Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2022/108 E. 2022/359 K. 22.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/108
KARAR NO: 2022/359
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 09/11/2021
NUMARASI: 2021/21 Esas, 2021/849 Karar
DAVANIN KONUSU: Alacak
KARAR TARİHİ: 22/02/2022
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde; davalı ile müvekkili şirket arasında eser sözleşmesinden kaynaklı alacak söz konusu olup bu doğrultuda İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … E. (… E.) sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, yapılan icra takibine itiraz üzerine İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2019/315 Esas 2019/938 Karar Sayılı dosyası ile itirazın iptali konulu davası açıldığını ve karar verildiğini, kararın kesinleştiğini, taraflarınca bu doğrultuda alacağı tahsil edebilmek amacıyla 11.12.2020 tarihinde İstanbul Arabuluculuk Bürosuna başvurulmuş olup … Arabuluculuk sayılı dosyanın son tutanağında da görüleceği üzere davalı taraf ile anlaşma sağlanamadığını, iş bu sebeple söz konusu alacağın tahsili amacıyla mahkemeye başvurmak zarureti hasıl olduğunu, İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2019/315 E. 2019/938 K. Sayılı dosyasında verilen karar her ne kadar Yargıtay ilamı doğrultusunda verildiği belirtilmiş olsa da Yargıtay ilamına göre alacak kaleminin eksik yazıldığını, davalı tarafın söz konusu yargılama sonucu Yargıtay kararı neticesinde İstanbul … İcra müdürlüğü’nün … E. Sayılı dosyasına ödeme yaptığını, en son İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2019/315 E. 2019/938 K. Sayılı dosyası ile verilen kararında 25.000,00TL lik alacak kalemi unutulduğu için icra dosyasına da önce yatırılan 35.102,33 TL paranın atıl kaldığını, davalı inşaat firmasının borca batık durumda olduğunu, söz konusu paranın iadesi durumunda tahsil kabiliyetinin olmayacağını, mahkemenin öngöreceği teminatın yatırılarak, telafisi güç ve daha sonradan doğacak zararları önlemek adına icra dosyasında bulunan ve atıl kalan 35.102,33 TL ödemenin geri iadesinin engellenmesi amacıyla tedbir konulmasını istemek zarureti hasıl olduğunu, açıklanan tüm bu nedenlerle sehven yapılan bir hata ile İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2019/315 E. 2019/938 K. Sayılı dosyasının gerekçeli kararında unutulması sebebi ile yazılmayan, ancak yapılan yargılama aşamasında ve Yargıtay tarafından asıl davaya ilişkin olarak tespit olunan 25.000,0 TL asıl alacağın sözleşme tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalı taraftan tespit ve tahsiline, davalı borçlu tarafından İstanbul … İcra müdürlüğü’nün … E. Sy dosyasına yatırılan 35.102,33 TL’ye tedbir konulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde; derdest davada mahkemenin yetkili olmadığını, yetkili mahkemenin İstanbul Anadolu Asliye Ticaret Mahkemeleri olduğunu, zira tarafların adreslerinin İstanbul Anadolu Adliyesi’nin yetki çevresinde yer aldığı gibi davacının iddia ettiği akdi ilişkinin de İstanbul/Üsküdar sınırları dahilinde yer alan Sağlık Ocağı’nın yapımına ilişkin olduğunu, bu cihetle gerek taraf sıfatından kaynaklanan gerekse akdin ifasına ilişkin genel ve özel yetki kuralları dikkate alındığında mahkemenin yetkisiz olduğunu, davacı tarafın, İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2019/315 E. 2019/938 K. Sayılı dava ve İstanbul … İcra Müdürlüğünün … E. (… E.) sayılı icra takibi dosyalarına konu hak ve alacaklarını tamamen tahsil ettiğini, davacının ne söz konusu dosyalar kapsamında ne de iddia ettiği sözleşmesel ilişkiden dolayı müvekkili şirketten herhangi bir hak ve alacağı bulunmadığını, davalı tarafın derdest davayı ikame etmekte hukuki yararı bulunmadığı gibi aynı konuda daha önce verilmiş ve kesinleşmiş bir mahkeme hükmü bulunduğundan (İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/315 E. 2019/938 K. Sayılı dosyasında verilen hüküm) dava şartlarının yokluğu sebebiyle 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu m.114/f.1 h,ı ve i bentleri gereği işbu davanın esastan reddine karar verilmesi gerektiğini, davalı müvekkilinin davacı tarafa gerek esas dava (İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/315 E. 2019/938 K. Sayılı dosyasında verilen hüküm) gerekse işbu davaya konu edilen alacak sebebiyle herhangi bir borcunun bulunmadığını, davacı tarafın en baştan beri yapmadığı işlerin bedelini ve hak etmediği ücretleri talep ettiğini açıklanan tüm bu nedenlerle davasının esastan reddine, karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece, somut olayda, davacı tarafından davalı aleyhine 08.08.2012 tarihinde İstanbul 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2012/419 E sayılı dosyası ile İstanbul … İcra müdürlüğü’nün … takip sayılı dosyasına yapılan itirazın iptali ile bakiye işler için sarf edilen 35.000 TL’nin tahsili için alacak talebini içerir dava açıldığı, mahkemece verilen görevsizlik kararı üzerine dosyanın İstanbul Ticaret mahkemesine tevzi edildiği, İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından verilen 17.02.2017 tarihli 2014/939 E-2017/24 K sayılı karar ile İstanbul … İcra Dairesi’nin … sayılı dosyasında yapılan itirazın 25.000 TL asıl alacak yönünden iptali ile davacının alacak isteminin reddine karar verildiği, temyiz başvurusu üzerine Yargıtay 15. Hukuk Dairesi’nin 2018/4796 E-2019/1267 K sayılı ilamı ile, davacının davası hakkında “…Asıl dava davacısı-birleşen dava davalısı taşeron, asıl dava davalısı ve birleşen dava davacısı yüklenici olup, asıl davada taşeron görevsiz asliye hukuk mahkemesine verdiği dava dilekçesinde 02.09.2009 tarihinde yükleniciyle yaptığı taşeron sözleşmesi gereği hakettiği iş bedelinden ödenmeyen 25.000,00 TL’lik kısmının tahsili için yapılan ilamsız icra takibine itirazın iptâli ve takibin devamı ile sözleşme dışı işler bedeli için 35.000,00 TL alacağın tahsilini istemiş ve toplam 60.000,00 TL değer üzerinden peşin nispi harcını yatırmıştır. Dosya kapsamındaki mevcut delillere göre gerekçeli ve yerinde olduğu anlaşılan teknik bilirkişi Mühendis Prof. Dr. …’ın 29.07.2016 tarihli raporuna göre sözleşme dışı olarak yapılıp mahallinde bulunan iş ve imalâtların yapıldığı tarih itibariyle bedelinin 15.103,39 TL olduğu anlaşılmaktadır. Asıl davada davacı olan taşeron, sözleşme dışı olarak yaptığı, mahallinde bulunduğu keşfen saptanan ve yüklenici yararına olan sözleşme dışı imalât bedeli 15.103,39 TL’yi vekâletsiz iş görme hükümleri uyarınca ve dava dilekçesinde itirazın iptâli talebi yanında sözleşme dışı iş bedeli ile ilgili harcını da ödeyerek talepte bulunduğundan tahsilini isteyebilir ise de temyiz dilekçesinde bundan daha az miktarda 12.000,00 TL sözleşme dışı iş bedeline hükmedilmesini kabul ettiğinden mahkemece asıl davada itirazın iptâline karar verilen 25.000,00 TL dışında sözleşme dışı ilave iş nedeniyle 12.000,00 TL alacağın da asıl dava davalısı yükleniciden tahsiline karar verilmesi yerine asıl davada ilave işlerle ilgili talep olmadığı gerekçesiyle ve yanlış değerlendirme sonucu ilave işlerle ilgili talebin reddi doğru olmamıştır.” gerekçesi ile bozulmasına karar verildiği, mahkemece yapılan yargılama neticesinde 22.10.2019 tarih 2019/315 E-2019/938 K sayılı ilam ile asıl davaya ilişkin olarak 12.000 TL sözleşme dışı iş bedelinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verildiği, mahkeme gerekçesinde İstanbul … İcra Dairesi’nin … takip sayılı dosyasına yönelik itirazın iptali davasının Yargıtay bozma ilamı kapsamında kesinleşmesi nedeni ile hüküm kurulmadığının belirtildiği, kararın bu hali ile 17.02.200 tarihinde kesinleştiği, uyuşmazlığın temelini yukarıda detayları açıklanan İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2014/939 esas sayılı dosyasında verilen kararla hüküm altına alınan ancak bozma sonrası 2019/315 esas sayılı dosyada verilen kararda hüküm altına alınmayan İstanbul … İcra müdürlüğü’nün … takip sayılı dosyasına konu 25.000 TL’lik alacak oluşturmaktadır. 6100 sayılı HMK’nun 114. maddesinde bir davanın görülebilmesi için gereken şartlar düzenlendiği1/i bendinde “Aynı davanın, daha önceden kesin hükme bağlanmamış olması” bir dava şartı olarak belirtilmiş, aynı kanunun 115/2 maddesinde “Mahkeme dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir” düzenlemesine yer verildiği, Yukarıda yapılan açıklamalar bir bütün olarak değerlendirildiğinde dava konusu yapılan 25.000 TL alacağın İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 17.02.2017 tarih ve 2014/939 E-2017/24 K sayılı ilamı ile hüküm altına alındığı, aynı hükmün Yargıtay 15. HD’nin 2018/4796 E-2019/1267 K sayılı bozma ilamı dışında kalarak davacı yararına kesinleştiği, elde ki dava bakımından daha önce kesin hükme bağlanmamış olma dava şartının bulunmadığı gerekçesi ile; Davanın 6100 sayılı HMK’nın 114/1-i ve 115/2 maddeleri gereği kesin hüküm dava şartı nedeniyle usulden REDDİNE, karar verilmiş, karara karşı davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. Davacı vekili istinaf dilekçesi ile, davaya konu alacağın İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2019/315 E. 2019/938 K. Sayılı dosyasında verilen hüküm ile gerekçeli kararda yazılması unutulan alacak kalemi olduğunu, davalı şirket ile müvekkili arasında eser sözleşmesinden kaynaklı alacak söz konusu olup bu doğrultuda İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … E. (… E.) sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, yapılan itiraz üzerine İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2019/315 Esas 2019/938 Karar Sayılı dosyası ile itirazın iptali konulu dava açıldığını, İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2019/315 E. 2019/938 K. Sayılı dosyasında verilen kararın Yargıtay ilamı doğrultusunda verilmiş olup yerel mahkemenin hüküm ve gerekçesinde farklı yazıldığını, İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2019/315 E. 2019/938 K. Sayılı dosyası ile verilen kararında 25.000,00TL lik alacak kalemi unutulduğu için icra dosyasına da önce yatırılan 35.102,33 TL paranın atıl kaldığını, yerel mahkeme tarafından sehven yapılan bir hata ile İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2019/315 E. 2019/938 K. Sayılı dosyasının gerekçeli kararında unutulması sebebi ile yazılmayan ancak yapılan yargılama aşamasında ve Yargıtay tarafından asıl davaya ilişkin olarak tespit olunan 25.000,00 TL asıl alacağın sözleşme tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalı taraftan tespit ve tahsilinin talep edildiğini, yerel mahkemenin dava konusu yapılan 25.000 TL alacağın İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 17.02.2017 tarih ve 2014/939 E-2017/24 K sayılı ilamı ile hüküm altına alındığı, aynı hükmün Yargıtay 15. HD’nin 2018/4796 E-2019/1267 K sayılı bozma ilamı dışında kalarak davacı yararına kesinleştiği, kesin hükme bağlanmamış olma dava şartının bulunmadığı gerekçesi ile davanın usulden reddine karar verildiğini, ancak her iki davanın konusu ve talebin farklı olduğunu, yerel mahkeme huzurunda açılmış davanın talep sonucunun, İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2019/315 E. 2019/938 K. Sayılı dosyası ile görülen davanın talep ve sonucundan farklı olduğunu, iş bu davadaki taleplerinin daha önce İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin gerekçeli kararında unutulan, tespit olunmuş bir bedelin tahsili istemine ilişkin olduğunu, dava şartı yokluğundan davanın reddedilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek istinafa başvurmuştur. Dava, eser sözleşmesinden kaynaklı ödenmeyen bakiye iş bedelinin tahsili için yapılan İstanbul … İcra müdürlüğünün … E. sayılı takibine yapılan itirazın iptali için açılan ve İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2019/315. E., 2019/938 K. sayılı kararında hüküm kurulması unutulması sebebiyle yazılmadığı iddia olunan 25.000 TL alacağın tahsili istemine ilişkindir. Davacı vekili, müvekkilinin davalıdan eser sözleşmesi kapsamında ödenmeyen 25.000 TL asıl alacağı olduğunu bu alacağın tahsili için davalı borçlu hakkında İstanbul … İcra müdürlüğünün … E. sayılı dosyası ile takip başlatıldığını, davalının haksız itirazı üzerine takibin durduğunu, ayrıca sözleşme dışı yapılan işler bedelinin de ödenmediğini belirterek 25.000 TL sözleşme kapsamında alacaklarının tahsili için yaptıkları takibe itirazın iptaline, sözleşme dışı yaptıkları iş bedeli 35.000 TL’nin tahsiline karar verilmesi için İstanbul 4. ATM’de 2014/939 E. kayıtlı davayı açmıştır. İstanbul 4. ATM 17/02/2017 tarih 2014/939 E., 2017/124 K. sayılı kararı ile asıl davanın kısmen kabulüne davalının İstanbul … İcra müdürlüğünün … E. sayılı takip dosyasına yaptığı itirazın 25.000 TL asıl alacak yönünden iptali ile takibin bu miktar üzerinden devamına, işlemiş faiz talebinin ve sözleşme dışı yapılan işler bedeline yönelik talebin reddine, birleşen davanın reddine karar verilmiş, anılan kararın temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay 15. HD 2018/4796 E., 2019/1267 K. sayılı ilamı ile asıl dava yönünden diğer temyiz itirazlarının reddine ancak sözleşme dışı yapılan işler nedeniyle 12.000 TL alacağın da tahsiline karar verilmesi gerektiği belirtilerek birleşen dava ile birlikte asıl dava da bozulmuş, mahkemece 2019/315 E. ile bozma sonrasında yargılamaya devamla Yargıtay bozma ilamına uyulmuş ve 22/10/2019 tarih 2019/315 E., 938 K. sayılı karar ile gerekçede “asıl davaya ilişkin olarak İstanbul … İcra müdürlüğünün … takip nolu dosyasına yönelik itirazın iptali davasının Yargıtay bozma ilamı kapsamında kesinleştiği”nden bahsedilerek hüküm kısmında asıl dava yönünden 12.000 TL sözleşme dışı işler bedelinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, karar tarafların temyiz etmemesi üzerine 17/02/2020 tarihinde kesinleşmiştir. Davacı vekili 08/09/2020 tarihli tavzih dilekçesi ile mahkemece verilen hüküm kısmında itirazın iptaline karar verilen 25.000 TL alacak yönünden kararın eksik olduğunu, kararın asıl davaya ilişkin olarak 25.000 TL asıl alacak ve 12.000 TL sözleşme dışı iş bedelinin davalıdan tahsiline şeklinde düzeltilmesini talep etmiş mahkemece 13/11/2020 tarihli ek kararla tavzih talebi reddedilmiştir. İncelenmesi gereken husus İstanbul 4. ATM’nin 2019/315 E., 938 K. sayılı davasında verilen kararın bu davadaki talep bakımından kesin hüküm teşkil edip etmediği noktasında çıkmaktadır. HMK’nın 303. maddesinde kesin hüküm düzenlenmiş olup maddeye göre bir davaya ait şekil anlamında kesinleşmiş olan hükmün diğer bir davada maddi anlamda kesin hüküm oluşturabilmesi için, her iki davanın taraflarının, dava sebeplerinin ve ilk davanın hüküm fıkrası ile ikinci davaya ait talep sonucunun aynı olması gerektiği belirtilmiştir. Yasaya göre kesin hükümden söz edilebilmesi için davaların taraflarının, dava sebeplerinin ve ilk davanın hüküm fıkrasının ikince davadaki talep sonucu ile aynı olmaması gerekmektedir. Buna göre istinafa konu dava dilekçesi ile İstanbul 4. ATM’nin 2019/315 E., 938 K. sayılı kararının incelenmesinde taraflarının aynı olduğu görülmekte ise de istinafa konu davada talep taraflar arasındaki eser sözleşmesi kapsamında kararlaştırılan ve ödenmeyen 25.000 TL alacağın tahsili istemine ilişkin olup, İstanbul 4. ATM’nin 2019/315 E. sayılı dosyasında Yargıtay bozması öncesi verilen 2014/939 E., 2017/124. sayılı kararında verilen ve kesinleştiği belirtilen karar davalının söz konusu 25.000 TL alacak için yaptığı takibe itirazının iptaline ilişkindir. Buna göre her iki davanın hukuki sebepleri ve talep sonuçları farklı olup, İstanbul 4. ATM’de görülüp sonuçlandırılan davadaki talep ve hüküm itirazın iptaline ilişkin olup, bu davada ise talep alacağın tahsiline ilişkindir. Bu nedenle İstanbul 4. ATM’nin 2019/315 E. sayılı dosyasında verilen ve kesinleşen karar istinaf konu davada talep sonuçları farklı olduğundan kesin hüküm teşkil etmeyecektir. Bu nedenle mahkemece kesin hüküm bulunmama dava şartı yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmesi hatalı olmuştur. Ancak her iki davanın konusu değerlendirilerek davacının istinafa konu davayı açmakta hukuki yararının bulunup bulunmadığının ilk derece mahkemesince yeniden yapılacak yargılamada dikkate alınması gerekmektedir. Açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin istinaf talebinin kabulü ile usul ve yasaya uygun bulunmayan yerel mahkeme kararının 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince kaldırılarak yukarıda açıklanan şekilde inceleme ve araştırma yapıldıktan sonra oluşacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi için dosyanın yerel mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE, 2-İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 09/11/2021 tarih, 2021/21 Esas, 2021/849 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA, 3-Dosyanın Dairemiz kararına uygun şekilde inceleme yapılarak yeniden bir karar verilmek üzere yerel mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 4-Davacı tarafından yatırılan istinaf karar harcının istek halinde kendisine İADESİNE, 5- Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda DİKKATE ALINMASINA, 6-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince KESİN olmak üzere 22/02/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.