Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2021/3529 E. 2021/2490 K. 28.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/3529
KARAR NO: 2021/2490
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 19/11/2021
NUMARASI: 2021/736 Esas (Derdest)
DAVANIN KONUSU: Menfi tespit
KARAR TARİHİ: 28/12/2021
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sırasında verilen ara kararına karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili; müvekkili şirket ile davalı şirket arasında 11/08/2021 tarihinde fason üretim sözleşmesi imzalandığını, davacı müvekkilinin var olan ticari ilişkiye güvenerek davalıya sparişleri zamanında teslim etmesi için 32 adet çek verdiğini, müvekkili şirketin bu çeklerden vadesi gelen 13 adedini işin gecikmemesi ve eksiksiz tamamlanacağı umuduyla ödediğini, ancak davalının sözleşmedeki yalnızca ilk parti 88.000 adet polar pijamayı gecikmeli teslim edebildiğini, geri kalan ürünleri ise taahhüt ettiği süre içerisinde teslim etmediğini, davalı yanca zamanında teslim edilmeyen ürünlerin müvekkili şirket tarafından farklı fason üreticilerine yaptırmak zorunda kalındığını, bunun için de ayrıca ek maliyetlere katlandığını, sonuç olarak davacı müvekkilinin vermiş olduğu çekler karşılığı malları teslim alamadığından davalıya borçlu olmadığının tespiti ile verilmiş bulunan ve henüz vadesi gelmemiş olan 19 adet 1.452.000,00 TL bedelli çeklerin bedelsiz kaldığının tespiti ile iptaline; ayrıca bankaya ibrazında arkasına karşılıksız ibaresinin yazılmaması, TCMB’ne bildirilmemesi ve icra takibine konu edilmemesi için İİK’nın 72.maddesi uyarınca %15’i kadar teminat karşılığı ihtiyati tedbir kararı verilmesine karar verilmesini istemiş; 19.11.2021 tarihli dilekçesi ile de çeklerin bankaya ibraz edilmesi halinde çek karşılıklarının ödenmemesi ve 3. iyi niyetli kişilere ciro yoluyla devrinin ya da bedellerinin davalıya ödenmesinin önlenmesi için tedbir kararı verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili; yetkili mahkemenin Yalova Mahkemeleri olduğunu; dava şartı olan arabuluculuk şartı tekemmül etmeden dava açıldığını; ihtiyati tedbir koşullarının bulunmadığını, kararın isabetsiz olup kaldırılması gerektiğini; dava harcının eksik yatırıldığını; davacının dava dilekçesinde sözleşme gereği bütün malları aldığını kabul ettiğini; müvekkilinin kendisine düşen borcunu ifa ettiğini; teslimatta bir gecikme varsa bunun sebebinin davacı şirketin ürünler üzerindeki etiket değişiminden kaynaklı olduğunu; davacı tarafından dosyaya sunulan sözleşmenin esasına, taraflarına ve imzaya ilişkin dava hakları saklı kalmak kaydıyla malların teslim tarihinin sözleşmenin 9. maddesinde üretimin başlangıç tarihi 23/09/2021 üretimin bitiş tarihi ise 25/11/2021 tarihi olarak belirtildiğini; müvekkilinin ürünleri zamanında ve yerinde davacıya teslim ettiğini belirterek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.Mahkemece 19/11/2021 tarihli ara kararı ile; İİK’nın 72.maddesi uyarınca, davacı vekilinin ihtiyati tedbir talebinin kısmen kabulü ile, mahkeme veznesine davaya konu çek bedellerinin (1.452.000-TL) %25’i oranında (363.000-TL) yatırılacak teminat karşılığında dava konusu çeklerin takibe konulmaması yönünden ihtiyati tedbir kararı verilmesine, takibe konulduğu takdirde işbu ara kararın ilgili icra müdürlüğündeki takip dosyasına sunulması halinde takibin durdurulmasına karar verilmiş; 22/11/2021 tarihli ara kararı ile de, davacı vekilinin talebinin kısmen kabulü ile dava konusu çeklerin davalı tarafından bankaya ibrazı halinde ödenmemesi hususunda ihtiyati tedbir kararı verilmesine, bu hususta ilgili bankaya teskere yazılmasına, yasal koşullarının oluşmaması nedeniyle diğer istemlerin reddine karar verilmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesi ile; uyuşmazlık konusunun çek olması ve vadesi gelen çeklerin bankaya ibrazı durumunda ödemesinin zorunlu olması nedeniyle sadece çeklerin takibe konulmaması yönünde verilen tedbir kararının işlevsiz kaldığını; çek bedellerini bankada bulundurmak zorunda olan müvekkilinin düzenlediği çeklerin bankaya ibrazı ile zaten tahsilatını yapacak olup icra takibine gerek kalmayacağını, tedbir kararının uygulanamayacağını; mahkemece verilen kararda bankaya ibraz edenin sadece davalı ile sınırlı tutulmasının hatalı olduğunu; davalının elinde bulundurduğu çeklerin karşılığı olan işleri yapıp davacı müvekkiline teslim etmediğini, müvekkilini dolandırdığını; davalı dışındaki üçüncü kişilerin çekleri bankaya ibraz etmesi durumunda çek karşılığının ibraz edilene ödenmek zorunda olduğunu; çeklerin üçüncü kişiler tarafından tahsil edilmesi durumunda ihtiyati tedbirden beklenen hukuki korumanın sağlanmamış olacağını; bankaya ibraz edilen çekler açısından ibraz eden kişiden bağımsız olarak ödeme yasağı hakkında tedbir kararı verilmesi gerektiğini; dava konusu çeklerden … çek numaralı … Giyim lehine düzenlenen 90.000,00 TL tutarındaki çekin davalı dışında akrabası … tarafından bankaya ibraz edildiği için tedbir kararı kapsamı dışında kaldığı ve müvekkili tarafından ödenmek zorunda kaldığını; müvekkilinin karşılığını alamadığı çekin bedelini davalı dışında üçüncü bir kişinin ibraz etmiş olması nedeniyle ödemek zorunda kaldığını; mahkemece 19.11.2021 tarihli ara kararda uyuşmazlık bedelinin %25’i oranında teminat yatırılması durumunda tedbir kararının verildiğini; bu miktarın kanunda belirtilen sınırın üzerinde olup müvekkiline kanunun koruma amacından fazla yük yüklemekte olup ticari hayatını da olumsuz etkilediğini; İİK’nın 72/2.maddesi gereği icra takibinden önce açılan menfi tespit davasında, talep üzerine alacağın %15’inden aşağı olmamak üzere gösterilecek teminat mukabilinde ihtiyati tedbir kararı verebileceğinin düzenlendiğini belirterek, mahkemece sebep göstermeksizin alacağın %25’i üzerinden teminat gösterilmesi kararının kaldırılarak %15 üzerinden teminat verilmesi; 22.11.2021 tarihli ara kararın reddedilen kısmının kaldırılarak talep gibi çekler açısından sadece davalı için değil, tüm bankaya ibraz edenler için “çeklerin bankaya ibraz edilmesi halinde çek bedellerinin ödenmemesi/ödeme yasağı” kararı verilmesini ve ciro yoluyla devrinin önlenmesi için ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmiştir. Somut olayda, davacı tarafından mal bedeli karşılığı verildiği ileri sürülen çek bedellerinden mal teslimi yapılmadığından dolayı davalıya verilen çekler nedeniyle borçlu olmadığının tespitine ilişkin açılan davada, davaya konu edilecek çeklerin ödenmesinin önlenmesi ve icra takibine konu edilmesinin engellenmesi yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesi istenmektedir. İİK’nun 72/2. maddesi, “İcra takibinden önce açılan menfi tesbit davasına bakan mahkeme, talep üzerine alacağın yüzde onbeşinden aşağı olmamak üzere gösterilecek teminat mukabilinde, icra takibinin durdurulması hakkında ihtiyati tedbir kararı verebilir.” hükmünü içermektedir. Menfi tespit davalarında ihtiyati tedbir koşulları değerlendirilirken İİK 72. maddesi yanında, HMK 389 vd. maddelerinin de gözönünde bulundurulması gerekir. HMK’nın 389. maddesinde, “Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme sebebiyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir.” hükmü düzenlenmiş, aynı Kanunun 390/3 maddesinde,” Tedbir talep eden taraf, dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkca belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır” denilmiştir. Mahkemece yaklaşık ispatın sağlandığı kabul edilerek davaya konu çek bedellerinin (1.452.000-TL) %25’i oranında (363.000,00 TL) yatırılacak teminat karşılığında dava konusu çeklerin takibe konulmaması yönünden ihtiyati tedbir kararı verilmesine, davalı tarafından bankaya ibrazı halinde ödenmemesi hususunda ihtiyati tedbir kararı verilmesine karar verilmiştir. Davada yüklenici tarafından üstlenilen işin kısmen zamanında yapılmaması nedeniyle üçüncü kişilere yaptırıldığını belirterek fazladan ödenen iş bedeli nedeniyle borçlu olmadığının tespiti istenmektedir. İİK’nın 72/2. Maddesi uyarınca icra takibinden önce açılan menfi tespit davasında mahkemece teminat mukabilinde icra takibinin durdurulması hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebileceğinden, yerel mahkemece 19/11/2021 tarihli ara kararı ile, teminat karşılığında dava konusu çeklerin icra takibine konulmaması, takibe konulduğu takdirde takibin durdurulması yönünde ihtiyati tedbire karar verilmiştir. Davacı vekili istinafında teminatın %25 değil, %15 oranı üzerinden kabul edilmesi gerektiğini belirterek, %15 teminat üzerinden karar verilmesini istemektedir. İİK’nın 72. Maddesinde alacağın %15’inden az olmamak üzere gösterilecek teminat mukabilinde ihtiyati tedbir kararı verilebileceği belirtilmiş olup, bu oran üst sınır değil, alt sınırı ifade etmektedir. Burada mahkemeye takdir yetkisi tanınmış, mahkemece dava konusu alacağın %25’i oranında takdir ettiği teminat mukabilinde ihtiyati tedbire karar verilmiş olmakla, davacı vekilinin bu yöne ilişkin istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir. Öte yandan, davacı vekilince çeklerin bankaya ibraz edilmesi halinde çek karşılıklarının ödenmemesi ve 3.iyi niyetli kişilere ciro yoluyla devrinin ya da bedellerinin davalıya ödenmesinin önlenmesi için tedbir kararı verilmesi talep edilmiş, mahkemece 22/11/2021 tarihli ara kararı ile de, davacı vekilinin talebinin kısmen kabulü ile, dava konusu çeklerin davalı tarafından bankaya ibrazı halinde ödenmemesi hususunda ihtiyati tedbir kararı verilmesine, bu hususta ilgili bankaya teskere yazılmasına, yasal koşullarının oluşmaması nedeniyle 3. iyi niyetli kişilere ciro yoluyla devrinin ya da bedellerinin davalıya ödenmesinin önlenmesine yönelik diğer istemlerin reddine karar verilmiştir. Davacı vekili istinafında, ara kararının kaldırılarak, talebin reddedilen kısmı olan sadece davalı için değil tüm bankaya ibraz edenler için “çeklerin bankaya ibraz edilmesi halinde çek bedellerinin ödenmemesi/ödeme yasağı verilmesini” ve “ciro yoluyla devrinin önlenmesi” için ihtiyati tedbire karar verilmesini istemektedir. Dosya kapsamına göre çeklerin üçüncü kişilerin elinde olup olmadığı, kimin uhdesinde bulunduğu belli olmadığı gibi, üçüncü kişiler de davada taraf olarak yer almamaktadır. Mahkemece davanın tarafı olmayan üçüncü kişiler yönünden istenen ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmesi usul ve yasaya uygun bulunmuştur. Açıklanan nedenlerle, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzeni gözetilerek yapılan istinaf incelemesi sonucunda, dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenler ve ileri sürülen istinaf sebeplerine göre, mahkeme ara kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1. bendi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 19/11/2021 tarih ve 2021/736 Esas sayılı ara kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince REDDİNE, 2-İstinaf harçları peşin alındığından ayrıca harç alınmasına YER OLMADIĞINA, 3-Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde BIRAKILMASINA,4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 362/1-f bendi gereğince KESİN olmak üzere 28/12/2021 tarihinde oybirliği ile karar verildi.