Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2022/1015 E. 2022/1326 K. 28.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/1015
KARAR NO: 2022/1326
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 18/11/2021
NUMARASI: 2020/184 Esas, 2021/1115 Karar
DAVANIN KONUSU: Alacak
KARAR TARİHİ: 28/06/2022
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili, taraflar arasında düzenelen 17.06.2010 tarihli eser sözleşmesi ile, … tarafından davalıya ihale edilen toplu konut inşaatlarındaki dairelerin pvc pencere ve kapı imalat, montajı işlerinin davacı şirketçe toplam 715.000,00 TL bedelle yapılması konusunda anlaşıldığı, sözleşme gereği müvekili şirket tarafından üstlenilen iş bedeli için, davalının her hak edişin %39’unu gayrimenkul vermek suretiyle, kalan %61’in %25’ini nakit ve %75’ini 30, 60, 90 gün vadeli çekler ile ödemeyi taahhüt ettiğini, gayrimenkul olarak ifa edilecek kısım için her biri 17.06.2010 tarihli 5 adet gayrimenkul satış sözleşmesi ve teknik yapı şartnamesi başlıklı sözleşmeler yapıldığını, bu sözleşmelerde davalı tarafın Gaziantep ili, Şahinbey ilçesi, … ada, … nolu parselde inşa edeceği …, …, …, …,… bağımsız bölüm nolu dairelerin müvekkili şirkete devredileceğini, davacı müvekkilinin sözleşmeler gereği yükümlülüklerini yerine getirmiş olmasına rağmen davalının ödemeleri eksik yaptığı gibi devir ve teslimini taahhüt ettiği gayrimenkulleri devretmediğini, müvekkilinin 27.12.2012 tarihli noter ihtarnamesi ile ödeme olarak taahhüt edilen 5 adet gayrimenkulün devir ve tescilini talep ettiğini, müvekkilinin bakiye alacağının gayrimenkul devri ile ödenmesinden vazgeçtiğini belirterek, fazlaya ilişkin dava ve talep hakları saklı kalmak kaydıyla bakiye alacağın nakit olarak ödenmesi için şimdilik 50.000,00-TL lik kısmının işin bitirilmesinden itibaren işleyecek reeskont avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiş; mahkemece, davacı vekiline davasını açıklaması ve buna göre noksan peşin harcı ikmal etmesi için süre verilmesi üzerine, davacı vekili davanın tam değerinin 424.500,00 TL olduğunu bildirerek eksik harcı tamamlamıştır. Davalı vekili, taraflar arasında düzenlenen sözleşme gereğince müvekkilinin nakdi borçlarını ödediğini, çeklerin de ibraz edildikleri tarihlerde ödendiklerini, gayrimenkul verme borcunu ise, anılan gayrimenkulleri davacı tarafın talebi üzerine dava dışı üçüncü şahıslara devretmekle yerine getirdiklerini, bu durumun 03.02.2011 tarihli sözleşmede taraflarca kararlaştırıldığını, … nolu dairenin …’e, …, …, … nolu dairelerin …’e satıldığını, müvekkilinin davacıya herhangi bir borcunun kalmadığını ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini istemiş; ayrıca, 03/02/2011 tarihli sözleşmede belirtilen bağımsız bölüm numaralarının uygulama projesine göre yapıldığını, Kat Mülkiyeti Kanunu gereği belediye tarafından bağımsız bölüm numaralarının değiştirildiğini belirtmiştir. Mahkemece 23/11/2017 tarih ve 2014/364 Esas, 2017/834 Karar sayılı karar ile; davacı taşeronun gayrimenkul devri suretiyle ödenmesi kararlaştırılan dava konusu bakiye iş bedeli alacağının, davacının bu gayrimenkulleri üçüncü kişilere satarak parasını alması nedeniyle davacının isteği doğrultusunda davalı tarafından üçüncü kişilere tapuda devri sureti ile ödenmiş olduğu gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir. Karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulması üzerine Dairemizin 19/02/2020 tarih ve 2018/403 Esas, 2020/277 Karar sayılı kararı ile; taraflar arasında 17.06.2010 tarihli yazılı bir eser sözleşmesi akdedilerek yapılacak işlerin bedeli olarak ödenecek 715.000,00-TL’nin %39’unun gayrimenkul vermek suretiyle, kalan %61’in %25’ini nakit, kalan %75’i 30,60,90 gün vadeli çekler ile ödenmesi konusunda tarafların anlaştığı ve dosya kapsamına göre davacı tarafça davalıya 280.500,00 TL ödeme yapıldığının sabit olduğu, ayrıca, gayrimenkul olarak ifa edilecek kısım için her biri 17.06.2010 tarihli 5 adet gayrimenkul satış sözleşmesi ve teknik yapı şartnamesi başlıklı sözleşmeler yapıldığı, bu sözleşmelerde davalı tarafın Gaziantep ili, Şahinbey ilçesi, … ada, … parselde inşa edeceği … …, …, …, …, … bağımsız bölüm numaralı dairelerin davacı şirkete devredileceğinin kararlaştırıldığı, davacı şirket ile üçüncü kişiler olan … ve … arasında düzenlenen 03/02/2011 tarihli sözleşme ile Gaziantep ili, Şahinbey ilçesi, … ada, … parseldeki …, …, … ve … nolu dairelerin davacıdan alınarak bedellerinin ödendiğinin belirtildiği, bu durumda söz konusu 4 adet daire bedelinin davacı tarafça üçüncü kişilerden alındığının anlaşıldığı, buna karşın, taraflar arasındaki sözleşmede davacıya verileceği belirtilen … nolu taşınmaz yerine … nolu taşınmazın davacı borcuna karşılık davalı tarafından dava dışı üçüncü kişilere devredildiği iddiasının mahkeme tarafından araştırılmadığı, mahkemece bu husus üzerinde durularak gerekli araştırma ve incelemelerin yapılıp, gerektiğinde davalıya davacı tarafa yemin teklif edip etmeyeceği hususu hatırlatılarak, yapılacak değerlendirme sonucunda bir sonuca varılması gerektiği, taraflar arasındaki sözleşme gereğince iş bedelinin götürü olarak 715.000,00 TL olduğu, iş bedelinin %39’u (278.850,00 TL’si) taşınmaz olarak verileceğinden, söz konusu 5 adet daire bedelinin bu miktara denk geldiği kabul edilerek, az önce belirtilen araştırma neticesine göre verilmemiş daire bulunup bulunmadığı ve davalının davacıya verilmemiş daire varsa ne miktar borcu olduğu hususlarının araştırılıp değerlendirilmesi gerektiği, yine davalı tarafça 280.500,00 TL ödeme yapıldığı anlaşıldığından bu ödemenin kalan %61’lik kısma (436.150,00 TL) mahsuben yapıldığının kabulü gerektiği, sonuç olarak, bu şekilde yapılacak araştırma ve inceleme sonucunda … nolu dairenin davacıya devredilip devredilmediği, devredilmemiş ise bu daireye düşen bedelin ne olduğu ve davacının nakit ödenecek kısımdan bakiye alacağı kalıp kalmadığı, daire ve nakit alacağı varsa toplam miktarının ne olduğu hususlarının yukarıda belirtilen şekilde ve gerektiğinde ek bilirkişi raporu da alınmak suretiyle değerlendirilip sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, mahkemece bu hususlar üzerinde durulmaksızın, yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesinin doğru olmadığı gerekçesi ile yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmiştir. Mahkemece Dairemiz kararı sonrası istinaf incelemesine konu 18/11/2021 tarih ve 2020/184 esas, 2021/1115 karar sayılı karar ile; dosyaya yansıya belge ve delillere göre 17.06.2010 tarihli sözleşme ile belirlenen yapılacak işlerin bedeli 715.000,00 TL olup davalı tarafından davacıya 280.500,00 TL ödeme yapıldığı, yapılan ödemenin sözleşme belirlenen 61’lik kısımdan mahsup edilmesi gerektiği ve bu aşamada davalının davacıya olan nakdi borcunun diğer bir ifade ile davacının akdedilen sözleşmenin nakit kısmından bakiye alacağının 155.650,00 TL olduğu, sözleşmenin gayrimenkul olarak ifa edilecek kısmına ilişkin tespitler hususunda rapor içeriğinde ayrıntıları ile tespit edildiği üzere; … nolu bağımsız bölüm dairenin davacıya teslim edildiğine dair tevsik edici bir belgeye ulaşılamadığı, gelen tapu kayıtları ve davalının beyanlarının bu yönde olduğu, davacının talebi üzerine üçüncü kişiye devredildiği hususunu davalının ispat edemediği, bu itiraza itibar edilemediği ve söz konusu … nolu bağımsız bölümün davacıya devredilmediği kanaatinin oluştuğu, 22.04.2021 tarihli bilirkişi raporuna istinaden dava tarihi itibarı ile … nolu bağımsız bölümün değerinin 56.055,38 TL olarak hesaplamalara dahil edildiği; davacının nakdi ve ilaveten gayrimenkul devrinden kaynaklanan toplam 211.705,38 TL bakiye alacağının sabit olduğu gerekçesi ile davanın kısmen kabulü kısmen reddi ile; 211.705,38 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davacının fazlaya ilişkin talebinin reddine karar verilmiştir. Davalı vekili istinaf dilekçesi ile; davalı müvekkili şirketin üzerine düşen tüm edimlerini tam ve eksiksiz olarak yerine getirdiğini, davacı şirkete borcu bulunmadığını; bu durumun tarafların ticari defter ve kayıtlarında ortada olup, kaldırma ilamı öncesinde alınan bilirkişi raporlarında davalı şirketin davacıya herhangi bir borcu bulunmadığının tespit edildiğini; BAM kaldırma ilamında belirtilmesine rağmen dosya kapsamında teslimi gerçekleştirilen 5 adet dairenin yalnızca biri hakkında inceleme gerçekleştirilmiş olup, diğer taşınmazların bedelleri yönünde herhangi bir inceleme yapılmadığını; davacı şirketin, usulüne ve yasalara uygun olarak tutulan ticari defter ve kayıtlarını dosyaya ibraz etmediğini, sadece her zaman değiştirilmesi mümkün olan ve yasal delil özelliği taşımayan bilgisayar kayıtlarını ibraz ettiğini; müvekkili Şirketin ibraz ettiği, dosya kapsamına usulüne ve yasalara uygun olarak tutulan ticari defter ve kayıtlarında görüldüğü üzere, davacıya hiçbir borcunun bulunmadığının açıkça görüldüğünden ispat edilemeyen davanın reddi gerektiğini; dosya kapsamında alınan bilirkişi raporlarında Müvekkili Şirketin 2011 yılı defterlerinden Defter-i Kebir’in onaysız olması, kapanış tasdikinin olmamasından dolayı delil niteliğine haiz görülmediği değerlendirilmesinin doğru olmadığını, yasal delil olarak kabul etmesi gerektiğini; davacı tarafın bilgisayar kayıtları üzerinden yapılan defter incelemesinin rapora esas alınmış olması açıkça ortada iken davalı müvekkili şirketin 2011 yılı ticari defter ve kayıtlarının esas alınmasının hukuka aykırılık teşkil ettiğini; alınan bilirkişi raporunun, bozma öncesinde dosya kapsamında alınan bilirkişi raporlarının aksine detaylandırılmadığını ve yasal delillerle gerekçelendirilmediğini, hükme elverişli olmadığını; raporun sonuç kısmında müvekkili şirketin davacı tarafa borcu kaldığı belirlenen 211.705,38 TL nin nasıl ortaya çıktığı ticari defterlerin ne şekilde incelemeye tabi tutulduğunun bilinmemediğini; bilirkişi raporunun içerik kısmında incelemeye, değerlendirmeye, bilimsel verilere yer vermeden sonuçta kesin hükme varmasının hukuka aykırılık teşkil ettiğini; 14.07.2017 tarihli bilirkişi raporunda beyan edildiği üzere, taraflar arasında borcun miktarı konusunda uyuşmazlık olmadığı ve yapılan işin toplam bedelinin 578.828,44 TL olduğu konusunda tarafların irade beyanı ve tarafların ticari defter ve kayıtları yönünden mutabık kalındığını; müvekkili şirketin dosya kapsamında da yapılan işin tamamı açısından kendisine fatura eden borcun tamamını eksiksiz olarak ödediğini; taraflar arasında yapılan sözleşme bedeli 715.000,00 TL olsa da davacı tarafından yapılan iş kadar müvekkili şirkete 578.828,44 TL fatura kesildiiği ve müvekkili tarafından sözleşme uyarınca 280.500,00 TL nakit ve 5 adet gayrimenkul verilerek borcun kapatıldığını; verilen 5 adet gayrimenkulün o tarihte ki değerinin kalan borca isabet ettiğini; müvekkilinin davacı tarafa borcu bulunmadığını, kötü niyetli sebepsiz zenginleşmeye yol açacak davanın açıldığını; 07.11.2013 tarihli dilekçesi ve ekinde yer alan bilgi ve belgelerde eski hali ile 197 yeni hali ile 90 numaralı bağımsız bölümün önce …’a satıldığı, aynı tutanakta davacı şirket yetkilisi …’ın, … İnşaattan alacağını aldığı beyanında bulunarak, müvekkil şirketi ibra ettiğini; bu dilekçe ekinde sunulan evrakların bilirkişilerce değerlendirmeye tabi tutulmadığını, bu bağımsız bölümün satış sözleşmesi ve teknik yapı şartnamesi üzerine şerh düşülerek … vekili … tarafından …’a satıldığını; ayrıca tapulama öncesinde … taşınmazı …’e sattığını beyan ederek, tapu devrinin …’e yapılmasına ilişkin talebini müvekkil şirkete bildirmesi üzerine taşınmazın … adına devir ve tescil işlemlerini gerçekleştirdiiğini; Tapulama işlemine kadar geçen zaman aralığında 3-4 kez el değiştiren bir taşınmaz için yalnızca tapu senedindeki son malikine bakılarak eksik inceleme ve araştırma ile rapor tanzim edildiğini; bozma kararında davacının müvekkili şirketten her hangi bir taşınmazın devrini içerir bir alacağının olup olmadığı araştırılması belirtilmesine rağmen, raporda bu değerlendirmelere bakılmaksızın davacının devredilmediğini iddia ettiği iskan aşamasında … bağımsız bölüm numarası alan dairenin değer tespiti yapılarak borç hesaplaması yapılmaya çalışıldığını, mahkemece itirazların göz ardı edildiğini; istinaf kararında ihtilaflı … nolu bağımsız bölüm ile ilgili olarak detaylı inceleme yapılarak gerekirse yemin teklif edilerek araştırılma yapılması istenmiş iken mahkemece sadece tapudan takdiyat raporu alınarak ilgili bağımsız bölümün tapuda davacıya deviri olup olmadığına bakılarak hatalı karar tesis edildiğini; … ve diğerlerine dairenin nasıl alındığı davacının bu hususta herhangi bir talimatı olup olmadığı bu dairenin parasının kime ödendiği araştırılmadan hatalı karar verildiğini; kabul anlamına gelmemekle birlikte, bilirkişi tarafından … numaralı bağımsız bölüme ilişkin tanzim edilen rapordaki taşınmaz değerine itiraz ettiklerini; bilirkişi raporunda salt arsa ve yapı bedeli yönünden hesaplama yapılarak taşınmazın dava tarihi itibari ile değeri 56.055,38 TL olarak hesap edildiğini; 14.07.2017 tarihli bilirkişi raporu ve müvekkilinin ticari kayıtlarında ilgili bağımsız bölümün değeri 24.000,00 TL olarak gözükmesine rağmen mahkemece bağımsız bölümün değerinin 56.055,38 TL olarak hatalı hüküm tesis ettiğini; raporda, emsal taşınmaz belirlenmeksizin bedel tespiti yapıldığını, kıyaslama tablosu olmaksızın yapılmış olan bedel tespitinin, objektiflikten ve bilimsellikten uzak bir tespit olduğunu, değer tespiti yapılması için ek rapor alınması gerektiğini; dosya kapsamında alınan bilirkişi raporlarının, taraflar arasındaki iş ilişkisinin tamamı bir bütün olarak açıklığa kavuşturulmadan bu hususlarda gerekli özen ve araştırma yükümlülüğünü yerine getirmeksizin hazırlandığından kabul etmediklerini belirterek, yerel mahkeme kararının kaldırılmasına, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Taraflar arasında düzenlenen 17/06/2010 tarihli taşeronluk sözleşmesi gereğince davacı şirket, davalının ihale ile aldığı TOKİ bünyesindeki İstanbul ili, Kayabaşı 13. Bölgede inşa edilmekte olan inşaatın PVC pencere, kapı imalat ve montajı işlerini taşeron olarak yapmayı üstlenmiş olup, sözleşmeye göre götürü 715.000,00 TL olarak kararlaştırılan iş bedelinin % 39’unun gayrimenkul verilmek suretiyle, kalan % 61’in % 25’inin nakten, % 75’inin 30,60,90 gün vadeli çeklerle ödeneceği kararlaştırılmış; taraflar arasında 17/06/2010 tarihli ve … – … – … – … – … nolu bağımsız bölümlere ilişkin 5 adet satış sözleşmesi ve teknik yapı şartnamesi düzenlenmiştir. … Ltd.Şti ile … ve … arasında düzenlenen 03/02/2011 tarihli adi yazılı sözleşme ile, … İnşaat tarafından …’e verilen Gaziantep ili, Şahinbey ilçesi, … ada, … parseldeki … nolu dairenin …’e, …, … ve … nolu dairelerin …’e … tarafından satıldığı, dairelerin alınarak dairelerin bedellerinin … ‘e ödendiği belirtilmiştir. Taraflar arasında 17.06.2010 tarihli yazılı bir eser sözleşmesi akdedilerek yapılacak işlerin bedeli olarak ödenecek 715.000,00-TL’nin %39’unun gayrimenkul vermek suretiyle, kalan %61’in %25’ini nakit, kalan %75’i 30,60,90 gün vadeli çekler ile ödenmesi konusunda tarafların anlaştığı ve dosya kapsamına göre davacı tarafça davalıya 280.500,00 TL ödeme yapıldığı sabittir. Ayrıca, gayrimenkul olarak ifa edilecek kısım için her biri 17.06.2010 tarihli 5 adet gayrimenkul satış sözleşmesi ve teknik yapı şartnamesi başlıklı sözleşmeler yapıldığı, bu sözleşmelerde davalı tarafın Gaziantep , Şahinbey ilçesi, … ada, … parselde inşa edeceği … daki …, …,…, …, … bağımsız bölüm numaralı dairelerin davacı şirkete devredileceği kararlaştırılmıştır. Davacı şirket ile üçüncü kişiler olan … ve … arasında düzenlenen 03/02/2011 tarihli sözleşme ile Gaziantep ili, Şahinbey ilçesi,… pafta, … ada, … parseldeki …, …, … ve … nolu dairelerin davacıdan alınarak bedellerinin ödendiği belirtilmiştir. Bu durumda söz konusu 4 adet daire bedelinin davacı tarafça üçüncü kişilerden alındığı anlaşılmaktadır. Taraflar arasındaki sözleşmede davacıya verileceği belirtilen … nolu taşınmaz yerine … nolu taşınmazın davacı borcuna karşılık davalı tarafından dava dışı üçüncü kişilere devredildiği iddia edilmiştir. … imzalı belgede “… numaralı bağımsız bölümü …’a sattım. … İnşaattan alacağımı aldım” açıklaması yapılmış ise de belgede davacının imzasının bulunmadığı; ayrıca … nolu bağımsız bölüme ilişkin taraflar arasında düzenlenen satış sözleşmesi üzerinde “…’a satılmıştır. 09/02/2011” ve “…’ vekili … tarafından …’a satılmıştır” yazılarının bulunduğu; davacı vekilinin bu satışın davacı adına yapıldığını kabul etmemesi ve belge üzerinde davacı imzasının bulunmaması nedeniyle satışın davacı adına yapıldığının kabul edilemiyeceği, bağımsız bölümün davacı adına 3.kişiye satıldığı konusunda davalı tarafça Dairemiz kararından sonra dosyaya yeni bir delil ibraz edilmediği anlaşıldığından, yerel mahkemece bu bağımsız bölüm için borcun yerine getirilmediğinin kabul edilmesi doğru olmuştur. Dairemiz kararından sonra alınan 22.04.2021 tarihli gayrimenkul uzmanı raporunda, taşınmazın konumu özellikleri incelenerek … bağımsız blok numaralı /iskan projesine göre 89 bağımsız blok numaralı dairenin taşınmazın dava tarihindeki rayiç değerinin 56.055,38 TL olduğunun tespit edildiği, alınan raporun karar vermeye yeterli olduğu, itirazların yerinde olmadığı anlaşılmaktadır. Mahkemece alınan 14/10/2021 tarihli raporda; yanlar arasında 17.06.2010 tarihli sözleşme ile belirlenen yapılacak işlerin bedeli 715.000,00 TL; nakden %61 436.150 TL, gayrımenkul olarak %39 278.850TL olduğu; davalı tarafından davacıya 280.500,00 TL ödeme yapıldığı, yapılan ödemenin sözleşme belirlenen %61’lik kısımdan mahsup edilmesi gerektiği ve bu aşamada davalının davacıya olan nakdi borcunun 436.150 – 280.500,00 = 155.650,00 TL olduğu, sözleşmenin gayrimenkul olarak ifa edilecek kısmına ilişkin … nolu bağımsız bölüm dairenin davacıya teslim edildiğine dair tevsik edici bir belgeye ulaşılamadığı, söz konusu … nolu bağımsız bölümün davacıya devredilmediği kanaati oluştuğu; 22.04.2021 tarihli bilirkişi raporuna istinaden dava tarihi itibarı ile … nolu bağımsız bölümün değerinin 56.055.38 TL olarak hesaplamalara dahil edildiği, yapılan değerlendirmeler çerçevesinde davacının nakdi ve ilaveten gayrimenkul devrinden kaynaklanan alacağının toplam 155.650,00 + 56.055.38= 211.705,38 TL olarak hesaplanabileceği bildirilmiştir. Dosya kapsamına göre; taraflar arasındaki sözleşme gereğince iş bedeli götürü olarak 715.000,00 TL olup, iş bedelinin %39’u (278.850,00 TL’si) taşınmaz olarak verileceğinden, söz konusu 5 adet daire bedelinin bu miktara denk geldiği, … nolu bağımsız bölüm dairenin verilmemiş olduğu; davalı defterinde … nolu dairenin 24.000,00 TL olarak kaydedilmiş ise de bilirkişi tarafından değerinin 56.055.38 TL olduğu belirlendiğinden bu miktarın hesaba alınmasının doğru olduğu; davalı tarafça %61’lik kısma ilişkin 436.150,00 TL için 280.500,00 TL ödeme yapıldığı anlaşıldığından bu miktarın mahsubu halinde davacının sözleşmenin nakit kısmından bakiye alacağının 155.650,00 TL; gayrımenkul kısmından ise … nolu bağımsız bölümün değeri 56.055.38 TL olmak üzere toplam 211.705,38 TL alacağı olduğu tespit edildiğinden, yerel mahkemece bu miktar için davanın kabulüne karar verilmesi isabetli olmuştur. Açıklanan nedenlerle, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzeni gözetilerek yapılan istinaf incelemesi sonucunda, dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenler ve ileri sürülen istinaf sebeplerine göre, mahkeme kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1. bendi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 18/11/2021 tarih ve 2020/184 Esas, 2021/1115 Karar sayılı kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan REDDİNE, 2-Alınması gereken 14.461,60 TL nisbi istinaf karar harcından davalı tarafça peşin olarak yatırılan toplam 3.615,70 TL (80,70 TL + 3.535,00 TL) harcın mahsubu ile bakiye 10.845,90 TL harcın davalıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA, 3-Davalı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde BIRAKILMASINA, 4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK’nın 361. maddesi gereğince kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay’da temyiz yolu açık olmak üzere 28/06/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.