Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2022/1107 E. 2022/806 K. 20.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/1107
KARAR NO: 2022/806
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 24/02/2022
NUMARASI: 2021/383 Esas (Derdest)
DAVANIN KONUSU: İtirazın iptali
KARAR TARİHİ: 20/04/2022
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sırasında verilen ara kararına karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili; müvekkili şirket ile davalı şirket arasında imzalanan 29/03/2019 tarihli Çerçeve Sözleşme ve … adlı Genel Şartlar Sözleşmesi gereğince müvekkili şirketin, davalı şirketin sahip olduğu … isimli internet sitesinde kullanılan bir karşılaştırma platformu yazılım geliştirme işini üstlendiğini; sözleşme kapsamında imzalanan Kapsam Artışı İş Emri ile davalı tarafından talep edilen karşılama platformu yazılım hizmetlerini sunarak üzerine düşen tüm yükümlülüklerin eksiksiz ve süresinde yerine getirildiğini, ifa edilen iş karşılığı düzenlenen faturaların davalı yanca itirazsız olarak kabul edilerek taraf ticari defter ve kayıtlarına işlendiğini; ödenmeyen 01.04.2020 tarihli ve 294.000,00 TL bedelli, 01.07.2020 tarihli ve 294.000,00 TL bedelli, 01.12.2020 tarihli ve 185.000,00 TL bedelli fatura alacağının tahsili amacıyla başlatılan İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takibe davalının dosya borcuna ve icra müdürlüğü yetkisine haksız itirazı nedeniyle takibin durdurulduğunu; davalı/borçlu şirketin, icra takibine itiraz ettikten sonra, 08.03.2021 tarihinde müvekkil şirkete elektronik mutabakat formu göndererek 31.01.2021 tarihi itibariyle 1.04.2020 tarihli ve 294.000,00 TL bedelli, 01.07.2020 tarihli ve 294.000,00 TL bedelli, 01.12.2020 tarihli ve 185.000,00 TL bedelli toplamı olan 773.000,00 TL cari hesap bakiyesi ile ilgili olarak mutabık olunup olunmadığının sorulması üzerinde mutabık olunduğuna dair elektronik ortamda cevap verildiğini; davalı/borçlunun, mutabakat yazısı sonrası 08.03.2021 tarihinde 100.000,00 TL, 19.03.2021 tarihinde ise 150.000,00 TL kısmi ödemede bulunduğunu; davacı şirkete 03.05.2021 tarihinde gönderilen hesap mutabakat yazısına bu ödemeler mahsup edildikten sonra temerrüt nedeniyle oluşan faizler, icra takip harç ve giderleri dışında kalan ve cari hesaplarda yer alan bakiye alacak tutarının 523.000,00 TL olduğu, istanbul … icra müdürlüğü … sayılı dosyasından kaynaklı faiz; harç ve giderler ve vekalet ücreti alacaklarının da bulunduğu bildirilerek mart 2021 dönemine ait bildirilen tutara mutabık olmadığının e postaya cevaben bildirildiğini; davalı tarafından takipten sonra yapılan ödemelerin mahsubundan sonra toplam 598.675,96 TL ana para alacağı ile bu miktar ana paraya tekabül eden takip sonrası dönem işlemiş faiz, takip sonrası dönem harç ve giderleri ve icra vekalet ücreti alacağı kaldığını, sözleşme 37.1 maddesi gereği İstanbul İcra Dairelerinin yetkili olduğunu, alacağın tahsilini geciktirmek için yapılan itirazın haksız ve kötü niyetli olduğunu belirterek itirazın iptali ile takibin 598.675,96 TL ana para üzerinden devamına, alacak miktarının %20′ sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatı ödemeye mahkum edilmesine, davalı/borçlu’nın mal kaçırma, adres değiştirme, mallarını gizleme kastı ile hareket etme ihtimaline binaen 598.675,96 TL ana para borcunu karşılayacak miktarda menkul ve gayrimenkul mallarıyla, üçüncü kişilerdeki hak ve alacaklarının ihtiyaten haczine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili; taraflar arasında imzalanan sözleşme gereği müvekkili şirketin yükümlülüklerini ve edimlerini yerine getirdiğini, davacı tarafından sözleşme gereği yükümlülüklerinin yerine getirilmediğini; bu nedenle taraflar arasındaki mutabakat formları ve davaya konu faturalar hakkında ihtilaflar bulunduğunu; davacı tarafından tedarik edilecek yazılımın istenilen seviyeye ulaşmadığını, kullanılabilir bir durumda olmadığını; ihtiyati hacze konu 03.05.2021 tarihli 523.000,00 Türk lirası bedelli mutabakat formunda “Mutabık Değiliz” şeklinde beyanda bulunulduğu; mutabakat formunda tarafların imzasının bulunmadığını, geçerli olmadığını; müvekkili Şirketin davacının üzerine düşen yükümlülükleri yerine getirmediği yazılım sistemini onarmak ve bakımını gerçekleştirmek için uğraşmasından ve icra-i tehdidin önüne geçilmesi amacıyla kısmi ödemeler yapıldığını; davacıya yazılımın hazırlanması ve geliştirilmesi için 8.575.028,50 Türk lirası ödeme yapıldığını; taraflar arasındaki sözleşmeden kaynaklı faturalarda ve sözleşmenin ifaya konu yazılımında bir ihtilaf bulunduğundan söz konusu icra takibine haklı ve hukuka uygun olarak itiraz ettiğini belirterek davanın reddi savunulmuştur. Mahkemece 11/06/2021 tarihli ara karar ile; her ne kadar takibe konu faturalar yönünden yargılama yapılması gerekmekte ise de davalı/borçlunun davacı tarafa gönderdiği 31/03/2021 ve 03/05/2021 tarihli mutabakat form yazıları ve bu belgelerdeki ikrarına uygun olarak takip dosyasına yapmaya başladığı kısmi ödemeler dikkate alındığında yaklaşık ispat kuralının gerçekleştiği ve davalının sicil kayıtları da gözetildiğinde İİK 257 mad.şartları gerçekleşmiş olduğundan % 15 teminat karşılığında ihtiyati haciz talebinin kabulüne karar verilmiştir. Davalı vekilinin ihtiyati hacze itirazı üzerine duruşmalı yapılan inceleme sonucu 24/02/2022 tarihli ara karar ile; açılan davanın sözleşmeye dayalı faturalardan kaynaklı alacağın tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkin olduğu, mahkemece 11/06/2021 tarihli ara kararla her ne kadar faturalar yönünden yargılama yapılması gerekmekte ise de davalının davacıya gönderdiği 31/03/2021 ve 03/05/2021 tarihli mutabakat form yazıları, bu belgelerdeki ikrarına uygun olarak takip dosyasına yapmaya başladığı ödemeler ve sicil kayıtları dikkate alınarak yaklaşık ispat kuralı çerçevesinde İİK 257. madde şartları oluştuğundan ihtiyati haciz kararına hükmedilmiş, davalı vekili faturaların ve sözleşmedeki ifaya konu yazılımda ihtilaf olduğunu ifade ederek ihtiyati hacze itiraz etmiş ise de itirazın İİK 265 maddesindeki tahdidi sebeplerden olmaması, ayrıca davanın açıldığı tarih itibariyle dosyaya ibraz edilen deliller çerçevesinde yaklaşık ispat kuralı gözetilerek ihtiyati haciz kararı verilmiş olduğu gerekçesi ile itirazın reddine karar verilmiştir. Davalı vekili istinaf dilekçesi ile; taraflar arasında imzalanan 29/03/2021 tarihli sözleşme uyarınca davacı tarafından hazırlanan programın çalışmadığını, bakım ve onarımına dair çalışmaların yürütülmediğini, sözleşmedeki yükümlülüklerin yerine getirilmemesinden bahisle Beyoğlu … Noterliği nin … Yevmiye Numaralı 22.06.2021 tarihli ihtarnamesinin gönderildiğini; müvekkilinin üzerine düşen tüm yükümlülükleri yerine getirdiğini, sözleşme çerçevesinde almış olduğu hizmeti kullanamamasına rağmen ödemeler yaparak iyi niyetini gösterdiğini; ihtiyati haciz kararının sigorta hizmet sektöründe öncü firma olan müvekkil şirketi ticari bakımdan sekteye uğrattığını; yazılımın hazırlanması sürecinde müvekkil tarafından 8.575.028,50 TL ödeme yapıldığı göz önüne alındığında ödenmiş olan meblağ gereğince müvekkil şirketin, yargılama sonucunda haksız çıkması halinde dahi ödemede sorun yaşamayacağını; ihtiyati haciz kararı alınmasının gerekliliği bulunmadığını; ayıplı ifa ve söz konusu yazılım sistemine konu faturalarda da ihtilaf bulunduğundan davacının talebinin yargılamayı gerektirdiğini; BAM ve Yargıtay’ın mevcut içtihatlarında da görüleceği üzere talebin yargılamayı gerektirdiği durumlarda ihtiyati haciz veyahut ihtiyati tedbir kararı verilmediğini; somut uyuşmazlıkta da talep yargılamayı gerektirdiğinden ihtiyati haciz kararı verilmesinin açıkça hukuka aykırılık teşkil ettiğini belirterek 24/02/2022 tarihli ara kararının kaldırılmasını talep etmiştir. İhtiyati haczi düzenleyen İ.İ.K.’nın 257. maddesi uyarınca, rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmemiş bir para borcunun alacaklısı, borçlunun yedinde veya 3. şahısta olan menkuller ve gayri menkul mallarını ve alacaklarıyla diğer haklarını ihtiyaten haczettirebileceği, borçlunun muayyen ikametgahı yoksa veya borçlu taahhütlerinden kurtulmak maksadıyla mallarını gizlemeye kaçırmaya veya kendisi kaçmaya hazırlanır yahut kaçar ya da bu maksatla alacaklının haklarını ihlal eden hileli işlemlerde bulunursa, borcun vadesi gelmemiş olsa bile ihtiyati haciz istenebileceği düzenlenmiştir. İ.İ.K.’nın 258. maddesine göre, ihtiyati haciz talep eden, öncelikle dilekçesinde dayandığı ihtiyati haciz sebebini açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak, yasal delillerle ispat etmek zorundadır. Dosya kapsamı değerlendirildiğinde; taraflar arasında 29.03.2019 imza tarihli Çerçeve Sözleşme ve … adlı Genel Şartlar Sözleşmesi ve 29.03.2019 Tarihli 1 Numaralı, 01.04.2019 Tarihli 2 Numaralı, 01.04.2019 Tarihli 3 Numaralı , 24.07.2019 Tarihli 4 Numaralı, 24.07.2019 Tarihli 5 Numaralı ve 02.09.2019 Tarihli 6 Numaralı Kapsam Artışı İş Emri imzalandığının ihtilafsız olduğu; taraflar arasındaki elektronik mutabakat formları ve davalı tarafından icra takibine itiraz sonrası takip konusu borca mahsuben yapılan ödemeler değerlendirildiğinde İİK’nın 257.maddesindeki şartların ve yaklaşık ispat koşulunun gerçekleştiği; mahkemece toplanan deliller kapsamında ihtiyati haciz talebinin her aşamada yeniden değerlendirilebileceği anlaşıldığından mahkemece davacı vekilinin ihtiyati haciz talebinin kabulüne karar verilmesi isabetli olmuştur. Açıklanan nedenlerle, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzeni gözetilerek yapılan istinaf incelemesi sonucunda, dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenler ve ileri sürülen istinaf sebeplerine göre, mahkeme ara kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1. bendi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 24/02/2022 tarih ve 2021/383 Esas sayılı ara kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince REDDİNE, 2-İstinaf harçları peşin alındığından ayrıca harç alınmasına YER OLMADIĞINA, 3-Davalı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde BIRAKILMASINA, 4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 362/1-f bendi gereğince KESİN olmak üzere 20/04/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.