Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2021/550 E. 2021/509 K. 11.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/550
KARAR NO : 2021/509
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 02/12/2020
NUMARASI: 2020/880 Esas, Derdest,
DAVANIN KONUSU: Alacak
KARAR TARİHİ:11/03/2021
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili, toplamda 12.997,31 TL bedelli faturalara konu işin eksiksiz olarak yapılıp teslim edildiğini, ancak fatura bedelinin ödenmediğini, borçlu firmanın borcunu kabul ettiğine dair kaşeli ve imzalı onaylı mutabakat formu sunduklarını, Silivri İcra Dairelerinde … Esas sayılı dosyası ile başlatılmış olan icra takibine yapılan itirazın hukuki dayanaktan yoksun tamamen ödemeyi geciktirmeye yönelik bir itiraz olduğunu belirterek, öncelikle teminat karşılığında borçlunun borcunu karşılayacak miktarda menkul ve gayrimenkul mallarıyla üçüncü kişilerdeki hak ve alacakları üzerine ihtiyati haciz konulması yönünde karar verilmesini, yargılama neticesinde de davalı borçlunun haksız ve hukuka aykırı itirazın iptaline, takibinin devamına, yıllık faiz oranının %13,75 olarak tespiti ile iş bu faiz miktarı ile takibin devamına, kötü niyetli borçlunun alacağının % 20’sinden aşağı olmamak üzere tazminata mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Mahkemece, 02/12/2020 tarihli ara kararı ile, dosya kapsamından alacağın varlığı, niteliği ve miktarı ancak yapılacak yargılama sırasında tarafların delillerinin toplanması ile belirleneceği, talebin yargılamayı gerektirdiği ve şartlar oluşmadığı gerekçesiyle, İİK 257/1 maddesinde koşulları taşımayan davacı vekilinin ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesinde, dava dilekçesindeki beyanları tekrarla birlikte, mutabakat formunda borçlu firmanın borcu kabul ettiğine dair kaşe ve imzası bulunduğunu, buna göre faturalarda yer alan hizmetlerin davalı tarafa eksiksiz ve sorunsuz olarak teslim edildiğini, bu formun alacağın varlığını gösteren bir delil olduğunu ve bununla kanunen aranan yaklaşık ispat ölçüsünün yerine getirildiğini, bu nedenle ihtiyati haciz taleplerinin kabulüne karar verilmesi gerektiğini, ilk derece mahkemesinin gerekçesinde ayrıntılı ve somut bir hususa yer verilmediğini, soyut olarak kanunen aranan şartların yerine getirilmediğinden hareketle talebin reddedildiğini belirterek, 02/12/2020 tarihli ara kararın kaldırılarak, taleplerin kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. Dava, TBK’nın 470 vd.maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesine (sac lazer kesim işine) ilişkin olarak, davacı yüklenici tarafından düzenlenen faturalara konu iş bedellerinin davalı iş sahibi tarafından ödenmediği iddiasıyla başlatılan ilamsız icra takibine yapılan itirazın iptali talebine ilişkin olup, bu kapsamda ihtiyati haciz talebinde de bulunulmuştur. İhtiyati haczi düzenleyen İ.İ.K.’nın 257. maddesi uyarınca, rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmemiş bir para borcunun alacaklısı, borçlunun yedinde veya 3. şahısta olan menkuller ve gayri menkul mallarını ve alacaklarıyla diğer haklarını ihtiyaten haczettirebileceği, borçlunun muayyen ikametgahı yoksa veya borçlu taahhütlerinden kurtulmak maksadıyla mallarını gizlemeye kaçırmaya veya kendisi kaçmaya hazırlanır yahut kaçar ya da bu maksatla alacaklının haklarını ihlal eden hileli işlemlerde bulunursa, borcun vadesi gelmemiş olsa bile ihtiyati haciz istenebileceği düzenlenmiştir. İhtiyati haciz talep eden, öncelikle dilekçesinde dayandığı ihtiyati haciz sebebini açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak, yasal delillerle ispat etmek zorundadır. Dosya kapsamı değerlendirildiğinde; davalı vekilince dosyaya sunulan cevap dilekçesi de dikkate alındığında taraflar arasında bir cari hesap ilişkisi olduğu, davacı tarafça sunulan 22/06/2020 tarihli mutabakat belgesinde cevap dilekçesine karşı bir itirazda bulunulmadığı hususları göz önünde bulundurulduğunda, İİK’nın 257.maddesindeki şartların ve yaklaşık ispat koşulunun yerine getirilip getirilmediğinin mahkemesince değerlendirmesi gerektiği, sadece talebin yargılamayı gerektirdiği gerekçesiyle yazılı olduğu şekilde ret kararı verilmesinin yerinde olmadığı anlaşıldığından, davacı vekilinin istinaf talebinin kabulü ile usul ve yasaya uygun bulunmayan yerel mahkeme kararının 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince kaldırılarak, yukarıda açıklanan şekilde inceleme ve araştırma yapıldıktan sonra oluşacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi için dosyanın yerel mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi açıklandığı üzere; 1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE, 2-Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin tarih, 2020/880 esas sayılı kararının KALDIRILMASINA, 3-Dosyanın Dairemiz kararına uygun şekilde inceleme yapılarak yeniden bir karar verilmek üzere yerel mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 4-Davacı tarafından yatırılan istinaf karar harcının istek halinde kendisine iadesine, 5-Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına, 6-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından davacı yararına vekâlet ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince KESİN olmak üzere 11/03/2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.