Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2021/3534 E. 2022/279 K. 09.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/3534
KARAR NO: 2022/279
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 22/03/2021
NUMARASI: 2014/322 Esas, 2021/343 Kara
DAVA: İtirazın İptali
BİRLEŞEN BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ 2014/712 ESAS – 2014/480 KARAR SAYILI DOSYASI
DAVA: İtirazın İptali
BİRLEŞEN BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ 2009/765 ESAS – 2011/53 KARAR SAYILI DOSYASI
DAVA: Alacak
BİRLEŞEN BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ 2009/766 ESAS – 2009/732 KARAR SAYILI DOSYASI
DAVA: Alacak
KARAR TARİHİ: 09/02/2022
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Asıl davada davacı vekili, müvekkili firma ile davalı firma arasında teati edilen sipariş belgesine dayalı olarak müvekkili firmanın, davalı Muş’da yapmakta olduğu çimento fabrikasının çelik yapı bölümlerinin imalatını ve montajını malzemeli olarak üstlendiğini, ürünleri Polatlı Organize Sanayi Sitesinde kurulu … Ltd. Şti. ait çelik yapı fabrikasında hazırlatarak anlaşmaya göre Muş’da teslim ve yerinde montajını yaptırdığını, bu işlerle ilgili ücretlerin faturalarını davalı firmaya gönderdiğini, davalı firmanın iş devam etmekteyken edimine göre ödemesi gereken sürede 15/08/2008 tarihli ve … numaralı 55.070-TL imalat faturasını, 03/09/2008 tarihli ve …nolu 74.092-TL imalat faturasını, 18/09/2008 tarihli … nolu, 123.394-TL montaj faturalarını ödemediği gibi montajla ilgili edimlerden de kaçınarak müvekkili firmanın işi yaptırdığı … firmasının montajı sürdürmesine izin vermediği için daha önceki faturalardan montaj sonrasında ödenmek üzere alıkoyduğu %5 kesintilerin toplamı olan 31.800-TL’yi de haklı olarak istemesine rağmen davalının bu alacağı da ödemekten kaçındığını, davalının edimlerinden kaçınarak sözleşmenin uygulanmasını durdurması üzerine müvekkili firmanın Bakırköy … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile davalı aleyhine faizi ile birlikte toplam 297.542,04 TL tutarında ödeme emri göndererek icra takibi başlatıldığını, davalının bu takibe karşı itirazda bulunduğunu ve takibin durduğunu, davalının itirazının haksız ve yersiz olduğunu belirterek, borçlunun itirazının iptaline, takibin devamına, %40’dan aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı … Tic. A.Ş. vekili cevabında, davacı ile müvekkili şirket arasında müteaddit tarihli onaylı sipariş formlarının imza edildiğini, davacının üstlendiği imalat ve montaj işlerini tamamlamadığını, müvekkilinin bu nedenle mağdur olmamak için yarıda bırakılan ve süresinde tamamlanmayan işleri 3. Şahıslara yaptırmak zorunda kaldığını, davacının icra takibini dayandırdığı 15/08/2008, 03/09/2008 ve 18/09/2008 tarihli faturalardan bahsetmekte olduğunu, 27/05/2008 tarihli faturadan bahsetmediğini, davacı kendi iddia ve beyanları ile çelişki içerisinde olduğunu, davacının icra takibine dayanak gösterdiği 27/05/2008 tarihli ve 31.800-TL tutarındaki faturanın ne hukuken ne de fiilen mevcut olmadığını, davacının dayandığı faturaların yok hükmünde olduğunu ve hukuken geçersiz olduğunu, müvekkili şirketin tüm yükümlülüklerini eksiksiz yerine getirdiğini belirterek, davanın reddine ve davacı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.Birleşen (Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/712 E.) dosyasında davacı vekili, davacı şirket ile davalı …Tic. A.Ş. arasında teati edilen sipariş belgesine dayalı olarak davacı firmanın, davalının Muş’da …A.Ş. adına yaptırmakta olduğu çimento fabrikasının çelik yapı bölümlerinin imalatını ve montajını malzemeli olarak üstlendiğini ve Polatlı Organize Sanayi Sitesinde kurulu … Ltd. Şti ait çelik yapı fabrikasında hazırlatarak anlaşmaya göre Muş’da teslim ettiğini, bu işlerle ilgili ücretlerin faturalarını davalı firmaya gönderdiğini, davalı firmanın iş devam etmekteyken edimine göre ödemsi gereken sürede 16/09/2008 tarihli ve … numaralı 31.216-TL imalat faturasını ödemediği gibi montajla ilgili edimlerinden de kaçınarak davacı firmanın işi yaptırdığı … firmasının montajı sürdürmesine de izin vermemekle sözleşmenin uygulanmasını fiilen durduğunu, bu nedenle müvekkilinin davalı aleyhine Bakırköy … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası üzerinden faiziyle birlikte toplam 31.953-TL tutarında ödeme emri göndererek icra takibi başlattığını, davalı takibe itirazda bulunduğundan takip durduğunu belirterek, itirazın iptaline, takibin devamına, % 40’dan aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatın hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı … Tic. A.Ş. vekili cevabında, davacı taraf bitirmeyi taahhüt ettiği işin imalatı için gerekli olan bir takım malzemeleri edinemediği için taraflar arasında sözlü bir anlaşamaya varılarak bu malzemelerin davalı şirketçe sağlanması konusunda mutabık kalındığını, bu boruların davalı şirketçe başka bir firmadan satın alındığını ve davacı firma ile aralarındaki anlaşmaya uygun olarak satın alınan malzeme bedelinin davacı firmaya fatura edildiğini, söz konusu fatura 10/09/2008 tarihli … nolu ve 41.822,41-TL bedelli fatura olduğunu, bu faturayı karşı tarafın kabul ettiğini, bu fatura uyarınca takas mahsup talebinde bulunduklarını, ancak davacı tarafın bu fatura bedelini ödemediğini belirterek, takas mahsup taleplerinin kabulünü ile davanın reddini ve kötüniyetli davacı aleyhine % 40 oranında icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.Birleşen (Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2009/765 E.) dosyasında davacı vekili, asıl davadaki anlatımlarını tekrar ederek, müvekkili …’nun davacı şirketin yetkilisi ve sorumlusu olarak manevi kayıplar yaşadığını, Ankara’da oturduğu ev adresine dahi haciz geldiğini, müvekkillerinin bu yaşananlar nedeniyle maddi ve manevi zararlarının toplamının 65.000,00 TL olduğunu, dava konusu olay nedeni ile uğranılan zararların teknik inceleme ile tespit edilebileceğini belirterek, bu nedenlerle davacı şirketin uğramış olduğu 15.000,0 TL maddi ve davacı …’nun uğradığı 50.000,00 TL manevi zarar olmak üzere 65.00,00 TL tazminatın davalıdan alınarak müvekkillerine verilmesini dava ve talep etmiştir. Davalı …Tic. A.Ş. vekili cevabında, derdestlik itirazında bulunduklarını, aynı konuda Bakırköy 3 Asliye Ticaret mahkemesinin 2009/134 E. numarası ile açılan davanın devam ettiğini belirtmiş, asıl davaya sunduğu cevaplarını tekrar etmiş, müvekkiline montaj hususunda yüklenen herhangi bir yükümlülük bulunmadığını, bu nedenlerle müvekkili şirkete haciz ihbarnamelerinin gönderildiğini, davacı tarafın basiretli ve öngörülü bir tacir gibi davranmak zorunda olup tamamlayamayacağı işlere imza atmaması gerekirken böyle davranmadığını belirterek, davanın reddini talep etmiştir. Birleşen (Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2009/766 E.) dosyasında davacı vekili, birleşen Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/712 E. Dosyasındaki anlatımlarını tekrar ederek, bu nedenlerle davacı şirketin uğramış olduğu maddi zararlara ilişkin olarak, fazlaya ilişkin talep ve dava haklarının saklı kalmak kaydıyla 15.000,00 TL’nin davalıdan alınarak müvekkiline verilmesini talep ve dava etmiştir. Mahkemece, ana dava bakımından; mali açıdan incelemelere dair mahkemece en son alınan 26/04/2018 tarihli ana rapor ve 07/01/2021 tarihli ek rapora itibar edilerek hükme esas alındıkları, konuya ilişkin olarak alınan 8.12.2015 tarihli son raporda yapılan teknik ve mali incelemeye göre, mali yönden, davacının 2008 yılı ticari defterlerinin lehine delil niteliğinin bulunmadığı, 2009 yılı ticari defterlerinin lehine delil niteliğinin bulunduğu, davacının ticari defterlerine göre takip tarihi (05.11.2008) itibariyle davacının davalıdan 284.925,30 TL alacaklı olduğu, davalının 2008 ve 2009 yılları ticari defterlerinin lehine delil niteliğinin bulunduğu, davalının ticari defterlerine göre takip tarihi (05.11.2008) itibariyle davalının davacıya 98.151,53 TL borçlu olduğu, teknik heyete göre, işin 15.8.2008 ve 3.9.2008 tarihli faturalarda yer alan kısmının yapıldığı ve bu faturalarda yer alan miktarın talep edilebileceği, bu faturalardan % 5’lik montaj payı düştüğünde davacının alacağının 122.704,66 TL olduğu, birleşen Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/712 Esas Sayılı dosyası bakımından; taraflar arasındaki sipariş onay formu niteliğindeki sözleşmelerden (29.7.2008 tarihli) doğan yüklenicinin imalat ediminin 9.620 kiloluk kısmının iş sahibine teslim edildiğinin davalı vekilinin cevap dilekçesinde, 1.4.2013, 3.5.2011 tarihli ve Muş Sulh Hukuk Mahkemesinin 2009/23 Değişik İş Sayılı dosyası üzerinde yapılan inceleme sonucu oluşturulan bilirkişi raporlarında sabit olduğunu, 1.4.2013 tarihli bilirkişi raporunda, çelik konstrüksiyon imalat ve montajı uygulamalarında, teslim edilen imalata göre ödeme yapılma uygulamasının benimsendiği, taraflar arasındaki sözleşmenin ödeme şekline ilişkin ve özel spefikasyonlar kısmındaki düzenlemesi göz önüne alınarak, tamamlanan imalatlara ilişkin hak edişlerin % 95’lik kısmının imalatın tesliminden sonra 16 gün içinde ödenmesi uygulaması karşısında tarafların BK m. 364/II’ya uygun şekilde tamamlanan imalatın ödemesinin hemen yapılması konusunda anlaştıkları sonucuna varıldığı, her ne kadar davalı tarafça kalite kontrol dosyası doldurulup kendilerine teslim edilmediği için ödeme yapılmadığı savunulmuşsa da 9.620 kiloluk kısmının iş sahibine teslim edildiği göz önüne alındığında bu miktarda imalatın bedelinin istenebileceği, bu imalat için dosya kapsamındaki teknik bilirkişi raporlarında ve mali incelemede 20.9.2018 tarih ve 31.216,90 TL bedelli fatura düzenlendiği ve bu faturanın davalıya gönderilip, ticari defterlerine kaydedildiği, bunun yanında davalı şirketçe davacının talebi üzerine alınan ve davacıda bulunan 41.822,41 tutarlı boru bedelinin 5.9.2008 tarihli fatura ile sabit olduğu, davalının temin ettiği malzeme bedellerinin anlaşmaya göre davacıdan tahsili gerektiği, buna göre takas şartlarının oluştuğu, takasa konu bedelin davacı alacağından fazla olduğu, birleşen 2009/765 esas ve 2009/766 esas sayılı dava dosyaları yönünden; son heyetten alınan raporun atıf yaptığı 1.4.2013 tarihli teknik heyet raporunda, yüklenici tarafından işin yalnızca % 8.22’lik kısmının yapıldığı, üzerine düşen edimleri tam bir şekilde yerine getirmediği gibi davacının kendi kusuru ile söz konusu eser sözleşmelerinden kaynaklanan işlerin yapımını geciktirdiği ve davacının işi geciktirmesinin sürekli ve çekilmez hale gelmesi üzerine de davalılar … şirketinin haklı olarak söz konusu sözleşmelerin konusunu oluşturan işlerin davacı tarafından yapımını fiilen durduğu ve dolayısıyla eski BK. Md. 358/f.1 (yeni TBK md. 473/f.1) hükmü uyarınca sözleşmeleri zımnen feshettikleri ve bu feshin haklı olduğuna mahkemece kanaat edinildiği, bu nedenle davacıların davalılardan bu yüzden uğradıkları maddi ve manevi zararların tazminini talep edemeyecekleri gerekçesiyle, mahkememiz ana davası yönünden davanın kısmen kabulü kısmen reddi ile; davalının aleyhine yapılan Bakırköy …İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takip dosyasına yapmış olduğu itirazın kısmen iptaline, takibin asıl alacak miktarı olan 122.704,66 TL üzerinden devamına,-asıl alacağa davacının takip talebindeki miktarı aşılmamak üzere takip tarihinden itibaren reeskont faizi işletilmesine, davacının icra inkar tazminatı talebinin ve davalının da reddedilen kısma ilişkin kötü niyet tazminatı taleplerinin şartları oluşmadığından ayrı ayrı reddine, mahkememize ait 2014/322 esas sayılı dava dosyası ile Birleşen Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2014/712 esas sayılı dava dosyası yönünden; davanın reddine, davalının şartları oluşmayan kötü niyet tazminatı taleplerinin reddine, mahkememize ait 2014/322 esas sayılı dava dosyası ile birleşen mahkememize ait 2009/765 esas sayılı dava dosyası yönünden; davanın reddine, mahkememize ait 2014/322 esas sayılı dava dosyası ile birleşen mahkememize ait 2009/766 esas sayılı dava dosyası yönünden; davanın reddine karar verilmiştir. Davalı … Tic. A.Ş. vekili istinafında, mahkeme kararının dayanağını oluşturan bilirkişi raporlarının eksik, hatalı ve dosya içeriği deliller ile bağdaşmaktan uzak olduğunu, davacı şirket ile müvekkili şirket arasında imzalanan 14.05.2008 ve 27.05.2008 tarihli sözleşmelerin, yüklenici davacının eseri tamamlamasından sonra kendisine ödeme yapılacağına dair bağlayıcı hükümler içerdiğini, davacı yüklenicinin ilk iki siparişi teslim ettikten sonra montaj işlemine başlamadığı gibi aciz duruma düşmesi nedeniyle iş programına devam edemediğini, işi terk ettiğinden müvekkili davalının yüksek maliyet ile işi başkasına gördürmek zorunda kaldığını, bu ihlale rağmen, müvekkili şirketin cezai şart maruz kaldığı zarar nazara alınıp tartışılmadan, yüklenici tarafından düzenlenen iki adet faturaya konu işlerin yapıldığından bahisle fatura tutarlarının ödenmesine karar verilmesinin hatalı olduğunu, 26.0.2018 tarihli bilirkişi raporunda; davacının 2008 yılı defterlerinin delil niteliği bulunmadığı belirtilmesine karşın, bu defterlerde yer almayıp 2009 yılı defterlerine yansıyan ve davacının müvekkili şirketten 284.925,30 TL alacak göründüğüne işaret edilerek, 2008 ve 2009 yılı defterleri geçerli delil sayılan müvekkili şirketin defterlerine göre borç miktarının 98.151,53 TL’den ibaret olduğunun gözden kaçırılması tenakuz oluşturduğundan, hükme esas alınamayacağını, kabule göre de, 08.12.2015 tarihli bilirkişi raporunun 10. sayfasının xi-2. paragrafına yansıdığı üzere; davacının borçlusu bulunduğu Ankara …İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasından müvekkili şirkete gönderilen İİK’nun m. 89/1 haciz ihbarnamesine istinaden, müvekkili şirket tarafından davacı adına, o dosyanın alacaklısına ödenen 92.118,00 TL asıl alacak ile 30.757,18 TL faiz olmak üzere toplam 122.875,18 TL tutarındaki ödemenin mahsubu hususunda kararda yer verilmemesinin de hukuka aykırı olduğunu belirterek, kararının, ana davaya ilişkin (gerekçeli kararın 1.maddesine konu) kısım yönünden kaldırılmasına, ana davanın esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davacı vekili istinafında, dava konusu uyuşmazlık hukuki niteliği itibariyle tam iki tarafa borç yükleyen bir eser sözleşmesi olmasına karşın, TBK m.179 ve 470-486 hükümleri kapsamında hiçbir değerlendirme yapılmadığını, asıl ve birleşen dava dosyaları bakımından gerçeği yansıtan tek raporun 4.02.2013 tarihli bilirkişiler Prof. Dr. …ve … tarafından düzenlenen rapor ile 20.03.2013 tarihli … ve … tarafından düzenlenen ayrık rapor olduğunu, ayrıca 20.03.2013 tarihli ayrık raporun 4.sayfasının son paragrafında bilirkişilerce cezai şarta dair yapılan değerlendirmelerin doğru olmadığının, Ankara 6. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/160 E.sayılı dosyasında davalıların cezai şarta dair açmış olduğu davanın reddedilmesiyle ispatlandığını, bu ret kararının Yargıtayca da onandığını, Mahkemenin bu raporlara göre işlem yapması gerektiğini, mahkemenin asıl dava bakımından montaj işlemlerinin kimden kaynaklı olarak yerine getirilmediği, yani kusurun hangi tarafa ait olduğu tartışılmadan ihtimallere dayalı bilirkişi raporuna göre karar verildiğini, ayrıca kararda 047141 numaralı 123.394.-TL bedelli montaj faturasından bahsedilmeden diğer fatura bedellerinden %5 montaj bedeli düşülerek müvekkili firmanın alacağının toplam 122.704,66.-TL olduğuna karar verildiğini, oysaki 4.02.2013 tarihli raporun 24.sayfasının 4.paragrafının sonunda ve 5.paragrafındaki açıklamalarla dava konusu olayda imalatın yerine ulaştırılamaması ve montajın gecikmesi olayında davalı firmanın tam kusurlu olduğuna kanaat getirildiğini, bu bilirkişi raporundaki değerlendirmeler kapsamında taraflar arasındaki eser sözleşmelerinde ifa imkansızlığının ortaya çıkmasında iş sahibi davalı firmanın kusurlu olduğunu, bu nedenle müvekkilinin TBK m.485 uyarınca yaptığı işin değeri ile bu değere girmeyen giderlerini ve ayrıca tazminat isteme hakkının bulunduğunu, buna göre, mahkemenin takibe konu edilen faturaların toplam tutarı olan 252.557,28 TL ile %5 montaj kesintileri toplamı olan 31.800 TL ve ayrıca davalı firmaya taraflarından gönderilen ihtarnameyi esas almak üzere takip tutarına işleteceği faiz üzerinden davanın kabulüne karar vermesi gerekirken kısmen kabulü ile kısmen reddine dair verdiği kararın dosyadaki kanıtlarla çelişmekte olduğunu, kaldı ki, davalı tarafın tam kusurlu olduğuna dair belge ve bilirkişi raporu dosya mündericatında mevcut olmasına rağmen, 2009/765 E. ve 2009/766 E.sayılı dava dosyalarında, davalılara yönelik maddi ve manevi tazminat taleplerinin reddedilmesinin yasaya aykırı olduğunu, ayrıca, davalının taraflarınca temerrüte düşürüldüğü iadeli taahhütlü ihtarnamenin, ifa talebi bulunmadığı gerekçesiyle ihtar olarak değerlendirilmemesinin yanlış olduğunu, söz konusu ihtarda yazıda belirtilen kalemlerin 1 hafta içinde ödenmesi talebinin mevcut olduğunu, birleşen Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/712 E.sayılı dosyası bakımından davalı tarafın takas def’inin kabul edilerek davanın reddine karar verilmiş olmasının da hatalı olduğunu, davalının işi için sipariş edilen ve gönderilen bir mal nedeniyle müvekkilinin borçlu sayılmasının doğru olmadığını, kaldı ki, piyasa değeri olmayan, hurda değerinden başka ekonomik bir değeri olmayan özel imalat boru bedelini müvekkilinin ödemesi için, anlaşmaya göre imalata devam edilmesi ve bu borular kullanıldıkça bedelinin gelen faturadaki miktarına göre fatura bedelinden düşülerek tasfiye edilmesi gerektiğini, bu imalatın daha ilk giden bölümünün bedelini 16 gün içinde ödememek suretiyle TBK m.479/2’ye göre muaccel borcunu yerine getirmeyen iş sahibinin boru bedelini istemeye hakkı olmadığını, ayrıca asıl davada davalılar aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmemesinin de hatalı olduğunu, inceleme sonucunda davalı firmanın borçlu olduğu ortaya çıkmakla, borcunu haksız bir şekilde ödemediğinin anlaşıldığını belirterek, kararının kaldırılarak, asıl dava bakımından davanın kabulü ile davalı tarafın %40 oranında icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, birleşen tüm davalar yönünden de davaların kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.Taraflar arasındaki uyuşmazlık, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu 470 ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Davacı-birleşen davacı yüklenici, davalı-birleşen davalılar ise iş sahibidir. Asıl davada, davacı yüklenici … Ltd. Şti. ile davalı iş sahibi … arasında sipariş üzerine kurulan eser sözleşmesi ilişkisi kapsamında, bakiye iş bedelinin ve %5 kesintilerin tahsiline ilişkin olarak başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali, Birleşen 2009/765 Esas sayılı davada, aynı sözleşme ilişkisi kapsamında, davalı iş sahibi tarafından sözleşmenin uygulanmasının durdurulması nedeniyle, davacı şirket ve diğer davacı şirket yetkilisinin uğradığı belirtilen maddi ve manevi zararların tazmini,Birleşen 2014/712 Esas sayılı davada, davacı yüklenici … Ltd. Şti. ile davalı iş sahibi … A.Ş. arasında sipariş üzerine kurulan eser sözleşmesi ilişkisi kapsamında, bakiye iş bedelinin tahsiline ilişkin olarak başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali, Birleşen 2009/766 Esas sayılı davada, aynı sözleşme ilişkisi kapsamında, davalı iş sahibi tarafından sözleşmenin uygulanmasının durdurulması nedeniyle, davacı şirketin uğradığı belirtilen maddi zararların tazmini talep edilmiştir. Dosya kapsamına göre, davacı … Ltd. Şti. ile asıl ve birleşen dosyaların davalıları … ve … A.Ş. arasında sipariş üzerine kurulan ayrı ayrı eser sözleşmesi ilişkileri bulunduğu ve her iki sözleşme ilişkisinin de ifa ile sonuçlanmadan eylemli olarak feshedildiği tarafların kabulünde ve ihtilafsızdır.Asıl davaya konu icra takibinde talep edilen 4 adet faturadan 15/08/2008 tarihli 55.070,00 TL bedelli ve 03/09/2008 tarihli 74.092,00 TL bedelli olanların davalı tarafın ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, bu nedenle bu faturalarda yer alan miktarların davacı tarafından davalıdan talep edilebileceği, ancak mahkemece alınan bilirkişi raporlarında belirtildiği üzere, bu faturalara konu mallara ilişkin montaj işlemi davacı tarafından yapılmadığından ve fatura bedellerine montaj bedeli de dahil olduğundan, bu fatura bedellerinden %5’lik montaj payının düşülmesi gerektiği, bu düşüm yapıldığında geriye 122.704,66 TL bakiye iş bedeli alacağı kaldığı, ilk derece mahkemesince de belirlenen bu bedel doğrultusunda asıl davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olmasının yerinde olduğu anlaşılmıştır.Birleşen 2014/712 Esas sayılı davaya konu icra takibinde talep edilen 20/09/2018 tarihli 31.216,90 TL bedelli faturanın da davalı tarafın ticari defterlerine kaydedildiğinden, bu miktar kadar iş bedeli alacağı olduğunun ispat edilmiş olunduğu, ancak davalı iş sahibi tarafından ileri sürülen takas-mahsup savunmasına ilişkin 05/09/2008 tarihli 41.822,41 TL bedelli “boru bedeline” ilişkin iade faturasının da davacı defterlerinde kayıtlı olması karşısında davacı tarafın bu fatura kapsamında talep edebileceği bir alacağının kalmadığı, takasa konu bedelin davacı alacağından fazla olduğu, bu nedenle ilk derece mahkemesince de bu doğrultuda birleşen 2014/712 Esas sayılı davanın reddine karar verilmiş olmasının yerinde olduğu anlaşılmıştır.Birleşen 2009/765 ve 2009/766 Esas sayılı davalardaki maddi ve manevi tazminat taleplerine ilişkin olarak ise, davacı yüklenici tarafından, her iki sözleşme ilişkisinin de davalı iş sahiplerinin kusurlu eylemleri neticesinde sonlandırıldığının ve bu kapsamda zararlarının oluştuğunun ispat edilememiş olduğu, mahkemece alınan son bilirkişi heyeti raporunun atıf yaptığı 01/04/2013 tarihli teknik heyet raporundaki değerlendirmelerden de anlaşılacağı üzere, davacı yüklenicinin kendi kusuru ile söz konusu eser sözleşmelerinden kaynaklanan işlerin yapımını geciktirdiği ve bu nedenle davalı ve birleşen davalı iş sahibi şirketler tarafından sözleşmelerin konusunu oluşturan işlerin davacı tarafından yapımının haklı olarak fiilen durdurulduğu, buna göre davacının sözleşme ilişkisinin sonlandırılması nedeniyle davalı ve birleşen iş sahibi şirketlerden maddi ve manevi tazminat talebinde bulunamayacağı, ilk derece mahkemesince de bu doğrultuda birleşen 2009/765 ve 2009/766 Esas sayılı davaların ayrı ayrı reddine karar verilmiş olmasının yerinde olduğu anlaşılmıştır.Açıklanan nedenlerle, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzeni gözetilerek yapılan istinaf incelemesi sonucunda, dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenler ve ileri sürülen istinaf sebeplerine göre, mahkeme kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, taraf vekillerinin istinaf başvurularının HMK’nın 353/1-b-1. bendi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1-Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 22/03/2021 tarih ve 2014/322 Esas, 2021/343 Karar sayılı kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, taraf vekillerinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan REDDİNE, 2-Davacı …Tic. Ltd. Şti.’den asıl ve birleşen davalar için alınması gereken toplam 322,80 TL (80,70×4) istinaf karar harcından peşin alınan 237,20 TL’nin (59,30×4) mahsubu ile bakiye 85,60 TL istinaf karar harcının davacıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA, 3-Davalı … tarafınca asıl dava için yatırılması gereken 8.381,96 TL nisbi istinaf karar harcından peşin olarak yatırılan 2.098,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 6.283,56 TL harcın bu davalıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA,4-Taraflarca yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerlerinde BIRAKILMASINA,5-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından taraflar yararına vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK’nın 361. maddesi gereğince kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay’da temyiz yolu açık olmak üzere 09/02/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.