Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2021/3514 E. 2021/2481 K. 28.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/3514
KARAR NO: 2021/2481
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 08/02/2021
NUMARASI: 2020/167 Esas, 2021/150 Karar
DAVANIN KONUSU: Alacak
KARAR TARİHİ: 28/12/2021
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili; müvekkili şirketin uluslararası alanda faaliyet gösteren bir mimarlık şirketi olan …nin Türkiye’deki iştiraki olup, mimarlık, iç tasarım, danışmanlık ve proje yönetimi konularında hizmet verdiğini, davalı şirketin ise spor salonları alanında faaliyet gösteren … isimli Almanya merkezli şirketin Türkiye iştiraki olduğunu, dava dışı … ile yine dava dışı … arasında imzalanan Planma Hizmetleri Sözleşmesi uyarınca bu gruba danışmanlık ve mimarlık hizmetleri sağlandığını, bu sözleşme kapsamında, davalı … Ltd. Şti tarafından … Alışveriş Merkezinde kurulan ve işletilecek olan spor salonuna ilişkin planlama ve koordinasyon faaliyetlerinin müvekkili şirket tarafından yürütülmesi karşılığında 140.000,00 Euro ödenmesi kararlaştırıldığını, müvekkili şirketin sözleşmedeki hüküm ve şartlar doğrultusunda … Avm’de davalıya ait spor salonuna ilişkin edimini ifa ettiğini, 7 ay sürmesi öngörülen sürecin davalı şirketin tasarım kararlarını vermekte gecikmeler yaşaması ve göndermesi gereken belgeleri süresinde göndermemesi gibi davalıdan kaynaklanan nedenlerle 12 aya uzadığını, müvekkili şirketin mimari projesini hazırladığı sözleşme konusu spor salonunun inşaatının, dava tarihi itibariyle halen devam ettiğini, müvekkili şirketin uzayan sürede işini görmeye devam ettiği gibi davalı şirket tarafından bu süreçte talep edilen güncellemeleri ve revizyonları da yerine getirdiğini, yine müvekkilinin davalı tarafından talep edilen sözleşme dışı işleri de üstlenerek yerine getirdiğini, müvekkilinin davalı şirketin projesinde çalışacak müteahhitlerin bulunması için ihale sürecini de davalının talebi doğrultusunda yürüttüğünü, davalı şirketin halihazırda müvekkili tarafından önerilen müteahhit şirket ile çalışmaya devam ettiğini, müvekkilinin edimini tam ve eksiksiz ifa etmesine rağmen davalı şirketin bu sözleşme karşılığında müvekkili tarafından kesilen 23/09/2019 tarih … numaralı faturadan doğan 17.700,00 Euro tutarındaki borcunu ödemekten imtina ettiğini, sözleşme kapsamında yapılan işlerin bedelinin 50.000,00 Euro’luk kısmına ilişkin olarak … ve … numaralı faturalar düzenlendiğini, bu faturaların davalı şirketin onayıyla müvekkilinin Almanya’da mukim başka bir grup şirketi olan … firmasının kestiğini, … şirketinin bu alacağını 25/01/2020 tarihinde müvekkili şirkete temlik ettiğini, bahse konu temlik uyarınca bu meblağın da müvekkili şirkete ödenmesi gerektiğini, davalı şirketin müvekkilinden yapılmasını talep ettiği ekstra işler ve revizyonlar nedeniyle davalının ayrıca müvekkili şirkete 50.000,00 Euro + KDV tutarında bulunduğunu, davalı şirketin müvekkili şirket tarafından kesilen 06/02/2020 tarih ve … numaralı fatura mukabilinde ekstra işlerin bedelini de ödemekten imtina ettiğini, eldeki davanın açılmasından önce müvekkili şirketin davalıya Beşiktaş … Noterliği’nden 07/02/2020 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesini keşide ederek fatura bedellerini üç gün içerisinde ödenmesini talep ettiğini, davalı şirketin ödeme yapmaktan imtina ettiğini, tüm bu nedenlerle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla müvekkili şirket tarafından davalı şirkete sağlanan hizmetler karşılığında kesilen 23/09/2019 tarih … numaralı faturaya konu alacağına istinaden şimdilik 5.000 Euro, … şirketi tarafından davalı şirkete kesilen … ve … numaralı faturalara konu ve müvekkili şirkete temlik edilen alacağına istinaden şimdilik 5.000 Euro, davalı şirketten kaynaklanan nedenlerle sürecin uzaması ve müvekkili şirket tarafından sağlanan ek iş ve revizyonlara istinaden kesilen 06/02/2020 tarih ve … numaralı faturaya konu alacağına istinaden şimdilik 5.000 Euro, olmak üzere şimdilik toplam 15.000 Euro tutarındaki alacağının fiili ödeme tarihindeki TL karşılığının, temerrüt tarihi olan 16/02/2020 tarihinden itibaren 3095 sayılı kanunun 4/a maddesi uyarınca işleyecek faiziyle birlikte davalıdan tahsiline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili; davanın yetkili olmayan mahkemede ikame edildiğini, dolayısıyla mahkemenin yetkisine ve yargı hakkına karşı itiraz ettiklerini, dava konusu taleplerin kaynaklandığı sözleşmenin 18/IV.maddesinde planlama hizmetlerinden kaynaklanan ihtilaflarda Berlin Mahkemelerinin yetkili olacağının kararlaştırıldığını, dava konusu sözleşmenin dava dışı … ile yine dava dışı … şirketi arasında yapıldığını, davalı şirketin sözleşmeyle bir ilgisi bulunmadığını ve hiçbir şekilde sözleşmenin tarafı olmadığını, dolayısıyla husumete ve taraf değişikliğine itiraz ettiklerini ve davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddini talep ettiklerini, davacı tarafından dava konusu sözleşme gereğince yapılması gereken işlerin eksik yapıldığını, yapılan uyarıların dikkate alınmadığını ve yapılmış olan işlerin de ayıplı şekilde yapıldığını, davacının dava dilekçesinde iddia ettiği gibi edimini tam ve eksiksiz ifa edip alacağa hak kazandığı iddiasının doğru olmadığını, davacının söz konusu sözleşme ile hak etmiş olduğunu iddia ettiği alacağın sözleşme tarafı şirkete fazlasıyla ödendiğini, davacının sözleşmeden kaynaklı hiçbir hak ve alacağı bulunmadığını, tüm bu nedenlerle yetkisizlik kararı verilerek dosyanın yetkili Berlin Mahkemelerine gönderilmesine, mahkemenin yetkili olduğuna karar verilmesi durumunda davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine, davanın esasa girilmesi halinde yapılacak inceleme neticesinde davanın reddi ile yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece, taraflar arasında akdedilen sözleşme nin aslı Almanca olup taraflarca sunulan tercümelerden davaya konu sözleşmenin başlığının “planlama hizmetlerine dair sözleşme” olduğu, taraflarının … ile … şirketleri olduğu her iki şirketinde davada taraf olmadığı, davacının …’in Türkiyedeki iştiraki davalının ise diğer akit olan Alman şirketin Türkiye iştiraki olduğu, davaya konu sözleşmenin 18/4. maddesi incelendiğinde yetki hususunun karara bağlandığı ve “yetki anlaşmasına ilişkin Alman usul kanunun 38/1 cümlesinde öngörülen yetki sözleşmesine ilişkin şartların var olması halinde yetkili mahkemenin inşaat işlerinin ağırlıklı olarak yapıldığı yer mahkemesi olacağı, görevlendirmenin konusu yalnızca planlama ise yetkili mahkemenin Berlin mahkemeleri olacağı..” hususunda tarafların sözleşmeye yetki şartı koydukları, sözleşmenin incelenmesinde planlama hizmetlerine dair olduğunun başlığından ve içeriğinden anlaşıldığı, sözleşmenin birinci maddesinin sözleşmenin konusunun binaların genel planlaması olduğu ve bu planlamanın … Alışveriş Merkezinde bulunan inşaatın ana planlaması ile ilgili olduğu, Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hususu Hakkındaki Kanun’un milletlerarası yetki başlıklı 40.maddesinde Türk Mahkemeleri’nin milletlerarası yetkisini iç hukukun yer itibariyla yetki kurallarının tayin edeceği, yetki anlaşması ve sınırları başlıklı 47. maddesinde ise, yer itibariyle yetkinin münhasır yetki esasına göre tayin edilmediği hallerde, tarafların, aralarındaki yabancılık unsuru taşıyan ve borç ilişkilerinden doğan uyuşmazlığın yabancı bir devletin mahkemesinde görülmesi konusunda anlaşabilecekleri, anlaşmanın yazılı bir delil ile ispat edilmesi halinde geçerli olduğu davalı vekilinin yasal süresi içinde verdiği cevap dilekçesinde usulüne uygun yetki itirazında bulunduğu, bu durumda öncelikle yetki itirazının incelenmesi gerektiği, taraflar arasındaki Planlama Hizmetlerine Dair Sözleşmenin 18/4. Maddesinde işin konusunu planlama hizmeti oluşturduğu takdirde yetkili mahkemenin Berlin Mahkemeleri olacağının açıkça belirlendiği gerekçesiyle, yerel mahkeme yetkisiz olup Berlin Mahkemeleri yetkili olduğundan açılan davanın dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmiştir. Davacı istinafında ; sözleşmenin 18/4 maddesine göre yapım işinin genel olarak uygulamaya alındığı yer mahkemesi için başvuracak yer olduğunun belirtildiğini, uyuşmazlık konusu olayda sadece planlama hizmetinin olmadığıni, yapım işinin de olduğunu, davalı cevap dilekçesinde spor salonunun mimari projeye göre tasarlanıp inşası sonrası sözleşme tarafına teslimi yönünde beyanı olduğunu, Türk mahkemelerinin yetkili olduğunu, davalının yerleşim yeri Ataşehir sözleşmenin ifa yerinin de Ataşehir olduğunu, yapılan iş sözleşmeye taraf olmayan davalı ve davacının arasındaki ticari ilişkiden kaynaklandığını, faturaların bile kendileri arasında düzenlendiğini, davalının kendi ikametgahında açılan davanın Berlin mahkemeleri diyerek yetki itirazında bulunmasının TMK 2 ye aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasını talep etmiştir. Mahkemece, dosyaya sunulan 19.03.2019 tarihli sözleşmenin 18/4. maddesini düzenleyen yetki şartı hükümlerine göre Berlin Mahkemelerinin yetkili olduğu belirtilerek davanın dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmiş ise de, davaya konu sözleşmenin tarafları dava dışı … ile yine dava dışı … olduğu, davanın taraflarının sözleşmede sözleşmeci olarak yer almadıkları anlaşılmaktadır. Sözleşme hukukunun temel prensiplerinden birisi sözleşmenin ancak taraflar bakımından hak ve borçlar doğurduğu ,3, kişileri bağlamayacağına ilişkin ilkedir. Somut olayda, mahkeme kararına dayanak oluşturan sözleşmede, davanın tarafları yer almadığı gibi sözleşmenin devredildiği de iddia ve ispat edilmediği sürece mahkemece davanın tarafları bakımından bağlayıcı olmayan sözleşmedeki yetki şartı esas alınarak, yetkisizlik kararı verilmiş olması hatalı olmuştur. Açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin istinaf talebinin kabulü ile usul ve yasaya uygun bulunmayan yerel mahkeme kararının 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince kaldırılarak davanın esası incelenerek oluşacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi için dosyanın yerel mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE, 2-İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 08/02/2021 tarih, 2020/167 Esas, 2021/150 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA, 3-Dosyanın Dairemiz kararına uygun şekilde inceleme yapılarak yeniden bir karar verilmek üzere yerel mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 4-Taraflarca yatırılan istinaf karar harcının istek halinde kendisine İADESİNE, 5-Taraflarca yapılan istinaf yargılama giderinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda DİKKATE ALINMASINA, 6-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince KESİN olmak üzere 28/12/2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.