Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2022/1240 E. 2023/1174 K. 31.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/1240
KARAR NO: 2023/1174
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 02/12/2021
NUMARASI: 2015/464 Esas, 2021/895 Karar
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit
KARAR TARİHİ: 31/10/2023
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili, davacı şirket … projesine ait Musabeyli hamsu isale derivasyon hattı ve tünel inşaatı işlerini ihale yoluyla aldığını, davalı … San. Ve Tic. Ltd. Şti.’nin davacının taşeronu olduğunu, davalının mali durumu bozulduğu için mal alımı ve işçi ücretlerini ödemede sıkıntıya düştüğünü, davalı şirket tarafından yapılması gereken ödemelerin zorunlu olarak davacı tarafından karşılandığını, bu nedenle davacının davalı şirketten cari hesapta 2.306.566,00 TL alacaklı olduğunu, davalı … San. Ve Tic. Ltd. Şti. yetkilisi tarafından fiili çalışanları … iki aylık maaşını ödeyemediklerini, maaşı ödeyebilmek için 10.000,00 TL borç istediklerini, işlerin yürümesi için davalı talebinin kabul edildiğini, davacının çalışanı …’nin doğrudan … arayarak kendisine 10.000,00 TL bedelli bir çeki vereceğini bildirildiğini, … Des Şubesinde buluşmak konusunda anlaştıklarını, ticari hayat gereği … AŞ ile ilişkisi bulunan davacı şirketin bu şirketten alacağına karşılık şirketçe cirolanan boş bir çek aldıklarını; … AŞ ile, bu çekin bedelinin … AŞ’nin ibraz anında bankada bulunan para miktarının yazılarak tahsil edecekleri konusunda anlaştıklarını, 25/05/2015 olan olay gününde davacı şirketin çalıştığı …i’nin yanında iki çek varken … AŞ’nin parasının geleceği … Bankası Des Şubesine gittiğini; davalıya verilecek 10.000,00 TL çekin imzasız olduğunu, davacı şirket tarafından keşide imzasının henüz atılmadığını; çekin üzerinde sadece bedel yazdığını, ikinci çekin ise … AŞ’nin cirosunu içerdiğini ve üzerinde bedel yazmadığını, bankaya … AŞ hesabına gelen miktarın ortaya çıkması üzerine … tarafından çek bedelinin 1.058.650,00 TL olarak doldurulduğunu, bu esnada davalı …San. Ve Tic. Ltd. Şti.’nin elemanları olan … nun da banka önüne geldiğini, …’dan 10.000,00 TL’lik çeki istediklerini, keşideci imzasını kendilerinin de davacı şirket temsilcisinden alabileceklerini söylediklerini, tam 10.000,00 TL’lik çek verilecek iken … bir anlık dalgınlığından faydalanan bu şahısların 1.058.650,00 TL miktarlı çeki çalarak hızla bankadan kaçarak davalı şirket sahibi …’in kullandığı araca binerek hızla kaçtıklarını, davacıdan hırsızlık yoluyla çalınan çekin diğer davalı …Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi tarafından ciro ile alındığını öğrendiklerini, bu iki şirketin el ve iş birliği içinde olduğunu, aralarında organik bağ bulunduğunu, çalıntı çekin … Sultanbeyli Şubesine ait … nolu ve 1.058.650,00 TL bedelli 24.03.2015 tarihli bir çek olduğunu belirterek, davacının bu çekten dolayı borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı … San. Ve Tic. Ltd. Şti. Vekili, … AŞ’nin İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/485 Esas sayılı dosyasıyla hasımsız olarak çek iptali davası açtığını, bunun da davacının kötü niyetli olduğunun delaleti olduğunu, … emniyette verdiği ifadesinde olay günü kendisine …San. Ve Tic. Ltd. Şti.’nin belge teslim ettiğini, … kendisini lafa tutarken tahsil etmek için elinde bulunan çeki şahısların verdiği belgelere karıştırdığını, dalgınlıkla çekin ön yüzüne … yerine … Limited Şirketi yazdığını, bunu gören … el çabukluğuyla çeki alarak banka önünde beklemekte olan … plakalı araçla uzaklaştığını beyan ettiğini, karakol ifadeleri ile davacının dava dilekçesindeki ifadelerinin çelişik olduğunu, oysa davalı …San. Ve Tic. Ltd. Şti. ile davacı şirket arasında ticari ilişki olduğunu; davalı … San. Ve Tic. Ltd. Şti.’nin davacıya iş yaptığını, karşılığında alacak ve vereceklerinin mahsuplaşması sonunda 1.058.650,00 TL’lik çekin davacı şirket tarafından kendilerine verildiğini, lehtarının davalı … San. Ve Tic. Ltd. Şti. olduğunu, keşidecisinin davacı şirket olduğunu; daha sonra davacı şirketin fikir değiştirip söz konusu bu menfi tespit davasını açtığını belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı …Sanayi ve Ticaret Ltd.Şti. vekili, dava konusu çekin alacaklarına karşılık …San. Ve Tic. Ltd. Şti.’nden teslim aldıklarını, çekin tahsili için bankaya gittiklerinde İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/485 Esas sayılı dosyasından ödemeden men kararı bulunduğunu öğrendiklerini; çekin Ankara … İcra Müdürlüğünün … sayılı dosyasıyla davacı aleyhine takibe konduğunu; davacı şirketin davacı ile davalı şirket arasındaki ilişkiyi bilmediğini; kambiyo senedi niteliğindeki çeki ciro yoluyla aldıklarını belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece; davacı şirketin keşideci olduğu davalı şirketin lehtar olduğu çek yönünden bu şirketler arasında ticari bir ilişkinin ihtilafsız olduğu, çekin altında keşideci olarak davacı şirketin imzasının bulunmadığının iddia edildiği, mahkemece Adli Tıp Kurumundan alınan rapor ile çek altındaki imzanın davacı şirket temsilcisi …’a ait olduğu hususunun belirlendiği, her ne kadar davacı vekili İstanbul Anadolu 8. İcra Hukuk Mahkemesinin 2015/351 Esas sayılı dosyasında da aynı çekten dolayı imza incelemesi yapıldığı ve oradaki bilirkişi raporunda çek altındaki imzanın … ait olmadığının belirlendiği, İcra Hukuk Mahkemesindeki kararların maddi vaka olarak mahkemeyi bağlayıcı olmadığı, çok sayıda emsal imza incelemesiyle çek üzerindeki imzanın davacı şirketin yetkilisine ait olduğunun ortaya çıktığı, bu nedenle raporlar arasında çelişkiden bahsedilemeyeceği, İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığının 2015/50785 sayılı dosyasında da 19/03/2021 tarihinde verilen kesinleşmiş KYOK kararında da şüpheliler … yönünden kamu davası açılmasına yer olmadığına karar verilmiş olmasıyla davacı iddiasının doğru olmadığı, davacı tarafın iddia ettiği gibi çekin yanlışlıkla ve hatta … San. Ve Tic. Ltd. Şti.’nin elemanlarının davacı şirket elemanının dalgınlığından faydalanarak elinden kapılmak suretiyle kaçırılan bir çekin söz konusu olduğunun ispat edilemediği gerekçesiyle, davanın reddine, kötüniyet tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesinde; dava dosyasına ilişkin çekteki imzaların davacı şirket yetkilisi …’ın eli ürünü olup olmadığı hususunun belirlenebilmesi amacıyla dosyanın Adli Tıp Kurumuna tevdi edildiğini, Adli Tıp Kurumu tarafından dosyaya sunulan raporda ‘…İnceleme konusu çekte keşideci …Tic. San. A.Ş’ye atfen atılı basit tersimli imza ile … mukayese imzaları arasında; tersim biçimi, işleklik derecesi, alışkanlıklar, istif, eğim, doğrultu, seyir, hız ve baskı derecesi bakımından uygunluk ve benzerlikler saptandığından söz konusu basit tersimli imzanın kuvvetle muhtemel … eli ürünü olduğu hususlarını bildirir kanaat raporudur.’ şeklinde rapor düzenlendiğini, mahkeme tarafından kesin olmayan bir rapor esas alınarak davanın reddine karar verildiğini, İstanbul Anadolu 8. İcra Hukuk Mahkemesinin 2015/351 Esas sayılı dosyası ile yapılan imza incelenmesi ile sunulan rapor ile yerel mahkeme tarafından yapılan imza incelemesi sonucu sunulan rapor arasında açıkça çelişki bulunduğunu, iki ayrı dava dosyasında aynı çeke ilişkin imza incelemeleri yapıldığını, İstanbul Anadolu 8.İcra Hukuk Mahkemesinin dosyasında imzaların … eli ürünü olmadığına karar verildiğini, mahkemede sunulan bilirkişi raporunda kuvvetle muhtemel olarak imzaların … eli ürünü olduğuna kanaat getirildiğini, yerel mahkemece kesin olmayan bir raporun hükme esas alınarak davanın reddine karar verildiğini, davacının imza örneklerinin mahkeme huzurunda alınıp diğer imza örnekleri ile birlikte incelemeye gönderilmesi gerekirken, mahkeme huzurunda davacının ıslak imza örnekleri alınmadan oluşturulan raporun hükme esas alınmasının hukuka aykırı olduğunu, İcra Hukuk mahkemesinde alınan bilirkişi raporu ile sabit olduğu üzere dava konusu çek üzerindeki imzanın davacıya ait olmayıp davacı şirketin davalılara 1.058.650,00 TL bedelli çek keşide etmesini gerektirir herhangi bir borcu bulunmadığını, mahkemece alınan bilirkişi raporlarında davacının davalı şirketten alacaklı konumunda olduğunun tespit edildiğini, davaya konu 1.058.650,00TL bedelli çekin davalı şirkete verilmesini gerektirecek herhangi bir borcun varlığının söz konusu değilken ve bilirkişi raporlarıyla da bu husus desteklenmekte iken, imza incelemesine konu iki rapor arasında da çelişki mevcut iken yerel mahkemenin kesin olmayan ihtimale dayalı raporu esas almak suretiyle, yeterince inceleme ve araştırma yapılmadan davanın reddine karar verilmesinin hukuka aykırı olduğunu belirterek, mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … Sanayi ve Ticaret Ltd.Şti. vekili istinaf dilekçesinde; çekin yanlışlıkla verildiği ve çekin kaçırıldığı iddiasında bulunan ve ispat külfeti kendisine ait olan davacının iddiasını ispatlayamadığını, Adli Tıp Kurumu uzmanlarının inceleme sonucunda bir kanaate eriştiklerini, basit terimli olsa da karakteristik özelliği bulunan imzanın şirket yetkilisine ait olduğunu belirlediğini, basit terimli imzaların karakteristik özelliği bulunmaması ve kesin yargılara ulaşmaya müsait olmaması gözetildiğinde kesin kanaat bildiren bir rapor olmadığı iddiasına itibar edilmemesi gerektiğini, defter kayıtlarında oka şirketinin davacıdan alacaklı olduğunu, … şirketine ise borçlu olduğu tespit edilmişken salt davacının kayıtları esas alınarak çek verilmesini gerektirecek borç olmadığı sonucuna ulaşan bilirkişi raporuna itibar edilemeyeceğini, … San. Ve Tic. Ltd. Şti.’nin mizan kayıtlarına göre davacı şirketten 2014 sonu itibariyle 1.801.812,15.-TL. bakiye alacaklı olduğunu, davacının 2014 yılı ticari defterlerine bakıldığında, …San. Ve Tic. Ltd. Şti.’nden bakiye 1.565.933,67.-TL. bakiye alacaklı olduğunu, …San. Ve Tic. Ltd. Şti.’ne ait 2015 yılı ticari defterlerden zorunlu kapanış tasdikine tabi yevmiye defterinin süresinde noter kapanış tasdikinin yaptırıldığını, kayıtların birbirini doğruladığı, 2015 yılı defterlerinde … San. Ve Tic. Ltd. Şti.’nin 2014 yılından devreden 1.801.812,25.-TL. alacağı 2015 yılına devrettiği, 31.12.2015 tarihine kadar bu bedelin davacıdan tahsil edilmediği hususunun tespit edildiğini, aynı raporda … San. Ve Tic. Ltd. Şti.’nin, … Sanayi ve Ticaret Ltd.Şti.’ne 2014 yılından 2015 yılına devreden 132.605,00.-TL. borcunun bulunduğunu, 10.03.2015 tarih, … nolu 1.362.900.-TL. bedelli faturayla birlikte toplam borcun, 1.453.925,00.-TL. olduğunu, çekin düzenlendiği 24.03.2015 tarihine bakıldığında …San. Ve Tic. Ltd. Şti.’nin, … Sanayi ve Ticaret Ltd.Şti.’ne 1.453.925,00.-TL. borçlu durumda olduğunun tespit edildiğini, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu kararına göre menfi tespit davası reddedilen borçlunun icranın geri bırakılmasını isteyemeyeceğini, İİK’nın 72/4 maddesine göre, menfi tespit davasının reddi kararı ile ihtiyati tedbir kararının kendiliğinden kalkacağını, bunun için davanın reddi kararında ihtiyati tedbirin kalkmış olduğunun açıkça belirtilmiş olması gerekli olmadığı gibi anılan düzenlemenin 2. cümlesinden anlaşılacağı üzere, davanın reddi kararının kesinleşmesinin de şart olmadığını, mahkemenin menfi tespit davasının reddi kararında, davanın reddi kararının kesinleşmesine kadar ihtiyati tedbirin devamına karar verilemeyeceğini, davacı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerekirken aksi yönde verilen kararın hukuka aykırı olduğunu, davacı borçlunun sahtelik iddiasına dayanarak, kambiyo senetlerine özgü takip yolu ile başlatılan icra takibine karşı menfi tespit isteminde bulunduğunu, borçlu yararına HMK m. 209’e göre icra takibinin durdurulmasına karar verildiğini, kararın icra dosyasına işlendiği ve takibin durdurulduğunu, yargılama sonunda davanın reddedilerek ihtiyati tedbirin kaldırılması yönünde karar tesis edildiğini, İcra iflas Kanunu’nda icra inkar tazminatı olarak adlandırılan tazminatın haksız yere açılmış menfi tespit davasında ihtiyati tedbir kararı ile durdurulan icra takibinde, alacaklının alacağını geç almış olmasından doğan zararının karşılanması amacıyla getirildiğini, durdurulan icra takibi nedeniyle davalının zararının oluştuğunu, mahkemenin kötüniyet tazminatının reddine karar vermesinin hatalı olduğunu belirterek, yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.Taraflar arasındaki uyuşmazlık, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu 470 ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Davacı yüklenici, davalı …San. Ve Tic. Ltd. Şti taşeron, davalı …Sanayi ve Ticaret Ltd.Şti ise taşerondan dava konusu çeki devralan şirkettir. Davacı şirket, … tarafından düzenlenen Yozgat ili içme suyu projesi ihalesini kazanarak işin yapılması için davalı … San. Ve Tic. Ltd. Şti ile alt taşeron sözleşmesi imzalamıştır. Davada davacı, taraflar arasındaki taşeron sözleşmesi kapsamındaki edimlerini davalı …San. Ve Tic. Ltd. Şti’nin ekonomik sebeplerle yerine getiremediğini, davalının işçi ücretlerini ödediklerini ve alacaklı olduklarını, davalının çalışan personele ödenmek için 10.000,00 TL talep ettiği ve davacı bu talep kabul edildiğini, ödemenin çek ile yapılması hususunda taraflar anlaşarak davacı şirket muhasebecisi ile bankada davalı şirket temsilcilerinin buluştuğunu, davacı şirket temsilcisinin hatalı olarak 10.000,00 TL çeki vermesi gerekirken bir anda dalgınlık ile dava konusu 1.058.650,00 TL çekin alınarak olay yerinden uzaklaşıldığını, söz konusu çekin akabinde diğer davalı olan … şirketine ciro edilerek devir edildiğini belirterek çekten dolayı borçlu olmadıklarının tespitine karar verilmesini talep etmiş; mahkemece, Adli Tıp Kurumundan alınan rapora göre çek üzerindeki imzanın davacı şirket temsilcisi …’ın eli ürünü olduğunun belirlendiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas Dairesinin 30.01.2018 tarihli raporunda, inceleme konusu yapılan çekte keşideci …Ticaret ve Sanayii AŞ adına atfen atılan basit tersimli imza ile … mukayese imzaları arasında, tersim biçimi, işleklik derecesi, alışkanlıklar, istif, eğim, doğrultu, seyir, hız ve baskı derecesi bakımından uygunluk ve benzerlikler saptandığından söz konusu imzanın kuvvetle muhtemelen … eli ürünü olduğuna yönelik rapor düzenlemiştir. Bununla birlikte, İstanbul Anadolu 8.İcra Hukuk Mahkemesinin 2015/351 esas sayılı dosyasında, dava konusu çek üzerinde yaptırılan imza incelemesinde; imzaların kuvvetle muhtemel … ait olmadığı belirtilmiştir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 30.05.2001 gün 2001/12-436 E.,2001/467 K.sayılı kararında da aynen benimsendiği gibi herhangi bir belgedeki imza veya yazının atfedildiği kişiye ait olup olmadığı hususunda yapılacak bilirkişi incelemesinin, konunun uzmanınca ve yeterli teknik donanıma sahip bir laboratuar ortamında, optik aletler ve o incelemenin gerektirdiği diğer cihazlar kullanılarak, grafolojik ve grafometrik yöntemlerle yapılması, bu alet ve yöntemlerle gerek incelemeye konu ve gerekse karşılaştırmaya esas belgelerdeki imza veya yazının tersim, seyir, baskı derecesi, eğim, doğrultu gibi yönlerden taşıdığı özelliklerin tam ve kuşkuya yer vermeyecek şekilde belirlenip karşılaştırılması; sonuçta, imza veya yazının atfedilen kişiye ait olup olmadığının, dayanakları gösterilmiş, tarafların, mahkemenin ve Yargıtay’ın denetimine elverişli bir raporla ortaya konulması, gerektiğinde karşılaştırılan imza veya yazının hangi nedenle farklı veya aynı kişinin eli ürünü olduklarının fotoğraf ya da diğer uygun görüntü teknikleriyle de desteklenmesi şarttır. (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 07/10/2009 tarih ve 2009/12-382 esas, 2009/415 karar sayılı kararı)Bu durumda, dosya kapsamındaki her iki bilirkişi rapor arasında çelişki oluştuğundan ve her iki raporun da adli makamlarca istem üzerine alındığından, birinin diğerine üstün olduğu kabul edilemez. O halde mahkemece her iki raporu düzenleyen bilirkişi ve kurumların dışında, yazı bilimi konusunda uzman bilirkişilerden oluşacak özellikle üniversitelerden seçilecek 3 kişilik bilirkişi kurulundan yukarıda belirtilen Yargıtay Hukuk Genel Kurulu kararında açıklanan nitelikte rapor alınmak suretiyle çelişkinin giderilerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile, çelişkili iki rapordan birine üstünlük tanınarak yazılı şekilde hüküm kurulması hatalı olmuştur. Açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin istinaf talebinin kabulü ile usul ve yasaya uygun bulunmayan yerel mahkeme kararının 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince kaldırılarak yukarıda açıklanan şekilde inceleme ve araştırma yapıldıktan sonra oluşacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi için dosyanın yerel mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE, 2-İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’ nin 02/12/2021 tarih, 2015/464 Esas, 2021/895 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,3-Dosyanın Dairemiz kararına uygun şekilde inceleme yapılarak yeniden bir karar verilmek üzere yerel mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 4-Davalı tarafça yapılan istinaf yargılama giderinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda DİKKATE ALINMASINA,5-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince KESİN olmak üzere 31/10/2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.