Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2022/1323 E. 2022/1052 K. 25.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/1323
KARAR NO: 2022/1052
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 15/12/2021
NUMARASI: 2021/673 Esas (Derdest)
DAVANIN KONUSU: Banka Teminat Mektubunun Hükümsüzlüğünün Tespiti
KARAR TARİHİ: 25/05/2022
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sırasında verilen ara kararına karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili, davacı şirket ile davalı … Tic. A.Ş. arasında 12.04.2021 tarihli 1. Etap … Yapılması konulu alt yüklenici sözleşmesi ve 30.04.2021 tarihli 2. Etap … Yapılması konulu alt yüklenici sözleşmeleri imzalandığını, 1. Etap sözleşmesinin sözleşme bedeli 3.747.367,51 TL, 2. Etap sözleşme bedeli de 6.343.363,90 TL olduğunu, her iki sözleşmenin ilk sayfasından kesin teminat senedi olarak alt yüklenici davacıdan toplam sözleşme bedelleri üzerinden %5’lik kesin teminat senetleri alınması kararlaştırıldığını, davacı şirketin yetkilisi olan …’in de kefil olarak alındığı İşbu % 5 lik kesin teminat senetlerinden 187.368,37 TL’lik kesin teminat senedi 15.04.2021 tarihinde, 317.500,00 TL’lik kesin teminat senedi de 07.05.2021 tarihinde davalıya teslim edildiğini, senet fotokopilerinde görüleceği üzere 187.368,37 TL bedelli senette, senedin zorunlu unsurlarından olan vade tarihi ve yine 317.500,00 TL bedelli senette de hem vade tarihi hem tanzim tarihi bulunmadığını, 27.09.2021 tarihinde davalı tarafından Beşiktaş … Noterliği’nin 27.09.2021 tarihli … yevmiye numaralı ihtarnamesini davacıya tebliğ ettirdiğini, davacının rızası hilafına sonradan doldurarak, senetlerin 30 Eylül 2021 tarihinde ödenmesi, aksi taktirde icra takibine konulacağının ihtar edildiğini, halbuki davacınnı davalı şirkete borcu olmadığı gibi, bilakis alt yüklenici olarak alacaklı olduğunu, taraflar arasındaki eser sözleşmesinin fesih edilmediğini, buna rağmen davalı şirketin teminat senetlerinin tanzim ve vade tarihlerini doldurmak suretiyle, senetlerin ödenmesini aksi taktirde icra takibine konu edeceğini ihtar ettiğini, kesin teminat senetlerinden ötürü borçlu olmadıklarının tespitine yönelik olarak, İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2021/616 esas sayılı dosyası ile menfi tespit davası açtıklarını, sözleşme bedelleri üzerinden kesin teminat olarak % 5 kesin teminat senedi, % 5 de kesin teminat mektubu alınmasına karar verildiğini, davalıya iş bu mektupların teslim edildiğini, ancak kesin teminat senetleri ile ilgili zaten menfi tespit davası açıldığı için iş bu davada sadece teminat mektuplarının konu edildiğini, sözleşme gereğince kesin teminatların geçici kabul tarihinden iki yıl sonra iade edileceğini, avans mektubu karşılığı ödenen avansların ise 1. Etap sözleşmesinde alt yüklenicinin 2. ve 3. hakedişinden % 50 şer olmak üzere, 2. Etap sözleşme için de ilk 3 hak edişinden eşit oranda tahsil edilecek ve mektupların bu şekilde iade edileceğini, taraflar arasındaki her iki sözleşme için de ilk iki hak edişin yapılıp her iki sözleşmeye istinaden ikişer fatura kesildiğini, ancak davalı yanın, geçtiğimiz Temmuz ve Ağustos ayına ilişkin hak edişleri ve ödemelerini yaptırmadığını ve faturalarını da davacıya kestirmediğini, fatura kesilmesini de hak ediş düzenlenmesini de kabul etmediğini, davalının temmuz ve ağustos ayına ilişkin 3. ve 4. hak edişleri düzenletmediğine ve fatura kestirmediğine ilişkin yazışmalar bulunduğunu, avans teminat mektuplarının bedelleri mahsuplaşılmış olacağı için nakte çevrilmesi bu nedenle artık hukuken mümkün olmadığı halde, davalı tarafın baskı unsuru olarak avans teminat mektuplarını uhdesinde tutmakta olduğunu, davalı tarafından gönderilen ihtarnamelerde asla hak ediş ödemesi yapmayacağını bildirdiğini, cevabi ihtarname gönderdiklerini, bununla birlikte davalı … İnşaat şirketinin, uygulama projelerini baştan davacıya teslim de etmediğini, davalı yanın işin yapım süreci boyunca uygulama projelerini peyder pey gönderdiğini, işin uygulama projesini görmeden üretim yapılmasının zaten mümkün olmadığını, 22.04.2021 tarihinden 24.09.2021 tarihine kadar toplam 14 kez uygulama projeleri gönderdiğini, bu nedenle her ne kadar davalı taraf işin süresinde bitirilemediğini iddia etmekte ise de işin gecikmesinde davacının bir kusuru bulunmadığını, tek ve asli kusurun davalıda bulunduğunu, maruf olduğu üzere, eser sözleşmesi niteliğindeki inşaat işlerinde, peşin ödeme usulü uygulanmadığını, mutad uygulama hak ediş usulü peyder pey ödeme olduğunu, sözleşmedeki “Ödeme Usulü ve Şartları” başlıklı 8.1. Nolu maddesindeki ödeme şekli de aylık hakediş ödemesi şeklinde kararlaştırılmış bulunduğunu, huzurdaki davaya konu eser sözleşmesinin tamamlanması için kararlaştırılan süreler, birinci etap sözleşmesi için yer tesliminden itibaren 130 gün, 2. etap Sözleşmesi için ise yer tesliminden itibaren 106 gün gibi oldukça kısa süreler olduğunu, dolayısıyla hak ediş ödemelerinin muntazaman yapılmasının çok önemli hale geldiğini, davalı taraf ise süresinde yer teslimi yapmadığı gibi, geçtiğimiz temmuz ve ağustos aylarına ilişkin hak ediş ödemelerini de yapmadığını, bu durumda sözleşmedeki edimlerine uymayan ve işin gecikmesine veya aksamasına sebep olanın davalı taraf olduğunu, temel ilişkiden doğan risk gerçekleşmediği halde, muhatabın banka teminat mektubunu paraya çevirme yoluna gitmesi veya paraya çevirme tehditlerinde bulunması durumunda veya lehdar ile muhatap arasında, temel ilişkiden doğan riskin gerçekleşip gerçekleşmediği hususunda kesin fikir ayrılığı olduğu hallerde, banka teminat mektuplarının tazmininin ihtiyati tedbir kararı alınarak durdurulabilmesi hususu önem arz ettiğini, banka teminat mektupları, muhatabın kötüye kullanmasına her zaman açık bulunmakta olduğunu, bazı durumlarda muhataplar, lehdarın borcunu yerine getirmesine rağmen teminat mektuplarını paraya çevirmekte veya paraya çevirecekleri tehditleri ile lehdarlar üzerinde haksız taleplerde bulunduğunu, iş bu davada da ne yazık ki müvekkilim aynen böyle bir duruma maruz kaldıklarını, Türk Hukuku’nda da teminat mektuplarının ödenmesine karşı ihtiyati tedbir kararı alınabileceği Yargıtay ve doktrinde çoğunlukla yazarlar tarafından kabul edildiğini, genel olarak kabul edilen görüşe göre, Banka’nın muhataba ödeme yapmasının hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olduğu likit delillerle ispat edilebiliyorsa, ihtiyati tedbir kararı verilebilmesi gerektiğini, “İhtiyati tedbirde teminat gösterilmesi” başlıklı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 392. Maddesi : ” İhtiyati tedbir talep eden, haksız çıktığı takdirde karşı tarafın ve üçüncü kişilerin bu yüzden uğrayacakları muhtemel zararlara karşılık teminat göstermek zorunda olunduğu, Talep, resmî belgeye, başkaca kesin bir delile dayanıyor yahut durum ve koşullar gerektiriyorsa, mahkeme gerekçesini açıkça belirtmek şartıyla teminat alınmamasına da karar verebilir…” hükmünü bulunduğunu, ihtiyati tedbir talep edenin talebinde haklı olduğunu gösteren kuvvetli deliller varsa, mahkeme tedbir talep edeni teminattan muaf tutabileceğini belirterek, gerek davacı tarafından yapılmış onlarca uyarı mail ve yazışması, gerek davalı tarafın davacının mektuplarını nakte çevirmekle, iş makinalarına el koyup satmakla sürekli tehditler içeren yazışmaları ile hak ediş yapmayacağına ve hak ediş ödemelerini durdurduğuna ilişkin yazışmaları, hak ediş ödemelerini yapmaksızın sahada çalışmaya zorlaması, gerekse de davalı yanın açık suiniyeti gösterir şekilde davacının rızası hilafına kesin teminat senetlerini doldurarak icra takibine girişeceğine ilişkin resmi ihtarnamesi, gerekse de mektup sürelerinin tedbir kararı ile duracak olması hususları bir arada düşünüldüğünde bi hakkın teminat aranmaksızın ihtiyati tedbir kararı verilmesini ve HMK.389. Maddesi vd. uyarınca ihtiyati tedbir talebinin kabulüne, davaya konu; … bankası 07.05.2021 tarihli 250.000,00-TL. bedelli kesin teminat mektubu, … bankası 13.04.2021 tarihli 187.368,37-TL. bedelli kesin teminat mektubu, … bankası 07.05.2021 tarihli 450.000,00-TL. bedelli avans teminat mektubu, … Bankası 07.05.2021 tarihli 750.000,00-TL. bedelli avans teminat mektubu, … bankası 13.04.2021 tarihli 750.000,00-TL. bedelli avans teminat mektuplarının ödenmesinin durdurulmasına yönelik ihtiyati tedbir kararı verilmesini, davaya konu banka teminat mektuplarının, lehdarı olan müvekkili davacı şirketin borcunun muaccel olmadığı ve davalı açısından riskin doğmadığının, davalının kusurlu davranışlarıyla teminat mektuplarının fonksiyonunu yitirdiğinin, tazmin talebinin hukuka aykırılığınının ve teminat mektuplarının hükümsüz kaldıklarının tespiti ve davacıya iadesine karar verilmesini dava ve talep etmiştir. Davalı vekili, davacının davalıya borçlu olduğunun yaptırılacak defter incelemesi ile anlaşılacağını, davacı şirketin çalışanlarının maaşlarının ve SGK ödemelerinin dahi davalı şirket tarafından yapıldığını, hakediş evraklarının imzasız olduğunu, davacıya toplamda 895.102,85 + 753.082,00 TL = 1.648.184,85 TL ödeme yapıldığını ve 1.648.184,85 TL + 1.526,558,00 TL ( avans) TL = 3.174.742,85 TL davacının kendilerine borcu bulunduğunu, davacı tarafa 12-04-2021 VE 30-04- 021 tarihli sözleşmelerden kaynaklı olarak toplamda 1.950.000.00 TL avans ödemesi yapıldığını, davacı tarafından avans teminat mektuplarının kendilerine verildiğini, davacının davalıya almış olduğu ve ödemediği 1.526,558,00 TL avans bedeli borcu bulunduğunu, 12/04/2021 tarihli sözleşmenin 8.7 maddesinde; “Avans Teminat Mektubu Karşılığında avans olarak 750.000,00TL nakit olarak ödenecektir.Alt Yüklenici’ye verilen avans, Alt Yüklenici’nin 2. hakedişinden %50 ve 3. Hakedişinden %50 olarak tahsil edilecektir.” 30/04/2021 tarihli sözleşmenin 8.6 maddesinde;“Avans Teminat Mektubu Karşılığında avans olarak 1.200.000,00TL nakit avans ödemesi yapılacaktır. Alt Yükleniciye verilen avans, Alt Yüklenicinin ilk 3 (üç) hakkedişinden eşit oranda tahsil edilecektir.” hükümleri gereğince davacının 1. ve 2. hakedişlerden 423. 442,00 TL kesildiğini, davacının toplamda 1.526,558,00 TL avans borcu bulunduğunu, bu bedellerin ödenmesi halinde avans teminat mektupları hükümsüz kalacağını, davacı tarafa gönderilen Beşiktaş … Noterliğinin 13/08/2021 tarihli … VE … yevmiye numaralı ihtarnamelerde davacı tarafın sözleşmenin feshine ilişkin hiçbir beyan olmadığı ve davacının edimlerine açıkça aykırı hareket ettiği sabit olduğunu, davacının iş proğramın gerisinde olduğu şantiyede taahhütlerini yerine getirmediği tutanaklar ile ve gerek ihtarnameler ile sabit olduğunu, davacı taraf malzeme ekipman şantiye sahasında hazır etmediğini, iş makinelerini de şantiyeden çıkarttığını, davacı taraf edimlerini yerine getirmediğini, hakediş nasıl olacağı sözleşmede düzenlendiğini, defalarca davacı tarafa iş programının gerisinde olduğu hususlarının ihtar edildiğini, sözleşme hükümleri gereğince davalı şirketin her türlü değişikliği yapma hakkı bulunduğunu, sözleşmeden kullanılan hakkın engellenemeyeceğini, taraflar arasındaki sözleşmenin ayakta olduğunu belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece 15/12/2021 tarihli ara karar ile, … bankası 07.05.2021 tarihli 250.000,00-TL. bedelli kesin teminat mektubu, … bankası 13.04.2021 tarihli 187.368,37-TL. bedelli kesin teminat mektubu, … bankası 07.05.2021 tarihli 450.000,00-TL. bedelli avans teminat mektubu, … Bankası 07.05.2021 tarihli 750.000,00-TL. bedelli avans teminat mektubu, … bankası 13.04.2021 tarihli 750.000,00-TL. bedelli avans teminat mektuplarının ödenmesinin durdurulmasına yönelik ihtiyati tedbir isteminin kabulü ile, isteme konu teminat mektuplarının ödenmesinin durdurulmasına karar verilmiştir. Davalı vekilinin ihtiyati tedbir kararına itirazı üzerine, mahkemenin 15.12.2021 tarihli ara kararı ile, davacı ile davalı arasında 12.04.2021 ve 30.04.2021 tarihlerinde TBK 470 ve devamı maddeleri uyarınca eser sözleşmesi niteliğinde alt yüklenici sözleşmesi imzalandığı, her iki sözleşmesinin toplam bedelinin %5 oranında davacı tarafından davalı yükleniciye kesin teminat senedi verildiği , davacı alt yüklenicinin hak edişlerinin ödenmediği ve alacaklı konumunda olduğunu, sözleşmelerin teminatı olarak kesin ve avans teminat mektupları alındığı, alınan kesin teminat mektuplarının nakde çevrilmesi durumunda ileride telafisi güç veya imkansız zararlar doğabileceği, teminat mektuplarının karşılıksız kalıp kalmadığının yargılama ile tespit edileceği gözetilerek dava konusu edilen teminat mektuplarının ödenmesinin durdurulması yönünden tedbir kararı verildiği, aksi durumda davanın konusunun kalmayacağı gerekçesiyle ihtiyati tedbir kararın kaldırılmasına ilişkin itirazın reddine karar verilmiştir. Davalı vekili istinaf dilekçesinde, davacı yan ile davalı arasında akdedilen 12/04/2021 ve 20/04/20221 tarihli sözleşmelerin tarafımızca fesih edilmediğini ve sözleşmelerin halen ayakta olduğunu, sözleşmenin 57. Maddesi gereğince İstanbul Asliye Ticaret Mahkemelerinin yetkili olduğunu, yetkisiz mahkemece itiraza konu ihtiyati tedbir kararının verildiğini, tedbir kararının gerekçesinde davacı yanın alacaklı olduğu şeklindeki yerel mahkemenin kararının hukuka aykırı olduğunu, davacı yanın tedbir kararı verildiği gün itibari ile davalının toplamda 1.862.770,00 TL alacaklı olduğunu ve bu borcun halen artmaya devam ettiğini, davacının davaya ve tedbir kararına konu 07.05.2021 tarihli 450.000,00 TL bedelli avans teminat mektubu, … bankası 07.05.2021 tarihli 750.000,00 TL bedelli avans teminat mektubu, … bankası 13.04.2021 tarihli 750.000,00 TL bedelli avans teminat mektuplarından kaynaklı olarak toplamda 1.526,558,00 TL avans bedeli borcu bulunduğunu, davacının iade etmediği avans bedelleri, yani borçlu olduğu avans bedelleri nedeniyle yerel mahkemece avans teminat mektupları hakkında da tedbir kararı uygulanmasının hukuka aykırı olduğu ve davacı yanın muvazalı hacizler ile bu borcu ödememe iradesinde olduğunu, davacı yanın sözleşme edimlerine aykırılıklarının devam ettiği ve bu hususun İstanbul Anadolu 19. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2021/194 D.İş sayılı dosyası ile sabit olduğunu, davacı yanın tüm iş makinelerini ve malzemlerini muvazalı İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğünün … E. ve … E. sayılı icra dosyaları ile fiili haciz ile mallarını şantiye dışına çıkmasını sağlandığını, dosyaların da haricen tahsil beyanları ile kapanmasını sağladığını, davacının şantiye sahasında çalışmadığının bu resmi evraklar ile dahi sabit olduğunu, davacı yanın Bakırköy … Noterliğinin 14/10/2021 tarih ve … yevmiye nolu ihtarnamesi ile de avans teminat mektuplarının iade edilmesinin istendiğini ve doğmamış alacaklara ilişkin imzasız hakedişler ile alacaklı oldukları iddiasına itibar edilmesinin hukuka aykırı olduğunu, davacı yanın şantiye sahasında bulunmadığı ve işe devam etmediğinin davacının Bakırköy … Noterliğinin 14/10/2021 tarih ve … yevmiye nolu ihtarnamesi ile de ifanın imkansız olduğu beyanları dikkate alındığında sözleşmelere aykırılıklarının kendilerince de kabul edilmesi ve davacı yanın halen şantiyede çalıştığı beyanının ise ispata muhtaç bir iddia olduğunu ve yine şantiye sahasında çalışma yapmadığını, sözleşme sürelerinin sona erdiği tarih öncesinde gönderilen ihtarnameler ile gecikme süreli çalışmalarının ve temerrüt ihtarlarının da bildirilmesi nedenleriyle mahkemece kurulan ihtiyati tedbir kararının sözleşmenin maddelerine açıkça aykırı olduğunu, mahkemece verilen tedbir kararının gerekçesinde davacının alacaklı olduğu şeklindeki gerekçenin usul ve yasaya aykırı olması, yargılamayı gerektiren ve davacının ikame ettiği davanın konusu olmayan bir talep olması nedeniyle ihsası rey olarak nitelendirildiğini ve yasal hakları saklı tuttuklarını belirterek, mahkemece 04/10/2021 tarihinde verilen karar ile davalı tarafın yokluğunda hiç bir bilgi ve belgeye dayanmadan verilen, davacının dayandığı ve mahkemece de gerekçede yer verilen sözleşmelerin yetkili mahkemeye ilişkin maddeleri dahi incelenmeksizin alacak borç ilişkisi dahi tartışılmadan gıyabında imzasız belgeler ile usul ve yasaya aykırı verilen ihtiyati tedbir kararının reddine ilişkin talebin reddi kararının kaldırılmasına ve dosyada verilen ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Taraflar arasındaki uyuşmazlık, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu 470 ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Davacı yüklenici, davalılar ise iş sahibidir. İhtiyati tedbirin şartları 6100 Sayılı HMK’nın 389/1. maddesinde genel olarak düzenlenmiştir. Buna göre, mevcut durumda meydana gelebilecek değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir. HMK’nın 390/3 maddesine göre, tedbir talep eden, öncelikle tedbir istemine ilişkin dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak, yasal delillerle ispat etmek zorundadır. Buradaki ispatın ölçüsü, “yaklaşık ispat” kuralına göre belirlenir. Yaklaşık ispat kuralı uygulanırken, iddianın doğruluğunu kabul etmekle birlikte, aksinin mümkün olduğu ihtimalini de gözetmelidir. Bu nedenle, ihtiyati tedbire karar verilirken, talebin haksız olma ihtimali de dikkate alınarak talepte bulunandan kural olarak teminat alınır. Geçici hukuki koruma kapsamında olan ihtiyati tedbir kararı verirken hakim, asıl uyuşmazlığı çözecek içerikte bir karar vermemelidir. Bununla birlikte, ihtiyati tedbire karar verilirken tarafların çıkar dengesini ve ihtiyati tedbirin amacını hakimin gözetmesi gerekli ve zorunludur. İhtiyati tedbir kararı verilmesinde hakime geniş bir takdir alanı bırakılmışsa da; hakim, her somut olayda, ihtiyati tedbir şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediğini dikkatlice incelemelidir ve hangi yasal sebebe ve hangi somut duruma göre ihtiyati tedbir kararını verdiğini kararında belirtmelidir. İhtiyati tedbir şartları mevcut değilse, Yasa’nın öngördüğü ölçüde ispat edilememişse, ihtiyati tedbir isteminin reddine karar verilmelidir. Anayasanın 141/3. Maddesine göre mahkeme ihtiyati tedbir isteminin kabulü ile ihtiyati tedbir kararı vermesi veya istemin reddine karar vermesi hallerinde kararında hukuksal gerekçe göstermek zorundadır. İhtiyati tedbir talep edenin  haklılığını yaklaşık olarak  ispat etmesi gerekir.  Bu nedenle, sözleşmenin teminatı olan teminat mektubunun paraya çevrilmesi koşullarının sözleşme hükümleriyle birlikte değerlendirilmesi gerekmektedir. Teminat mektubunun nakde çevrilmesi durumunda, ileride telafisi güç veya imkansız zararlar doğabileceği, teminat mektubunun karşılıksız kalıp kalmadığının yargılama ile tespit edileceği gözetildiğinde, dosyanın bulunduğu aşama itibariyle, HMK’nın 390/3. maddesinde düzenlenen yaklaşık ispat koşulunun gerçekleştiği kabul edilmiştir. Açıklanan nedenlerle, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzeni gözetilerek yapılan istinaf incelemesi sonucunda, dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenler ve ileri sürülen istinaf sebeplerine göre, mahkeme ara kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1. bendi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 15/12/2021 tarih ve 2021/673 Esas sayılı ara kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince REDDİNE, 2-İstinaf harçları peşin alındığından ayrıca harç alınmasına YER OLMADIĞINA, 3-Davalı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde BIRAKILMASINA, 4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 362/1-f bendi gereğince KESİN olmak üzere 25/05/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.