Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2021/3573 E. 2022/44 K. 12.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/3573
KARAR NO: 2022/44
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 15/10/2021
NUMARASI: 2021/441 Esas, 2021/939 Karar
DAVANIN KONUSU: İtirazın iptali
KARAR TARİHİ: 12/01/2022
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili, davalı borçlu hakkında Bakırköy … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile icra takibine geçildiğini, davalı borçlunun takibe itiraz ederek takibin durmasına sebebiyet verdiğini, davalı taraf ile müvekkili arasında imzalanan 16/02/2012 tarihli sözleşmeye ilişkin ödemelerin zamanında yapılmaması sebebi ile davalı tarafa düzenlenen faturaların üzerinde yazdığı üzere “Vadesinde ödenmeyen faturalara aylık % vade farkı uygulanır.” şeklinde yazılmış olması ve davalı tarafında bu durumu kabul etmesi ile davacı müvekkili ile davalı tarafın 28/08/2012 tarihli … sıra numaralı KDV dahil 10.000,00 TL vade farkı faturası düzenlenmesi konusunda mutabık kalmaları neticesinde davacı müvekkili tarafından iş bu faturanın düzenlendiğini ve davalı tarafa teslim edildiğini, davacı müvekkili ile davalı arasındaki imzalanan sözleşmeye dayalı cari hesap neticesi sonunda davacı müvekkile alacağın doğduğu 26/08/2012′ den itibaren reeskont gecikme faizi ile birlikte icra masraf ve vekalet ücreti hariç 21.407,60 TL borçlu bulunduğunu beyanla davalı borçlunun Bakırköy … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı icra dosyasına yapmış olduğu itirazın iptali ile icra tazminatı olarak %20’den az olmamak üzere tazminata hükmedilmesine, alacağa yapılan itirazın kaldırılması, takibin reeskont faizi ile devamına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davanın yetkisiz mahkemede açıldığını, Sakarya mahkemelerinin yetkili olduğunu, müvekkili şirketin davacı tarafa herhangi bir borcu bulunmadığını, davacı tarafın faturaya konu hizmetin yerine getirildiğini ispat yükümlülüğü altında olduğunu, müvekkili şirketin temerrüde düşürülmeden faiz talep edilemeyeceğini belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece, TBK 89.maddesi uyarınca para borçları götürülecek borçlardan olup alacaklının icra takibini kendi ikametgahında bulunan icra müdürlüğünde yapabileceği gibi, yine davayı da kendi ikametgahında bulunan mahkemede açabileceği, davacının adresinin … Mah. … Yolu No:… Esenyurt/İstanbul olduğu, buna göre davacının icra takibini ve davasını adresi itibariyle kendi ikametgahının bulunduğu yer icra dairesinde ve mahkemesinde yada genel yetki kuralı uyarınca davalının ikametgahının bulunduğu yer icra dairesinde ve mahkemesinde açması gerektiği, bu durumda icra takibinin davacının adresinin bulunduğu yer Büyükçekmece İcra Dairesi yahut genel yetki kuralı uyarınca davalının adresinin (… Mh. …Cd. No:… Arifiye/Sakarya) bulunduğu yer Sakarya İcra Dairelerinde başlatılması gerektiği, ancak icra takibinin yetkili icra müdürlüğünde yapılmadığı anlaşılmakla davalının Bakırköy … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyasında yetkiye yönelik yapmış olduğu itiraz yerinde görülmekle yetkili icra dairesinde yapılmış bir takip bulunmadığı gerekçesiyle davanın dava şartı yokluğu sebebiyle reddine karar verilmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesinde, yetki itirazının ve davanın bu sebeple reddine karar verilmesinin yerinde olmadığını, HMK’nın 17. Maddesinde yetki sözleşmesinin düzenlendiğini, taraflar arasındaki 16/02/2012 tarihli sözleşmede yanlar arasında meydana gelebilecek uyuşmazlıklarda Bakırköy icra daireleri ve mahkemelerinin yetkili olarak tayin edildiğini, bu sebeple yapılan icra takibi ve açılan davanın usulüne uygun olarak taraflar arasında imzalanan sözleşmeye göre yetkili icra dairesi ve mahkemesinde açıldığını belirterek, yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir. Mahkemelerin yetkisi 6100 sayılı HMK’nın 5 ilâ 19 maddeleri arasında düzenlenmiştir. HMK’nın 6. Maddesine göre genel yetkili mahkeme, davalı gerçek ya da tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesidir. Yerleşim yeri 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu hükümlerine göre belirlenir. TMK’nın 19. Maddesine göre gerçek kişilerin yerleşim yeri, sürekli kalma niyetiyle oturduğu yerdir. Aynı Kanunun 51. Maddesine göre tüzel kişilerin yerleşim yeri ise, kuruluş belgesinde başka bir hüküm bulunmadıkça işlerinin yönetildiği yerdir. HMK’nın 10. Maddesine göre sözleşmeden doğan davalar, sözleşmenin ifa edileceği yer mahkemesinde de açılabilir.HMK’nın 17. Maddesine göre tacirler veya kamu tüzel kişileri, aralarında doğmuş veya doğabilecek bir uyuşmazlık hakkında, bir veya birden fazla mahkemeyi sözleşmeyle yetkili kılabilirler. Taraflarca aksi kararlaştırılmadıkça dava sadece sözleşmeyle belirlenen bu mahkemelerde açılır. HMK’nın 18. Maddesine göre ise, tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edemeyecekleri konular ile kesin yetki hallerinde, yetki sözleşmesi yapılamaz. Yetki sözleşmesinin geçerli olabilmesi için yazılı olarak yapılması, uyuşmazlığın kaynaklandığı hukuki ilişkinin belirli veya belirlenebilir olması ve yetkili kılınan mahkeme veya mahkemelerin gösterilmesi şarttır.6098 sayılı TBK’nın 89. maddesine göre, borcun ifa yeri konusunda aksine bir anlaşma yoksa, para borçları, alacaklının ödeme zamanındaki yerleşim yerinde; parça borçları, sözleşmenin kurulduğu sırada borç konusunun bulunduğu yerde; bunların dışındaki bütün borçlar, doğumları sırasında borçlunun yerleşim yerinde ifa edilir. Para borçlarının alacaklının yerleşim yerinde ifa edileceğine dair TBK’nın 89. maddesindeki kural salt para alacakları ile ilgili olup, eser bedeline ilişkin alacak istemleri yönünden uygulanamayacağı Yargıtay 15. Hukuk Dairesi’nin yerleşik kararlarıyla da kabul edilmektedir. (bkz. Yargıtay 15. Hukuk Dairesi’nin 02/10/2015 tarih ve 2015/3705 esas, 2015/4747 karar; 24/03/2015 tarih ve 2014/3179 esas, 2015/1457 karar; 23/02/2015 tarih ve 2014/2485 esas, 2015/922 karar sayılı kararları) Somut olayda, taraflar arasında 16/02/2012 tarihli sözleşme imzalanmış olup, bu sözleşme niteliğince bir eser sözleşmesidir. Eser sözleşmelerinde yetkili mahkeme HMK’nın 6. Maddesine göre genel yetkili mahkeme olan davalının ikametgahı mahkemesi veya Kanun’un 10. Maddesinde düzenlenen sözleşmenin ifa edileceği yer mahkemesidir. Davacı, eser sözleşmesinden kaynaklanan uyuşmazlıklarda davasını bu iki yer mahkemesinden birinde açabileceği gibi, tarafların tacir veya kamu tüzel kişisi olması kaydıyla HMK’nın 17. Maddesi gereğince yetki sözleşmesi ile kararlaştırdıkları yerde de açabilir. Davalı taraf süresinde yetki itirazında bulunmuş ve davalının ikametgahının bulunduğu Sakarya mahkemelerinin yetkili olduğunu bildirmiştir. Taraflar arasındaki sözleşmenin 4.9.maddesinde Bakırköy mahkemeleri ve icra dairelerinin sözleşmenin yorumlanmasından ve ifasından kaynaklanan veya bunlarla ilgili her türlü anlaşmazlığın çözümünde yetkili olduğu hükme bağlanmıştır.Tarafların her ikisi de tacir olduğundan, sözleşmenin 4.9.maddesinde düzenlenen yetki sözleşmesi hukuken geçerlidir. Sözleşmede, bu yetki kuralının aksine, davanın başka bir yer mahkemesinde, genel yetkili davalının ikametgahı mahkemesinde ya da ifa yeri mahkemesinde açılabileceğine ilişkin bir düzenleme de yapılmamıştır.Davacı alacaklı tarafından icra takibinin Bakırköy …İcra Dairesinde yapıldığı, itiraz üzerine davanın da Bakırköy 2.Asliye Ticaret Mahkemesinde açıldığı anlaşılmaktadır. Bu durumda, yetki sözleşmesi taraflar için bağlayıcı olduğundan ve icra takibi ve davanın sözleşme ile yetkili kılınan Bakırköy icra dairesi ve mahkemesinde açıldığından, yerel mahkemece işin esası incelenip sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekirken, bu husus gözardı edilerek, eser sözleşmelerinde uygulama yeri bulunmayan ve salt para alacaklarına ilişkin olan TBK’nın 89. Maddesi gereğince yetkili icra dairesinde takip yapılmadığı gerekçesiyle, dava şartı yokluğundan davanın reddine karar verilmesi hatalı olmuştur.Açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile, usul ve yasaya uygun bulunmayan yerel mahkeme kararının HMK’nın 353/1-a-6.bendi gereğince kaldırılarak, yukarıda açıklanan şekilde işin esası hakkında inceleme yapılıp sonucuna uygun karar verilmek üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi açıklandığı üzere; 1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE, 2-Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 15/10/2021 tarih, 2021/441 esas, 2021/939 karar sayılı kararının KALDIRILMASINA, 3-Dosyanın Dairemiz kararına uygun şekilde inceleme yapılarak yeniden bir karar verilmek üzere yerel mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 4-Davacı tarafından yatırılan istinaf karar harcının istek halinde kendisine iadesine, 5-Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,6-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti takdirine yer olmadığına,Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince KESİN olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.12/01/2022