Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2022/123 E. 2022/137 K. 27.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/123
KARAR NO: 2022/137
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 16/09/2021
NUMARASI: 2020/459 Esas, 2021/601 Karar
BİRLEŞEN İSTANBUL ANADOLU 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’NİN 2021/350 ESAS SAYILI DOSYASI :
DAVANIN KONUSU: Tanıma Ve Tenfiz
KARAR TARİHİ: 27/01/2022
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili, müvekkili ile … – … adi ortaklığı arasında sözleşme imzalandığını, müvekkilinin yüklenici olduğu bu sözleşmedeki tüm edimlerini eksiksiz olarak yerine getirdiğini ancak davalıların oluşturduğu adi ortaklığın kendilerine ıslak imzalı hak ediş belgeleri vermelerine rağmen ödemede bulunmadıklarını, Cezayir’den de paralarını kaçırdıklarını, yapılan yargılama sonucunda Cezayir Demokratik Halk Cumhuriyeti Tipaza Yargı Meclisi Cheraga Mahkemesinin 03/05/2020 tarihli ve 01361/20 numaralı kararının verildiğini ve kesinleştiğini belirterek; kararın tanınmasına ve tenfizine karar verilmesini istemiştir. Davalı … Limited Şirketi vekili, davacı şirketle müvekkili şirket arasında bugüne kadar hiç bir ticari ilişkileri bulunmadığını, davacıya hiçbir iş yaptırmadıklarını, böyle bir iş yapıldığına dair kendilerinde kayıtta bulunmadığını; müvekkili şirketin … AŞ ile kurdukları adi ortaklığın Cezayir’de ve Cezayir Konut Bakanlığına bağlı … idaresinden ihale yoluyla iş aldığını fakat teminat mektubu temin edemediklerinden dolayı bu teminat mektubunu alabilen … Limited Şirketine 01/09/2014 tarihinde işi yazılı bir sözleşme ile devrettiklerini; adi ortaklığın hisselerinin yönetim sorumluluğunun tamamen … inşaata devrettiklerini; söz konusu adi ortaklığın Cezayir’de kayıtlı olduğunu; … Limited Şirketine devir işleminin de Cezayir yetkililerince onaylandığını, bu nedenle adi ortaklığın tek ortağı olan … Limited Şirketinin sorumluluğunun söz konusu olabileceğini savunmuştur. Davalı … Anonim Şirketi temsilcisi, aynı hususları tekrar ettiği ve sorumluluğun kendilerinde değil adi ortaklığın hisselerini devir alan … Limited Şirketinde olabileceğini savunmuştur. Birleşen davada davacı vekili, yabancı mahkeme kararının davalı … Limited Şirketi yönünden de tanınması ve tenfizini istemiştir. Birleşen davada davalı … Şirketi vekili, müvekkilinin adresinin Ankara’da olduğunu, MÖHUK 51. Madde gereğince müvekkilinin Türkiye’deki yerleşim yeri Ankara olduğu için iş bu davanın Ankara’da açılması gerektiğini, yetki yönünden davanın reddi gerektiğini, zorunlu ara buluculuk dava şartının yerine getirilmemiş olduğunu; ayrıca müvekkiline husumet düşmediğini, tanıma ve tenfizi istenen kararda müvekkilinin isminin bulunmadığını; bu nedenle dava şartı yokluğundan davanın reddi gerektiğini, tanıma ve tenfiz talep edilen kararda davalının … adi ortaklığı olduğunu; bu adi ortaklığın Cezayir Şubesinin davalı gösterildiğini, bu nedenle söz konusu kararın Cezayir’de uygulanması mümkün iken dava açmakta davacının hukuki yararı bulunmadığını; tenfiz istenen kararda müvekkilinin mahkeme nezdinde temsil edilmediğini, bu nedenle kamu düzeni gereğince davanın reddi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece, davada mütekabiliyet koşulunun bulunduğu, davacı tarafın karar ve eklerinin Türkçe tercümesini sunduğu, kararın orijinal ve apostilli şerhinin de sunulmuş olduğu, sunulan yabancı mahkeme kararı incelendiğinde, davalısının … adi ortaklığı olarak gösterildiği, bu adi ortaklığın Cezayir’de bulunan şube adresine tebligat çıkarıldığı, bu nedenle davalıların davayı takip etmemelerinden kaynaklanan bir sebebin kamu düzeni yapılamayacağı; söz konusu adi ortaklığın pay durumunun aşağıda açıklanacağı üzere her üç davalı şirkette adi ortaklıkta hissedar olduğu için artık davadan haberdar olmadıkları, kendilerini temsil ettiremedikleri şeklindeki savunmalarının da yerinde olmadığı, kamu düzeninin tebligat yönünden hukukumuza aykırı olmadığının kabul edildiği, öte yandan baştan … Limited Şirketi ile … Anonim Şirketi tarafından kurulmuş olan … adi ortaklığının %95 hissesinin bilahare … Limited Şirketi tarafından devir alındığı, söz konusu devrin Türkiye’deki ticaret siciline işlendiği; davalı şirketlerin cevap dilekçelerinde de bu hususun kabul edilmekte olduğu; Cezayir makamlarınca da bu hususun tescil edildiği; … Limited Şirketi ile … Anonim Şirketlerinin de halen %2,5’er hisse ile adi ortaklığa ortak oldukları; tanınması ve tenfizi talep edilen kararda davalı olarak … adi ortaklığın yer aldığı ve böylece bu adi ortaklığın %95 hissesinin … Limited Şirketine diğer %2,5’erden toplam %5 hissesinin de kök dosyanın davalısı olan şirketlere ait olduğu, bu nedenle tanıma ve tenfizi istenen hükmün hem birleşen dosyanın davalısı tarafından hem de kök dosyanın davalıları tarafından tanınması gerektiği, zira her üçünün de bu hükümden sorumlu olacağı nazara alınarak, her ne kadar … Limited Şirketi yetki itirazında bulunmuş ise de, kök dosyanın davalıları ile adi ortaklık hükümleri gereğince müteselsil sorumluluklarının bulunduğu, kök dosyanın davalılarının adreslerinin de mahkeme sahasında olması sebebiyle birden çok davalının bulunduğu taktirde davalılardan birinin ikametgahında dava açılabileceği kabul edilmek suretiyle mahkemenin yetkili olduğundan birleşen dosyanın davalısının yetki itirazına bu nedenle itibar edilmediği, tanıma ve tenfizi istenen hükmün de MÖHUK gereği tanıma ve tenfiz şartlarını taşıdığı gerekçeleriyle, asıl davanın ve birleşen İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2021/350 Esas sayılı dosyasındaki davanın kabulü ile, Cezayir Demokratik Halk Cumhuriyeti Tipaza Yargı Meclisi Cheraga Mahkemesinin 03/05/2020 tarihli ve 01361/20 numaralı kararının tanınması ve tenfizine, tedbir talebinin dosya kapsamına nazaran reddine karar verilmiştir. Karara karşı, taraf vekillerince istinaf talebinde bulunulmuştur. Mahkemece, ihtiyati tedbir/ihtiyati haciz talebi yönünden ayrıca 16/09/2021 tarihli ara kararı oluşturulmuş olup, mahkemece, tanıma ve tenfize ilişkin kararın Türkiye’de uygulanabilmesi için kararın kesinleşmesinin gerekli olduğu, ancak henüz kararın kesinleşmediği, bu nedenle Türkiye’de uygulanabilirliğinin bulunmadığı, ihtiyati haciz ya da ihtiyati tedbir için kuvvetle muhtemel bir alacağın bulunması gerektiği, ancak henüz yabancı mahkeme kararının ilam niteliğinde bulunmadığı, yabancı mahkeme kararında kimin haklı olduğu konusunda da kararın içeriğine girilip inceleme yapılamayacağı gerekçesiyle, davacı tarafın asıl ve birleşen dosya davalıları yönünden istediği ihtiyati tedbir/ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmiştir. Mahkemece verilen ihtiyati tedbir/ihtiyati haciz talebinin reddine ilişkin karara karşı davacı vekilince istinaf talebinde bulunulmuştur. 492 sayılı Harçlar Kanununun “Yabancı Mahkeme İlamları” başlıklı 4. Maddesinde; “Yabancı bir mahkeme tarafından verilen ilamların tenfizi için açılacak davalardan, bu ilamlarda hükmolunmuş şeyin değeri, nevi ve mahiyetine göre (1) sayılı tarife gereğince harç alınır.” hükmü öngörülmüştür (Bkz.Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 27/06/2019 tarih ve 2017/19-930 esas, 2019/812 karar sayılı kararı). Öte yandan Harçlar Kanununun 32. Maddesi gereğince, yargı işlemlerinden alınacak harçlar ödenmedikçe müteakip işlemler yapılmaz. Buna göre, mahkemece dava açılırken nispi harç alınması veya maktu harcın dava değeri göz önüne alınarak Harçlar Kanununun 32. Maddesi gereğince nispi harç miktarına göre eksik kalan kısmının davacı tarafa tamamlatılması gerekmektedir. Dosya kapsamına göre, Cezayir Demokratik Halk Cumhuriyeti Tipaza Yargı Meclisi Cheraga Mahkemesinde görülen ve tanıma ve tenfizi istenilen davada davalılar aleyhine 48.555.783,16 Cezayir Dinarının tahsiline hükmedildiğinden, mahkemece bu miktar esas alınarak Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasınca Alım Satıma Konu Olmayan Dövizlere İlişkin Bilgi Amaçlı Kur Tablosundaki dava tarihindeki Cezayir Dinarı döviz kuru esas alınarak eksik nispi karar ve ilam harcının tamamlatılması için davacı vekiline kesin süre verilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, harç eksiğinin tamamlatılması yoluna gidilmeden yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olmuştur. Açıklanan nedenlerle, taraf vekillerinin esasa ilişkin istinaf sebepleri incelenmeksizin istinaf başvurularının usul yönünden kabulü ile, usul ve yasaya uygun bulunmayan yerel mahkeme asıl kararı ve ihtiyati tedbir/ihtiyati haciz talebinin reddine ilişkin ara kararının HMK’nın 353/1-a-6.bendi gereğince kaldırılarak, yukarıda açıklanan şekilde inceleme yapılıp sonucuna uygun karar verilmek üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi açıklandığı üzere; 1-Taraf vekillerinin istinaf başvurusunun esasa ilişkin sebepler incelenmeksizin usul yönünden KABULÜNE, 2-İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesinin 16/09/2021 tarih, 2020/459 esas, 2021/601 karar sayılı kararının KALDIRILMASINA, 3-Dosyanın Dairemiz kararına uygun şekilde inceleme yapılarak yeniden bir karar verilmek üzere yerel mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 4-Taraflarca yatırılan istinaf karar harcının istek halinde kendilerine iadesine, 5-Taraflarca yapılan istinaf yargılama giderinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına, 6-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince KESİN olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 27/01/2022