Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2021/391 E. 2021/938 K. 18.05.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/391
KARAR NO: 2021/938
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 17/09/2020
NUMARASI: 2018/726 Esas, 2020/373 Karar
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ: 18/05/2021
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili, davacının davalı taraftan 14.478,49 Euro alacaklı olduğunu, davalı tarafın borcunu ödememesi üzerine davacının İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasından icra takibi başlatıldığını, davalının haksız ve kötü niyetli olarak itiraz ettiğini ve takibin durduğunu, tüm bu nedenlerle davanın kabulü ile borçlunun itirazının iptaline, takibin devamına, davalının alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, yetki itirazında bulunduklarını, yetkili mahkemenin Bakırköy Asliye Ticaret Mahkemeleri olduğunu, taraflar arasında herhangi bir akdi ilişkinin bulunmadığını, davacı yan tarafından düzenlenen davaya konu faturanın 14/12/2012 tarihinde davalı yana tebliğ edildiğini ve faturanın davalı yan tarafından 19/12/2012 tarihinde davacı yana iade edildiğini, bu sebeple faturanın kesinleşmediğini, davalı yanın davacı yana herhangi bir borcunun bulunmadığını, tüm bu nedenlerle davanın reddine, davacının alacağın %20’sinden az olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece, sözleşme ilişkisinin ispat edilemediği, bu nedenle yetkisinin HMK madde 6’ya göre belirleneceği, borçlunun adresinin Bakırköy olduğu, buna göre geçerli bir icra takibinin bulunmadığı gerekçesiyle, HMK’nın 114/2.maddesi yollamasıyla İİK’nın 67.maddesnideki yasal koşullar oluşmadığından davanın usulden reddine karar verilmiştir. Davacı vekili istinafında, HMK’nın 114/2 maddesi yollaması ile İİK’nın 67.maddesinden hareketle geçerli HUMK’un 10.maddesi uyarınca akdin ifa edileceği yer icra dairesinin de yetkili olduğunu, akdin ifa yerinin belirli olması durumunda BK’nın 73 ve HUMK’un 10.maddesine göre alacaklının yerleşim yeri icra dairesi ve mahkemelerinin yetkili olduğunun kabul edilmemekte olduğunu, taraflar arasında yazılı sözleşmenin davalı tarafın kötü niyeti nedeniyle imzalanmadığını, ancak … Isıtma ve Soğutma Sistemi ve Yer Kaynaklı Isı Pompası yapımı konusunda sözlü bir sözleşme bulunduğunu, bu sözleşmenin ifa yerinin şüpheye yer bırakmayacak şekilde Taksim/İstanbul olduğunu, bu nedenle yerel mahkemenin davalının yetki yönünden itirazını yerinde görerek davayı usulden reddetmesinin hatalı olduğunu, hakimin davayı aydınlatmak ödevinin ve re’sen araştırma ilkesini yerine getirmediğini, bu kapsamda keşif ve tanık dinlenmesi taleplerinin reddedildiğini, sundukları deliller değerlendirilmeden karar verildiğini belirterek, kararın kaldırılmasını ve davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. Taraflar arasındaki uyuşmazlık, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu 470 ve devamı maddelerinde düzenlenen iddia edilen eser sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. HMK m.6’da düzenlenen yetki kuralı uyarınca genel yetkili mahkeme, davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesidir. Genel yetki kuralı yanında, kanunda bazı davalar bakımından özel yetki kurallarıyla başka bir yer mahkemesinin de yetkisi kabul edilmiştir. HMK’nın 10. maddesi uyarınca sözleşmeden doğan davaların sözleşmenin ifa edileceği yer mahkemesinde de açılabileceği bir özel yetki kuralı olarak düzenlenmiştir. Kural olarak, özel yetki genel yetkiyi kaldırmaz. Eser sözleşmelerinde yetkili mahkeme, genel yetki kuralı gereği davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesi veya işin yapıldığı yer mahkemesi de yetkilidir. Somut olayda, davalı borçlu icra dairesinin yetkisine itiraz etmiştir. İtirazın iptali davalarında borçlu icra dairesinin yetkisine de itiraz etmişse davayı gören mahkemenin öncelikle icra dairesinin yetkisine yönelik itirazı incelemesi gerekir. İcra ve İflas Kanunu’nun “Yetki” başlıklı 50/1. maddesinde aynen “para veya teminat borcu için takip hususunda HMK’nın yetkiye dair hükümleri kıyas yoluyla tatbik olunur. Şu kadar ki, takibe esas olan akdin yapıldığı icra dairesi de takibe selahiyetlidir” düzenlemesine yer verilmiştir. Taraflar arasında sözlü eser sözleşmesi ilişkisi oldğu sabit olup, eser sözleşmelerinde bedele ilişkin dahi olsa uyuşmazlıklarının tamamına yakınının, işin yapıldığı yerde keşfi ve karşılıklı borçların birlikte gözönünde bulundurulmasını gerektirmesi, dolayısıyla isabetli denetim, sürat ve usul ekonomisi açısından, TBK’nın 89/I/1 maddesi hükmü uyarınca para borçları götürülecek borçlardan olduğundan bahisle davanın davacının ikametgahında da açılabileceğine yönelik düzenlemesi eser sözleşmelerinde uygulanmaz (Yargıtay 15. HD. 24.01.2013 gün ve 973-345 sayılı kararı) Eser sözleşmelerinde yetkili icra dairesi/ mahkeme genel kural gereği davalının ikametgahı veya ifa yeri (sözleşmenin yerine getirildiği yer) dairesi/mahkemesidir. Davalı borçlunun icra dosyasında süresinde ve usulünce yetkili icra dairesini de (davalının yerleşim yeri – Bakırköy) göstererek icra dairesinin yetkisine itiraz etmiş olduğu anlaşılmakla, yukarıda yapılan açıklamalar ve düzenlemelere göre mahkeme kararı usul ve yasaya uygun olup, davacının TBK’nın 89/I/1 maddesi (BK’nın 73 maddesi) hükmüne dayalı istinaf sebebi doğru olmadığından davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1. bendi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 17/09/2020 tarih ve 2018/726 Esas, 2020/373 Karar sayılı kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan REDDİNE, 2-Alınması gereken 59,40 TL istinaf karar harcından peşin alınan 54,40 TL’nin mahsubu ile bakiye 4,90 TL istinaf karar harcının davacıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA, 3-Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde BIRAKILMASINA, 4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince KESİN olmak üzere 18/05/2021 tarihinde oybirliği ile karar verildi.