Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2021/770 E. 2021/1206 K. 17.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/770
KARAR NO : 2021/1206
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 18/07/2018
NUMARASI: 2017/505 Esas, 2018/768 Karar
DAVANIN KONUSU: Tazminat
KARAR TARİHİ : 17/06/2021
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ :Davacı vekili, müvekkili şirket ile davalı arasında 07/10/2011 tarihinde konusunu 3 adet dolum ve kapatma makinesinin oluşturduğu satış sözleşmesinin akdedildiğini, davalının 55 gün içinde makineleri teslim etmeyi taahhüt ettiğini, sözleşme bedelinin %40’ını siparişte nakit avans olarak geri kalanının ise belirlenecek ödeme planına göre ifasının kararlaştırıldığını, ancak 55 gün sürenin geçmesine rağmen makinelerin teslim edilmediğini, davalının sözleşme gereği ifasını yerine getirmediğini, toplamda 59.000,00 TL’nin davalıya ödendiğini belirterek, müvekkili şirket tarafından yapılmış olan toplamda 59.000,00 TL ödemenin TBK 112 maddesi uyarınca sözleşmenin akdedildiği tarihten itibaren en yüksek ticari faizi ile birlikte müvekkili şirkete ödenmesine, müvekkilinin uğradığı zarara ilişkin şimdilik 100,00 TL’nin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili, dava değerinin tespitinin gerektiğini, tanık deliline muvafakatlerinin bulunmadığını, makinelerin teslime hazır hale getirildiğini ancak davacı yanca herhangi bir ödemenin yapılmadığını, davacının sözleşmede belirtilen avansı ve diğer yükümlülüklerini ifa etmediğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.Mahkemece, davacı tarafın sözleşme gereğince siparişe konu makinelerin bedelinin %40’ını peşin vermeyi taahhüt etmesine rağmen, peşin ödemesi gereken bedeli ödediğini ispat edemediği, sunulan ödeme belgelerin sözleşme bedelinin %40 oranına tekabül etmediği gibi, davalı itirazı itibariyle kısmi ödemelerinin başka bir iş kapsamında olduğu, dava konusu olay sebebiyle ödemenin yapıldığı hususunun ispatlanamadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.Davacı vekili istinafında, sözleşme gereği ödenmesi gereken %40’lık bedeli ilişkin olarak davalıya 2011 yılında 43.800,00 TL ve 2012 yılında 15.200,00 TL nakit ve çek verildiğini, davalı şirket yetkilisinin 06/06/2018 tarihli duruşmada taraflarınca dosyaya sunulan belgelerindeki bir takım imzaları kabul ettiğini, kalanlarının ise çalışanlarına ait olduğunu kabul ettiğini, kabul edilen 2011 yılına ilişkin 4 adet ve 2012 yılına ilişkin 2 adet belgedeki miktarlar ile çalışanların imaladığı belirtilen 2 adet belgedeki ödeme toplamının 40.000,00 TL’yi geçtiğini, buna rağmen yerel mahkeme tarafından ödeme yapıldığı hususunun ispatlanamadığı gerekçesi ile davanın reddedilmesinin hukuka aykırı olduğunu, davalı tarafça ödemelerin başka bir firma olan … ödenen bedeller olduğu iddia edilmiş ise de, bu savunma cevap, ikinci cevap dilekçeleri ve ön inceleme aşamasında ileri sürülmediğinden dikkate alınamayacağını, davalı yanın baştan ödemeleri inkar ettiğini ancak şirket yetkilisinin beyanları üzerine ödemelerin başka bir şirkete yapıldığını iddia ettiğini, davalı şanın, ödemelerin başka bir hukuki ilişkiye istinaden yapıldığını ispatlamadığını, buna dair tek bir kanıt dahi sunamadığını, sözleşmeye konu makinelerin nerede olduğunu ince beyan edilemediğini, daha sonra ise başka bir müşteriye satıldıklarının yazılı olarak beyan edildiğini, son olarak ise makinelerin davalı asilde olduğunun beyan edildiğini, bu çelişkili beyanların da davalınını kötüniyetli davrandığını kanıtladığını, davalı yanın makineyi hazır hale getirdiği ancak ödeme yapılmadığı için teslim etmediği iddiasının sözleşme ve ticari teamüle aykırı olduğunu, böyle bir ticari ilişkide avansı almayan tarafın makineyi teslime hazır hale getirmesinin beklenebilir bir davranış olmadığını, davalının bu beyanının dahi avansız ve hatta fazlasının ödendiğini gösterdiğini, dinlettikleri tanığın da makinelerin müvekkiline getirildiğini ancak düzgün çalışmadıklarından geri götürüldüklerini ve bir daha getirilmediğini ifade ettiklerini, bu tanıklarının beyanına gerekçeli kararda hiç değinilmediğini, davacı tarafın tanık deliline dayanarak kendilerin tarafından da tanık deliline dayanılmasına zımnen muvafakat etmiş olduğunu, mahkemece tanık beyanının değerlendirilmemesinin HMK’nın 353/1.a.6.maddesi gereğince kararın kaldırılmasını gerektirdiğini, dosyada bilirkişi raporu alınmamasına rağmen gerekçeli kararda “…bilirkişi raporu göz önüne alındığında…” şeklinde bir ifade kullanıldığını, bununda dosyanın eksik incelendiğini, gösterdiğini belirterek, kararın bozularak müvekkili lehine yeni bir hüküm kurulmasına veya yeniden karar verilmek üzere yerel mahkemeye gönderilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Taraflar arasındaki uyuşmazlık, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu 470 ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Davacı iş sahibi, davalı ise yüklenicidir.Davacı iş sahibi tarafından, davalı yüklenici ile yapılan 07/10/2011 tarihli sözleşme kapsamında, davalı tarafından yapılıp teslim edilmesi gereken “3 adet dolum ve kapatma makinesi yapma” işinin süresinde teslim edilmediği iddiasıyla, bu sözleşme kapsamında ödendiği belirtilen toplam 59.000,00 TL bedelin iadesi ve bu nedenle uğranılan zararın tazmini talep edilmiştir.Davalı yüklenici tarafından ise, makinelerin teslime hazır hale getirildiği, ancak davacı tarafça herhangi bir ödeme yapılmadığından teslim edilemedikleri belirtilerek, davanın reddi talep edilmiştir.Taraflar arasında imzalanan 07/10/2011 tarihli “3 adet dolum ve kapatma makinesi yapma” işine ilişkin sözleşmeye göre, sözleşme bedeli 100.000,00 TL + KDV olup, ödemenin %40’ı sipariş sırasında nakit avans olarak ödenecek, kalan bakiye ise müşterinin ödeme planına göre ayarlanacaktır. Yine sözleşmeye göre, teslim yeri İstanbul İkitelli İmalathanesi (yüklenici adresi), teslim zamanı 45 iş günü (+10 iş günü opsiyon) şeklindedir ve fatura ürün teslim tarihinde kesilecektir. Sözleşmedeki bu düzenlemeler göz önünde bulundurulduğunda, sözleşmede faturanın ürün teslim tarihinde kesileceği açık bir şekilde belirtilmiş olduğundan, sipariş sırasında yapılacak %40’lık nakit avans ödemesinin sadece 100.000,00 TL’lik (KDV’siz) bedel üzerinden belirlenmesi gerektiği anlaşılmaktadır. Buna göre, davacı iş sahibinin sipariş sırasında davalı yükleniciye yapması gereken nakit avans ödemesi 40.000,00 TL’dir.Davacı tarafça iddia ettiği ödemelere ilişkin olarak, bir takım ödeme belgelerine dayanılmış, mahkemenin 25/04/2018 tarihli ara kararı üzerine, bu ödemelere ilişkin tüm belge asılları dosyaya sunulmuş, yine aynı celse ara kararı gereğince, 06/06/2018 tarihli duruşmada bu ödeme belgelerine ilişkin olarak isticvap edilen davalı şirket yetkilisi … beyanında; 2011 yılına ilişkin; 5.000,00 TL, 7.000,00 TL, 10.000,00 TL ve 3.000,00 TL ödeme belgelerindeki imzaların kendisine ait olduğunu, 2012 yılına ilişkin; 20/11/2012 tarihli 200,00 TL bedelli ödeme belgesindeki imzanın çalışanı T…ye ait olduğunu, 03/11/2012 tarihli 10.000,00 TL bedelli ödeme belgesindeki imzanın yine çalışanı … ait olduğunu, diğer iki belgedeki (3.000,00 TL + 2.000,00 TL) imzaların da kendisine ait olduğunu, gösterilen diğer belgelerdeki imzaların ise kedileriyle alakasının olmadığını belirtmiştir. Davalı vekili ise aynı duruşmada bu ödeme belgelerinin davaya konu sözleşme kapsamında yapılan ödemeler olmadıklarını, müvekkili ile … arasındaki bir takim makinelerin bakım ve onarım bedellerinin karşılığında verilen belgeler olduklarını, ayrıca müvekkilinin … adında başka bir firmasının daha bulunduğunu, davacı tarafın bir kısım malzemeleri bu firmadan aldığını, bu kapsamda verilen ödemeler olduklarını, sözleşmeye istinaden alınan verilen belge bulunmadığını, rakamların küçük ve farklı tarihler olmasının bunu ispatladığını belirtmiştir. Her ne kadar mahkemece davalı vekilince yapılan bu beyan itiraz esas alınmak suretiyle, davacı tarafın davaya konu sözleşme kapsamında ödeme yaptığını ispatlayamadığı kabul edilmiş ise de, sunulan ödeme belgelerinde bunların davaya konu sözleşme haricinde bir sebeple yapıldığına dair kayıt bulunmaması, ödemelerin büyük kısımının sözleşme tarihinden kısa süre sonra olmaları, dosya kapsamında taraflar arasında davacının davalıya bu ödemeleri yapmasını gerektiren başkaca bir hukuki ilişkiye dair delil bulunmaması göz önünde bulundurulduğunda, mahkemece yapılan bu kabul usul ve yasaya aykırı olmuştur. Davalı şirket yetkilisi tarafından kabul edilen ve toplam 40.200,00 TL’ye tekabül eden bu ödemelerin başkaca sebeplerle yapıldığının davalı tarafça ispat edilmesi gerekmektedir. Mahkemece davalı tarafa buna dair delillerini dosyaya sunması ve bu yönde ispat hakkının kullandırılması sonrasında, davalı tarafın bu iddialarını ispatlaması halinde ispat ettiği kadarlık ödemenin dikkate alınmaması, başka sebeple yapıldığı ispat edilemeyen ödemelerin ise davaya konu sözleşme kapsamında yapıldıklarının kabul edilmesi, bu değerlendirmenin sonucuna göre de, davacı tarafça dava dilekçesinde iddia edilen ödeme miktarı 59.000,00 TL olduğundan ve açık bir şekilde yemin deliline dayanıldığından, sunulan ödeme belgeleri ile ispatlanamayan kısım bakımından davacı tarafa yemin delilinin hatırlatılması, ayrıca dava dilekçesinde fazlaya ilişkin hakları saklı tutularak talep edilen 100,00 TL’lik tazminat talebinin de davacı vekiline açıklattırılarak değerlendirilmesi gerekmektedir.Açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin istinaf talebinin kabulü ile usul ve yasaya uygun bulunmayan yerel mahkeme kararının 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince kaldırılarak yukarıda açıklanan şekilde inceleme ve araştırma yapıldıktan sonra oluşacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi için dosyanın yerel mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE,2-Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 18/07/2018 tarih, 2017/505 Esas, 2018/768 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,3-Dosyanın Dairemiz kararına uygun şekilde inceleme yapılarak yeniden bir karar verilmek üzere yerel mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, -Davacı tarafından yatırılan istinaf karar harcının istek halinde kendisine İADESİNE,5-Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda DİKKATE ALINMASINA,6-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince KESİN olmak üzere 17/06/2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.