Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2022/1215 E. 2022/975 K. 18.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/1215
KARAR NO: 2022/975
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 01/03/2022
NUMARASI: 2022/68 Esas (Derdest)
DAVANIN KONUSU: İtirazın iptali
KARAR TARİHİ: 18/05/2022
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sırasında verilen ara kararına karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili, davacı şirket ile davalı firma arasında ticari bir ilişki mevcut olduğunu, davacının davalıdan ticari ilişkiden kaynaklı 116.000,00 TL alacağı mevcut olduğunu, davalı firmanın kendisine yüklemiş olduğu inşaat işlerini zamanında ve layıkıyla tamamlamadığını, ancak davalı firma tarafından davacıya alacağı ödenmediğini, davalı firma tarafından davacı alacağının ödenememesi üzerine Üsküdar … Noterliğinin 26/11/2021 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile borçlu firma ödemeye davet edildiğini, ihtarnameden sonuç alınamaması üzerine ödenmeyen tutarın faizi ile birlikte tahsili istemi ile İstanbul … İcra Dairesi … Esas sayılı icra takibi başlattıklarını, davalı tarafından takibe itiraz edilmesi sebebi ile takip durduğunu, davacı şirket taraflar arasında yapılan sözleşme kapsamında borçlu firmaya faturalar kestiğini, borçlu firma tarafından her defasında kesilen fatura bedelinin eksik ödeme yaptığını, eksik ödemeler üzerine davacı şirket ile borçlu firma bir araya gelmiş ve bir mutabakat imzaladıklarını, davalıdan olan alacağı 10/11/2021 tarihli mutabakat mektubuna dayandığını, haksız itiraz ile icra takibinin durmasına sebebiyet verdiklerini, tarafların ticari kayıtları incelendiğinde alacak borç ilişkisinin belirleneceğini, icra dosyasına davalının itirazının iptali ile icra takibinin devamına, davalı tarafından haksız itiraz sebebiyle icranın durmasına sebebiyet verildiğinden %20 icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesini, davalının kötü niyetle icra takibine itiraz etmesi, ödemeyi geciktirme amacının bulunması sebebiyle davalının menkul ve gayrimenkulleri ile üçüncü kişilerdeki hak ve alacaklarının ihtiyaten haczine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Mahkemece, davacı vekilinin davalının taşınır ve taşınmaz malları ile üçüncü şahıslardaki hak ve alacakları üzerine ihtiyati haciz kararı verilmesini talep ettiği, somut olayda dava dilekçesi ekinde faturalar ve ihtarname olduğu, her ne kadar dava dilekçesinde mutabakat mektubundan bahsedilse de, dosyada mutabakat mektubuna rastlanmadığı, davalı tarafından davacıya verilmiş imzalı borcu ikrar eden bir belgeninde dosyada bulunmadığı, yaklaşık ispat şartının gerçekleşmediği, dosyaya sunulan evraklar kapsamına göre para alacağının varlığının tespitinin yargılamayı gerektirdiği, vadesi gelmiş para alacağının varlığına ilişkin yaklaşık ispat şartlarının gerçekleşmediği gerekçesi ile davacı tarafın ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesinde, mahkemeye sunulan dava dilekçesi eklerinden Ek-2 olarak sunulan faturaların bitimine müteakip 10/11/2021 tarihli bizzat şirket ön muhasebesi tarafından hazırlanan ve imzalanan, ortaklardan …’in de imzası bulunan ödeme emri/hak ediş formunun mahkemeye sunulduğunu, ekte yeniden sunulduğunu, davacı şirketin davalı şirketten alacağının bizzat davalı firma yetkilisinin imzası bulunan hak ediş formu ile sabit olduğunu, mahkeme tarafından ihtiyati haczin reddi kararının eksik inceleme sonucu verildiğini belirterek, yerel mahkeme kararının kaldırılmasına ve ihtiyati hacize karar verilmesini talep etmiştir. Taraflar arasındaki uyuşmazlık, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu 470 ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Davacı yüklenici, davalı ise iş sahibidir. İİK’nın 257. Maddesine göre, rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı, borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz mallarını ve alacaklariyle diğer haklarını ihtiyaten haczettirebileceği, vadesi gelmemiş borçtan dolayı ancak borçlunun belirli bir yerleşim yerinin bulunmaması veya mallarını gizleme, kaçırma, kaçma gibi alacaklının haklarını ihlal eden eylemlerde bulunması halinde ihtiyati haciz kararı verilebileceği düzenlenmiştir. İhtiyati haciz talep eden taraf, öncelikle dilekçesinde dayandığı ihtiyati haciz sebebini belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak, yasal delillerle ispat etmek zorundadır. Somut olayda, davacı yüklenicinin eser sözleşmesi kapsamında edimini yerine getirdiği, ancak davalı iş sahibinin iş bedelini ödemediği iddiası ile icra takibine başladığı, takibe itiraz edilmesi üzerine itirazın iptali davası açıldığı anlaşılmaktadır. Davacı taraf dava dilekçesi ile dava konusu alacak nedeniyle ihtiyati haciz talebinde bulunmuş, mahkemece yaklaşık ispat koşullarının oluşmadığı gerekçesiyle ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmiştir. Dosya kapsamına göre, dava dosyası henüz layihalar aşamasında olup, tarafların iddia ve savunmalarını ispatlayacak deliller tam olarak toplanmamış, yaklaşık ispat koşulu gerçekleşmemiştir. Bu nedenle yerel mahkemece dosya kapsamındaki delillerin değerlendirilmesi suretiyle davacı vekilinin ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmesi yerinde olmuştur. Açıklanan nedenlerle, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzeni gözetilerek yapılan istinaf incelemesi sonucunda, dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenler ve ileri sürülen istinaf sebeplerine göre, mahkeme ara kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1. bendi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-İstanbul Anadolu 11. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 01/03/2022 tarih ve 2022/68 Esas sayılı ara kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince REDDİNE, 2-İstinaf harçları peşin alındığından ayrıca harç alınmasına YER OLMADIĞINA, 3-Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde BIRAKILMASINA, 4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 362/1-f bendi gereğince KESİN olmak üzere 18/05/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.