Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2021/557 E. 2021/465 K. 09.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/557
KARAR NO: 2021/465
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 19. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 19/11/2020
NUMARASI: 2020/344 Esas (Derdest)
DAVANIN KONUSU: Menfi tespit
KARAR TARİHİ: 09/03/2021
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sırasında verilen ara kararına karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Dava, taraflar arasında düzenlenen eser sözleşmesi kapsamında verilen teminat mektubu nedeni ile menfi tespit ve bedelsiz kalan teminat mektubunun iptali talebine ilişkin olup, mahkemenin davalı vekilinin teminat mektubunun nakde çevrilmesinin önlenmesi yönündeki ihtiyati tedbir kararına vaki itirazın reddine dair ara kararına karşı davalı tarafça istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Davacı vekili, taraflar arasında turizm sektöründe faaliyet gösterilmek üzere İstanbul İli, Sarıyer İlçesi, … Cad., … ada … parsel sayılı zemin+2kat+çekme kat betonarme bina, su deposu 5 set ve 5 havuzu, ayrıca 2. sette bir bahçıvan evi bulunan taşınmazların 01/09/2015 tarihinden itibaren 49 yıl süreli yap işlet devret ve irtifak hakkı tanınmasına yönelik sözleşme akdedildiğini, sözleşmenin imzalanması akabinde, müvekkili tarafından sözleşmeye uygun şekilde gerekli projeler ve raporların hazırlandığını, sözleşmeye konu yapı Boğaziçi İmar Kanunu ile Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma mevzuatına bağlı yapı olduğundan Kültür ve Tabiat Varlıkları Kurulu ve Boğaz İçi İmar Müdürlüğü’nde gerekli işlemlere başlanıldığını, gerekli başvuru evraklarının sunulduğunu, sözleşmeye konu arsa üzerinde yer alan betonarme bina inşa edilmeden önce, arsa üzerinde betonarme binanın yerinde bulunan ve yangın sonucu ortadan kalkan tarihi nitelikteki yapının KTVKK’dan izin alınarak tarihi niteliğine uygun şekilde yeniden inşaa edilerek yeni inşa edilecek binaya Boğaziçi İmar Müdürlüğü’nden ruhsat alınması gerekeceğinden prosedürün düşünülenden uzun sürdüğünü, müvekkilinin tüm çabalarına rağmen söz konusu kurulların incelemeleri uzun sürdüğünden bir neticeye varılamadığını, son olarak ekte bir örneği sunulan 16/03/2020 tarihli yazı ile müvekkilinden bir takım belgeler talep edildiğini, 12/12/2019 tarihinde Çin’de ortaya çıkan ve corona virüs (Covid-19) olarak bilinen bulaşıcı salgın hastalığı mücbir sebep nedeniyle davalı taraf ile yapılan sulh görüşmelerinin sonuçsuz kalması nedeni ile sözleşmenin ifasının imkânsız hale geldiğini, bu nedenle Beyoğlu … Noterliği’nin 24/03/2020 tarihli, … yevmiye sayılı ihtarnamesi ile pandemiden kaynaklanan mücbir sebep hali nedeni ile sözleşmenin askıya alınması, ödemelerin ertelenmesi ve/veya uyarlanması hususunun ihtar edildiğini, ancak söz konusu ihtarnameye olumlu veya olumsuz bir dönüş alınamadığını, devam eden süreçte pandeminin yaratmış olduğu ekonomik olumsuzlukların ve fiziki imkansızlıkların devam etmesi ve davalı ile yapılan görüşmeler neticesinde bir sonuç alınamaması, sözleşme ilişkisinin devamını müvekkili şirket açısından çekilmez hale getiren önemli sebeplerin varlığı nedeni ile Beyoğlu … Noterliği’nin 01/07/2020 tarihli, … yevmiye sayılı ihtarnamesi ile sözleşmenin fesih edilerek, sözleşmeye konu taşınmazların tahliye edildiğinin bildirildiği, taşınmaza ait anahtarların teslim alınması aksi halde tevdi mahalli tayini talep edileceğinin ihtar edildiğini, davalıya teslim edilen depozito ve teminatların müvekkiline iadesi ile teminatların tahsili yoluna gidilmemesinin talep edildiğini, fesih sonrası 06/07/2020 tarihinde de taşınmazların tahliye edilerek anahtarlarının davalının vekili Av. …’e teslim edildiğini, fesih bildirimi neticesinde davalı tarafın kötü niyetli olarak bu davaya konu teminat mektubunun nakde çevrilmesi için girişimde bulunduğunu, taraflarınca alınan tedbir kararı neticesinde teminatın nakte çevrilmesinin engellendiğini ileri sürerek 01/09/2015 tarihli yap-işlet-devret sözleşmesi gereğince davalıya teslim edilen 1.500.000,00 TL bedelli 01/09/2015 tarihli, 520626 sayılı … Bankası Çağlayan Şubesi’nden verilme teminat mektubu nedeni ile müvekkilinin borçlu bulunmadığının tespitine, bedelsiz kalan teminat mektubunun iptali ile müvekkiline iadesine ve dava sonuna ve karar kesinleşene kadar teminatın nakte çevrilmemesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davacı tarafça sözleşmenin başlangıç tarihi olan 01/09/2015 tarihinden, sözleşmenin fesih edildiği 01/07/2020 tarihine kadar, sözleşme konusu taşınmaz üzerinde her hangi bir yapı inşa edilmediğini, hatta inşaat için ruhsata dahi başvurulmadığını, bu itibar ile sözleşme konusu taşınmaz üzerinde her hangi bir ticari faaliyet yürütülmediğini, taraflar arasında akdedilen sözleşmenin, haklı sebep olmaksızın davacı şirket tarafından feshedildiğini, müvekkili vakfın tüm iyi niyetine rağmen davacı tarafından sözleşme yükümlülüklerinin yerine getirilmediğini, bunun üzerine müvekkili vakıfça Beyoğlu … Noterliği’nin 05/06/2020 tarihli, … yevmiye numaralı ihtarnamesi keşide edilerek, ihtarnamenin tebliği ile en geç 01/07/2020 tarihine kadar; ihtar eden müvekkili …’nca ödenmek durumunda kalınan 23.700,20 TL tutarındaki emlak vergisi bedelinin …’nın banka hesabına yatırılması, aksi takdirde bedelin tahsili için cebri icra takibine başlanacağının ihtar edildiğini,ayrıca Beyoğlu … Noterliği’nin 27/03/2020 tarihli … yevmiye numaralı ihtarnamesinde belirtildiği üzere, sözleşme konusu taşınmaz üzerine yapı inşa edilmesi için gerekli işlemlere biran önce başlanması gerektiği, en geç 01/07/2020 tarihine kadar sözleşme konusu taşınmaz üzerinde, gerekli izin ve ruhsat başvurularının yapılarak inşaata başlanılması, aksi takdirde sözleşmenin 15. maddesi uyarınca akdin fesih olunacağı ve taşınmazı tahliye etmeleri gerekeceğinin bildirildiğini, ödenmesinin ertelenmesine karar verilen Nisan 2020 dönemi irtifak hakkı bedelinin 01/07/2020 tarihinde, Mayıs 2020 dönemi irtifak hakkı bedelinin 01/08/2020 tarihinde, Haziran 2020 dönemi irtifak hakkı bedelinin 01/09/2020 tarihinde muaccel hale geleceğinin ve sözleşme ile belirlenen yükümlülükler ile, ihtarname ile taraflarına tebliğ olunan ödeme yükümlülüklerinin zamanında ve eksiksiz olarak ifa edilmemesi halinde, müvekkili vakıf uhdesinde bulunan banka teminat mektubunun paraya çevrilmesinin talep edilerek muaccel tüm borçlarının tahsili cihetine gidileceğinin ihtar edildiğini, davacının sözleşme gereği olan ödenmemiş irtifak hakkı bedeli borcu bulunduğunu, ayrıca sözleşme tarihi olan 01/09/2015 tarihinden bugüne kadar yaklaşık 5 yıllık bir süre geçmesine rağmen sözleşme konusu taşınmaz üzerinde inşaat ve yapı yapılmadığından müvekkilinin sözleşmeden gerekli yararı sağlayamadığını, menfi zarara uğradığını, muaccel alacaklarının ve menfi zararların tazmini için Beyoğlu … Noterliği’ nin 05/06/2020 tarihli, … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile banka teminat mektubunun paraya çevrilmesinin talep edileceğinin ihtar olunduğunu ve temerrüt unsurunun oluştuğunu, bu nedenle davacının borcu olmadığının tespitine yönelik taleplerinin asılsız olduğunu, davacının covid-19 salgın hastalığı nedeni ile pandemi ilan edilmiş olmasının mücbir sebep olarak değerlendirilerek sözleşmesel edimlerini yerine getirmediği iddiasının samimi olmadığını, taraflar arasındaki sözleşmenin 01/09/2015 başlangıç tarihli olup, Covid-19 salgınının ülkemizdeki etkilerini Mart 2020 tarihi itibari ile göstermeye başladığını, buna paralel olarak alınan önlemlerin ise bu tarihten sonra alınmaya başlandığını, sözleşmenin devamı boyunca sözleşme konusu taşınmazda tabir yerinde ise bir çivi dahi çakmayan, taşınmaz üzerinde turizm de dahil olmak üzere herhangi bir ticari faaliyette bulunmayan davacının 5 yıla yakın bir sürenin sonunda salgın hastalığı bahane ederek sözleşme edimlerinden kaçınmaya çalışmasının inandırıcılıktan uzak olduğunu, davacı tarafça sözleşme gereği ödenmesi gereken bedellerin kira bedeli olmayıp, taşınmazda lehine tesis edilen irtifak hakkına karşılık bedel olduğunu, yine davacının sözleşme gereği olarak taşınmaz üzerinde inşai faaliyete başlamama nedeni olarak ruhsat prosedürünün uzun sürdüğü iddiasının da gerçek dışı olduğunu, zira davacının dava dilekçesi 5 numaralı ekinde ibraz ettiği yazı incelendiğinde, davacı tarafından başvurunun 14/10/2019 tarihinde yapıldığının görüleceğini, sözleşme tarihinden 4 yılı aşkın süre geçtikten sonra yapılan başvurunun inandırıcılıktan uzak olduğunu savunarak davanın ve tedbir talebinin reddine karar verilmesini istemiştir. İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2020/365 Değişik İş Esas sayılı dosyasından 16/07/2020 tarih, 2020/369 Karar sayılı kararı ile; … Bankası A.Ş ‘nin Çağlayan Şubesi’nden verilen 01/09/2015 tarihli, 520626 sayılı 1.500.000,00 TL bedelli teminat mektubunun nakde çevrilmesinin önlenmesi yolunda ihtiyati tedbir kararı verilmiştir. Bu karara davalı vakıf vekilince itiraz edilmesi üzerine İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce 16/09/2020 tarihli karar ile; söz konusu teminat mektubu hakkında esas dava açıldığından talebin asıl davanın açıldığı ve istinafa konu eldeki ara kararın verildiği mahkemece değerlendirilmesine karar verilmiştir. Mahkemece duruşma açılarak verilen 19/11/2020 tarihli ara karar ile, taraflar arasında düzenlenen yap -işlet – devret sözleşmesi gereğince verilen teminat mektubunun bedelsiz kalıp kalmadığının tespitinin yargılamayı gerektirdiği ve bu aşamada sunulan belgelerin yaklaşık ispat için yeterli olduğu gerekçesiyle ihtiyati tedbire vaki itirazın reddine karar verilmiştir. Davalı vekili istinaf dilekçesiyle, taraflar arasındaki 01/09/2015 başlangıç tarihli sözleşmenin, davacı tarafından 01/07/2020 tarihinde tek taraflı olarak sözleşme yükümlülükleri yerine getirilmemesine rağmen haksız nedenler ile fesholunduğunu, teminat mektubunun davacı yanca doğabilecek her türlü zararın ve inşaatın sorunsuz bitirilebilmesinin teminatı olarak verildiğini, müvekkilinin kamu yararına faaliyet gösteren bir vakıf olduğunu, zararının büyük olduğunu, yaklaşık 5 yıllık bir süre geçmesine rağmen sözleşme konusu taşınmaz üzerinde inşaat ve yapı yapılmadığını, bu nedenle müvekkili vakfın sözleşmeden gerekli yararı sağlayamadığını, menfi zarara uğradığını, muaccel alacakları ve menfi zararlarının tazmini için Beyoğlu … Noterliği’nin 05/06/2020 tarihli, … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile banka teminat mektubunun paraya çevrilmesinin talep edileceğinin ihtar olunduğunu, bu suretle temerrüt unsurunun oluştuğunu ve tedbir talep eden tarafın haklılığını yaklaşık olarak ispat edemediğini, bu nedenle mahkemece verilen ihtiyati tedbir kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek yerel mahkeme ara kararının kaldırılması için istinaf kanun yoluna başvurmuştur. Uyuşmazlık 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 470. ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Davacı yüklenici, davalı ise iş sahibidir. Taraflar arasında, mülkiyeti davalı vakfa ait İstanbul İli, Sarıyer İlçesi, … Mah., … Ada, … parsel sayılı taşınmaza ilişkin 01/09/2015 başlangıç tarihli, 49 yıl süreli yap- işlet- devret ve irtifak hakkı tanınması konulu sözleşme akdolunmuştur. Taraflar arasında akdedilen sözleşmenin; 2. maddesinde, sözleşme konusu taşınmazda yapı inşa edilmesi, 4. maddesinde, turistik konaklama, restaurant, davet, konser, defile, spa, özel gün, organizasyonu gibi her türlü turistik ve diğer amaçlara yönelik yapı ve ünitelerin oluşturulması ve bu faaliyet alanlarında ticari faaliyette bulunulması, 5. Maddesinde, inşaatın KTVKK’dan tasdik edilecek proje ve buna bağlı olarak Boğaziçi İmar Müdürlüğü’nden alınacak ruhsat tarihinden itibaren azami 36 ay içerisinde tamamlanması, 14. maddesinde, sözleşme süresi sonunda, üzerinde irtifak hakkı kurulan alan üzerindeki bütün yapı, yatırım ve tesisler, tüm mütemmim cüz ve teferruatlarıyla beraber her türlü borç ve taahhütlerden ari, sağlam, bakımlı, işler durumda ve bedelsiz olarak davalı vakfa teslim edileceği düzenlenmiştir. Sözleşmenin 8. maddesi gereğince davacı tarafından doğabilecek her türlü zararın ve inşaatın sorunsuz bitirilebilmesinin teminatı olarak davalı yana 1.500.000,00 TL bedelli 01/09/2015 tarihli, 520626 sayılı … Bankası Çağlayan Şubesi’ne ait teminat mektubu verilmiştir. Taraflarca sözleşme gereğince binanın iskan ruhsatının alınması akabinde mektubun iade edileceği kararlaştırmıştır. Dosya kapsamından davacı tarafça sözleşmenin başlangıç tarihi olan 01/09/2015 tarihinden sözleşmenin davacı tarafça fesih edildiği 01/07/2020 tarihine kadar, sözleşme konusu taşınmaz üzerinde her hangi bir yapı inşa edilmediği, inşaat için ruhsata başvurulmadığı sabittir. Bu husus tarafların da kabulündedir. Davacı taraf bu süreç içerisinde inşaat yapılmamasının nedeni olarak 2019 yılında Çin’de ortaya çıkan Covid-19 isimli salgın hastalığı ve bu hastalığın ülkemizdeki etkilerini ve taşınmazın niteliği gereği Boğaziçi İmar Kanunu ile Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma mevzuatına bağlı yapı olduğunu, bu kurumlara süresinde yapılan başvurulara rağmen ruhsat işlemlerinin tamamlanamadığını, müvekkilinin bu gecikmelerden sorumlu tutulamayacağını, bu nedenle sözleşme kapsamında taraflarınca verilen teminat mektubunun nakte çevrilmemesi yönündeki ihtiyati tedbirin yerinde olduğunu ileri sürmüş, davalı taraf ise salgın tarihine kadar davacı tarafça taşınmaz üzerine herhangi bir yapı yapılmadığından bu hastalığın ileri sürülmesinin iyiniyetli olmadığını, teminat mektubunun paraya çevrilmesi şartlarının oluştuğunu savunmuştur. HMK’nın 389. maddesi uyarınca “Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme sebebiyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir.” Aynı Kanun’un 390/3 maddesi, ”Tedbir talep eden taraf,  dilekçesinde  dayandıgı ihtiyati tedbir sebebini  ve türünü açıkca belirtmek ve  davanın esası yönünden  kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır” düzenlemesini içermektedir. Dosya kapsamı değerlendirildiğinde; dava dosyası henüz layihalar aşamasında olup, tarafların iddia ve savunmalarını ispatlayacak deliller tam olarak toplanmamıştır. Davacı yanın ruhsat başvurusuna yönelik iddiaları yargılamayı gerektirmektedir. Bu nedenle mahkemece dosya kapsamındaki delillerin doğru değerlendirilmesi suretiyle, yaklaşık ispat koşulu gerçekleştiği gerekçesiyle davacı vekilinin ihtiyati tedbir talebinin kabulüne karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Yaklaşık ispat kriterleri ile yargılama sırasında sunulacak delillere göre talep halinde ihtiyati tedbir şartları her zaman yeniden değerlendirilebilecektir. Açıklanan nedenlerle, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzeni gözetilerek yapılan istinaf incelemesi sonucunda, dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenler ve ileri sürülen istinaf sebeplerine göre, mahkeme ara kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1. bendi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-İstanbul 19. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 19/11/2020 tarih ve 2020/344 Esas sayılı ara kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince REDDİNE, 2-Alınması gereken 59,30 TL istinaf karar harcından peşin alınan 54,40 TL’nin mahsubu ile bakiye 4,50 TL istinaf karar harcının davalıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA, 3-Davalı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde BIRAKILMASINA, 4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 362/1-f bendi gereğince KESİN olmak üzere 09/03/2021 tarihinde oybirliği ile karar verildi.