Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2021/504 E. 2021/507 K. 11.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/504
KARAR NO: 2021/507
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 15/01/2021
NUMARASI: 2020/677 Esas, Derdest,
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ:11/03/2021
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen ara karara karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: İhtiyati haciz ve ihtiyati tedbir talep eden vekili, müvekkili şirket ile davalı şirket arasında yapılan eser sözleşmesi kapsamında davalı şirket tarafından müvekkilinin hakedişlerinden kesilen 103.115,74 TL kesin teminat bedeli ile iş bedelinden kalan 97.686,26 TL’lik hakediş faturasının tahsili için başlatılan iki ayrı icra takibine davalı tarafça haksız olarak itiraz edildiğini, geçici kabul tutanağı ile sözleşme bedelinin 1.657.049,40 TL + KDV olduğunu, davalı tarafça kabul edildiğini, sözleşmeye konu işin usulüne uygun ifa edildiğini, asıl iş sahibi İBB tarafından davalı şirkete ait kesin teminatın da iade edildiğini, davalı şirketin geçici kabul tutanağı ile borcunu kabul ettiğini, kendisine gönderilen hakediş faturalarına da herhangi bir itirazda bulunmadığını belirterek, İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas ve … Esas sayılı icra takiplerine yapılan itirazların iptaline karar verilmesini, ayrıca davalının taşınır, taşınmaz malları ve üçüncü kişilerden olan alacakları üzerine İİK.m.257 ve takip eden maddeleri uyarınca teminatsız olarak, mahkeme aksi kanaatte ise uygun bir miktar teminat mukabilinde ihtiyati tedbir ve haciz konulmasına karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece, 10/12/2020 tarihli ara kararla, davacı vekilinin ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz taleplerinin ayrı ayrı reddine karar verilmiş, sonrasında davacı vekilince sunulan 13/01/2021 tarihli dilekçe ile davalı şirketin müvekkili şirkete iade etmesi gereken alacağın tahsilinin imkansız hale gelmemesi adına, davalının taşınır, taşınmaz malları ve üçüncü kişilerden olan alacakları üzerine İİK.m.257 ve takip eden maddeleri uyarınca teminatsız olarak, mahkeme aksi kanaatte ise uygun bir miktar teminat mukabilinde haciz konulmasına ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından yapılacak ödemenin tedbiren durdurulmasına karar verilmesi talep edilmiştir. Mahkemece istinafa konu 15/01/2021 tarihli ara kararla, HMK’nun 389. maddesi ile birlikte değerlendirildiğinde davacının talebini oluşturan teminat iadesinin dava konusu uyuşmazlığı oluşturduğunun kabulü mümkün olmadığı, dava konusu uyuşmazlıktan kastın malvarlığının mülkiyetinin taraflar arasında çekişmeli olması olduğu, davacının amacının davalıda var olduğunu iddia ettiği alacağını güvence altına almak olduğu gerekçesiyle, davacı vekilinin ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz talebinin ayrı ayrı reddine karar verilmiştir. Davacı vekili istinafında, alacağın varlığının kesin olarak ispatlanmasının zorunlu olmadığını, müvekkilinin üstlendiği işin süresinde bitirildiğini ve buna dair geçici kabul tutanağının imzalandığını, bu tutanakta işin sözleşmeye şartname ve projelerine uygun olduğunun tespit edildiğini ve sözleşme gereğince müvekkili şirkete ödenmesi gereken tutarın 1.657.049,40 TL + KDV olduğunun davalı tarafça kabul edildiğini, İİK’nın 258.maddesinde öngörülen yaklaşık ispatın sundukları belgelerle sağlandığını, dava konusu teminatın asıl iş sahibi İBB tarafından davalı/borçlu şirkete iade edildiğini, İBB’nin 13/10/2020 tarihli cevabi yazısında bu hususun belirtildiğini, bu yazı ekindeki 08/01/2020 tarihli cevabı yazısında da işin kesin kabulünün yapıldığının ifade edildiğini, davalı/borçlu mal kaçırma hazırlığı yaptığını, İBB tarafından ide edilen kesin teminat bedelinin de davalının kaçırma hazırlığı yaptığı para ve mallar arasında bulunduğunu belirterek, yerel mahkemenin ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz taleplerini reddine yönelik 15/01/2021 tarihli kararının kaldırılarak, bu taleplerinin kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. Dava, TBK’nın 470 vd.maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesi kapsamında, davacı yüklenicini hakedişlerinden yapılan kesin teminat kesintileri toplamı ile bakiye iş bedeline ilişkin olarak ayrı ayrı başlatılan ilamsız icra takiplerine yapılan itirazların iptali talebine ilişkin olup, bu kapsamda ihtiyati haciz ve ihtiyati tedbir talebinde de bulunulmuştur. İhtiyati haczi düzenleyen İ.İ.K.’nın 257. maddesi uyarınca, rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmemiş bir para borcunun alacaklısı, borçlunun yedinde veya 3. şahısta olan menkuller ve gayri menkul mallarını ve alacaklarıyla diğer haklarını ihtiyaten haczettirebileceği, borçlunun muayyen ikametgahı yoksa veya borçlu taahhütlerinden kurtulmak maksadıyla mallarını gizlemeye kaçırmaya veya kendisi kaçmaya hazırlanır yahut kaçar ya da bu maksatla alacaklının haklarını ihlal eden hileli işlemlerde bulunursa, borcun vadesi gelmemiş olsa bile ihtiyati haciz istenebileceği düzenlenmiştir. İhtiyati haciz talep eden, öncelikle dilekçesinde dayandığı ihtiyati haciz sebebini açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak, yasal delillerle ispat etmek zorundadır. Dosya kapsamına göre, davacı ve davalı şirketler arasında 02/11/2016 tarihli “Bayrampaşa Belediye Başkanlığı Yanı Zeminaltı Otopark İnşaatı Kaba Yapı Sözleşmesi” imzalanmış, bu kapsamda hazırlanan 9 adet hakediş ödemesi yapılmış, yine taraflar arasında 27/02/2018 tarihli geçici kabul tutanağı imzalanmıştır. Ödenen 9 hakediş bedeli toplamı 1.572.351,27 TL + KDV’dir. Davacı tarafça talep edilen bakiye iş bedeline ilişkin 01/02/2019 tarihli fatura bedeli 82.784,97 TL + KDV (97.686,26 TL) olup, davalı vekilince sunulan cevap dilekçesinde de belirtildiği üzere, talep edilen diğer kalem olan 103.115,74 TL’nin sözleşme kapsamında davacının hakedişlerinden kesilen kesin teminat bedeli olduğu, cevap dilekçesinde bu meblağın 2019 yılı sonunda muaccel hale geleceğinin belirtildiği anlaşılmaktadır. Mahkemece tüm bu hususlar ve dosya kapsamı göz önüne alınarak İİK’nın 257.maddesindeki şartların ve yaklaşık ispat koşulunun, icra takiplerinin tarihleri itibariyle her iki alacak talebi bakımından muacceliyet şartlarının da ayrı ayrı incelenmek suretiyle mahkemesince yeniden değerlendirilmesi gerektiğinden, ihtiyati haciz talebi bakımından mevcut gerekçeyle yazılı olduğu şekilde ret kararı verilmesi yerinde olmamıştır. İBB tarafından ödenecek teminatın durdurulması talebi bakımından ise ilk derece mahkemesince yapılan değerlendirme ve ret gerekçesini yerinde olup, davalının asıl iş sahibinden alacağı teminatın işbu davanın konusu olarak değerlendirilemeyeceği anlaşılmaktadır. Açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin istinaf talebinin ihtiyati tedbir talebi yönünden reddine, ihtiyati haciz talebi yönünden kısmen kabulü ile usul ve yasaya uygun bulunmayan yerel mahkeme kararının 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince kaldırılarak, yukarıda açıklanan şekilde inceleme ve araştırma yapıldıktan sonra oluşacak uygun sonuç dairesinde yeniden bir karar verilmesi için dosyanın yerel mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi açıklandığı üzere; 1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun ihtiyati tedbir talebi yönünden REDDİNE, ihtiyati haciz talebi yönünden KISMEN KABULÜNE, 2-İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin tarih, 2020/677 esas sayılı kararının KALDIRILMASINA, 3-Dosyanın Dairemiz kararına uygun şekilde inceleme yapılarak yeniden bir karar verilmek üzere yerel mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 4-Davacı tarafından yatırılan istinaf karar harcının istek halinde kendisine iadesine, 5-Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına, 6-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından davacı yararına vekâlet ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince KESİN olmak üzere 11/03/2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.