; mahkemece, davacının Bakırköy … İcra Dairesi’nin … esas sayılı dosyası ile cari hesaptan kaynaklanan alacağına ilişkin takip başlattığı, davacının İstanbul Anadolu …İcra Dairesinin … esas sayılı dosyasında da cari hesap alacağını talep ettiği, her iki takibinde miktar, alacak sebebi ve alacağın dayanağı belge kapsamında aynı olduğu, davacının İstanbul Anadolu …İcra Dairesine, borçlu tarafından yapılan yetki itirazını kabul ederek, dosyanın yetkili icra dairesine gönderilmesi yönünde talepte bulunduğu, fakat dosyanın talebe uygun olarak yetkili daireye gönderilmediği, davacı tarafından ikinci icra takibi başlatıldığı gerekçesiyle mükerrer icra takibi sebebiyle davanın usulden reddine karar verilmiştir. Somut olayda, davacı tarafından aynı alacak için önce İstanbul Anadolu … İcra Dairesi’nin … esas sayılı dosyasından ilamsız icra takibi ile bakiye iş bedeli alacağı talep edildiği, takip borçlusunun yetki itirazı üzerine, takip alacaklısı olan davacının yetki itirazını kabul ettiği ve dosyanın yetkili icra dairesine gönderilmesini talep ettiği, davacı tarafça, bu taleplerinin icra müdürlüğünce dikkate alınmadığının ileri sürülerek, meydana gelen gecikme nedeniyle yetkili icra dairesinde ikinci bir icra takibi yapıldığı belirtilmektedir. Bu durumda, daha önce İstanbul Anadolu … İcra Dairesi’nin … esas sayılı dosyası üzerinden icra takibi yapılıp, yetkisizlik nedeniyle dosyanın yetkili icra dairesine gönderilmesi sağlanmadan, aynı alacak için eldeki davaya konu Bakırköy …İcra Dairesinin … esas sayılı takip dosyasında yeni bir icra takibi başlattığı, bu şekilde davacı tarafça aynı alacak için mükerrer icra takibi yapıldığı anlaşılmaktadır. Usulüne uygun yapılmış bir takip bulunması itirazın iptali davasının görülmesi için dava şartıdır. Dava konusu takip mükerrer ilamsız takip olduğu için usulüne uygun bir takip olmadığından itirazın iptali davası için dava şartı gerçekleşmemiştir. Bu sebeple, mahkemece davanın usulden reddine karar verilmesi usul ve yasaya uygun bulunmuştur. Öte yandan, davalı vekili vekalet ücreti yönünden istinaf talebinde bulunmuştur. Yerel mahkemece karar verilmesinden önce, 20/11/2021 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 7/2. Maddesinde, davanın dinlenebilmesi için kanunlarda öngörülen ön şartın yerine getirilmemiş olması ve husumet nedeniyle davanın reddine karar verilmesinde, davanın görüldüğü mahkemeye göre bu Tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümünde yazılı miktarları geçmemek üzere üçüncü kısımda yazılı avukatlık ücretine hükmolunacağı düzenlenmiş olup, davada reddine karar verilen miktara göre, 900,00 TL vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken mahkemece 4.080,00 TL vekalet ücretine hükmedilmesi, istinaf edenin sıfatına göre kararın kaldırılması sebebi yapılmamış, davalı vekilinin vekalet ücretinin 5.100,00 TL olarak hükmedilmesi gerektiğine yönelik istinaf itirazının reddine karar verilmesi gerekmiştir. Davalı vekili, ayrıca müvekkili lehine kötüniyet tazminatına hükmedilmesi gerektiğini ileri sürerek istinaf talebinde bulunmuştur. İcra İflas Kanunu’nun 67/II. maddesi uyarınca, itirazın iptâli davasında alacaklının tazminat ile sorumlu tutulabilmesi için icra takibinde haksız olmasının yanında kötüniyetli olduğunun da kanıtlanması zorunludur. Somut olayda davacı alacaklının icra takibinde kötüniyetli olduğu kanıtlanmadığından, davalı yararına kötüniyet tazminatına hükmedilmemesi yerinde olmuştur. Açıklanan nedenlerle, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzeni gözetilerek yapılan istinaf incelemesi sonucunda, dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenler ve ileri sürülen istinaf sebeplerine göre, mahkeme kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, taraf vekillerinin istinaf başvurularının HMK’nın 353/1-b-1. bendi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 14/12/2021 tarih ve 2021/587 Esas, 2021/1123 Karar sayılı kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, taraf vekillerinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan REDDİNE, 2-Davacı tarafından İstinaf harçları peşin yatırıldığından harç alınmasına YER OLMADIĞINA, 3-Davalı tarafından İstinaf harçları peşin yatırıldığından harç alınmasına YER OLMADIĞINA, 4-Taraflarca yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerlerinde BIRAKILMASINA, 5-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından taraflar yararına vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK’nın 362/1-a bendi gereğince KESİN olmak üzere 07/06/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.