Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2021/489 E. 2021/869 K. 26.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/489
KARAR NO: 2021/869
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 02/04/2018
NUMARASI: 2014/273 Esas, 2018/440 Karar
DAVANIN KONUSU: Tazminat
KARAR TARİHİ: 26/04/2021
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ : Dava, taraflar arasında düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanan zararın rücuen tazmini istemine ilişkin olup, mahkemece davanın kabulüne dair verilen karara karşı, davalı vekilince istinaf talebinde bulunulmuştur. Davacı vekili, müvekkili kuruma verilen yetki doğrultusunda ihalesi yapılmış olan Avrupa Yakası 2006 yılı 2.Kısım Atıksu Kanalı, Yağmursuyu Kanalı ve Dere Islahı İnşaatı kapsamında Tavukçu deresinin E-5 Karayolu ile Marmara Denizi arasında prefabrik betonarme bloklarla dere ıslah inşaatı, atıksu ve yağmursuyu kanalları ile bunlara ait bağlantılar yapılması ile ilgili olarak taraflar arasında sözleşme imzalandığını, bu sözleşme kapsamında işe başlama ile bitirme arasındaki tüm zarar hasar kaza vs gibi durumlardan yüklenici davalının mesul olacağının kararlaştırıldığını, ıslahı yapılan derenin yağan yağmur sonrasında taşması sonucu dava dışı … Sigorta A.Ş. tarafından sigortalı aracın sel hasarına uğraması sonucu sigortanın müvekkili aleyhine açtığı İstanbul 5. İdare Mahkemesinin 20081676 esas sayılı dosyasında, mahkemece zararın ödenmesine hüküm verilmesi üzerine müvekkilinin 10.780,41 TL’yi sigorta şirketine ödediğini, bu zarardan davalı şirketin sorumlu olduğunu ileri sürerek, 10.780,41 TL’nin ödeme tarihinden işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili, söz konusu işte gerek çalışanların gerekse de çevre halkının her türlü can ve mal güvenliğini sağlayacak şekilde emniyet ve tedbirlerin alındığını, yapılan imalatların fen ve sanat kurullarına uygun olarak yapıldığını, ayrıca Dr. Remzi Kazancıgil Köprüsü ve Lale Sokak Köprüsü ana caddelerde yer aldığından bu köprülerin yapılması için gerekli izin alma işlemlerinin davacının sorumluluğunda olduğunu, Bakırköy 5 AHM’nin 2007/245 D.İş sayılı dosyasından delil tespiti talebinde bulunulduğu, müteahhitin bir kusurunun olmadığının belirlendiğini, başta İTÜ olmak üzere bir çok değişik bilirkişi kurullarınca söz konusu olayda müvekkilinin kusursuzluğu ve sorumluluğu bulunmadığı hususunun saptandığını, hem mevcut dere kesiti hem de köprü geçişlerinin yetersiz olmasından dolayı söz konusu yağışın oluşturduğu akışı taşıyamayacağı ve taşkına sebebiyet vereceğinin hesaplamalarla ortaya konduğunu, müvekkilinin herhangi bir kusur veya sorumluluğunun bulunmadığını savunarak, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece, taraflar arasında imzalanan 14/09/2006 tarihli Tavukcu Deresi E-5 ile Marmara Denizi arasındaki dere ıslahı ve çevre düzenleme işlerine ilişkin eser sözleşmesi kapsamında davalı rücuya tabi oluşan zararlardan sorumlu olup, davacının ödeme makbuzunda belirtilen ve taraflar arasında uyuşmazlık konusu da olmayan 10.560,40-TL ve karar da vekalet ücreti olan 220,00-TL olmak üzere 10.781,40-TL yönünden talebinde haklı olduğu gerekçesiyle, davanın kabulüne karar verilmiştir. Davalı vekili istinaf dilekçesinde, dava konusu yaşanan sel-seylap sonucu yıkılarak zarara sebebiyet veren köprülerin yıkılıp yerine kazık, kirişli köprüler yapılması işinin sözleşme kapsamında olmadığını, taşkın olayının yaşandığı tarih dahil söz konusu köprüler ile ilgili müvekkilinin bu sözleşme ile üstlendiği bir akdi yükümlülüğü bulunmadığını, yerel mahkemenin bu hususu hiç değerlendirmediğini, İTÜ araştırma grubunun hazırladığı resmi hesap raporunda davacının ıslah çalışmasından önceki bütün dere kesitlerinin 13-14 Ekim 2007 günkü yağışı taşıyamayacağının ve taşkına sebebiyet vereceğinin hesaplandığını, benzer davalarda müvekkili lehine verilen rapor ve kararların dikkate alınmadığını, bilirkişi raporu dahi alınmadan eksik inceleme ile karar verildiğini belirterek, yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Dava, dere ıslahına ilişkin sözleşme uyarınca ıslah işleminin usulüne ve tekniğine uygun yapılmaması nedeniyle yağış sonrası taşan derenin meydana getirdiği hasarlardan dolayı dava dışı şahıs tarafından açılan dava sonucu davacı idarenin ödemek zorunda kaldığı tazminatın rücuen davalıdan tahsiline karar verilmesi istemine ilişkin olup, uyuşmazlık 14.09.2006 tarihli Tavukçu Deresi’nin E-5 ile Marmara Denizi arasındaki (yaklaşık 2200 metrelik kısmın) dere ıslahı, atıksu ve yağmur suyu kanal inşaatı ve bunlara ait bağlantılar, bacalar ve yol üstü yapısı işleri nedeniyle çevre düzenleme işlerine ilişkin eser sözleşmesinden kaynaklanmıştır. Davacı iş sahibi, davalı ise yüklenicidir. İstanbul 5. İdare Mahkemesinin 2008/1676 Esas 2013/335 Karar sayılı ve 04.02.2013 tarihli kararı ile, hasarın, derenin ıslah çalışmaları sırasında yürütülen hatalı teknik uygulamalardan ve ıslah çalışmalarının neden olduğu etkilerden, bu kapsamda derenin bakım ve onarımından sorumlu olan davalı idarenin gerekli denetimleri yapmayarak yeterli önlemleri almamasından kaynaklandığı, davalıların zarardan sorumlu oldukları gerekçesiyle 13.491,84 TL maddi tazminat isteminin kabulüne karar verilmiş, davacı tarafça sigorta şirketine 10.780,41 TL ödeme yapılmıştır. Eser sözleşmelerinde kural olarak yüklenici işinin ehli ve basiretli bir iş adamı olarak yükümlendiği imalâtı fen ve sanat kurallarına, sözleşmeye, amacına uygun tamamlayarak teslim etmek zorundadır. Bu sorumluluğu işin uzmanı sayılan yüklenicinin özen borcunun sonucudur. Yüklenici işi yaparken iş sahibi ve üçüncü şahıslara verdiği zarardan sorumludur. İşin devamı sırasında iş sahibinin verdiği malzemenin veya gösterdiği arsanın kusurlu olması durumunda imalâtın noktası noktasına muntazaman icrasını tehlikeye koyacak bir durumun ortaya çıkması halinde yüklenici bundan iş sahibini haberdar etmediği takdirde sonucuna katlanmakla mükelleftir. Davalı vekili tarafından sunulan aynı olay nedeniyle açılan başka davalarda alınan bilirkişi raporlarında deredeki taşkının ve bunun meydana getirdiği zarar oluşumunun menfez, köprü ve üst geçitlerin projeyi yapan ve işin kontrollüğünü üstlenen iş sahibi İSKİ’nin sorumluluğunda olduğu, zararın kendi hizmet kusuruna dayalı olarak ödenmesinden davalı yüklenicinin sorumlu olmayacağı görüşüne yer verilmiştir. Oysa, davacı ile davalı arasındaki sözleşmenin eklerine ilişkin 9. maddesinde, bu eklerin sözleşmenin ayrılmaz parçası olduğu, idareyi ve yükleniciyi bağlayacağı kabul edilmiş; YİGŞ., İdari Şartname vb. ekler sayılmıştır. Sözleşme ekleri 1086 sayılı Yasa’nın 297 ve 6100 sayılı Yasa’nın 193/1. maddesi hükmünce delil sözleşmesi niteliğinde olup taraflarca ileri sürülmesi de mahkemece re’sen incelenmelidir. İdari Şartname’nin 18. maddesinde işin yapılacağı yerin görüldüğü, işin gerçekleştirilebilmesi için yüklenicinin teklifini etkileyebilecek risklerin, olağanüstü durumlar vb. diğer unsurlara ilişkin gerekli her türlü bilginin alındığı kabul edilmiş sayılacağı belirtilmiştir. Anılan Şartname’nin 72. maddesinde yüklenicinin all risk sigortası yaptırmak zorunda olduğu, herhangi bir zarar ve ziyan olması durumunda yüklenici tarafından karşılanacağı; Yapım İşleri Genel Şartnamesi’nin 9. maddesinde de sözleşme konusu yapım işinin kesin kabul tarihine kadar korunmasından yüklenicin sorumlu olacağı, kesin kabul tarihine kadar geçen süre içinde su baskını vs. gibi risklere karşı sigorta yapmak zorunda olduğu gibi ayrıca işin devamı sırasında çevre halkının zarar görmesi durumunda da 3. kişilere karşı mali mesuliyet sigortası yaptırmak zorunda olduğu hükümlerine yer verilmiştir. Yapım İşleri Genel Şartnamesi’nin 15. maddesi uyarınca yüklenicinin fen ve sanat kurallarına uygun olarak işi yapmayı, projelerin iş yerinin gereklerine fen ve sanat kurallarına uygun olduğunu kabul ettiği ve böylece işin teknik sorumluluğunu da üstlenmiş bulunduğu, kendisine verilen proje ve şartnamelere, fen ve sanat kurallarına uymadığı hususundaki karşı görüşlerini teslim ediliş tarihinden itibaren 15 gün içinde bir yazı ile bildirmek zorunda olduğu, bu sürenin aşılması halinde yüklenicinin itiraz hakkının kalmayacağı açıklanmıştır. Bu hükümler karşısında, idarenin zararın meydana gelmesinde kusurlu olduğundan söz edilmesi mümkün değildir. Taşkın nedeniyle meydana gelen zararda yukarıda değinilen maddeler uyarınca iş sahibi idareyi süresinde uyarmayan ve fen ve sanat kurallarına uygun, özen borcu gereği imalâtı gerçekleştirmekle yükümlü olan yüklenicinin bu yükümlülüğünü yerine getirmediği, zarardan sorumlu olduğu anlaşılmaktadır. Açıklanan nedenlerle, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzeni gözetilerek yapılan istinaf incelemesi sonucunda, dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenler ve ileri sürülen istinaf sebeplerine göre, Yargıtay Yüksek 15. Hukuk Dairesi’nin aynı nitelikte ve aynı taraflar arasında görülen davalardaki ilamları (T.27/01/2016, E.2015/2373, K.2016/458; T.27/01/2016, E.2015/2408, K.2016/457; T.27/01/2016, E.2015/5200, K.2016/459) da göz önüne alınarak, mahkeme kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1. bendi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-İstanbul 14.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 02/04/2018 tarih ve 2014/273 Esas, 2018/440 Karar sayılı kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan REDDİNE, 2-Alınması gereken 736,47 TL nisbi istinaf karar harcından davalı tarafça peşin olarak yatırılan 184,25 TL harcın mahsubu ile bakiye 552,22 TL harcın davalıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA, 3-Davalı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde BIRAKILMASINA, 4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince KESİN olmak üzere 26/04/2021 tarihinde oybirliği ile karar verildi.