Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2022/1155 E. 2022/1099 K. 31.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/1155
KARAR NO: 2022/1099
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 14/09/2021
NUMARASI: 2014/968 Esas, 2021/888 Karar
DAVANIN KONUSU: Alacak
KARAR TARİHİ: 31/05/2022
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Dava, proje teslimine ilişkin sözleşme uyarınca bakiye alacak ve ilave işler bedelinin tahsiline ilişkin olup, mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen karara karşı davalı tarafça istinaf yoluna başvurulmuştur. Davacı vekili; müvekkilinin, taraflar arasında yapılan 09/04/2010 tarihli sözleşme ile Boztepe Hidroelektrik Santrali’ne ilişkin güzergah etüdünün enerji nakli hattı proje, kamulaştırma planlarının hazırlanması ve onaylarının alınması işinin yapımının üstlenildiğini, işin bedelinin 2. maddeye göre ilave işler hariç 74.495,70 TL ve ilave işlerinin bedeli 12.000,00 TL olmak üzere KDV dahil 102.064,92 TL olduğunu, ayrıca müvekkilince davalı adına 550,00 TL tasdik ücreti ödendiğini, işin tamamlanıp teslim edildiğini, ilgili idareler tarafından da kabul edilip uygulanmaya başlanıldığını, davalı tarafından toplamda 48.835,92 TL ödeme yapıldığını, bakiye 53.729,00 TL’nin ise ödenmediğini belirterek; 53.729,00 TL’nin 03/06/2013 tarihinden itibaren işleyecek ticari faiziyle birlikte tahsilini talep etmiştir. Davalı vekili; davacı tarafından dosyaya sunulan 09/04/2010 tarihli sözleşmenin aslının sunulması gerektiğini, davacının müvekkilinin inşa ettiği … inşaatında enerji nakil hattı ile ilgili bir kısım işleri yaptığını, ancak davacının iddia ettiği boyut ve tutarda olmadığını, davacının yaptığı işlerin bedelinin müvekkilince yapılan 48.835,92 TL ödeme ile karşılandığını, davacının yaptığı başkaca bir iş olmadığını, 53.729,00 TL tutarlı işin davacı tarafından yapılmadığını, anılan işlerin sözleşmedeki fiyatlar ve kararlaştırılan hat mesafesi karşısında yapılan hesapların fahiş olduğunu, davacı tarafından işin süresinde teslim edilmediğini, işin sözleşme şartlarına ve diğer usullere uygun yapılmadığını, müvekkilinin edimlerini yerine getirdiğini belirterek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece; davacı tarafça, 09/04/2010 tarihli sözleşme gereği yapılan işler ile ilave işler bedelinin tahsilinin talep edildiği; davalı tarafından ise, taraflar arasında yazılı sözleşme yapılmadığı, davacı tarafından yapılan tüm işlerin ödendiği savunularak, sunulan sözleşmenin inkar edildiği; davacı tarafından sözleşmenin tek nüsha olarak düzenlendiği belirtilerek sözleşme aslının davalı yanda bulunduğu iddia edilmiş ise de; sunulan sözleşme örneğinin incelenmesinde sözleşmenin iki nüsha olarak düzenlendiğinin belirtildiği; davalı tarafından … projesine ilişkin sözleşme ilişkisi kurulduğunun kabul edildiği, işin miktarının iş bedelinin sözleşmede belirtilen şekilde olmadığının savunulduğu; ancak davalı vekilince cevap dilekçesi ekinde sunulan 09/08/2011 tarihli “Hakediş No:2” başlıklı belgede yer alan iş miktarı ve iş bedelinin sözleşmede belirtilen miktar ve bedel ile uyumlu olduğu, bu nedenle davacı tarafından sunulan sözleşmede belirtilen iş miktarı ve iş bedellerinin dikkate alındığı; dosya kapsamında alınan bilirkişi raporlarının denetime ve hüküm kurmaya elverişli olduğu, bilirkişi raporları ile TEDAŞ’ın 16/08/2019 tarihli yazı cevabına göre davacının proje yapımcısı davalının ise yatırımcı olarak yer aldığı 34.5 kV 2×477 MCM İletkenli …- … A.Ş. Ordu İl Müdürlüğü Onayına ait 34.5 kV 2×477 MCM İletkenli …- … Plan-Profillerine ait projelerin onaylanmış olduğu, her ne kadar davalı tarafça davacı yana yapılan ödemenin 10 Km’lik hat için yapıldığı savunulmuş ise de, hak edişte hattın 18,394 Km olarak belirtildiği, davacı tarafından buna göre fatura düzenlendiği, davalı tarafından da faturaya itiraz edilmeyerek bedelinin ödendiği, davacı tarafından yapılan ilave işlere ilişkin çift devre proje yapımı için 2.500,00 TL ile çift devre kamulaştırma yapımı için 5.000,00 TL’nin serbest piyasa fiyatlarına uygun bulunduğu, şifahi talep sonucu yapılan diğer işlerin belgesi olmadığından değerlendirilmeye alınmadığı, davacı tarafından yapılan işlerin bedelinin KDV dahil 87.904,93 TL olduğu, davalı tarafından toplamda 48.835,92 TL ödeme yapıldığı, davacının bakiye hakediş alacağının 39.061,01 TL olduğu, davacı tarafından yapılan ilave işler bedelinin KDV dahil 8.850,00 TL olduğu, davacı tarafından proje vizite ücreti olarak 590,00 TL ödeme yapıldığı, ancak davacı tarafça proje vizite ücreti olarak 550,00 TL talep edildiği, taleple bağlılık ilkesi uyarınca davacı alacağının toplamda 48.469,01 TL olduğu, davalı yanın davadan önce temerrüde düşürüldüğüne ilişkin dosyada herhangi bir delilin bulunmadığı, tespit olunan alacağa dava tarihinden itibaren avans faizi işletilebileceği gerekçesi ile, davanın kısmen kabulü ile 48.469,01 TL’nin dava tarihi olan 15/11/2013 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, fazla istemin reddine karar verilmiştir. Davalı vekili istinaf dilekçesi ile; davacı ile davalı müvekkili arasında dayanak gösterilen 09.04.2010 tarihli sözleşme altındaki imzanın davalı müvekkili şirketi temsile yetkili ortak tarafından atılmamasına rağmen yapılan anlaşmanın tarafları kayıtsız şartsız bağladığı genel kabulünden yola çıkıldığını; aksi yöndeki savunma yönünden bir araştırma yapılmadığı gibi, sözleşme aslının dosya arasına alınmasına dair oluşturulan ara karara davacı tarafça riayet edilmediğini; 09.04.2010 tarihli sözleşmenin düzenleme tarihinin 20.04.2010 olduğunu; sözleşmenin tek nüsha hazırlandığını ve davalı tarafta olduğunu iddia eden davacı yan beyanları da dikkate alındığında davacının dayanak sözleşmesi dikkate alınarak yapılan tüm hesaplama ve de değerlendirmelerin hatalı olup, denetime elverişli olmadığını; davacı taraf imzasını havi 09.08.2011 tarihli hakedişin davacı tarafça hazırlandığını, müvekkili şirket onayı ya da imzasını taşımadığını; bu hakediş belgesine dayanılarak ilk derece mahkemesi tarafından zorlama bir yorumla davacı tarafından sunulan sözleşmede belirtilen iş miktarı ve bedelleri dikkate alındığını; sözleşme bedelinin belirlenmesinde en önemli unsurun topografik şartlar olduğunu, davacı yanın hattın yerini, uzunluğunu bilmeden teklif veremeyeceğini; sözleşme aslının olmaması, hesaplamalarda anlaşılan birim fiyat yerine sadece davacı yan belgelerine itibar edilerek yapılan tespitlerle eksik inceleme ile kurulan hükmün hatalı olduğunu; sadece davalı taraf ticari defterlerinin incelendiğini; ilk raporun dosya üzerinden dosyaya ibraz edilmeyen sözleşmeye atıf yapılarak tanzim edildiğini, itiraz üzerine davalı müvekkilinin ticari defterleri üzerinde yapılan inceleme ile alınan raporlar arasında miktar yönünden oluşan farka rağmen çelişkinin giderilmediğini; taraflarca kararlaştırılan sözleşme/iş bedelinden fazla faturalandırılan kısım için iade faturası kesildiğinin davalı müvekkili şirket ticari defterleri ile sabit olduğunu, mahkemece bunun aksine davalı tarafından faturaya itiraz edilmeyerek bedelin ödendiği iddiasının kabul edilemiyeceğini; davacı tarafın dayanak yaptığı sözleşme aslının dosyaya ibrazı gerektiğini; davacının 2011-2012 ve de 2013 yıllarında birer fatura tanzim ettiğini; davacı tarafın dava dilekçesi ile yüklenilen işlerin yapılıp teslim edildiğini, ilgili daireler tarafından da kabul edilerek uygulamaya başlandıktan sonra faturaları düzenlediği beyanı ile fatura tanzim tarihleri dikkate alındığında bu hususun çeliştiğinin görüldüğünü; olmayan ibraz edilmeyen bir sözleşmedeki birim fiyatı esas alınarak yapılan hesaplama ile ortaya çıkan bakiye miktarı kabul etmediklerini; davalı müvekkilinin halen Giresun’da bulunan … ve de … projesi için davacı tarafla imzaladığı 29.08.2019 tarihli sözleşmeye göre, birim fiyatlar üzerinden hattın 15 km olması halinde proje bedelinin 100.000,00 TL+KDV olacağının kararlaştırıldığını; bu sözleşme kapsamındaki yapılacak iş ile davacının Ordu Boztepe’de yapmış olduğu işin aynı olduğunu; yapılan iki iş arasında 9 yıl geçmesine rağmen km başına maliyetin %38 artmasının ekonomik olarak açıklanamayacağını; 2019 yılındaki iş için belirlenen ortalama birim fiyatları dikkate alındığında 2010 yılı fiyatlarının çok daha düşük olması gerektiğini; tarafların telefonla yaptıkları görüşmede bu iş için götürü bedel üzerinden anlaştığını ve yapılan işin bedeli ödeme yapılan 48.835,92 TL olduğunu; proje değişikliği için talep edilen tutarın davacının kendi hatasından kaynaklandığı için bilirkişi raporuna konu edilen bu tutarın haksız olduğunu belirterek, kararının kaldırılmasına, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Taraflar arasındaki uyuşmazlık, 6098 sayılı TBK’nun 470 ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Davacı yüklenici, davalı ise iş sahibidir. Türk Borçlar Kanunu’nun 470’nci maddesine göre; eser sözleşmesi, yüklenicinin bir eser meydana getirmeyi, işsahibinin de bunun karşılığında bir bedel ödemeyi üstlendiği sözleşmedir. Buna göre yüklenicinin temel borcu, yükümlendiği işi sözleşmeye, amacına uygun tamamlayarak teslim etmek, iş sahibinin temel borcu bedel ödemek olup, işin yapılıp teslim edildiğini yüklenici, iş bedelinin ödendiğini ise iş sahibi ispat etmek zorundadır. Somut olayda, davacı tarafça, taraflar arasında düzenlenen 09/04/2010 tarihli sözleşmeye dayalı yapılan işler ile ilave işlere ilişkin bakiye iş bedelinin tahsili talep edilmiş; davalı tarafça sözleşme kabul edilmeyerek aslının ibraz edilmesi gerektiği belirtilmiştir. Mahkemece, davalı vekilince cevap dilekçesi ekinde sunulan 09/08/2011 tarihli “Hakediş No:2” başlıklı belgede yer alan iş miktarı ve iş bedelinin sözleşmede belirtilen miktar ve bedel ile uyumlu olduğu gerekçesi ile davacı tarafından sunulan sözleşmede belirtilen iş miktarı ve iş bedelleri dikkate alınarak sözleşme konusu işlerin sözleşme fiyatları ile, sözleşme dışı işlerin ise yapıldığı yıl ve yerdeki serbest piyasa rayici ile değerlendirilerek iş bedelinin bulunduğu, yapılan ödemeler düşülmek suretiyle hesaplamaların yapıldığı, mahkemece alınan bilirkişi raporunun gerekçeli, denetime ve hükme esas almaya elverişli olduğu, rapor esas alınarak verilen kararın isabetli olduğu anlaşıldığından, davalı vekilinin istinaf talebinin reddine karar verilmesi gerekmiştir. Açıklanan nedenlerle, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzeni gözetilerek yapılan istinaf incelemesi sonucunda, dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenler ve ileri sürülen istinaf sebeplerine göre, mahkeme kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1. bendi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 14/09/2021 tarih ve 2014/968 Esas, 2021/888 Karar sayılı kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan REDDİNE, 2-Alınması gereken 3.310,92 TL nisbi istinaf karar harcından davalı tarafça peşin olarak yatırılan toplam 827,73 TL harcın mahsubu ile bakiye 2.483,19 TL harcın davalıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA, 3-Davalı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde BIRAKILMASINA, 4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince KESİN olmak üzere 31/05/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.