Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2021/3508 E. 2022/169 K. 28.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/3508
KARAR NO: 2022/169
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 13/07/2017
NUMARASI: 2014/586 Esas, 2017/886 Karar
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ: 28/01/2022
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili, müvekkili şirket ile davalıların iş ortaklığı şeklinde oluşturdukları … İnşaat – … İnşaat – … İş Ortaklığı arasında … İnşaatları ile … Alt Yapı ve Çevre Düzenleme İnşaatı bünyesinde bulunan asma tavan montajı anahtar teslimi şartlarına ilişkin 31.03.2011 tarihli sözleşme akdedildiğini, müvekkili şirketin bu sözleşme doğrultusunda edimlerini yerine getirerek işlerini bitirdiğini, davalı iş ortaklığının müvekkili şirketin yaptığı işlere yönelik 1. ve 2. hakediş ödemelerini yapmaması üzerine aleyhine takibe geçildiğini, iş ortaklığının itirazı üzerine takibin durduğunu belirterek, itirazın iptali ile takibin devamına ve davalılar aleyhine %40 icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini dava ve talep etmiştir. Davalılar, davaya cevap vermemiştir. Mahkemece, davacının taraflar arasındaki sözleşme gereğince davaya konu faturaları tanzim ederek davalı tarafa tebliğ ettiği ve bu faturaların davacının ticari defterlerinde bulunduğu, faturaya konu hakediş raporlarının dosyaya sunulduğu, hakediş raporları ile faturaların uyumlu oldukları, davalılar tarafından davacıya verilmiş olan 23/09/2011 keşide tarihli 9.967,00 TL ve 21/10/2011 keşide tarihli, 9.968,00 TL bedelli çeklerin karşılıksız oldukları, buna göre, davacının 31/03/2011 tarihli alt yüklenici sözleşmesi kapsamında hakediş raporları ile uyumlu olan faturaya dayalı alacağının davalılar tarafından ödenmemiş olduğu gerekçesiyle, davanın kabulü ile; davalıların icra dosyasına yapmış olduğu itirazın iptali, takibin 50.333,52 TL üzerinden devamına, alacağa takip tarihinden itibaren avans faizi uygulanmasına, alacak likit ve itiraz haksız olduğundan alacağın %20 ‘si oranındaki icra inkar tazminatının davalıdan alınıp davacı tarafa verilmesine karar verilmiştir. Davalılar vekili istinafında, gerek dava açma süresi, gerekse davaya konu borç için zamanaşımı ve hak düşürücü sürelerin geçtiğini, ayrıca müvekkillerine yapılmış usulüne uygun tebligat bulunmadığını belirterek, kararın kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Uyuşmazlık, sözleşme tarihi itibariyle yürürlükte bulunan mülga 818 sy. BK’nın 355. ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Davacı yüklenici, davalılar ise iş sahibidir. Mahkemece, davalı şirketlerin dava dilekçesinde belirtilen adreslerine çıkartılan tebligatların bila tebliğ dönmeleri üzerine, her 3 davalı şirketin de en son kayıtlı ticaret sicil adresleri ilgili Ticaret Sicil Müdürlüklerinden dosya arasına getirtilmiş, davalılardan … Ltd… Şti. ve … A.Ş.’ye önce bu ticaret sicil adresleri itibariyle normal tebligat çıkartılmış, bu tebligatların bila tebliğ dönmeleri üzerine aynı adresler itibariyle Tebligat Kanununun 35. Maddesi gereğince çıkartılan tebligatlar bu davalılara usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş, sonrasında yargılama neticelenene kadar ki tüm tebligatlarda bu davalılara aynı şekilde tebliğ edilmiştir. Davalılar vekilince istinaf dilekçesinde müvekkillerine yapılmış usulüne uygun tebligat bulunmadığı ileri sürülmüş ise de, bu 2 davalı bakımından Tebligat Kanununun 35. Maddesine göre yapılan tebligatların usulüne uygun oldukları, taraf teşkilinin usulüne uygun olarak sağlanıp, sonrasında tahkikat ve sözlü yargılama duruşmasına ilişkin tebligatlarında aynı şekilde usulüne uygun olarak gerçekleştirilmiş oldukları, bu nedenle söz konusu istinaf itirazının bu davalılar yönünden yerinde olmadığı, bu değerlendirme doğrultusunda bu davalılar yönünden ileri sürülen diğer istinaf itirazı olan zaman aşımı definin de dikkate alınamayacağı, zira usulüne uygun dava dilekçesi tebliğine rağmen İlk Derece Mahkemesine bir cevap dilekçesi sunularak zaman aşımı definde bulunulmadığından HMK’nın 357/1-son cümle maddesi gereğince İlk Derece Mahkemesinde ileri sürülmeyen iddia ve savunmaların istinaf aşamasında dinlenemeyeceği, buna göre söz konusu davalılar bakımından yapılan istinaf başvurusunun reddine karar verilmesi gerektiği anlaşılmıştır. Davalılardan … Ltd. Şti. bakımından yapılan değerlendirmede ise; Bu davalı şirketin unvanı yazılmak suretiyle çıkartılan ilk tebligatların 20/01/2017 ve 17/02/2017 tarihlerinde bila tebliğ iade olunan, ek bilirkişi raporu ve davacı vekilinin buna itiraz dilekçesinin tebliğlerine ilişkin tebligatlar olduğu, bunların bila tebliğ dönmeleri üzerine söz konusu ek rapor ve itiraz dilekçesinin bu davalı şirkete Tebligat Kanununun 35.Maddesine göre tebliğe çıkarıldıkları ve bu tebligatların 10/03/2017 ve 17/03/2017 tarihlerinde davalı … Ltd. Şti.’ye Tebligat Kanununun 35.Maddesine göre tebliğ edilmiş oldukları, daha sonra bu davalı şirkete 12/05/2017 tarihinde yine Tebligat Kanununun 35.Maddesine göre sözlü yargılama ve hüküm duruşma gününün tebliğ edildiği, ancak tüm bu tebligatlarda yazılı olan ” … Sokak No:… Küçükesat Merkez/ Ankara” adresinin, bu şirketin Yalova Ticaret Sicil Müdürlüğünün 26/02/2014 tarihli yazısıyla dosya arasına gönderilen en son ticaret sicil adresi olan “… Mahallesi … Caddesi No:… Merkez/ Yalova” adresinden farklı bir adres olduğu, söz konusu adresin davacı vekilince dosyaya sunulan 20/11/2012 tarihli dilekçede belirtilen ve Ankara Ticaret Sicil Müdürlüğünce 12/06/2013 tarihli yazıda belirtilen eski ticaret sicil adresi olduğu, bu nedenle davalı … Ltd. Şti.’ye yapılan söz konusu tebligatların usulüne uygun bir tebligat olarak kabul edilemeyecekleri, bu tebligatlar öncesinde “DAVALI … İNŞAAT – … (…) İNŞAAT TAAH. -… İŞ ORTAKLIĞI” adına çıkartılmış bulunan tebligatların davalı … Ltd. Şti.’ye çıkartılmış usulüne uygun tebligatlar olarak kabul edilemeyecekleri, adi ortaklıkların tüzel kişiliğin bulunmadığından ortaklığı oluşturan şirketlere kendi ticaret unvanları itibariyle tebligat yapılması gerektiği, dosyada da sonradan bu doğrultuda davalı … Ltd. Şti.’nin unvanı itibariyle tebligatların çıkartılmış olduğu ancak yukarıda belirtildiği üzere bu tebligatlarda yazılı olan adreslerin hatalı olduğu, buna göre inceleme yapılan dosyada davalılardan … Ltd. Şti.’ye yapılmış bulunan usulüne uygun bir tebligat bulunmadığı, bu davalı yönünden usulüne uygun olarak taraf teşkilinin sağlandığının kabul edilemeyeceği, davalılar vekilinin usulüne uygun yapılmış bir tebligat bulunmadığına ilişkin istinaf başvurusunun bu davalı yönünden yerinde olduğu anlaşılmıştır. Açıklanan nedenlerle, davalılar vekilinin istinaf talebinin, davalılar … (…) İnşaat … Ltd. Şti. ve … A.Ş bakımından HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince reddine, davalılardan … İnşaat Ltd. Şti. bakımından ise kabulü ile usul ve yasaya uygun bulunmayan yerel mahkeme kararının 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince kaldırılarak, bu davalı şirket bakımından yukarıda açıklanan şekilde öncelikle usulüne uygun taraf teşkili sağlanıp, cevap dilekçesi ve deliller sunulması halinde bunlara dair gerekli inceleme ve araştırma yapıldıktan sonra oluşacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi için dosyanın yerel mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekmiş, bu kaldırma sebebi doğrultusunda istinaf dilekçesinde belirtilen zaman aşımı defi bakımından bu aşamada ayrıca bir değerlendirme yapılmamıştır.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-Davalılar vekilinin istinaf başvurusunun, davalılar … Ltd. Şti. ve … A.Ş. bakımından HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince REDDİNE, 2-Davalılar vekilinin istinaf başvurusunun, davalılardan … Ltd. Şti. Bakımından KABULÜNE, 3-İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 13/07/2017 tarih, 2014/586 Esas, 2017/886 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA, 4-Dosyanın Dairemiz kararına uygun şekilde inceleme yapılarak yeniden bir karar verilmek üzere yerel mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 5-Taraflarca yatırılan istinaf karar harcının istek halinde kendisine İADESİNE, 6-Taraflarca yapılan istinaf yargılama giderinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda DİKKATE ALINMASINA, 7-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince KESİN olmak üzere 28/01/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.