Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2021/7 E. 2021/731 K. 06.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/7
KARAR NO : 2021/731
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 11/03/2020
NUMARASI: 2019/31 Esas, 2020/244 Karar,
DAVANIN KONUSU: Yargılamanın yenilenmesi
KARAR TARİHİ : 06/04/2021
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ : Davacı vekili, mahkemenin 2010/300 Esas -2012/451 Karar sayılı dosyasından verilen kararın Yargıtay’a gönderilmeyerek kesinleştiğini, ancak Davacının dava dışı…. Ltd. yurtdışı firmasına açtığı 28/09/2013 tarihli davada, delil olarak sunduğu belgelerde davacıdan ekli fatura ile 11/07/2005 tarihinde 1.850.000 Euro + KDV bedelle aldığı malı 15/07/2005 tarihinde 2.480.000 USD (o tarihteki döviz kuru 1.21 Euro/USD kuru ile çevrildiğinde 20.050.000 Euro) yaklaşık % 10 kâr ile sattığını, 12. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2014/467 Esas sayılı dosyasındaki dava dilekçesinden eksiksiz olarak 11/07/2005 tarihinde müvekkilinde aldığı malı 15/07/2005 tarihinde (alışından 4 gün sonra) sattığı ve satışta %10 kâr ettiğinin görüldüğünü, 12. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/467 Esas sayılı dava dilekçesi ekinde sundukları 15/07/2005 tarihli 2.480.000 USD’lik faturanın yeni delil teşkil ettiğini, söz konusu dosya incelendiğinde; davacının bu olayda bir zararının olmadığını, ayrıca davacının 15/07/2005 tarihinde satmış olduğu, kendisine ait olmayan bir malı ileri sürerek 15.02.2006 tarihinde dava açtığını, görülmüş olan davanın hayatın olağan akışına ters olduğunu, eğer açılması gereken bir dava varsa, bunu … Ltd. Şti. aleyhine malı satın alan …. Ltd. Şirketinin açması ve bu davayı kazanması halinde … Ltd. Şti’nin davacıya rücu davası açması gerekeceğini, ancak … Ltd. Şti.’ye karşı bir dava açılmadığını, İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2014/467 Esas nolu dosyasından belli olduğunu belirterek, yargılama iade edilinceye kadar, hükme dayalı icranın öncelikle teminatsız, gerekli görülmesi halinde teminatlı olarak durdurulmasına karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili, davacının Yargılamanın İadesini talep ettiğini, ancak, HMK Md. 375’te sayılan sebepler nedeniyle Yargılamanın İadesi talep edilebileceğini ve bu sebeplerin tahdidi olduğunu, maddede sayılan sebeplere dayanmayan taleplerin reddi gerektiğini, davacının dava dilekçesinde ileri sürdüğü 15/07/2005 tarihli 2.480.000 USD’lik faturanın Yargılamanın İadesi talep edilen davada taraflarca ileri sürüldüğünü, taraf delilleri arasında bulunduğunu, tarafların ticari defterleri ve belgelerinin bu davada görülüp değerlendirildiğini, HMK 375.maddesi anlamında bir sebep bulunmadığını, davanın bu nedenle reddi gerektiğini, zamanaşımı süresinin geçtiğini, HMK’nın 377.maddesinde düzenlenen hak düşürücü sürelerin re’sen dikkate alınması gerektiğini, yasada öngörülen üç aylık sürenin dolduğunu, davanın bu nedenle de reddi gerektiğini, … Ltd. Şti.’nin müvekkili davalı şirket aleyhine Şişli …. İcra Müdürlüğü’nün …Esas sayılı dosyası ile 5.412.333 USD miktarında ilamsız takip yaptığını ve takibin itiraz edilmeyerek kesinleştiğini, bu takibe karşı davalı şirket tarafından İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2014/467 Esas sayılı dosyasının derdest olup, yargılamanın devam ettiğini, davacının iddia ettiği gibi 15/07/2005 tarihli faturanın kesinleşmediğini belirterek, açıklanan nedenlerle davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece, davacı vekilinin yargılamanın iadesi isteminin HMK’nın 375/ç madde hükümlerine ilişkin bulunduğu, dava sebebinin yargılama sırasında aleyhine hüküm verilen tarafın elinde olmayan nedenlerle elde edilemeyen bir belgenin kararın verilmesinden sonra ele geçirilmiş olması olarak belirtildiği, bu yeni belgenin de İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2014/467 dava dilekçesi ekinde sunulan 15/07/2005 tarihli 2.480.000 USD’lik faturanın yeni bir delil olarak ortaya çıkması olduğu belirtmiş ise de, davacı avukatı tarafından ileri sürülen bu yargılamanın iadesi isteminin HMK’nın 375 vd. madde hükümlerinde öngörülen hususların hiçbirisine uygun bulunmadığı gerekçesiyle, koşulları oluşmayan yargılamanın yenilenmesine ilişkin talebin reddine karar verilmiştir. Davacı vekili istinafında, iadesi talep edilen ilk yargılama sırasında dava konusu 27 mt yatın ilk yargılamada davacı, huzurdaki davada davalının mülkü olmadığının, kendisine ait olmayan bir mal ile ilgili hak iddia ettiğinin, bunu belgeleyen bir fatura olduğunun 01/02/2019 tarihinde öğrenildiğini, İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2014/467 Esas sayılı dosyasında davalı … Ltd. Şti.’nin delil olarak sunduğu belgelerde söz konusu yatın davalı tarafından müvekkilinden 11/07/2005 tarihinde 1.850.000 Euro + KDV’ye alındığı tarihten 4 gün sonra 15/07/2005 tarihinde 2.480.000 USD (yaklaşık 2.050.000 Euro) bedelle satıldığının ortaya çıktığını, buna göre yargılamanın iadesi talep edilen davanın açıldığı 15/02/2016 tarihinden önce söz konusu yatın davalının mülkiyetinde olmadığının açıkça ispatlandığını, davalının İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2014/467 Esas sayılı dosyasına sunduğu 2005 yılı ticari defterlerinde de 15/07/2005 tarihli satış faturasının kayıtlı olduğunu, söz konusu belgenin müvekkilinin elinde olmayan nedenlerle elde edemediğini ve hükmün kesinleşmesinden sonra ele geçirildiğini, bu belgenin hükmü etkileyebilecek nitelikte olduğunu, yani yargılama esnasında mahkemeye sunulmuş olsaydı farklı bir hükmün verilmesine neden olabileceğini, ancak bu hususların ilk derece mahkemesince dikkate alınmadığını ve alınmama nedeninin de somut olarak belirtilmediğini, söz konusu faturanın ve davalının 2005 yılı ticari defterlerini niçin yeni delil olarak değerlendirilmediği konusunda bir gerekçe gösterilmediğini belirterek, kararın kaldırılmasını ve davalarının kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.Dava, İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2010/300 Esas, 2012/451 Karar sayılı kararının yargılamasının yenilenmesi talebine ilişkindir.Davacı tarafça, yargılamanın iadesi talep edilen dosyaya konu yatın davalı tarafından dava dışı 3.kişiye satılmasına ilişkin 15/07/2005 tarihli 2.480.000 USD bedelli faturanın ve bu faturanın kayıtlı olduğu davalının 2005 yılına ilişkin ilgili ticari defter kayıtlarının kararın kesinleşmesinden sonra ele geçirildiği belirtilerek, bunlara dayalı olarak yargılamanın iadesi talebinde bulunulmuştur.Davalı tarafından ise, talebin HMK’nın 375. maddesinde öngörülen hallerden birine dayanmadığı, bu davaya yeni delil olarak sürülen 15/07/2005 tarihli faturanın asıl yargılamada da ileri sürüldüğü, HMK’nın 377. maddesinde öngörülen zamanaşımı süresinin geçtiği, davanın esas yönünden de haksız olduğunu belirtilerek, davanın reddi talep edilmiştir.HMK’nın 374/1. Maddesinde, yargılanmanın iadesini, kesin olarak verilen veya kesinleşmiş olan hükümlere karşı istenebileceği belirtilmiş olup, HMK’nın 375/1-a,b,c,ç,d,e,f,g,ğ,h,ı,i bentlerinde ise hangi hallerde yargılamanın iadesinin talep edilebileceği tahdidi olarak belirtilmiştir.HMK’nın 379/1-a,b,c ve 379/2 madde ve bentlerinde belirtildiği üzere, yargılamanın iadesi talebi üzerine mahkemece öncelikle, taraflar davet edilip dinlendikten sonra, talebin kanuni süre içinde yapılmış olup olmadığının, yargılamanın iadesi yoluyla kaldırılması istenen hükmün kesin olarak verilmiş veya kesinleşmiş olup olmadığının, ileri sürülen yargılamanın iadesi sebebinin kanunda yazılı sebeplerden olup olmadığının incelenmesi ve bu koşullardan biri eksik ise davanın esasa girilmeden reddedilmesi gerekmektedir.İlk derece mahkemesince, davacı avukatı tarafından ileri sürülen yargılamanın iadesi isteminin HMK’nın 375 vd. Madde hükümlerinde öngörülen hususların hiçbirisine uygun bulunmadığı gerekçesiyle yargılamanın iadesi isteminin reddine karar verilmiş ise de, davacı tarafından dayanılan sonradan ele geçirilen fatura ve davalının 2005 yılı ticari defter kayıtlarının yargılamanın iadesi talep edilen dosyada değerlendirilip değerlendirilmediği, o dosyaya delil olarak sunulup sunulmadıkları, yargılamanın herhangi bir aşamasında, temyiz dilekçelerinde vs. bunların dile getirilip getirilmediği gerekçeli kararda değerlendirilmeden bu karar verildiğinden, verilen karar eksik inceleme ve değerlendirme ve yetersiz gerekçe ile verilmiş durumdadır.Dava dilekçesinde belirtilen, sonradan ele geçirilen fatura ve davalıya ait ticari defter kayıtlarına dayalı yargılamanın iadesi talebi, eğer gerçekten bu belgeler yargılamanın iadesi talep edilen dava sırasında değerlendirilmemiş ve bunların elde edilememesi davacı tarafın elinde olmayan nedenlerden kaynaklanmış ise, HMK’nın 375/1-ç maddesinde yazılı olan “Yargılama sırasında, aleyhine hüküm verilen tarafın elinde olmayan nedenlerle elde edilemeyen bir belgenin, kararın verilmesinden sonra ele geçirilmiş olması” kapsamında değerlendirilmesi gerekmektedir. Ancak ilk derece mahkemesince bu yönde usulüne uygun bir inceleme ve değerlendirme yapılmamıştır. Mahkemece yapılması gereken, söz konusu sonradan ele geçirildiği belirtilen fatura ve davalının ticari defter kayıtlarının yargılamanın iadesi talep edilen dosyada değerlendirilip değerlendirilmediklerinin, o dosyaya delil olarak sunulup sunulmadıklarının, yargılamanın herhangi bir aşamasında, temyiz dilekçelerinde vs. bunların dile getirilip getirilmediğinin araştırılması, buna göre ileri sürülen yargılamanın iadesi sebeplerinin HMK’nın 379/1-c maddesi kapsamında kanunda yazılı sebeplerden olup olmadığının usulünce değerlendirilmesi, sonucuna göre HMK’nın 375. Maddesinde yazılı sebeplerden olmadığı kanaatine varılırsa davanın esasa girilmeden reddedilmesi, aksi halde ise esasa girilerek davacının yargılamanın iadesi sebeplerinin değerlendirilmesidir.Açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin istinaf talebinin kabulü ile usul ve yasaya uygun bulunmayan yerel mahkeme kararının 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince kaldırılarak, yukarıda açıklanan şekilde inceleme ve araştırma yapıldıktan sonra oluşacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi için dosyanın yerel mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi açıklandığı üzere;1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE,2-İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 11/03/2020 tarih, 2019/31 esas, 2020/244 karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,3-Dosyanın Dairemiz kararına uygun şekilde inceleme yapılarak yeniden bir karar verilmek üzere yerel mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 4-Davacı tarafından yatırılan istinaf karar harcının istek halinde kendisine iadesine,5-Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,6-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından davacı yararına vekâlet ücreti takdirine yer olmadığına,Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince KESİN olmak üzere 06/04/2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.