Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2021/463 E. 2021/868 K. 26.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/463
KARAR NO: 2021/868
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 28/10/2020
NUMARASI: 2020/63 Esas, 2020/837 Karar
DAVANIN KONUSU: Menfi tespit
KARAR TARİHİ : 26/04/2021
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Dava, taraflar arasında düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili için başlatılan icra takibi nedeniyle borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkin olup, mahkemece davanın reddine dair verilen karara karşı, davacı vekilince istinaf talebinde bulunulmuştur. Davacı vekili, taraflar arasında çanta imaline ilişkin sözleşme akdedildiğini, davalı …’un avans ödemesi yaparak sipariş verdiğini, anlaşmanın mal tesliminin tek seferde yapılması şeklinde olduğunu, ancak davalı tarafın talebi üzerine parça parça teslimler ile sevkiyatın gerçekleştiğini, tüm malların teslim edildiğinin davalı şirket tarafından düzenlenen teslim formlarından anlaşılmakta olduğunu, dolayısıyla müvekkilinin edimini yerine getirdiğini, ancak buna rağmen davalı tarafın müvekkili aleyhine kötüniyetli olarak icra takibi başlattığını, müvekkilince icra takibine itiraz edilmişse de davalı tarafça bu kez İtirazın İptali davası açıldığını, ancak söz konusu davanın müvekkilinin o davadaki vekilinin ihmali nedeniyle müvekkili aleyhine sonuçlandığını, dosya istinaf incelemesinde olup davanın halen derdest olduğunu, bu nedenle müvekkilinin bu davayı açmak zorunda kaldığını ileri sürerek, müvekkilinin aleyhine başlatılan icra takibi nedeniyle davalılara borçlu olmadığının tespitine, davalı taraf aleyhine %20 kötüniyet tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı … vekili, davacının bu davayı açmakta hukuki yararının olmadığını, zira tarafları ve konusu aynı olan davanın halen derdest olduğunu, ayrıca davacının itirazın iptali davası açıldıktan sonra menfi tespit davası açmasında hukuki yararının bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir. Davalı şirket yetkilisi …, davacının bu davayı açmakta hukuki yararının olmadığını, zira tarafları ve konusu aynı olan davanın halen derdest olduğunu, ayrıca davacının itirazın iptali davası açıldıktan sonra menfi tespit davası açmasında hukuki yararının bulunmadığını, kaldı ki müvekkili şirketin davacı ile hiçbir ticari ilişkisinin bulunmadığını, dolayısıyla müvekkiline husumet yöneltilemeyeceğini savunarak, davanın reddini istemiştir. Mahkemece, tarafları ve konusu aynı olan Bakırköy 7.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2019/141 Esas sayılı dosyasında verilen kararın henüz kesinleşmediği, dolayısıyla davanın halen derdest olduğu, dolayısıyla davanın hukuki yarar dava şartı yokluğundan reddi gerektiği gerekçesiyle, davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesinde, mahkemenin yargılamanın aşamalarına ilişkin emredici kanun hükmüne uymadığını, delilleri toplanmadan, itirazları değerlendirilmeden ve diğer dava dosyası celp edilmeden karar verildiğini, kabul anlamına gelmemek kaydıyla davanın reddine değil açılmamış sayılmasına karar verilmesi ve yargılama gideri ile vekalet ücretinin buna göre takdir edilmesi gerektiğini, dava konusu ve içeriklerinin birbirinden farklı olduğunu, ayrıca davalı tarafın bu dava açılmadan önce yapılan arabuluculuk toplantısına katılmamış olması nedeniyle davalı lehine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmesinin doğru olmadığını, itirazın iptali davasında davacının o davadaki vekilinin ihmali nedeniyle davanın davacı aleyhine sonuçlandığını, müvekkilinin sözleşme uyarınca edimini yerine getirdiğini belirterek, yerel mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir. Dava konusu Bakırköy …İcra Müdürlüğü’nün … sayılı E. sayılı dosyası incelendiğinde, dosyamız davalısı … tarafından dosyamız davacısı aleyhine icra takibi başlatıldığı, davalının yasal sürede borca itirazı ile takibin durduğu anlaşılmaktadır. Bakırköy 7.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2019/141 Esas sayılı dosyası ile, davacı … tarafından davalı … aleyhine davalının Bakırköy …İcra Müdürlüğü’nün … sayılı takip dosyasına yaptığı itiraz nedeniyle 04/03/2019 tarihinde itirazın iptali istemiyle dava açılmış, mahkemenin 25.09.2019 tarih ve 2019/141 Esas, 2019/850 Karar sayılı kararı ile davanın kabulüne karar verilmiş olup, kararın istinaf edilmesi nedeniyle Dairemizin 2020/28 Esas sırasında kayıtlı olduğu anlaşılmıştır. İİK 67.maddesinde düzenlenen itirazın iptali davası, aynı Yasanın 72.maddesinde düzenlenen menfi tespit davasından daha geniş talepli bir dava olduğu için aralarında derdestlik anlamında bir ilişki bulunmamaktadır (Yargıtay HGK 02/06/2020 tarih 2017/19-892 E., 2020/305 K. sayılı emsal kararı). Öte yandan itirazın iptali davası açıldıktan sonra, itirazın iptali davasında savunma olarak ileri sürülebilecek hususlara ilişkin olarak Menfi Tespit davası açılmasında hukuki yarar bulunmamaktadır. Somut olaya döndüğümüzde, davacının itiraz iptali davası açıldıktan sonra aynı icra takibine ilişkin olarak takip alacaklısı davalı …’a karşı menfi tespit davası açmakta hukuki yararının bulunmadığı, ayrıca henüz davalı şirket tarafından başlatılan icra takibi olmadığından davalı şirkete yönelik dava açmakta da hukuki yararının bulunmadığı açıktır. O halde mahkemece davanın hukuki yarar dava şartı yokluğundan usulden reddi yönünde vermiş olduğu kararında bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Açıklanan nedenlerle, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzeni gözetilerek yapılan istinaf incelemesi sonucunda, dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenler ve ileri sürülen istinaf sebeplerine göre, mahkeme kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1. bendi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-Bakırköy 1.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 28/10/2020 tarih ve 2020/63 Esas, 2020/837 Karar sayılı kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan REDDİNE, 2-Alınması gereken 59,30 TL istinaf karar harcından peşin alınan 54,40 TL’nin mahsubu ile bakiye 4,90 TL istinaf karar harcının davacıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA, 3-Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde BIRAKILMASINA, 4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince KESİN olmak üzere 26/04/2021 tarihinde oybirliği ile karar verildi.