Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2021/984 E. 2021/1351 K. 07.07.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/984
KARAR NO: 2021/1351
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 01/07/2020
NUMARASI: 2017/1010 Esas, 2020/325 Karar
DAVANIN KONUSU: Tazminat
BİRLEŞEN İSTANBUL ANADOLU 2. ATM’nin 2019/136 ESAS SAYILI DOSYADA;
DAVANIN KONUSU: Tazminat
KARAR TARİHİ: 07/07/2021
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Asıl ve birleşen davada davacı adi ortaklık eser sözleşmesine dayalı olarak; asıl davada, nakde çevrilen teminat mektupları ve hakedişlerden kesilip irat kaydedilen nakit teminatlar bedeli ile hakedişlere geçmeyen dış cephe sıva imalatı bedeli ve mahrum kalınan kar alacağı; birleşen davada ise, asıl davayla talep edilmeyen fark miktarlar ile ayrıca fiyat farkları nedeniyle alınan nakit teminatların iadesi ile fiilen yapıldığı halde hakedişlere yansıtılmayan işlerin bedeli talep edilmiş, daha sonra 19.09.2017 tarihli dilekçeyle asıl dava dilekçesindeki talepler ıslah edilerek toplam 4.100.000,00 TL’nin tahsili istenmiştir. Asıl ve birleşen davada davacı yüklenici adi ortaklık sözleşmenin davalı tarafça haksız olarak feshedildiğini belirterek alacak talebinde bulunmuş; davalı idare ise zamanaşımı itirazında bulunarak feshin haklı olduğunu belirterek her iki davanın reddini istemiştir. Mahkemece yargılama sırasında keşfen yapılan bilirkişi incelemesi sonucu alınan bilirkişi raporuna itibar edilerek ispatlanamayan asıl davanın reddine, zamanaşımına uğrayan birleşen davanın reddine dair verilen karar davacı ortaklık vekili tarafından istinaf edilmiştir. Davacı yüklenici adi ortaklık vekili istinaf itirazında, birleşen dava yönünden zamanaşımı nedeniyle verilen red kararının hatalı olduğunu, sözleşmenin haksız nedenle feshedildiğini, davalının kendi temerrüdü nedeniyle sözleşmeyi feshettiğini, davacı yüklenicinin mali acz içinde olmadığını belirtmiştir. Taraflar arasında inşaat, alt yapı ve çevre düzenlemesi yapılması işi nedeniyle götürü bedel sözleşme yapıldığı anlaşılmaktadır. Mahkemece kanıtlanamayan asıl davanın reddine zamanaşımına uğrayan birleşen davanın da reddine karar verilmiştir. Mahkemece bilirkişi raporuna itibar edilerek davacı yüklenicinin iş programını aksattığı, mali durumunun bozulduğu işin fiziki gerçekleşme oranı da dikkate alındığında sözleşmenin süresinde ifa edilemeyeceğinin anlaşılmasına ve yüklenicinin sözleşmeye aykırı davranışları nedeniyle davalı iş sahibinin sözleşmeyi haklı nedenle feshettiğini belirterek Kamu İhale Sözleşmeleri Kanunu’nun 22’nci ve YİGŞ’nin 47.maddesi uyarınca bütün teminatların irat kaydedildiğinin anlaşılmasına göre davacının teminat bedelini isteyemeyeceği, haklı fesih nedeniyle kâr kaybı alacağının da istenemeyeceği, dış sıva işleri alacağına ilişkin iddiasının da ispatlanamadığı belirtilerek asıl davanın reddine; birleşen dava bakımından ise; davalı tarafından davacıya gönderilen 18.10.2012 tarihinde tebliğ edilen fesih ihtarnamesi ile sözleşmenin feshedildiği tarihten itibaren 5 yıllık süre içerisinde davanın açılmadığı belirtilerek birleşen davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmiştir. Davacı adi ortaklık vekili sözleşmenin davalı iş sahibi tarafından haksız nedenle feshedildiğini ileri sürerek talepte bulunmuş mahkeme ise feshin haklı olduğu belirtilerek asıl davanın ispatlanamadığından bahisle reddine karar verilmiştir. Davadaki taleplerden bazılarının sözleşmenin haklı nedenle feshedilmesi halinde hükmedilebilecek alacak kalemlerinden olduğu anlaşılmaktadır. Davacı taraf davalı iş sahibinin ödeme gibi bazı öncelikli edimlerini yerine getirmediğinden bahisle işlerin uzadığını ve yerine getiremediğini iddia etmiş ise de gerek bilirkişi raporunda ve gerekse mahkemece bu husus yeterince incelenip değerlendirilmemiştir. O halde; sair istinaf sebepleri incelenmeksizin, mahkemece raporu düzenleyen önceki bilirkişiden ek rapor alınarak, sözleşme ve ekleri, Yapım İşleri Genel Şartnamesi ve tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirilerek tarafların sözleşmenin ifası sürecindeki tüm edimleri belirlenerek bunlardan hangilerinin tarafların öncelikli edimi olduğu (ödeme gibi …) usulünce saptandıktan sonra, öncelikli edimini yerine getirmeyen tarafın karşı edim talebinde bulunamayacağı ilkesine göre hareketle temerrüt hususunun değerlendirilmesi ve buna göre sözleşmenin haklı mı haksız mı feshedildiği tespit edilip belirlendikten sonra sonuca gidilmesi gerekirken eksik incelemeye dayalı rapora itibar edilerek verilen karar hatalı olduğundan, kararın kaldırılarak belirtilen yol ve yönteme uygun araştırma yapılarak sonucuna uygun karar verilmek üzere dosyanın mahal mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-Davacılar vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE, 2-İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 01/07/2020 tarih, 2017/1010 esas, 2020/325 karar sayılı kararının KALDIRILMASINA, 3-Dosyanın Dairemiz kararına uygun şekilde inceleme yapılarak yeniden bir karar verilmek üzere yerel mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 4-Davacılar tarafından yatırılan istinaf karar harcının istek halinde kendilerine iadesine, 5-Davacılar tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına, 6-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından davacılar yararına vekâlet ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince KESİN olmak üzere 07/07/2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.