Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2021/3500 E. 2022/199 K. 02.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/3500
KARAR NO: 2022/199
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 20/09/2021
NUMARASI: 2021/222 Esas, 2021/832 Karar
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ: 02/02/2022
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili, müvekkili şirket ile borçlu şirket … A.Ş. arasında 03/08/2017 tarihinde, 14-24 Eylül tarihleri arasında Almanya-Frankfurt’da düzenlenmiş olan otomobil fuarında fuar standının kiralık olarak kurulması işi için sözleşme imzalandığını, müvekkilinin fuar standının kiralık olarak yapılması, kurulması işini fen ve sanat kuralları ile tekniğe ve beklenen amaca uygun olarak tamamlayıp teslim ettiğini, iş bedeline ilişkin faturanın 22/09/2017 tarihinde davalı şirkete tebliğ edildiğini, davalı şirketin 22.400,00 Euro bakiye borcunu ödemediğini, bu sebeplerle aleyhine Küçükçekmece … İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı dosyası üzerinden icra takibi başlatıldığını, takibin davalı itirazı ile durduğunu belirterek, yapılan itirazın iptali ile takibin devamına ve borçlu aleyhine alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmolunmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, taraflar arasındaki ihtilafın özünün davacı ile yapılan sözleşme gereğince davacının ayıplı ve eksik iş yapması sebebiyle müvekkilinin kesmiş bulunduğu reklamasyonun davacı yanca kabul edilmemesi sebebiyle oluşan 94.012,00 TL’nin ödenmemesi olduğunu, davacının sözleşme gereğince yaptığı işin ayıplı olduğunu, taraflar arasındaki sözleşmenin ”eser sözleşmesi” olduğunu, ayıbın her türlü delil ile ispat edileceği gibi ayıp iddiasının makul sürede ileri sürülmesinin yeterli olduğunu, davacının e-posta yolu ile göndermiş olduğu, hatalarını örtbas etmeye, ayıplı işleri gizlemeye yönelik teslim tutanağının müvekkili tarafından imzalanmadığını, davacı yanca yapılan usulüne uygun bir teslimin olmadığını belirterek, bu sebeplerle açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece ilk olarak 2018/1213 E – 2020/527 K sayılı 06/10/2020 Tarihli kararla, davalı tarafça sözleşme gereği olması gerekirken yapılmayan hususlara dair iddianın ispat edilemediği, davacı tarafça gönderilen 13/09/2017 tarihli e-mail uyarınca ve davalı taraf tanık beyanları ile ortaya konan açık ayıp niteliğindeki hususların ziyarete engel durum teşkil etmediği, davalının açık ayıplar haricinde edimlerini yerine getirildiği, teknik bilirkişi tarafından ayıplı ifa bedelinin toplam 660,00 TL tespit edildiği, bu miktarın düşülmesinden sonra bakiye 94.644,02 TL iş bedeli borcu kaldığı, takipteki talebin 94.012,80 TL olduğu, bu miktara ihtarname tebliğ tarihine göre hesaplanan 552,49 TL’lik işlemiş faiz eklendiğinde 94.565,29 TL’nin bulunduğu gerekçesiyle, davanın kabulüne, davalı borçlunun Küçükçekmece … İcra Dairesinin … E. Sayılı takip dosyasına yaptığı itirazın iptali ile takibin asıl alacak yönünden (94.565,29 TL) aynen devamına, hüküm altına alınan asıl alacak yönünden (94.565,29 TL) üzerinden davalının %20 oranında icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmiştir. Bu karara karşı davalı vekilince istinaf başvurusunda bulunulması üzerine, Dairemizin 09/02/2021 Tarih ve 2021/133 E – 2021/297 K sayılı kararıyla, mahkemece öncelikle davacı vekiline takip talebi ve ödeme emrindeki borçlu şirket unvanı ile yanındaki vergi numarasının örtüşmemesinin, takipteki gerçek kast edilen borçlu şirketin hangi şirket olduğunun açıklattırılması, icra dosyasındaki takip talebi, ödeme emri, tebligatlar ve UYAP sistemi üzerindeki borçlu şirket unvanına ilişkin karışık ve çelişkili durumların yapılacak açıklamaya göre imkanı varsa düzeltilmesi için süre verilmesi, bunların sonucuna göre yeniden bir karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle, kararın kaldırılmasına karar verilmiştir. Kaldırma kararı sonrasında ilk derece mahkemesince yeniden yapılan yargılamada, davacı vekilince sunulan 09/06/2021 tarihli beyan dilekçesiyle, davalı şirketin … A.Ş.- (VKN:…) olduğu, sehven vergi numarasının icra takibinde yanlış yazıldığı ancak ünvan ve adresinin doğru olduğu, kaldı ki davalı şirketin icra dosyası kapsamında borçlu şirketin kendileri olduğunu kabul ederek takibe itiraz ettikleri belirtilerek, icra dosyası ve iş bu dosya açısından davalı sıfatının düzeltilmesi talep edilmiş, ilk derece mahkemesince de 20/09/2021 tarihli duruşma ara kararıyla, davalı sıfatının UYAP’tan … Ticaret A.Ş. (VKN: 3010571173) olarak düzeltilmesine karar verilmiş ve buna dair gerekli düzeltme yapılmıştır. Yeniden yapılan yargılama neticesinde istinafa konu kararla, önceki karardaki gerekçeler doğrultusunda yine, davanın kabulüne, davalı borçlunun Küçükçekmece … İcra Dairesinin … E. Sayılı takip dosyasına yaptığı itirazın iptali ile takibin asıl alacak yönünden (94.565,29 TL) aynen devamına, hüküm altına alınan asıl alacak yönünden (94.565,29 TL) üzerinden davalının %20 oranında icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmiştir. Davalı vekili istinafında, davaya konu icra dosyası borçlusunun Avcılar vergi dairesi … Vergi nolu … A.Ş. olması, davanın itirazın iptali davası olması karşısında, davalı yanın değiştirilerek … nolu … A.Ş. olarak kabul edilerek hüküm kurulmasının açıkça hukuka aykırı olduğunu, icra takibinde vergi kimlik numarası bildirmenin yasal zorunluluk olduğunu, iki tüzel kişiyi birbirinden ayıran noktanın vergi kimlik numarası olduğunu, bu sebeple bu durumun maddi hata olarak kabul edilemeyeceğini, ayıp ihbarının süresinde yapıldığının kabul edilmesi ve bilirkişi raporu ile eserin ayıplı olduğunun kabul edilmesine karşısında alacağın yargılamayı gerektirdiği açık olduğunu, bu nedenle de icra inkar tazminatına hükmedilmesi için sadece faturanın varlığının yeterli görülmesinin hukuka aykırı olduğunu, yetersiz bilirkişi raporuna dayalı olarak, deliller toplanmadan, eksik incelemeye dayalı olarak karar verildiğini, iş için ödenen bedeli göre olması gereken özenin belirlenmediğini, en lüks araç sınıfına hitap eden firmaya 2.el kullanılmış kırık dökük malzeme ile fuar standı yapılmasının kabul edilebilir olmadığını, 54.000,00 Euro bedelli iş için 600,00 TL ayıplı imalat indirimi uygulanmasının kabul edilmez olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.Dava, eser sözleşmesine dayalı olarak düzenlendiği belirtilen bakiye fatura (iş bedeli) alacağına ilişkin olarak başlatılan ilamsız icra takibine yapılan itirazın iptali talebine ilişkindir. Davacı yüklenici tarafından, davalı aleyhine Küçükçekmece … İcra Dairesinin … E. Sayılı dosyası üzerinden 94.012,80 TL’lik bakiye fatura alacağı ve 552,49 TL işlemiş faiz toplamı 94.565,29 TL üzerinden takip başlatılmış, davalı tarafça, yapılan işte eksik ve ayıplar bulunduğu, bu nedenle davacıya 99.469,44 TL bedelli reklamasyon faturası kesildiği ve bir borcun olmadığı belirtilerek, takibe itirazda bulunulmuştur. Taraflar arasında, davalı şirketin katılacağı Almanya’daki bir fuara ilişkin standın davacı tarafından kiralık olarak kurulması işi için 03/08/2017 tarihli sözleşme akdedilmiştir. Bu sözleşmede, yüklenicinin meydana getirmeyi üstlendiği standın teknik olarak neleri kapsadığı detaylandırılmamış ancak, iş sahibinin ödemeyi üstlendiği bedel 54.000,00 € şeklinde belirtilmiştir. Sözleşmenin 7.maddesinde, teslim, ayıp tespiti ve giderim usulü özel olarak düzenlenmiş, ayrıca 8.maddede de iş sahibinin teslim almaktan kaçınması durumda izlenecek yol düzenlenmiştir. Dosyada, işin teslimine veya teslimden kaçınmaya, ayıp tespitine dair sözleşmenin 7 ve 8.maddelerin kapsamında düzenlenmiş bir tutanak bulunmamaktadır. Davalı tarafça ileri sürülen eksik ve ayıp iddiasına ilişkin olarak 13/09/2017 tarihli e-mail ve aynı tarihli imzasız “stand durum tespit tutanağı” delil olarak sunulmuştur. Davalı tarafça ileri sürülen eksik ve ayıplara ilişkin olarak düzenlenen 99.469,44 TL’lik reklamasyon faturası davacı defterlerine kaydedilmemiştir. Davalı iş sahibi tarafından 13/09/2017 tarihli “stand durum tespit tutanağına” dayalı olarak cevap dilekçesinde ve daha önce davacıya gönderilen ihtarnamede belirtilen eksik ve ayıplı hususlar, sözleşme gereği olması gerekir iken yapılmayan hususlar ve ayıplı yapılanlar olmak üzere iki başlık altında toplanmaktadır. Mahkemece alınan bilirkişi raporunda belirtildiği üzere, Fuar Standı Kiralama sektörü dikkate alındığında, sözleşmede aksi belirtilmedikçe, kiralanabilir fuar standı ve tamamlayıcı ürünlerinin daha önce kiralanmış ve daha sonra da kiralanabilecek ürünlerden oluşabilmesi mümkündür. Yine bu raporda belirtildiği üzere, 13/09/2017 tarihli sözleşme gereği olması gerekir iken yapılmayan hususlar başlığının altında yer alan iş kalemlerine ilişkin olarak sözleşmede bir açıklık, ayrıntı bulunmadığından, sözleşmenin eki bir teknik şartname vs. belge de olmadığından, bu hususlar bakımından sözleşmeye göre bir eksiklik olup olmadığında dair bir tespit yapılması mümkün bulunmamaktadır. Bilirkişi raporunda, 13/09/2017 tarihli tutanağa ve bu tutanaktaki fotoğraflara göre, sözleşmeye göre yapılması gereken işlerden ayıplı olduğu tespit edilen işlere ilişkin olarak ise, Fuar Standı Kiralama sektörü içindeki benzer ürünlerdeki kiralama bedelleri dikkate alınıp, 14-24 Eylül 2017 tarihi (Fuar standının kurulacağı tarih) baz alındığında toplam 660,00 TL ayıp bedeli belirlenmiştir. Bu açıklamalar doğrultusunda dosya kapsamı değerlendirildiğinde, taraflar arasındaki sözleşmeye konu işin yapılıp davalıya teslim edildiği hususunun dosyaya sunulan fotoğraflar ve davalı defterine kaydedilen faturalarla ispat edilmiş olduğu, sözleşmede işin ayrıntılı kapsamı konusunda bir belirlemenin yer almadığı, bu nedenle davalı iş sahibi tarafından 13/09/2017 tarihli tespit tutanağında, sözleşme gereği olması gerekir iken yapılmayan hususlar başlığı altında 4 bent halinde belirtilen hususların, sözleşme gereğince yüklenicinin yapması gereken işler arasında yer aldığının ispat edilmesi gerektiği, ancak sunulan davalı delilleriyle böyle bir ispatın sağlanamamış olduğu, söz konusu tespit tutanağında belirtilen diğer ayıplara ilişkin olarak ise bilirkişi heyeti tarafından gerekli teknik inceleme yapılar toplam 660,00 TL ayıp bedeli belirlendiği, yapılan bu belirlemenin rapordaki denetime elverişli açıklamalar karşısında dosya kapsamına göre Dairemizce de yerinde görüldüğü, buna göre davalı tarafça, raporda belirlenen 660,00 TL haricinde kalan eksik ve ayıp savunmasının ispat edilemediği, rapordaki mali incelemeye göre, davalı tarafın reklamasyon fatura dikkate alınmadığında her iki tarafın ticari defter kayıtlarına göre de davalının bakiye borç miktarının 95.304,12 TL olarak göründüğü, bu miktardan 660,00 TL’lik ayıp bedeli düşüldüğünde bakiye borç miktarının 94.644,02 TL olarak belirlendiği, mahkemenin bu doğrultuda kabul ettiği bakiye borç miktarına karşı bir istinaf itirazı olmadığı, davacı tarafça istinafa gelinmediğinden, kabul edilen mevcut ayıplara karşı ve süresinde ayıp ihbarı yapılmadığına dair bir istinaf itirazı da bulunmadığı, bu değerlendirmeler doğrultusunda davalı vekilinin esasa ilişin istinaf itirazlarının yerinde olmadığı, ayrıca davalı tarafça ileri sürülen ayıp savunması, yaptırılan bilirkişi incelemesi neticesinde kısmen yerinde görülmüş ise de, belirlenen 660,00 TL’lik ayıp bedeli düşüldüğünde dahi davacının bakiye alacak miktarının takip talebinde belirtilen 94.012,80 TL’den daha yüksek bir bedel olan 94.644,02 TL olarak bulunduğu, bu nedenle de itirazın iptali davasını tam kabulüne karar verildiği, davalı tarafın reklamasyon faturası dikkate alınmadığında kendi defter kayıtlarına göre de 95.304,00 TL borçlu gözüktüğü göz önünde bulundurulduğunda, alacağın likit kabul edilerek davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmiş olamasının da yerinde olduğu anlaşılmıştır. Açıklanan nedenlerle, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzeni gözetilerek yapılan istinaf incelemesi sonucunda, dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenler ve ileri sürülen istinaf sebeplerine göre, mahkeme kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, davalı vekilinin istinaf başvurularının HMK’nın 353/1-b-1. bendi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 20/09/2021 tarih ve 2021/222 Esas, 2021/832 Karar sayılı kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan REDDİNE, 2-Alınması gereken 6.460,00 TL nisbi istinaf karar harcından davalı tarafça peşin olarak yatırılan 1.615,00 TL harcın mahsubu ile bakiye 4.845,00 TL harcın davalıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA, 3-Davalı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde BIRAKILMASINA, 4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK’nın 362/1-a bendi gereğince KESİN olmak üzere02/02/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.