Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2021/362 E. 2021/866 K. 26.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/362
KARAR NO: 2021/866
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 24/04/2018
NUMARASI: 2016/802 Esas, 2018/446 Karar
DAVANIN KONUSU: İtirazın iptali
KARAR TARİHİ: 26/04/2021
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Dava, taraflar arasında düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili için başlatılan icra takibine vâki itirazın iptali istemine ilişkin olup, mahkemece davanın kabulüne dair verilen karara karşı, davalı vekilince istinaf talebinde bulunulmuştur. Davacı vekili, müvekkili ile davalının da ortağı olduğu adi ortaklık arasında süregelen ticari ilişkiye istinaden müvekkilinin 33.421,04 TL cari hesap alacağı olduğunu, alacağın tahsili için başlatılan icra takibinin davalının haksız itirazı ile durduğunu ileri sürerek, itirazın iptali ile takibin devamına, icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, taraflar arasında yazılı bir cari hesap sözleşmesi bulunmaması nedeniyle bir cari hesap borcunun söz konusu olmadığını, dava dışı diğer adi ortak tarafından davacı aleyhine açılan başka bir dava bulunduğunu, o dava sonuçlanmadan davacının bu davada alacaklı olup olmadığının tespit edilemeyeceğini savunarak, davanın reddini ve kötüniyet tazminatına hükmedilmesini istemiştir. Mahkemece, bilirkişi raporları çerçevesinde davacının usulüne uygun olarak tutulmuş ticari defter kayıtlarında bulunan bakiye alacağının takip konusu alacak olduğu, bu alacağın kayıtlanmasına ilişkin herhangi bir usulsüzlük bulunmadığı, her iki taraf ticari defterinde kayıtlı olan 31/05/2014 vadeli … numaralı 16.751,21- TL tutarlı çekin tahsiline ilişkin kayda rastlanılmadığı, her iki taraf defterlerinde de 2015 yılına devrettirildiği, davacının 33.421,04 TL … iş ortaklığından alacaklı olduğunun anlaşıldığı, 09/04/2012 tarihli inşaat işleri sözleşmesi hükümleri incelendiğinde sözleşme ile borç altına giren adi ortaklığın borçlarından ortaklarından her birinin ve bu çerçevede davalı ortağın sorumlu olduğu, her ne kadar davalı taraf İstanbul 11 ATM’de görülen 2015/527 esas sayılı dosyada adi ortaklığın davacı şirketten olan alacağın tahsili istemiyle dava açılmış olduğunu bu davanın sonucu itibariyle davacının açmış olduğu adi ortaklıktan olan alacak istemi yönünden sonucu etkileyecek nitelikte olduğunu, bekletici mesele yapılmasını talep etmiş ise de dava dışı diğer ortağın davacıdan olan alacağının dava konusu olan bu eser sözleşmesinden kaynaklı alacak istemi olduğu kabul olsa dahi diğer dava dosyasındaki davacı borcunun, bu alacağın varlığına ve miktarına bir etkisi bulunmadığı, usul ekonomisi gereği bekletici mesele yapılması talebinin yerinde olmadığı, alacağın likit nitelikte alacak olması nedeniyle icra inkar tazminatı talebinin de yerinde olduğu gerekçesiyle, davanın kabulüne karar verilmiştir. Davalı vekili istinaf dilekçesinde, dava dilekçesinde dava konusu alacağın davacı ile adi ortaklık arasındaki eser sözleşmesinden doğan cari hesap alacağı olduğunun belirtilmediğini, dolayısıyla ön inceleme duruşmasında iddianın genişletilmesine muvafakatleri bulunmadığının bildirildiğini, ancak dikkate alınmadığını, bilirkişi incelemesinin yukarıda anlatılan nedenle davacı defterlerinde müvekkili hesapları üzerinde değil, dava dışı adi ortaklığın hesapları üzerinde yaptırılması gerektiğini, ancak müvekkili hesapları üzerinde inceleme yaptırıldığını, adi ortaklığın borçları araştırılmakta ise adi ortaklığın defterleri üzerinde de araştırma yapılması gerektiğini, adi ortaklığın borcu sebebiyle dava açılmamış olmakla beraber, tahkikat buna göre yürütüldüğü için adi ortaklığın diğer ortağı dava dışı … Ltd. Şirketinin alacağı sebebi ile davacı aleyhine açılmış olan İstanbul 11. ATM. 2015/527 Esas sayılı dosyadaki yargılamanın neticesinin de bekletici mesele yapılması gerektiğini belirterek, yerel mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir. Davacı … davalı ile … Ltd. Şti.’nin oluşturduğu adi ortaklık arasında akdedilen 09/04/2012 tarihli sözleşme incelendiğinde, davacıya ait taşınmazda kurulacak cam ambalaj fabrikasının inşaatı, çevre düzenlemesi ve altyapı bağlantılarının yapılması işine ilişkin eser sözleşmesi olduğu görülmüştür. Dava konusu İstanbul …İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyası incelendiğinde, davacı tarafından davalı ile dava dışı … Ltd. Şti. aleyhine 33.421,04 TL asıl alacak üzerinden cari hesaba dayalı icra takibi başlatıldığı, davalının yasal sürede borca itirazı ile onun yönünden takibin durduğu görülmüş, diğer borçlunun itirazına rastlanılmamıştır. Davacı iş bu davada adi ortaklıktan olan cari hesap alacağını istemekte ise de, daha önce dava dışı … Ltd. Şti. tarafından gerek dosyamız davacısı ve gerek davalısı aleyhine İstanbul 11.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2015/527 E. sayılı dosyası üzerinden aynı sözleşme ilişkisi kapsamında alacak davası açıldığı, alınan bilirkişi raporunda gerek dosyamız davacısı defterleri, gerekse dava dışı iş ortaklığı defterlerine göre dosyamız davacısının borçlu olduğu yönünde tespitte bulunulduğu, mahkemece davacı …’in İş Ortaklığından alacaklı olmadığı, diğer iddialarını da ispatlayamadığı gerekçesiyle davanın reddedildiği, kararın 10/09/2019 tarihinde kesinleştiği anlaşılmaktadır. O halde iş bu davada mahkemece, davacının adi ortaklıktan cari hesap alacağının bulunup bulunmadığının tespiti için öncelikle davacının ve dava dışı adi ortaklığın ticari defter kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılması, bu inceleme sırasında yukarıda sözü edilen dava dosyasının da delil olarak değerlendirilmesi ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, sadece davacı ile adi ortaklardan biri olan davalının ticari defter kayıtları üzerinde inceleme yaptırılarak ve anlaşılamayan şekilde sadece davacı kayıtlarına itibar edilerek bir karar verilmesi doğru olmamıştır. Açıklanan nedenlerle, 6100 sayılı HMK’nın 355.maddesi uyarınca, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzeni gözetilerek yapılan istinaf incelemesi sonucunda, davalı vekilinin istinaf talebinin kabulü ile, usul ve yasaya uygun bulunmayan yerel mahkeme kararının HMK’nın 353/1-a-6. bendi gereğince kaldırılarak, yukarıda açıklanan şekilde inceleme ve araştırma yapıldıktan sonra, oluşacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi için dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE, 2-İstanbul 2.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 24/04/2018 tarih, 2016/802 Esas, 2018/446 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA, 3-Dosyanın Dairemiz kararına uygun şekilde inceleme yapılarak yeniden bir karar verilmek üzere yerel mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 4-Davalı tarafından yatırılan istinaf karar harcının istek halinde kendisine İADESİNE, 5-Davalı tarafça yapılan istinaf yargılama giderinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda DİKKATE ALINMASINA, 6-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince KESİN olmak üzere 26/04/2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.