Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2022/130 E. 2022/662 K. 05.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/130
KARAR NO: 2022/662
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 21/12/2017
NUMARASI: 2014/932 Esas, 2017/995 Karar
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit
KARAR TARİHİ: 05/04/2022
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı davacı vekili istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Dava, taraflar arasında düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanan ve iş sahibi tarafından verilen çekler sebebiyle davalılara borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkin olup, mahkemece davanın reddine dair verilen karara karşı, davacı vekilince istinaf talebinde bulunulmuştur. Davacı vekili; vekiledeni ile davalı … Ltd.Şti arasında “anahtar teslim” şeklinde İnşaat Sözleşmesi bağıtlandığını, sözleşmeler gereği “hak ediş” şeklinde ödenmesi gereken tutarların inşaatın çoğunluğunun bitmesi ve sözleşme gereği edimlerin yerine getirilmesi bakımından amaçlanan edim olduğundan ve sözleşmenin bitim tarihi gözönüne alınarak çeşitli vadelerde çek keşide edilerek verildiğini, davalı şirketin ekonomik zora düşmesi ile inşaatları yarım bırakarak kaçtığını, Kadıköy C.Başsavcılığına ve Çeşme C.Başsavcılığına Pet İnşaat Yetkilisi … hakkında Dolandırıcılık ve Görevi Kötüye Kullanma Suçlarından dolayı suç duyurusunda bulunulduğunu, vekiledeni tarafından sözleşmelere göre tüm bedelleri peşinen ve hakediş olarak … İnşaata ödediğine dair ibraname düzenlendiğini, inşaatların tamamlanmadığına ilişkin Kadıköy 6. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2010/223 D.iş, Ümraniye 2.Sulh Hukuk Mahkemesinin 2010/151 D.İş, Çeşme Sulh Hukuk Mahkemesinin 2010/38 D.İş ve Gebze 1 Sulh Hukuk Mahkemesinin 2010/120 D.İş sayılı dosyalarında tespit yaptırıldığını, davalı … Ltd Şti. almış olduğu çekleri değişik faktoring şirketlerine kırdırdığını, vekiledeni şirketin inşaat yapımının ileriki aşamalarındaki hakedişi olarak güvenerek teslim ettiği çeklerden …bank/Sahrayıcedit Şubesine ait … nolu 22.08.2010 keşideli 142.500 TL bedelli . …. nolu 29.08.2010 keşideli 112.000 TL bedelli , … nolu 09.09.2010 keşideli 140.000 TL bedelli çekleri … A.Ş. ne kırdırdığını, davalılardan …’ın çekleri hem kendi adına, hem de şirket adına temlik ederek davalı … şirketine teslim ettiğini, faktoring şirketi hiçbir araştırma yapmadan kötü niyetli olarak çekleri temlik aldığını, çekler temlik alınırken davalı …’ında kefaletini aldığını, vekiledeni şirketin davalı … Ltd.Şti.’ne borcu olmadığını, temlik ilişkisi çerçevesinde Davalı … Ltd.Şti’ne karşı ileri sürülen bütün defi ve itirazların, davalı … … A.Ş’ne karşı ileri sürme hakkına sahip olduklarını, (Y.19.HD 2003/1608 E, 2004/8248 K. 09.07.2004 T.Sayılı Kararı) borçlunun kendi alacaklısına karşı sürebileceği tüm defi ve itirazları, savunma araçlarını BK.165 ve 167 Md gereği temlik alacaklısı olan Faktöring’e karşı da ileri sürebileceğini, ortaya çıkabilecek rizikoları da temlikin taraftarının üstlenmesi gerektiğini beyanla, vekiledeni şirketin davalılara borçlu olmadığının tespitine karar verilmesi talep ve dava etmişlerdir. Davalı … A.Ş vekili, Faktoring şirketi olan vekiledeninin Faktoring Sözleşmesi çerçevesinde diğer davalı … Ltd Şti’nin davacı … İnşaat Tic A.Ş’den olan alacağını devraldığını, davalı … Ltd Şti ile vekiledeni arasında imzalanan Faktoring Sözleşmesi ile davacıdan olan alacağını vekiledenine devrettiğini, vekiledeni şirketin faaliyetlerini “Finansal Kiralama, Faktoring ve Finansman Şirketlerinin Kuruluş ve Faaliyet Esasları Hakkındaki Yönetmelik” 22/2 maddesine uygun olarak yerine getirdiğini, vekiledeni şirketin basiretli bir tacir olarak dava konusu faturalar ile ilgili olarak Faktoring işlemi yapmadan önce gerekli araştırmaları yaptığını, diğer davalıya ileri sürülen şahsi def’ilerin vekiledeni şirkete karşıda ileri sürülmesinin mümkün olmadığını, vekiledeni şirketin dava konusu çekler açısından iyi niyetli 3.kişi (Hamil) konumunda olduğunu beyanla, davanın vekiledeni açısından reddine karar verilmesini talep etmişlerdir. Davalı … Ltd.Şti ve … vekili, davaya konu çeklerin henüz icra takibine konulmadığını, İzmir Mahkemeleri yetkili olduğunu , ayrıca davacı ile vekiledeni arasında bazı inşaatların yapımına ilişkin sözleşmeler yapıldığını, ödemelerin hakediş şeklinde yapıldığını, vekiledeninin ekonomik zorluklar yaşadığını, ancak davacının ” inşaatları yarım bırakıp kaçtığı, iş bitimine kadar olan tüm bedellerin ödendiği, vekiledeninin davacıyı ibra ettiği, diğer davalı … hakkında suç duyurusu yapıldığı ” hususundaki iddialarının yanlış olduğunu, birbiriyle tezat olayların bir ana olay etrafında oluşabilmesinin hayatın olağan akışına uygun olmadığını, davaya dayanak oluşturan sözleşmeye itiraz hakkı saklı kalmak kaydıyla, taraflar arasında akdedilen ödemelerin hakedişler üzerinden yapılmasının kararlaştırıldığını, işler tamamlanmadan peşinen vadeli çek ödemesi hayatın olağan akışına uygun olmadığını, normal şartlar altında hiç kimsenin, işlerini tamamlamadığı, yarim bırakıp kaçtığı ve kendisi hakkında dolandırıcılık suçlamasında bulunan bir şahsa ibraname vermeyeceğini, davacı tarafından sunulan ibranamenin BK.29 ve 30 md. göre geçersiz olduğunu, davacının, asıl amacı fuzuli olarak ödediğini iddia ettiği çekleri vadesinde ödemeyerek zaman kazanmak olduğunu, davacının bahse konu çekleri vekiledenine verdiğini, çeklerden bazılarının vekiledeni şirket tarafından Faktoring firmalarına verildiğini, ortada hukuka aykırı hiçbir işlem olmadığını ve davanın yasal dayanaktan yoksun olduğunu beyanla davanın reddine karar verilmesini ve davacının kötü niyetli olması sebebiyle %40 oranında icra inkar tazminatı ödemesine mahkûm edilmesine karar verilmesi talep etmişler, vekilleri daha sonra istifa etmişlerdir. Mahkemece; davacı … A.Ş. ile davalı … Ltd. Şti. arasında evveliyatta 15 yerde mevcut inşaatlar yönünden ” inşaat sözleşmeleri” bağıtlandığı ve bu kapsamda taraflar arasında yoğun şekilde faturalar, çek alışverişlerinin yaşandığı, davacı yan ” projelerin tamamlanmasını kolaylaştırmak açısından çekler vasıtası ile peşin ödemeler yaptığını, ancak buna rağmen projelerin tamamlanmadığını, yarım bırakıldığını , dolayısıyla dava konusu ettikleri çeklerden dolayı borçlu olmadıklarını” iddia ettiklerini, inşaatların kısmen tamamlandığı, kısmen yarım olduğu, ancak dava konusu edilen çeklerin hangi proje için, hangi faturalar karşılığı verildiğinin hiçbir dava dosyasında ve hiçbir aşamada somutlaştırılamadığı, çünkü kayıtların bu doğrultuda düzenlenmediği, taraflar arasında 21.06.2010 tarihli ibraname bağıtlanmış olmakla, davalı … tarafından yükümlülüklerin kısmen de olsa yerine getirildiği, çeklerin hakedişler karşılığı verildiği, davacı yanın bunun aksini ispat edemediği , davalı … şirketi yönünden, yargılama sırasında alınan kök ve ek raporda da bildirildiği üzere temlik alacağının dayanağı olan faturaların ( 13.05.2010 tarih … ve 13.05.2010 tarihli … sayılı faturalar) davalı … Tic. Ltd. Şti. Tarafından davacı şirket adına düzenlenen faturalar olduğu, temlik işlemine konu faturaların üzerinde davacı şirket kaşesi üzerine imza atılı olduğu, davalı … şirketinin ve diğer davalı … .. Ltd. Şti. nin faturalar eşliğinde ibraz ettiği dava konusu çeklerin faktoring mevzuaatına uygun olarak alındığı ve çekler karşılığı iskonto oranı düşürülerek bedellerinin davalı şirket tarafından tahsil edildiği, yapılan tüm işlemler ve sunulan belgelerin 6361 sayılı yasanın 9.3 maddesi ve yönetmeliğin 22. Maddesine uygun olduğu, davalı … şirketinin çekleri kötü niyetle ve ağır kusurla iktisap ettiğine dair hiçbir kanıt bulunmadığı, davalı şirket yetkilisi …’ın ise sözleşmelerde ve çeklerde imzası bulunmadığı, dolayısıyla mevcut ilişkide kendisine husumet yöneltilemeyeceği gerekçesiyle bu davalı yönünden davanın husumetten reddine, diğer davalılar yönünden davanın esastan reddine karar verilmiştir. Davacı vekili istinafında, davalı … şirketinin kötüniyetli olduğundan bahisle davanın kabulüne karar verilmesi gerektiğini, davalı şirket yönünden istinafında kesinleşmiş kararlar olduğunu, mahkeme dikkate alması gerektiğini, kararın kaldırılmasını talep etmiştir. Taraflar arasındaki uyuşmazlık, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu 470 ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanmaktadır.Davacı iş sahibi, davalılar yüklenici, şirket yetkilisi ve faktoring şirketidir. Davacı taraf davalı yüklenici ile yaptığı işler kapsamında verdiği çeklerin bedelsiz kaldığını ve bu çeklerin davalı şirket yetkilisi tarafından davalı faktorig şirketine şirketine kırdırılarak tedavül gördüğünü, davalılara çekler sebebiyle borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini istemiş, mahkemece davanın reddine dair verilen karara karşı davacı vekilince istinaf talebinde bulunulmuştur. Davacı vekili davalı … yönünden verilen karara karşı istinaf talebinde bulunmadığı anlaşıldığından bu yönden inceleme yapılmamıştır. Dairemizce; davanın İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2010/1274 Esas sayılı dava dosyası ile bağlantılı olduğu gerekçesiyle dosyanın mahkemece temini için geri çevrime kararı verilmiş ve ilgili dosyanın Dairemize gönderildiği anlaşılmıştır.İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2010/1274 Esas sayılı dava dosyasında yapılan incelemede, dava konusunun, aynı işle ilgili olarak verilen farklı çeklerle ilgili menfi tespit talebine ilişkin olduğu, davanın taraflarının bu davanın tarafları ile aynı olduğu, mahkemece yüklenici şirket tarafından işin tamamlanmadığı ve verilen çeklerin bedelsiz kaldığı kabul edilerek çeklerin davacıya verilmesine, davalı … şirketi ve davalı … yönünden ise; davanın reddine karar verildiği, davacı vekili tarafından kararın istinaf edildiği, Dairemizce yapılan incelemede, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verildiği, Yargıtay 6. Hukuk Dairesinin 2021-456 esas 2021-2124 karar sayılı kararıyla Dairemiz kararının onandığı anlaşılmaktadır. Davalı … şirketi yönünden verilen kararın istinaf incelemesinde, davalı … AŞ’nin dava konusu çekleri davalı yüklenici şirketten kötüniyetli olarak devraldığı hususu mahkemece bu davanın ispatlanamadığından bahisle verilen red kararı usul, yasa ve dosya kapsamına uygun olmakla, ayrıca daha önce bu konuda İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2010/1274 Esas sayılı dosyasında verilen karar Yargıtay denetiminden geçerek kesinleştiği sabit olmakla davacı vekilinin bu yöndeki istinaf talepleri yerine görülmemiştir. Davalı şirket yönünden verilen kararın istinaf incelemesinde ; her ne kadar mahkeme davalı şirketin sözleşme kapsamında işleri tamamladığından bahisle davanın reddine karar vermiş ise de; İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2010/1274 Esas sayılı dava dosyasında davalı şirket yönünden verilen kabul kararına karşı davalı şirketin istinaf talebinin bulunmadığı ve bu yönüyle kararın kesinleştiği, mahkemece davalı yüklenici tarafından işin tamamlanmadığı yönündeki sabitlemesi de Yargıtay 6. Hukuk Dairesinin 2021-456 esas 2021-2124 karar sayılı kararı ile onanarak kesinleştiği hususları göz önüne alınarak, mahkemece davanın davalı şirket yönünden kabulü gerekirken reddine karar verilmesi usul yasa ve dosya kapsamına uygun olmadığı anlaşılmakla kararın kaldırılmasına ve davalı şirket yönünden davanın kısmen kabulüne yönelik yeniden hüküm kurulmasına karar vermek gerekmiştir. Açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin istinaf talebinin kabulü ile, yerel mahkeme kararının HMK’nın 353/1-b-2. bendi gereğince kaldırılarak davanın davalı şirket yönünden kısmen kabulüne dair yeniden esas hakkında karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
A)1-Davacı vekilinin istinaf talebinin KABULÜNE,2-İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 21/12/2017 tarih ve 2014/932 Esas, 2017/995 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,3-Davanın KISMEN KABULÜ ile, 4-Davalılardan … aleyhine açılan davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle REDDİNE, 5-Davalı … A.Ş. aleyhine açılan davanın ESASTAN REDDİNE, 6-Davacının davalılardan …’ne borçlu olmadığının TESPİTİNE, …bank/Sahrayıcedit Şubesine ait … nolu 22.08.2010 keşideli 142.500 TL bedelli, … nolu 29.08.2010 keşideli 112.000 TL bedelli , … nolu 09.09.2010 keşideli 140.000 TL bedelli çeklerin davalı … yönünden bedelsiz olduğunun TESPİTİNE,
B) İLK DERECE YARGILAMASI YÖNÜNDEN1-Alınması gereken 26.948,30 TL nispi karar ve ilam harcından davacı tarafça peşin olarak yatırılan 7.937,35 TL harcın mahsubu ile bakiye 19.010,95 TL harcın davalı … LTD.ŞTİ.’den alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA, 2-Davacı tarafından yatırılan 7.937,35 TL peşin harcın davalı … LTD.ŞTİ.’den alınarak davacıya VERİLMESİNE,3-Davacı tarafından yapılan 448,20 TL tebligat ve posta gideri, 5.250,00 TL bilirkişi ücreti, 17,15 TL ilk masraf, 148,55 TL olmak üzere toplam 5.863,90 TL yargılama giderinden davanın kabul/red oranına göre takdiren 4.327,99 TL’nin davalı … LTD.ŞTİ.’den alınarak davacıya VERİLMESİNE, bakiye miktarın davacı üzerinde BIRAKILMASINA,4-Davalı …Ş. tarafından yapılan 100,00 TL tebligat ve posta yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,5-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan 36.065,00 TL vekâlet ücretinin davalı … LTD.ŞTİ.’den alınarak davacıya VERİLMESİNE, 6-Davalı …Ş. kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca reddedilen miktar üzerinden hesaplanan 43.775,00 TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalı …’ye VERİLMESİNE, 7-Taraflarca yatırılan gider avansından harcanmayan kısmın hüküm kesinleştiğinde yatıran tarafa İADESİNE, ,
C) İSTİNAF İNCELEMESİ YÖNÜNDEN1-Davacı tarafından yatırılan istinaf karar harcının hüküm kesinleştiğinde ve istek halinde kendisine İADESİNE,2-Davacı tarafından yapılan 162,10 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı, 74,00 TL posta gideri olmak üzere toplam 236,10 TL istinaf yargılama giderinin davalı …’nden alınarak davacı tarafa VERİLMESİNE,3-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK’nın 361. maddesi gereğince kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay’da temyiz yolu açık olmak üzere 05/04/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.