Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2021/568 E. 2022/873 K. 26.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/568
KARAR NO: 2022/873
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 05/11/2020
NUMARASI: 2016/586 Esas, 2020/643 Karar
DAVANIN KONUSU: Alacak
KARAR TARİHİ: 26/04/2022
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin Milli Savunma Bakanlığı İzmir Tedarik Bölge Başkanlığı tarafından yapılan işçi tişörtü alımına dair ihaleyi aldığını ve Milli Savunma Bakanlığı İzmir Tedarik Bölge Başkanlığı ile aralarında sözleşme yapıldığını, müvekkili şirketin işçi tişörtleri hazırlanması için davalı taraf ile uzlaşıp sözleşme imzaladıklarını, sözleşme uyarınca 36.468 adet uzun kollu, 36.468 adet kısa kollu, 5.000 adet kısa kollu farklı teknik kumaş özelliklerin sahip 3 parti işçi tişörtü kumaşının davalı tarafından müvekkiline teslim edileceğini, davalı yanca müvekkiline teslim edilen tişörtlerin Milli Saunma Bakanlığını teslim edildiğini, ancak kumaşların öngörülen şartları taşımadığının tespit edildiğini, davalının sözleşmeye aykırı davrandığını ve ayıplı mal ürettiğini bildirerek fazlaya dair tüm hakları saklı olmak kaydıyla şimdilik 100.000,00 TL alacağın reeskont avans faizi ile birlikte davalıdan tahsil edilerek müvekkiline ödenmesine, karar verilmesini talep ve dava etmiş, ıslahla dava değerini 301.000 TL’ye yükseltmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Türk Akreditasyon Kurumu tarafından akredite edilmiş olan … A.Ş. tarafından yapılan inceleme sonucunda hazırlanan 02/05/2016 tarih ve … sayılı raporda davaya ve satıma konu emtianın ayıpsız olduğunun tespit edildiğini, davacının ayıp isnadını kesinlikle kabul etmemekle birlikte ayıp söz konusu olması halinde ayıp ihbar sürelerine riayet edilmediğini, hak düşürücü sürenin geçtiğini, bu nedenle zaman aşımı ve hak düşürücü süre itirazında bulunduklarını, davacının her ne kadar 26/08/2015 tarihli sözleşmenin eser sözleşmesi olduğu iddiasında bulunmuş olsa da sözleşmenin kumaş alım sözleşmesi olduğunu, kumaş üretim sözleşmesi olmadığını, davacının emtiayı teslim aldıktan sonra 8 gün içinde hiçbir itirazda bulunmadığını, satın almış olduğu emtia ile ilgili ayıp olduğuna dair müvekkiline ihtar veya ihbarın yapılmadığını, sözleşmenin 5.1. Maddesinde davacıya emtia dikilerek tişört haline getirilip Milli Savunma Bakanlığına teslim edilmeden önce muayene yükümü verildiğini ve velev ki bir ayıp çıkar ise bunun da müvekkili satıcı tarafından giderilmesinin öngörüldüğünü, kumaşın tişört olarak dikilip Milli Savunma Bakanlığına tesliminden sonra emtianın başka bir emtia ile değiştirilmesi olasılığının mantığa aykırı olduğunu, davacı tarafından müvekkiline bu aşamada ne yapılan bir ayıp ihbarına, nede malın değiştirilmesine yönelik bir talep olmadığını, davacının satın aldığı sözleşmeye konu emtiayı kabul ettiğini, emtiayı teslim ve kabul ettikten sonra Milli Savunma Bakanlığı tarafından yapılan muayeneyi çok rahat yaptırabilecek ve satım konusu malda bir ayıp varsa mezkur 5.1 maddeyi işletilebilecek durumda iken bunun yapılmadığını, davacı tarafından ikame edilen işbu davada kısmi dava şartının bulunmadığını, davacının talep ettiği 525.940,00 TL tutarındaki talebin fahiş olduğunu beyan ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece, dava dışı Milli Savunma Bakanlığı ile davacı arasında akdedilen sözleşmenin eki niteliğindeki teknik şartname kapsamında, davalı tarafından üretilen kumaşların davacıya teslim edildiği, davacı tarafından da dikimi yapılarak tişört haline getirilerek dava dışı Milli Savunma Bakanlığına teslim edildiği, dava dışı Milli Savunma Bakanlığınca yapılan kontroller sonucu teslim edilen ürünlerin hatalı olduğu tespit edilerek davacıya iade edildiği, davacının davalının ayıplı kumaş teslim etmesi nedeniyle uğradığı zararın tazminini talep ettiği, davalı, davacı tarafından alınan ihaleye konu olan teknik şartnameye uygun özelliklerde kumaş üreterek davacıya teslim etmeyi üstlenmiş bulunduğundan taraflar arasında akdedilen sözleşmenin eser sözleşmesi olduğu, eser sözleşmesi ilişkilerinde ayıbın, sözleşme ve ekleri ile iş sahibinin ondan beklediği amaca göre eserde bulunması gereken bazı niteliklerin bulunmaması veya olmaması gereken bozuklukların bulunması olarak ifade edildiği, eserin ayıplı yapılmış olmasının sözleşmeye aykırılık teşkil ettiği, eser sözleşmelerinde ayıplı imalât halinde 6098 sayılı TBK’nın 474/I. maddesi uyarınca açık ayıplarda iş sahibi eserin tesliminden sonra işlerin olağan akışına göre imkân bulur bulmaz eseri gözden geçirmek ve ayıpları varsa bunu uygun bir süre içinde yükleniciye bildirmek, gizli ayıplarda ise aynı Kanun’un 477/son maddesi uyarınca ortaya çıkması üzerine gecikmeksizin ayıp ihbarında bulunmak zorunda olduğu, iş sahibi gözden geçirmeyi ve ihbarda bulunmayı ihmâl etmişse eseri olduğu gibi kabul etmiş sayılacağı, eserin ayıplı olması halinde; iş sahibinin, süresi içerisinde ayıp ihbarında bulunması şartıyla, sözleşme ve dava tarihinde yürürlükte bulunan Türk Borçlar Kanunu’nun 475. maddesinde sayılan seçimlik haklarından birini kullanabileceği, yaptırılan teknik inceleme sonucu ibraz edilen bilirkişi raporunda, davacının ürettiği kumaşlardan üretilen tişörtlerin ayıplı olduğu, kumaş gramajlarının teknik şartname değerinden düşük olduğu, bu durumun kolaylıkla her işletmede yapılacak incelemeyle belirlenebileceği, tişörtlerdeki gramaj ayıplarının kontrolle tespit edilen ayıplar olduğu, kumaşların performans değerlerinin fizik ve kimya laboratuvarlarında yapılacak testlerle belirlenebileceği, davacı tarafından kumaşların teslim alındığı anda bu testlerin yapılmış olması durumunda kumaşların şartnameye uygun olmadığının belirlenebileceği, davacının teslim almış olduğu kumaşların teknik şartnameye uygun olup olmadığını muayene ve kontrol etmeksizin kumaşları tişört haline getirerek dava dışı Milli Savunma Bakanlığına teslim ettiği, dava konusu edilen tişörtlerdeki ayıpların gizli ayıp olmadığı, yapılacak muayene ve testler soncu tespit edilebilecek ayıp olduğu nitekim dava dışı Milli Savunma Bakanlığı tarafından yapılan muayene sonucu ayıbın tespit edildiği, davacının TBK 474 maddesine göre malın tesliminden itibaren makul süre içinde gerekli incelemeyi yaparak ayıp var ise bunu davalıya ihbar etmesi gerektiği halde teslim aldığı kumaşları tişört haline getirip müşterisine gönderdiği, kumaşların teslim edilmesinden sonra makul sürede ayıp ihbarı yapılmadığı artık emtianın kabul edilmiş sayılacağı davacının yasal süre içinde ayıp ihbarı yapmaması dolayısıyla ayıplı ifadan kaynaklanan zararları talep edemeyeceği gerekçesi ile; DAVANIN REDDİNE, karar verilmiş, karara karşı davacı vekili istinafa başvurmuştur. Davacı vekili istinaf dilekçesi ile; Davacı ile davalı arasındaki sözleşme eser sözleşmesi niteliğinde olup dava konusu eserdeki ayıbın “GİZLİ AYIP” olduğunu, Milli Savunma Bakanlığı tarafından müvekkili şirkete malın teknik şartnameye aykırı olarak teslim edildiğinin 11.04.2016 tarihinde bildirildiğini, müvekkilin de basiretli tacir olarak davalı tarafa mail yoluyla ayıbı 11.04.2016 tarihinde, ihtarname ile de 12.04.2016 tarihinde bildirdiğini, müvekkilinin, basiretli tacir olarak zaman kaybetmeksizin 14.04.2016 tarihinde Bakanlık tarafından bildirilen ayıba itiraz ettiğini, bu bağlamda ayıbın gizli olduğu ancak ve ancak yaptırılan laboratuvar incelemesi sonucu ortaya çıktığı, buna rağmen davacı müvekkilin ise ayıbı derhal davalı tarafa bildirdiğinin ortada olduğunu, TBK 474. madde hükmü işlerin olağan akışına göre imkan bulur bulmaz eseri gözden geçirmeyi öngörmüşse de söz konusu eserin, gözle görülemeyecek bir kısım hatalar içerdiğini, bu hataların, eser; ancak teknik imkanlarla yapılabilecek bir incelemeye tabi tutulduğunda ortaya çıktığını, hatta davalı tarafın, Beşiktaş … Noterliği 03.05.2016 tarih ve … yevmiye numaralı cevabi ihtarnamesinde dahi “… A.Ş firmasına yaptırılan muayene sonucunda emtianın taraflar arasında geçerli olacağı kararlaştırılmış olan teknik şartnamede belirtilen oranlara uygun olduğu tespit edilmiştir.” şeklindeki beyanla laboratuvar incelemesi sonucu herhangi bir ayıba rastlanmadığını ifade ettiğini, buna rağmen dava aşamasında alınan raporla ortaya çıkan sonuca göre incelenen tişörtlerin, teknik şartnamedeki bir çok özelliği taşımadığının ispatlandığını, buradan da söz konusu ayıbın, herhangi bir laboratuvar incelemesinde dahi ortaya çıkmayan ancak ihtisaslaşmış ve belli özellikleri olan laboratuvarda yapılan teknik inceleme ile ortaya çıkan bir ayıp olduğunun anlaşıldığını, bu nedenle mahkemenin ayıba ilişkin hususların zamanında bildirilmediğine ilişkin değerlendirmesinin hatalı olduğunu, mahkeme tarafından ihbarın süresinde yapılmadığına ilişkin görüşü kabul anlamına gelmemekle birlikte bir an için kabul edildiğinde dahi, kanunun ihbarın süresinde yapılmamasına ilişkin bağladığı sonucun TBK madde 477′ e göre; “İşsahibi, gözden geçirmeyi ve bildirimde bulunmayı ihmal ederse, eseri kabul etmiş sayılır. Eserdeki ayıp sonradan ortaya çıkarsa işsahibi, gecikmeksizin durumu yükleniciye bildirmek zorundadır; bildirmezse eseri kabul etmiş sayılır.” şeklinde olduğunu, ayrıca taraflar arasında imzalanan 26.08.2015 sözleşmenin “Kabulden Sonraki Hata ve Ayıplardan Sorumluluklar” başlıklı 5. Maddesi uyarınca davalının “işin kabulünden sonra da” sorumlu olduğunu basiretli bir tacir olarak kabul ettiğini, sözleşmenin beşinci maddesinde “Malın kabul edilmesi veya işin üretim aşamasında yada teslimden öncesi imalat aşamasında denetlenmiş olması veya işin kabul edilmiş olması Yüklenicinin sözleşme hükümlerine uygun mal teslimi veya iş yapma hususundaki sorumluluğunu ortadan kaldırmaz.” hükmü düzenlendiğini, buna göre davalının, işin kabulünden sonra da sorumlu olacağını kabul ederek müvekkilinin ihbar sorumluluğunu ortadan kaldırdığını, teslim edilen malların ayıplı olduğu kesin olmakla birlikte, bu ayıpların gizli ayıp olduğu ve yapılacak basit bir incelemeyle yahut sıradan bir gözden geçirmeyle ortaya çıkmayacağının açık olduğunu, mahkeme tarafından; kumaşlardaki gramaj düşüklüğünün basit bir kontrolle bile anlaşılabileceği, malların teslim anında kontrolünün yapılmadığı, bu nedenle davacı müvekkilinin gerekli incelemeyi yaptırmadığından bahisle malın bu şekilde kabul edildiğinin varsayılacağı ve malın ayıplı kabul edilmeyeceğinin belirtildiğini, bu değerlendirmeye hukuken de vicdanen de katılmanın mümkün olmadığını, nitekim kumaşların, 3 farklı teslimatla teslim edildiğini ve her birinin bilirkişi değerlendirmesinde farklı sonuçlar alındığını, dava konusu olan iki tip tişört bulunduğunu, 25.03.2018 tarihli bilirkişi raporuna göre; kısa kollu tişörtlerde değerlendirmeye tabi tutulan patlama mukavemetinin “UYGUN DEĞİLDİR” sonucuna varıldığını, burada teknik şartnameye uygun görülmeyen hususun gramaj olmayıp hatlama mukavemeti olduğunu. Patlama mukavemetinin teknik şartnameye uygun olup olmadığının ise basit bir kontrolle anlaşılamayacağını ancak alanında uzman bilirkişi heyeti ve laboratuvar incelemesiyle anlaşılabileceğini, bu nedenle ayıbın açık ayıp olduğu ve basit bir incelemeyle anlaşılabileceği gerekçesi ile davanın reddinin hatalı olduğunu belirterek istinaf başvurusunda bulunmuştur. Dava eser sözleşmesi kapsamında ayıp nedeniyle sözleşmeden dönme, ödenen bedelin iadesi, cezai şart ve tazminat istemine ilişkindir. Davacı iş sahibi, davalı yüklenicidir.Davacı, taraflar arasında imzalanan sözleşme gereğince, davalı yüklenicinin, müvekkilinin ihalesini aldığı MSB İzmir Tedarik Başkanlığının İşçi tişörtü alımına ilişkin ihalesinde belirtilen özelliklerde işçi tişörtü imali için gerekli kumaşı, ihale şartnamesinde belirtilen özelliklerde temin etmeyi üstlendiğini, sözleşmede temin edilecek kumaşın özelliklerinin ihale şartnamesindeki teknik özelliklere uygun olacağının kararlaştırıldığını, davalının sözleşme ile üstlendiği kumaş temini edimini yerine getirdikten sonra müvekkilinin ihale uyarınca işçi tişörtlerini imal ederek ilgili bakanlığa teslim ettiğini, ilgili bakanlık satın alma komisyonunca yapılan teknik incelemede, tişörtlerin imal edildiği kumaşlarda ayıp tespit edilerek malın kabul edilmediğini, ayıbı derhal davalıya bildirdiklerini belirterek ayıplı imalat nedeniyle sözleşmeyi feshederek, sözleşme nedeniyle ödedikleri bedelin iadesi ile, cezai şart ve uğranılan zararın tazminini talep etmiş, mahkemece davanın reddine karar verilmiştir. Taraflar arasında 26/08/2015 tarihli kumaş alım sözleşmesi imzalanmıştır. Sözleşmenin konusu, sipariş formu ve ekinde yer alan ihale şartnamesinde teknik özellikleri belirtilen kumaşların üretim ve teslimi olup, kumaşların alıcıya 05/10/2015 tarihinde teslim edileceği, MSB işçi tişörtleri teknik şartnamesinde belirtilen talimatlara uygun olacağı düzenlenmiştir.Mahkemece taraflar arasındaki sözleşmeye konu ürünlerde belirlenen ayıbın tümünün açık ayıp olduğu belirtilerek süresinde ayıp ihbarında bulunulmadığından bahisle davanın reddine karar verilmiştir.Davacı, dava ile taraflar arasındaki sözleşmeyi feshettiğini belirterek ödediği bedelin iadesini, sözleşmenin 7.2 maddesinde öngörülen cezai şartı, masraf ve zararının tazminini talep etmiştir. Sözleşmenin konusu kumaş üretimine ilişkin olup davacı tarafça tek taraflı feshedilmiş ve ödenen bedelin iadesi talep edilmiş olmakla fesih geçmişe etkili istendiğinden sözleşmenin sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre tasfiyesi gerekir. Bu durumda davacı iş sahibi verdiklerini sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre geri isteyebilir ancak istenen cezai şart ifaya ekli ceza koşulu olduğundan ve sözleşmede de aksi öngörülmediğinden sözleşmenin geçmişe etkili feshi halinde istenemez. Sözleşmenin feshi nedeniyle uğranıldığı belirtilen zararın tazmini ise sözleşmenin haklı nedenle feshedilmiş olması ve diğer koşulların da varlığı halinde talep edilebilir. Buna göre mahkemece sözleşmenin geçmişe etkili feshedildiğinin kabulü ile inceleme ve araştırma yapılması gerekirken hatalı değerlendirme ile gerekmediği halde ayıp ihbarının süresinde yapılmadığı gerekçesi ile red kararı verilmesi hatalı olmuştur. Açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin istinaf talebinin kabulü ile usul ve yasaya uygun bulunmayan yerel mahkeme kararının 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince kaldırılarak yukarıda açıklanan şekilde sözleşmenin geçmişe etkili feshedildiğinin kabulü ile tasfiyenin sebepsiz zenginleşme hükümlerine yapılması gerektiğinden bu doğrultuda inceleme ve araştırma yapıldıktan sonra oluşacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi için dosyanın yerel mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE, 2-İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 05/11/2020 tarih, 2016/586 Esas, 2020/643 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA, 3-Dosyanın Dairemiz kararına uygun şekilde inceleme yapılarak yeniden bir karar verilmek üzere yerel mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 4-Davacı tarafından yatırılan istinaf karar harcının istek halinde kendisine İADESİNE, 5- Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda DİKKATE ALINMASINA, 6-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince KESİN olmak üzere 26/04/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.